Sonbahara yakışan festival: Güz Film Festivali

[Bluesky24]

Sinemaseverlerin merakla beklediği film+ / 4. Güz Film Festivali

25 Ekim – 08 Kasım 2007 tarihleri arasında Ankara’da!



Ankara Sinema Kültürü DerneÄŸi (ASKD) tarafından, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Radyo ODTÃœ’nün desteÄŸiyle gerçekleÅŸtirilen film+/Ankara Güz Film Festivali’nin dördüncüsü bu yıl 25 Ekim-08 Kasım tarihleri arasında seyirciyle buluÅŸuyor. Her biri özenle seçilmiÅŸ otuzun üzerinde filmin yer aldığı festivalde, Ankaralı sinemaseverler, Cannes, Berlin, Venedik gibi uluslararası festivallerde büyük ödüller almış ve ses getirmiÅŸ yepyeni filmler ile Avrupa ve Dünya sinemasının baÅŸyapıt niteliÄŸindeki klasik filmleri, 15 gün boyunca Ankara’nın tek salonlu tek sineması olan Ankapol Sineması’nda izleme fırsatı bulacaklar. Bu yıl, “En Güzel filmler, daha büyük perdede, daha çok seyirciyle ve daha ucuza izlenir! ” parolasıyla yola çıkan festival, Amerika’dan UzakdoÄŸu’ya, Avrupa ve Balkanlardan OrtadoÄŸu’ya, Latin Amerika’dan Afrika’ya, dünyanın hemen hemen her köşesinden birbirinden iddialı filmleri seyirci karşısına çıkarıyor.



Programda birçok ilk yer alıyor…



Etkinlik, bu yıl da ilklere imza atacak. Festival kapsamında beÅŸ yeni filmin Türkiye’deki ilk gösterimi yapılırken programda yer alan filmlerden neredeyse hepsi yine Ankara’da ilk kez seyirci karşısına çıkacak. Festivalde bu yıl ilk kez, “Seyirci Ödülü” de verilecek. Programda yer alan yeni filmler Ankaralı sinemaseverlerin beÄŸenisine sunulacak ve oylamaya katılan izleyiciler arasından yapılacak çekiliÅŸte 3 Ankaralı sinemasever bir sonraki festival tarihine kadar Ankapol Sineması’ndaki bütün filmleri ücretsiz izleme hakkı kazanacak.



Festivale bu yıl yeni bir bölüm daha ekleniyor. Latin Amerikan Rüzgârı baÅŸlığı altında Latin Amerika’dan son dönemde yapılmış en etkileyici ve en çarpıcı filmler görücüye çıkıyor. Sinemaseverlerin gerek festivallerde gerekse ticari gösterimde pek izleme fırsatı bulamadığı bu uzak kıtanın en iyi filmleri festivalin bu yıl en gözde bölümlerinden biri olmaya aday. Bu bölümde, Brezilya’dan Satılık AÅŸk, Arjantin’den Bir Kaçışın Güncesi, Meksika’dan Keman ve Åžili’den Yatakta adlı filmler yer alıyor.



Madame Satã’nın yönetmeni Karim Ainouz’un son filmi Satılık AÅŸk, neÅŸeli ve güçlü bir kadının hayata tutunma çabasını anlatan tutkulu ve etkileyici bir öykü. Uluslararası birçok festivalde gösterilen ve seyirciden büyük beÄŸeni toplayan film, Brezilya’dan muhteÅŸem görüntüler, baÅŸroldeki baÅŸarılı kadın oyuncusu, hikâyenin özgür ruhu ve yönetmenin coÅŸkulu anlatımıyla Latin Amerika’dan cesur bir yolculuÄŸun öyküsünü sunuyor izleyenlere.



Genç ve yetenekli Arjantinli yönetmen Adrián Caetano’nun geçtiÄŸimiz yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan filmi Bir Kaçışın Güncesi, gerçek bir yaÅŸam öyküsünden esinlenilmiÅŸ çarpıcı bir film. Arjantin’de 1976-83 yılları arasındaki askeri cunta döneminde geçen ve iÅŸkence altında hayatta kalma mücadelesini anlatan film, dört gencin acıklı kaçış öyküsünü yüreÄŸimize iÅŸleyecek bir dille anlatıyor. Çarpıcı görüntüleri, olaÄŸanüstü oyunculukları, gerilimi artıran müzik ve ışık kullanımıyla akıllara kazınacak bir politik film örneÄŸi.



Meksikalı genç yönetmen Francisco Vargas’a baÅŸta Cannes Film Festivali olmak üzere birçok festivalde önemli ödüller kazandıran Keman, müzikle savaşın tehlikeli bir oyuna giriÅŸtiÄŸi olaÄŸanüstü bir ilk film. “Toplumsal Adalet” uÄŸruna verilen cesur bir mücadelenin hikâyesini anlatan film, yavaÅŸ yavaÅŸ heyecanınızı arttırarak gittikçe nefesinizi tutacağınız bir anlatım sergiliyor. Meksika sinemasının son yıllardaki en etkileyici yapımlarından…



Åžili’li genç yönetmen Matias Bize’nin 26 yaşındayken çektiÄŸi ilk uzun filmi Yatakta ise, yeni tanıştığı anlaşılan ve birbirlerinin isimlerini bile bilmeyen iki yabancının bir otel odasında geçirdiÄŸi bir gecelik iliÅŸkinin öyküsünü anlatıyor. Kısıtlı bir bütçeyle nasıl çarpıcı filmler çekilebileceÄŸini ispatlarcasına film, mekân olarak bir otel odası, malzeme olarak bir yatak ve iki oyuncu ile hayat, aÅŸk, iletiÅŸim ve seks üzerine dersler veriyor. GösterildiÄŸi festivallerde büyük övgüler alan ve birçok ülkede gösterime giren bu minimal filmde, kadın ve erkek oyuncunun yataktaki yani filmdeki oyunculuÄŸu da gözümüzü kamaÅŸtırıyor.



Festivalin bu yılki bir diğer sürprizi Sinemanın Genç Yetenekleri bölümünde ise, dünya sinemasının genç ve yetenekli yönetmenlerinden usta işi yepyeni filmler yer alıyor. Daha ilk ya da ikinci filmlerini çeken bu yönetmenler yetenekleriyle seyirciyi hayran bırakırken gelecekte de adlarından sıkça söz ettireceğe benziyor.



Genç yönetmen Juan Carlos Falcón’un ilk uzun filmi Ölenin Arkasından KonuÅŸulmaz, gülmekten kırıp geçirecek bir kara komedi. Film, bir grup kadının hiç sevmedikleri komÅŸularının ölümünden duydukları sevinci, mizah dolu bir anlatımla hicvediyor. Kanarya adalarının muhteÅŸem manzarasında çekilen film, senaryosu, nefis anlatımı, baÅŸarılı kurgusu ve kadın oyuncuların olaÄŸanüstü oyunculuklarıyla seyirciden büyük bir alkışı hak ediyor. Bu yılın en iyi ve en keyifli Ä°spanyol filmlerinden birini izlemeye hazır olun!



Sinema ve müzik kariyerini aynı anda yürüten yetenekli Fransız yönetmen Denis Dercourt’un geçtiÄŸimiz yıl Cannes Film Festivali’nin “Belirli Bir Bakış” bölümünde gösterilen yeni filmi Sonraki Sayfa, piyanoya yeteneÄŸi olan bir kız çocuÄŸunun elinden kayıp giden yaÅŸam öyküsünü anlatıyor. Birçok uluslararası festivalde gösterilen ve bugüne kadar otuzun üstünde ülkede ticari gösterime giren film, sakin, yalın ve yer yer buz gibi anlatımının ardında gittikçe artan derinliÄŸi ve gerilimiyle izleyenleri etkilemeyi baÅŸarıyor. Film bu yönüyle, Hitchcock, Chabrol ve zaman zaman da Haneke’nin üslubuyla büyük benzerlikler gösteriyor.



Bu yıl Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünde gösterilen ve seyirciden büyük alkış alan genç yönetmen Dusan Milic’in ikinci filmi Gucha-Trompet, hayatın içinden sıcacık, cıvıl cıvıl ve kendinizi çok iyi hissettirecek bir aÅŸk filmi. Genç yönetmen Milic, yapımcısı Kusturica’nın izinden gittiÄŸini vurgularcasına, renkli anlatımı, balkanlara özgü mizah anlayışıyla, hem gözünüze, hem de kulağınıza hitap eden deli dolu bir filme imza atıyor. Festivalin en keyifli filmlerinden…



Bu yıl Goya ödüllerinde En Ä°yi Yeni Yönetmen, En Ä°yi Ä°lk Film ve Senaryo dallarında aday gösterilen ve kesinlikle hakkı yenilen Ayçiçeklerinin Gecesi, iç içe geçmiÅŸ altı öykü anlatan baÅŸarılı bir ilk film. Yetenekli ve genç Ä°spanyol yönetmen Cabezudo, daha ilk filmiyle ne kadar yetenekli olduÄŸunu ve önümüzdeki yıllarda adından sıkça söz ettireceÄŸini kanıtlıyor. Farklı bakış açılarından anlatılan öyküler, hem merak dolu hem de kasvetli bir belirsizlik yaratırken izleyenlerin algısını da sürekli deÄŸiÅŸtiriyor. Kaçırılmayacak bir ilk film…



Bu yıl Cannes Film Festivali’nin “Belirli Bir Bakış” bir bölümünde gösterilen ve büyük beÄŸeni toplayan Ä°srailli genç yönetmen Eran Kolirin’in ilk filmi Bando, Arap Kültür Merkezi’nin açılışında çalmak üzere Ä°srail’e davet edilen Mısırlı bir polis bandosunun başına gelen talihsizlikleri matrak bir dille anlatan hümanist bir öykü. Bu, kültürlerarası diyalog ve uzlaÅŸma filmi, tabulardan ve önyargılardan arınmak için bireysel ve toplumsal iletiÅŸimin önemine mizahi bir üslupla parmak basıyor.



Birçok usta yönetmenle çalışan ve baÅŸarılı bir oyuncu olarak tanıdığımız Julie Delpy’nin ilk uzun sinema filmi Paris'te Ä°ki Gün, kendine özgü bir dili olan baÅŸarılı bir komedi filmi. Woody Allen’ın da sık sık kullandığı Amerikalı – Avrupalı farklılıklarını baÅŸarılı bir ÅŸekilde hicveden film, akıcı diyalogları ve oldukça baÅŸarılı oyunculuk yönetimiyle de göz dolduruyor. Bu yıl Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünde gösterilen ve büyük beÄŸeni kazanan film, ülkesi Fransa’da seyirciden büyük ilgi gördü.



Sinema Åžimdi! ya da film+’nın yenileri



Festivalde her yıl olduğu gibi bu yıl da, ülkemizde gösterime girmemiş, ya da merakla beklenen son yılların en iyi filmlerinden bir seçki de yer alıyor. Sinema Şimdi! başlığı altında yer alan filmlere göz atmak gerekirse;



Bu yıl Cannes Film Festivali’nde büyük ödül için yarışan Balkan sinemasının çatlak, uçuk kaçık ve yaratıcı yönetmeni Kusturica’nın son filmi Bana Söz Ver; yine bu yıl Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı Ödülü kazanan, endüstrinin kırsal alanlara kadar sızdığı, çiftçilerin bile göçe zorlandığı MoÄŸolistan’da geçen, Çin’deki hızlı sanayileÅŸmenin bireyler üzerindeki etkilerini de çarpıcı bir dille anlatan UzakdoÄŸu sinemasının en iyi örneklerinden Tuya’nın EvliliÄŸi; genç yaÅŸta beyin kanaması geçirerek sol gözü hariç bütün bedensel fonksiyonlarını yitirmiÅŸ bir gazetecinin hayata baÄŸlanma öyküsünü anlatan ve bu yıl Cannes Film Festivali’nde En Ä°yi Yönetmen Ödülü alan ressam, fotoÄŸraf sanatçısı ve yönetmen Julian Schnabel’in yeni filmi Kelebek ve Dalgıç Giysisi; Nefes Alıyorum filminden tanıdığımız Emanuele Crialese’nin son filmi ve geçtiÄŸimiz yıl Ä°talya’nın Oscar adayı olan Yeni Dünya; aÅŸkın sonsuzluÄŸu, ölüm ve yaÅŸamın hüznü üzerine ÅŸiirsel bir meditasyon sunan ve yine bu yıl Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü alan Yas Ormanı; ölüm cezasına çarptırılmış bir mahkûmla, aldatılmış evli bir kadın arasında, mutsuzluk, kıskançlık ve sevgi açlığı etrafında geliÅŸen sıra dışı bir aÅŸk hikâyesi anlatan Güney Kore sinemasının en tanınmış ve en üretken yönetmeni Kim Ki-duk’un son filmi Nefes bu bölümde yer alan filmler.



Bu klasikleri sakın kaçırmayın!



Etkinlik kapsamında dünya ve Avrupa sinemasının usta yönetmenlerinden artık her biri birer klasik olmuş başyapıt niteliğindeki filmleri yer alıyor.



Carlos Saura'nın filmografisindeki en önemli filmlerden Besle Kargayı, Franco rejiminin çöküş dönemindeki Ä°spanya’yı, orta sınıftan bir ailenin öyküsü çevresinde cesur bir dille tasvir ediyor. Öyküsünü geri dönüşlerle anlatan film, iç savaÅŸa yıllar sonra, o yıllarda küçük bir kız çocuÄŸu olan Ana’nın gözüyle bakıyor. 1976 yılında Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü alan film, Saura’dan yakın dönem Ä°spanya tarihi üzerine kaçırılmayacak bir baÅŸyapıt…



Hong Kong’lu yönetmen Wong Kar-Wai’ye uluslararası şöhretin kapılarını açan kült filmi Chungking Ekspresi, Hong Kong’un salaÅŸ otel, bar ve kulüpleriyle ünlü bir bölgesinde geçen etkileyici bir aÅŸk ve yalnız kalpler hikâyesi sunuyor. Yönetmenin kendine has sinema dilini keÅŸfetmek isteyenler için hem eÄŸlenceli hem de hüzünlü bir masal anlatan film, görselliÄŸi ve olaÄŸanüstü müzikleri için bile izlemeye deÄŸer.



Efsanevi yönetmen Tarkovsky'nin Stanislav Lem’in eserinden uyarlayarak çektiÄŸi Solaris, diÄŸer filmlerinde olduÄŸu gibi yine insanın var oluÅŸuna iliÅŸkin sorular soran, hayatın anlamını ararken seyirciden çaba isteyen ve ÅŸiirsel öğelere fazlasıyla yer veren destansı bir baÅŸyapıt. ÇekildiÄŸi yıllarda büyük ses getiren film, yönetmenin bugün bile en çok tartışılan filmlerindendir. Sinema tarihinin kesinlikle görülmesi gereken baÅŸyapıtlarından.



Cezayir doÄŸumlu, çingene asıllı Fransız yönetmen Gatlif’e uluslararası şöhretin kapılarını açan Çılgın Yabancı, bir teyp kaydında duyduÄŸu eÅŸsiz sesin gerçek sahibini bulmak için Avrupa’yı aÅŸan genç bir Fransız’ın uçuk kaçık öyküsünü anlatıyor. Uluslararası festivallerde birçok önemli ödüle layık görülen, özgün kiÅŸiliÄŸinin yanı sıra yapımcı, yönetmen, senarist ve müzisyen kimliÄŸiyle dikkat çeken Gatlif’in, çingeneleri, onların aÅŸklarını, hayatlarını, acılarını ve müziklerini en iyi yansıttığı filmi.



Woody Allen ve Luis Buñuel birlikte bir film yapsalardı nasıl bir ÅŸey olurdu acaba? Sabun Köpüğü Hırsızları filminin usta yönetmeni Maurizio Nichetti’nin kurmaca ile canlandırma sinemasını baÅŸarıyla harmanladığı Uçmak Ä°stiyorum için yapılabilecek en iyi tanım bu olsa gerek. Türü itibariyle kurmacadan yavaÅŸ yavaÅŸ canlandırmaya doÄŸru kayan film, yönetmenin yeteneÄŸine ve dehasına ÅŸapka çıkartacak derecede çılgın, absürd ve gülünç bir film. EÅŸine az rastlanır düşünsel bir sinema klasiÄŸi…



Sinema tarihinin gelmiÅŸ geçmiÅŸ en ünlü ve en usta yönetmenlerinden Hitchcock imzası taşıyan Trendeki Yabancı, usta yazar Patricia Highsmith’in romanından uyarlanmış bir baÅŸyapıt. Seyirciye yine bir solukta izlenen gerilimi yüksek ve tempolu bir film sunan yönetmenin, dehasının en uç örneklerinden Trendeki Yabancı, sinema tarihinin en ilham verici filmlerinden biri olarak görülüyor.



Özel Gösterim: Beyazperdede GREV var…



Sinemanın doÄŸuÅŸundan itibaren yarım yüz yıllık serüvenini görüp, fiilen yaÅŸayan bir yönetmen olarak sinemaya hem yaratıcı, hem kuramcı, hem de eÄŸitimci olarak büyük katkılar saÄŸlayan Eisenstein’in 1924 yapımı ilk uzun filmi Grev, Türkiye’de ilk kez beyazperdede sinemaseverlerle buluÅŸuyor. Arka planında Sovyet devrimi ve işçi sınıfının tarihini anlatan film, çarlık Rusya’sında yaÅŸanan bir grev olayına tanıklık ediyor.



Sinema tarihinin en önemli baÅŸyapıtlarından Grev’de Eisenstein; Avrupa ve Amerikan sinemasının bilinen yöntemlerine ve felsefesine cepheden karşı çıkarak, öyküyü kaldırarak, yıldızları dışlayarak; yıldızların, baÅŸrol oyuncularının arka planında basit bir detay olarak yer alan hiçleri, önemsizleri, figüran olarak sunulanları "baÅŸrol oyuncusu" haline getirerek, devrimin iÅŸlevini, yani "ne iÅŸe yaradığını" eÅŸsiz sinema diliyle anlatır...



Politik sinema ustasından iki baÅŸyapıt…



Politik-gerilim sinemasının usta yönetmeni Costa Gavras’ın, bugün bile izlendiÄŸinde aynı etkiyi yaratan eÅŸsiz filmleri Ä°tiraf ve Sıkıyönetim de festivalde seyirciyle buluÅŸuyor. Her ikisi de çarpıcı ve kışkırtıcı sahneleriyle akıllara kazınan cesur birer politik baÅŸyapıt niteliÄŸindeki bu filmler, yakın tarihe de görsel tanıklık ediyor.





film+ / 4. güz film festivali

25 ekim - 08 kasım 2007 / Ankapol Sineması



sinema aÅŸkım…

Çılgın Yabancı / Gadjo Dilo (The Crazy Stranger) / Tony Gatlif

Besle Kargayı / Cria Cuervos (Raise Ravens) / Carlos Saura

Chunking Ekspresi / Chungking Express / Wong Kar-Wai

Solaris / Solyaris / Andrei Tarkovsky

Trendeki Yabancı / Strangers On A Train / Alfred Hitchcock

Uçmak İstiyorum / Volere Volare (I Want To Fly) / Maurizio Nichetti



Özel Gösterim

Grev / Strike (Stachka) / Sergei Eisenstein



Politik Sinema Ustasından Ä°ki BaÅŸyapıt…

Ä°tiraf / L’aveu (The Confession) / Costa Gavras

Sıkıyönetim / Etat De Siege (State Of Siege) / Costa Gavras



Latin Amerikan Rüzgârı

Keman / El Violin (The Violin) / Francisco Vargas

Satılık Aşk-Gökyüzündeki Kadın / O Céu de Suely (Suely In The Sky) / Karim Ainouz

Bir Kaçışın Güncesi / Cronica De Una Fuga (Buenos Aires 1977) / Adrián Caetano

Yatakta / En La Cama (In Bed) / MatÃ*as Bize



Sinemanın Genç Yetenekleri

Ölenin Arkasından Konuşulmaz / La Caja (The Wooden Box) / Juan Carlos Falcón

Sonraki Sayfa / La Tourneuse De Pages (The Page Turner) / Denis Dercourt

Paris'te İki Gün / Two Days In Parıs / Julie Delpy

Ayçiçeklerinin Gecesi / La Noche De Los Girasoles (The Night Of The Sunflowers) / Jorge Sánchez-Cabezudo

Gucha! -Trompet! / Gucha! / Dusan Milic

Bando / Bikur Ha-Tizmoret (The Band’s Visit) / Eran Kolirin



sinema ÅŸimdi!

film+’nın yenileri…



Bana Söz Ver / Zavet (Promise Me This) / Emir Kusturica

Tuya’nın EvliliÄŸi / Tuya De Hun Shi (Tuya's Marriage) / Quanan Wang

Nefes / Soom (Breath) / Kim Ki-duk

Kelebek Ve Dalgıç Giysisi / Le Scaphandre Et Le Papillon (The Diving Bell And The Butterfly) / Julian Schnabel

Yas Ormanı / Mogari No Mori (The Mourning Forest) / Naomi Kawase

Yeni Dünya / Nuovomondo (Golden Door) / Emanuele Crialese





Devami...