yaratıcılık

[güllerinperisi]

YARATICILIK NEDİR ?

Yaratıcılık bireysel özgürlüğün ortaya çıkardığı güzel kokulardır.Özgürlüğün 3 boyutu vardır.İlki fiziksel boyuttur. Dünyada her zaman köleleştirmeler olmuş, insanlar mal gibi alınıp satılmışlardır. Erkekler kadınları malları gibi kullanmışlardır ve bazı bölgelerde halen devam etmektedir. Aynı şekilde siyah ırka mensup olanlar beyazlar tarafından köleleştirilmişlerdir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bütün insanlık tarihi özgürlük savaşlarıyla doludur.
Özgürlüğün ikinci boyutu psikolojik özgürlüktür. Dünyada pek az insan psikolojik olarak özgürdür. Özgürlüğümüzü kısıtlayan en vahim tehlike yabancı totaliter devletler değil , kendi şahsi tavırlarımız , politik ve dini ideolojiler ve eğitim sistemlerimizdir. Hertürlü dini ve ideolojik sistemler insanları belli kalıplar halinde düşünmeğe sevk eder. Yaratıcı fikirleri ortaya koymalarını engeller. Çoğu zaman tahakküm koruma maskesi altında gizlenir. Aileler çocuklarının hayatlarına hükmederek onlara bağımsızlık dışında her şeyi verirler ve onları köleleştirirler. Çünkü toplumu kontrol altında tutmanın en kolay yolu budur. Bunun yanında tüm eğitim sistemimiz sol lop üzerine kurulmuştur. Beynimiz sağ ve sol olmak üzere iki loptan oluşur. Sol lop akıl, mantık,matematik gibi kavramlar üzerinde çalışır. Hırs, rekabet, para, sevgisizlik, şöhret gibi hususlar ön plana çıkar. Oysa sağ lop sezgi, sevgi, yaratıcılığı kapsar. Batıda başlayan sol lop ağırlıklı eğitim sistemi memleketimiz de dahil olmak üzere dünyanın büyük bir kısmında sağ lopu hemen hemen yok etmiştir.
Eğitim sistemlerimiz ,dinsel ve ideolojik sistemlerimiz kolektif bilinci oluştururlar. Bu kolektif bilincin dışına çıkılmadığı sürece yaratıcılık söz konusu olamaz.
Özgürlüğün üçüncü boyutu ise insanın ruhsal özgürlüğüdür. Bizler ne sadece beden ne de sadece zihiniz. Bizler bedenlenmiş ruh varlıklarıyız. Saf farkındalık ve bilince ulaşmadan yaratıcılığımızı ortaya koymamız mümkün değildir. Üst bilincimize ulaşmanın en güzel yolu meditasyon ve evrensel enerjilerdir. Zihin geçmişten gelir ve ölüdür, yaratıcı değildir. Oysa okullarda üniversitelerde işimize yaramayan bilgiler tıka basa zihnimize doldurulur. Ne kadar iyi ezberlersek o kadar akıllıyızdır. Ancak yaratıcılığını ortaya koymak isteyen insan zihnini tamamen boşaltmak durumundadır. Çünkü yaratıcılık evrenden gelir ve ilahi bir özelliği vardır. Zihnimizi tamamen boşaltarak evren enerjilerine kendimizi açmamız yaratıcılığımızın ortaya çıkması için önkoşuldur. Zihnimizdeki bilgiler egomuzu besler. Yaratıcılığın en büyük engellerinden birtanesi egodur. Aldığımız Hertürlü bilgiyi arkada bırakarak taptaze an bilgilerini almaya açık olmalıyız. Egolarımızı yok ederek gevşeme durumuna geçmeliyiz. Geçmişte sanatçılar yaratıcılıklarını ortaya koyabilmek için bohem hayat sürmek zorunda kalmışlardır. Kolektif bilincin yaratıcılıklarını yok etmesi nedeniyle toplum kurallarından uzaklaşarak kendilerine has yaşamlar sürdürmüşlerdir. İnsanoğlu kolektif bilinçten henüz kurtulamadığı ve olgunlaşmadığı için özgür ve yaratıcı değildir
Yaratıcılığın sadece resim, müzik, edebiyat, heykel gibi alanlarla sınırlı olduğu bizlere öğretilmiştir. Oysa ki herkes doğuştan yaratıcıdır. Yaratıcılığın sadece belli bir kesime ait olduğunu savunmak saçmalıktır. Ancak her insanın yaratıcılığı farklı alandadır. Evren enerjisine en iyi kanal olabilen en iyi sanatçıdır. Yani esas olan yaptığınız aktivite değil ona yüklediğiniz anlamdır.
Varlıklar doğuştan yaratıcı olduklarının bilinci ile hareket etmeli kolektif bilinçten kurtulup meditasyon yoluyla saf bilince geçtikten sonra yaratıcılıklarını keşfetmelidirler. Siz saf bilinç haline gelebilirsiniz ancak yaratıcılığınızı somutlaştımazsanız özgürlüğünüz hiçbir işe yaramayacaktır.
Gelecekte insanların saf farkındalıklarına erişeceklerine ve yaratıcılıklarını ortaya çıkartacaklarına , dünyanın çok daha yaşanılası, çiçekli, zevkli, mutlu, rekabet edilmeyen sanatçıları abartılarak putlaştırılmayan , herkesin eşit fakat farklı , bir yer olacağına inanıyorum.

EMEL YALIN