Geri git   Hayatimdegisti.com kiþisel geliþim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatým Deðiþti Klubü > Serbest Kürsü > Yurtdýþý Firmalar

Uyarýlar

Yurtdýþý Firmalar Yurtdýþý firmalarýn telefonlarý adresleri rehber

Dünya Sinemasının Kalbi Antalya Altın Portakal'da Atacak

Serbest Kürsü ve Yurtdýþý Firmalar Dünya Sinemasının Kalbi Antalya Altın Portakal'da Atacak Konusunu hayatimdegisti.com Konuðumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaþamýnýzý hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanýz mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD týklayýnýz Real’in ana sponsorluÄŸunda, TÃœRSAK ve AKSAV Vakfı’nın iÅŸbirliÄŸinde gerçekleÅŸen Antalya Altın Portakal Film Festivali 44. yılında bir kez daha dünya sinemasının birbirinden güzel filmlerini ve dünyaca ünlü konuklarını ağırlamaya hazırlanıyor. Festivalin uluslararası bölümü olan ve bu yıl üçüncü yaşına basan ...

ayrýca bu konularda arama yapan konuklarýmýz var Yurtdýþý Firmalar telkin cd indir izle Ýstanbul Yurtdýþý Firmalar nerededir kimdir Yurtdýþý Firmalar çekirdek inanç temizliði Ýzmir bursa Yurtdýþý Firmalar hipnoz Yurtdýþý Firmalar olumlama seminerleri eðitimi çaresi tedavisi Yurtdýþý Firmalar hakkýnda bilgi bilinçaltý telkin cd telkin mp3 Yurtdýþý Firmalar kuantum düþünce kitap haberi

Dünya Sinemasının Kalbi Antalya Altın Portakal'da Atacak

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 15-04-2010, 06:48 PM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinýza toplam 143 kez Ýyi ki varsýn demiþler.Ýyi ki varsýnýz iyi ki varýz.
Bluesky24 will become famous soon enoughBluesky24 will become famous soon enough
Standart Dünya Sinemasının Kalbi Antalya Altın Portakal'da Atacak

Real’in ana sponsorluÄŸunda, TÃœRSAK ve AKSAV Vakfı’nın iÅŸbirliÄŸinde gerçekleÅŸen Antalya Altın Portakal Film Festivali 44. yılında bir kez daha dünya sinemasının birbirinden güzel filmlerini ve dünyaca ünlü konuklarını ağırlamaya hazırlanıyor. Festivalin uluslararası bölümü olan ve bu yıl üçüncü yaşına basan Uluslararası Avrasya Film Festivali, klasikleÅŸen bölümlerinin yanı sıra özel gösterimlere de yer verecek; yan etkinlikler ve festival partileriyle 19 – 28 Ekim tarihleri arasında sinema dünyasının kalbini Antalya’ya taşıyacak. Bu yıl Festival jürisine ek olarak NETPAC (The Network for the Promotion of Asian Cinema) jürisi de filmleri izleyerek deÄŸerlendirecek. On yedi yıldır dünyanın en önemli film festivallerinde Asya bölümlerine katkıda bulunan kurum, çeÅŸitli yayınlarla da sinema sektörünü destekliyor.



DÃœNYA FESTÄ°VALLERÄ°NÄ°N ÖNEMLÄ° FÄ°LMLERÄ°NÄ°N TÃœRKÄ°YE Ä°LK GÖSTERÄ°MLERÄ° ANTALYA’DA YAPILIYOR



Festival’de seyirciyle buluÅŸacak filmler arasında, 2007 yılında 60.’sı gerçekleÅŸen Cannes Film Festivali’nde yarışan filmler de yer alıyor. Romanya’nın son yıllarda dikkatleri üzerinde toplayan yönetmeni Cristian Mungiu’nun Altın Palmiye’ye deÄŸer bulunan “4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün” isimli filminin Türkiye ilk gösterimi Antalya’da yapılacak. Komünist Romanya’da geçen bir kürtaj öyküsünden yola çıkan film, tüm dünyada büyük ilgi uyandırmış ve eleÅŸtirmenlerden övgü toplamıştı. Türkiye’de ilk kez izleyiciyle buluÅŸacak filmlerden bir diÄŸeri ise Cannes’da Altın Palmiye için yarışan ve büyük yankı uyandıran, farklı ve sade yorumuyla dikkat çeken “Persepolis”. Ä°ran’lı Marjane Satrapi’nin hayatını konu alan bir çizgi romandan uyarlanan ve siyah beyaz animasyon tekniÄŸiyle çekilen filmin Ä°ran’da gösteriminin yasaklanması büyük yankı uyandırmıştı. Cannes’da yarışma bölümünde gösterilen, ünlü yönetmen Bela Tarr’ın son filmi “The Man from London”, Antalya’da Onur Ödülü alan Kim Ki Duk’un son filmi “Breath”, Emir Kusturica imzalı “Promise Me This”, Catherine Breillat’tan “An Old Mistress” ve Naomi Kawase’den “The Mourning Forest” de gala gösterimleriyle seyirciyle buluÅŸacak filmler arasında.



Uluslararası Avrasya Film Festivali’nde izleyiciyle buluÅŸacak bir diÄŸer film ise ünlü yönetmen David Cronenberg’in son filmi “Eastern Promises”. Londra Film Festivali’nin açılış filmi olarak belirlenen filmin baÅŸrollerini Naomi Watts ve Viggo Mortensen paylaşıyor. Londra’nın köklü ve güçlü mafya ailelerinden birine mensup Nikolai’nin, sıradan bir kadının tesadüfen ailenin kabarık suç dosyasını ele verecek deliller keÅŸfetmesiyle kesiÅŸen hayatlarından yola çıkan film güçlü ve sürükleyici bir seyirlik vaat ediyor.



Ayrıca Cannes Film Festivali’nde “Belirli Bir Bakış” bölümünde seyirciyle buluÅŸan “And Along Come Tourists”, “The Pope’s Toilet” (El Bano del Papa) , “My Brother is an Only Child”,“Terror’s Advocate” ve Cannes’da ödül kazanan, seyirciden de büyük ilgi gören “The Band’s Visit” de Antalya’da izleyiciyle buluÅŸacak filmler arasında yer alıyor.



Festival’in özel gösterimlerinden biri de Johnny To’nun son filmi “Mad Detective”. Premier’i Antalya’da yapılacak filmin büyük ilgi görmesi bekleniyor. 2007 Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı Ödülü’ne layık görülen “Tuya’s Marriage” ve yönetmeni Gus van Sant’a Cannes Film Festivali’nin “60. Yıl Ödülü”nü kazandıran “Paranoid Park” ve aynı Festival’de Julian Schnabel’e “En Ä°yi Yönetmen” ödülünü kazandıran “The Diving Bell and the Butterfly”, Naomi Kawase’ye “Büyük Ödül” kazandıran “The Mourning Forest” da festivalin iddialı filmleri arasında yer alıyor. Festival süresince Antalya’da olacak Naomi Kawase, gösterimin ardından izleyicilerin sorularını yanıtlayacak.



BÃœYÃœK YANKI UYANDIRAN FÄ°LM PERSEPOLÄ°S ALTIN PORTAKAL’DA



60. Cannes Film Festivali’nde “jüri ödülü”nü kazanan, Marjane Satrapi’nin otobiyografik grafik romanından uyarlanan ve türünün baÅŸyapıtları arasına girmiÅŸ bir eser olan “Persepolis”, Ä°ran devrimi sırasında bir genç kızın yaÅŸadıklarını animasyon olarak anlatarak sinemaseverlerin karşısına çıkıyor. Satrapi'nin Vincent Paronnaud ile birlikte hazırladığı animasyonun seslendirme kadrosunda, Catherine Deneuve ve Gena Rowlands gibi dev oyuncular yer alıyor.



Ä°ran ÅŸahının devrilmesinin ardından yaÅŸanan Ä°ran Ä°slam Devrimi küçük bir kız olan Marjane’nin gözünden beyazperdeye aktarılıyor. Marjane’nin hayatındaki deÄŸiÅŸimler, “örtünme ÅŸartı”, kız-erkek sınıflarının ayrımı ve Fransız okulunun kapatılması filmde yer buluyor.



“Persepolis” Türk seyircisi ile ilk kez Uluslararası Avrasya Film Festivali aracılığıyla buluÅŸacak.



PUNK PUNK PUNK



Festivalin merakla beklenen bölümlerinden biri de, bu yıl otuzuncu yaşını kutladığımız punk müzik üzerine. Bölümün en iddialı filmlerinden biri ise “Control”. Joy Division vokalisti Ian Curtis’in öyküsünü anlatan ve 2007 Cannes Film Festivali Yönetmenler Haftası’nın açılış filmi olan "Control", topladığı övgü ve ödüllerle özellikle öne çıkıyor. Orijinal punk sound’unun en ünlü takipçilerinden olan, çoÄŸu müzik eleÅŸtirmenince en önemli post-punk grubu kabul edilen Joy Division, sadece iki stüdyo albümüyle büyük bir baÅŸarı yakalamış ve solistleri Ian Curtis'in 1980 yılında r etmesi üzerine dağılmıştı. "Control"ün yönetmenliÄŸini Hollandalı ünlü fotoÄŸraf sanatçısı ve video klip yönetmeni Anton Corbijn üstlenmiÅŸ bulunuyor. Corbijn Depeche Mode, U2, Nirvana, Nick Cave and the Bad Seeds ve Joy Division gibi gruplara çektiÄŸi, klasikleÅŸmiÅŸ video klipleriyle tanınıyor. "Control" Corbijn'in ilk uzun metraj filmi.



İKİ ÖLÜMSÜZ USTAYA SAYGI



Festivalde, geçtiÄŸimiz günlerde kaybettiÄŸimiz, dünya sinemasının iki ünlü ismi Michelangelo Antonioni ve Ingmar Bergman için özel bir bölüm yer alacak. Sinemanın ufuk çizgisi olmuÅŸ iki büyük ustaya ayrılan bölümlerde dünya sinemacılarını derinden etkileyen filmlerden oluÅŸan bir seçkiye yer verilecek. Ingmar Bergman’a ‘beyazperde düşünürü’ ünvanını kazandıran özgün bakış açısı, “Scenes from a Marriage” (1973) ve ustanın 30 yıl sonra bile aynı yorum pratiÄŸini ödünsüzce sürdürdüğünü gözler önüne seren görkemli yapıtı “Saraband” ile anımsanırken, içeriÄŸi forma üstün kılma arayışında Bergman’la yarışan Antonioni de “Bulutların Ötesi” (1995) ve “Blow Up” (1966) ile anılacak. Antonioni’nin fantazya ve beyazperdeye özgü glamour’a olan eÄŸilimlerini de ele veren bu iki yapıtın, aynı zamanda TÃœRSAK’ın Sinema Tarih BuluÅŸması seçkisinde sinemaseverlerle buluÅŸturacağı daha özgün bir programın müjdecisi olduÄŸu da söylenebilir.



USTA OYUNCU HANNA SCHYGULLA ANTALYA’DA



Festivalin “Bir Ustaya Saygı” bölümünde filmlerini izleme ÅŸansı yakalayacağımız isim ise Hanna Schygulla.. Son olarak Fatih Akın’ın Cannes Film Festivali’nde “En Ä°yi Senaryo” ödülü kazanan filmi “YaÅŸamın Kıyısında”da izlediÄŸimiz oyuncunun “AÅŸk Ölümden SoÄŸuktur”, “Petra von Kant’ın GözyaÅŸları”, “Lili Marleen” ve “Die Ehe der Maria Braun” isimli filmleri Antalya’da gösterilecek filmler arasında yer alıyor. Filmlerin tümü sınıfsal çeliÅŸkileri ve cinsel kimlikleri cesurca, ikona kırıcı bir tavırla sorgulayan büyük yönetmen Rainer Werner Fassbinder’e ait. Festivalin sinemaseverlere sürprizi ise Hanna Schygulla’nın festival süresince Antalya’da bulunacak ve Festival Onur Ödülü’yle ödüllendirilecek olması.



GÃœNEY ÇİN DENÄ°ZÄ°’NDEN AKDENÄ°Z SAHÄ°LLERÄ°NE



Ãœlke Sineması bölümünde ise, kimi kez Batıya yakın üslubuyla dikkat çeken ama her zaman orijinalliÄŸini korumuÅŸ, genç yeteneklere yer veren Uzak DoÄŸu sineması, bize çok daha yaklaşıyor olacak. Yılın önemli filmlerinden “Eye in The Sky”, “Blood Brothers”, “Getting Home” ve “Seung Sing/Confessions of Pain”in gösterileceÄŸi ve Hong Kong’dan gelecek oyuncu ve yönetmenlerle zenginleÅŸecek bölüm kapsamında söyleÅŸi ve paneller de yer alacak. Bu yaklaşım özellikle Festivalin yıl içinde yaptığı çalışmalar üzerinden kurumsal olarak yakınlaÅŸtığı Hong Kong ve Åžangay Film Festivalleriyle gelecekte daha da güçlenecek iliÅŸkilerin müjdesi. Bir baÅŸka müjde de Çin Halk Cumhuriyeti’den beÅŸ yeni filmin Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ilk kez festivalde yer alacak olması.



AVRASYA FÄ°LM MARKET’TEN Ä°KÄ° YENÄ° PROJE: SENARYO GELÄ°ÅžTÄ°RME FONU VE AVRASYA YAPIM PLATFORMU



Avrasya Film Festivali’yle Antalya’yı yeni bir boyuta taşıyan Altın Portakal Film Festivali, 2. Avrasya Film Market’e çok daha etkili ve geniÅŸ olarak yer verirken Avrasya Yapım Platformu’yla da uluslararası yapımcıları selamlıyor olacak. Berlinale, Paris Cinema, Shanghai Co-Production, Pusan Asian Platform, Hong Kong HAF gibi etkinliklerin bir benzeri olarak tasarlanan proje platformu Avrupa Yapımcılar Kulübü, Çin Halk Cumhuriyeti Film Ofisi ve Hong Kong HAF’ca desteklenecek. Summer Palace ile Cannes gündemine oturan ve yeni projesi THE LAST HOUR üzerine çalışan Lou Ye’nin yanı sıra, Joachim von Vietinghoff (The Man From London), Antoine Simkin (FISSURES), Rustam Ä°bragimbekov (NOMAD), Andrei Sigle (SUN, ALEXANDRA) yeni projeleriyle platforma katılacak isimler arasında yer alıyor. Projeler için baÅŸvuru ve seçim süreci 14 Eylül’ e kadar sürecek. Platform, Fondation Liban Cinema, Paris Cinema, China Film, Hong Kong Trade Council tarafından resmen desteklenirken, dünyanın en önemli festivalleri de platforma katkıda bulunuyor.



Avrasya Film Festivali ve Film Marketi kapsamında TÃœRSAB’ın sponsorluÄŸunda Senaryo GeliÅŸtirme Fonu adı altında bir proje destekleme ödülü de verilecek. Yapımcılardan birinin Türkiye’den olması koÅŸulunu taşıyan Fona baÅŸvuran ortak yapımlar arasından seçilen proje 25,000 YTL ile desteklenecek.



Basın bülteni ile ilgili bütün görsellere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.



http://www.tursak.org.tr/basin/resimler.zip



Bilgi için:

Meltem Ä°nan – TÃœRSAK – Kurumsal Ä°letiÅŸim Direktörü - t.0212 244 52 51 – f.0212 292 03 37

Serdar Korucu – TÃœRSAK – Medya Sorumlusu - t.0212 244 52 51 – f.0212 292 03 37



FESTÄ°VAL’Ä°N EN GÖZDE FÄ°LMLERÄ°:



RAINER WERNER FASSBINDER

DIE BITTEREN TRANEN DER PETRA VON KANT



Fassbinder’in taÅŸkın ve kuralları yıkan draması “Petra von Kant’ın Acı GözyaÅŸları” iktidar oyunları ile duygusal ilgi arasındaki gizli iliÅŸkiye dair yakıcı bir eleÅŸtiri sunuyor.

Sadece 10 gün içinde tek ve kapalı bir mekanda çekilen filmde Fassbinder divaları Margit Carstensen ve Hanna Schygulla göz kamaştırıcı performanslar sergilerken başyapıtın coşkun görsel ustalığı öyküdeki orkestre edilen duygusal görkemle yarışıyor.



İkinci kocasından boşanmış ve ilk evliliğinden bir kızı olan Narsist modacı, duygusal anemik Petra von Kant, dekadan fildişi kulesi kabul ettiği, zengince döşenmiş apartman dairesinde, ona adeta bir köleymişçesine bağlı olan sekreteri, yardımcı tasarımcısı ve asistanı Marlene ile birlikte yaşmaktadır.



Petra, 23 yaşında bir genç kız olan model olma heveslisi Karin ile tanıştığında Karin’i sadece kendine ait kılma isteÄŸiyle ona aşık olur. Petra Karin’in kalbine girmeyi baÅŸarır fakat Karin Petra’nın servetini sömürmekten ve kendi bağımsızlığını haykırmaktan geri durmaz. Karin’in yurtdışında olan kocası ansızın eve dönünce Karin durmaksızın ona geri döner ve Petra’yı yalnız ve çaresiz bırakır. Böylece Petra gerçekte Karin’i hiç sevmediÄŸinin farkına varır: onu sadece fanatik bir biçimde sahip olmak için istemiÅŸtir.



BoÄŸulmakta olan Petra iÅŸbirliÄŸi, özgürlük ve aÅŸka dair vaatlerle bu defa Marlene’e yaklaşır. Fakat Marlene valizlerini toplar ve tek kelime etmeksizin Petra’yı terk eder.



LILI MARLEEN



Yıl 1938, Willie ve Robert birbirine aşıktır. Willie, bir Zürih gece klübünde sahne alan, tanınmamış ve büyük çıkışını gerçekleÅŸtireceÄŸi günü bekleyen bir Alman ÅŸarkıcıdır. Robert ise zengin bir Yahudi ailesinin oÄŸludur. Robert’ın babası Yahudilerin Nazi Almanya’sından kaçmalarına yardım eden bir organizasyonun başındadır ve Robert’ın bir Alman kızı ile iliÅŸki kurmasına, bu durum organizasyonun faaliyetlerini tehlikeye atabileceÄŸi için karşı olsa da Almanya’ya yapılacak gizli bir görevde Willie’nin Robert’a eÅŸlik etmesine izin verir. Aşıklar Ä°sviçre’ye döndükten sonra Robert’ın babasının onları acımasız bir ÅŸekilde oyuna getirdiÄŸini fark ederler: Willie ülkeye giriÅŸ yapamamaktadır. Ä°kili ayrılmak zorunda kalır. Willie Almanya’da yaÅŸamaya baÅŸlar ve ünlü olur. En baÅŸta Münih’teki “Alter Simpl”da “Lili Marleen” ile bir çıkış yapar. Daha sonra güçlü bir Nazi olan Henkel, Willie’yi destekler ve Willie’nin söylediÄŸi ÅŸarkıyı plaÄŸa kaydettirir. Belgrad’daki Alman Askeri Radyosu bu ezgiyi çaldığında Willie kısa sürede Führer’in bile hayranlığını kazanan büyük bir Alman Nazi yıldızı olup çıkar. Robert takma isim kullanarak Willie’yi Berlin’de ziyaret eder. Ne var ki buluÅŸmaları Gestapo tarafından gözlenmiÅŸtir. Robert tutuklanırken her ÅŸeyden habersiz Willie DoÄŸu Cephesi’nde tura çıkar. Willie, Robert’ın babasının oÄŸlunu özgür bırakmak için delil olarak kullanması adına Zürih’teki organizasyona teslim edilmek üzere doÄŸu cephesindeki imha kampları hakkında bilgi taşımayı kabul eder. Ne var ki bu planlar günyüzüne çıktığında Willie’nin kariyeri mahvolur. ÃœmitsizliÄŸin ve Nazilere olan korkunun pençesinde Willie ra teÅŸebbüs eder. Robert Calais’deki Ä°ngiliz Ordu Ä°stasyonu’nun Willie’nin tutuklanışını ve idam kararını duyurmasını saÄŸlayarak ona yardım eder. Willie’nin olaÄŸanüstü popülerliÄŸi Nazileri haberleri yalanlamaya iter. Willie bir kez daha sahnelere dönmeye zorlanır. SavaÅŸ bittiÄŸinde, Willie Bir kez daha Robert’ı görür, ne var ki artık eski mutluluklarının geride kaldığını anlayacaktır.



DIE EHE DER MARIA BRAUN



II. Dünya Savaşı yılları, ÅŸehirler bombardıman altındadır. Hermann Braun ve Maria böyle bir zamanda evlenmeye karar verirler. Hermann’ın cepheye dönmesi gerektiÄŸi için birlikte sadece tek bir gece geçirirler. SavaÅŸtan sonra – kocasının savaÅŸta öldüğü söylenmiÅŸtir – Maria Amerikalı siyah asker Bill ile iliÅŸki kurar. Fakat Herrmann tutsak olduÄŸu ülkeden beklenmedik bir zamanda eve döner. Kocası ve aşığıyla yüz yüze geldiÄŸinde Maria Bill’e bir ÅŸiÅŸeyle burur. Bill ölür. Herrmann suçu üstlenir ve hapse atılır. Maria sanayici Oswald ile tanışır ve onun yaÅŸamının ve iÅŸinin vazgeçilmez bir parçası oluverir. Fakat hala Hermann’ın salıverilmesini beklemektedir. Zaman geldiÄŸinde, Hermann arkasında bir iz bırakmadan kaybolur. Ancak Oswald’ın ölümünden sonra ortaya çıkar. Maria daha sonra iki erkeÄŸin aralarında bir anlaÅŸma yaptıklarını öğrenir: Hermann Oswald yaÅŸadıkça Maria’yı ona feda edecek, Oswald ise Hermann ve Maria’yı varisi ilan edecektir. Oswald’ın ölümünden sonra, uzun zamandır beklenen kutlama yerine bir felaket gerçekleÅŸir: Maria – isteyerek veya istemeyerek – havagazı fırınını açık unutur ve radyo yayını Alman futbol takımının 1954 dünya ÅŸampiyonasını kazandığını duyururken ev büyük bir patlamayla havaya uçar.



LIEBE IST KALTER ALS DER TOD



Küçük çaplı bir kadın satıcısı olan Frank, sendikaya üye olmamakta direnmektedir ve Joanna adlı bir fahiÅŸeyle birliktedir. Sendika, Franz’ın peÅŸinde bir gangster olan Bruno’yu takar. Ne var ki Franz yakışıklı takipçisi Bruno’ya aşık olur ve onunla sevgilisi Joanna’yı paylaÅŸmayı isteyecek ölçüde büyük bir dostluk kurar. Sendika Bruno’ya bir cinayeti havale ettiÄŸinde Franz onu iÅŸbirliÄŸine ikna etmek için kullanılır.



Bunlar olurken ikilinin üzerinde çalıştıkları silahlı soygun planı da gerçekleÅŸmeyi beklemektedir. Ne var ki Joanna Bruno’dan usanır ve ikilinin planlarını polise bildirir. Soygun anının keÅŸmekeÅŸinde Bruno bir polis kurÅŸunuyla vurulur ve ölür. Aşıklar yine eskisi gibi birbirlerine aittirler ve özgürlüğe kanat açmaya hazırdırlar.



Ä°konik olanla ironik olanı görkemli bir sahnede kavuÅŸtururken Chabrol, Röhmer ve Straub gibi öncü isimlere selam gönderen, Anti-tiyatro grubunun suç dünyası üçlemesinin ilk bölümü ve Fassbinder’in beyazperde auteur’lük kariyerinin ÅŸafağı olan “AÅŸk Ölümden SoÄŸuktur”, yeraltı dünyasında geliÅŸen bir üçlü iliÅŸkinin kaderini izlerken gangster türünün lügatini karıştırıyor ve yapıbozuma uÄŸratıyor.



EYE IN THE SKY / GUN CHUNG

Bo, görevi suçlular hakkında istihbarat toplamak ve onları “gökyüzündeki bir göz” gibi gözetim altında tutmak olan Hong Kong Polis Departmanı’nın en gizli bölümü Suç Ä°stihbarat Bürosu’nda çalışmaya henüz baÅŸlamış olan acemi bir ajandır. Aldığı ilk iÅŸ bir mücevher hırsızlığı çetesinin gizemli liderini takip etmektir.



Yasa koruyucuları operasyonun güvenliÄŸini saÄŸlamak için gereken olan herÅŸeye sahip olsalar da suçluların lideri Shan da dehadan ve polisin başını döndürecek ÅŸeytani numaralardan yoksun deÄŸildir. Bo’nun cesur fakat kuralları hiçe sayan suçluları yakalama giriÅŸimden sonra kovalamaca Hong Kong caddelerinde tehlikeli bir kedi-fare oyununa dönüşür.



BLOOD BROTHERS

Genç Tayvanlı yönetmen Alexi Tan, prodüktör koltuÄŸunda John Woo ve Terence Chang gibi isimlerin oturduÄŸu ve kadrosunda Çin sinemasının önde gelen yıldızlarını barındıran ilk filmi “Kan KardeÅŸler”de göz kamaÅŸtırıcı bir suç, romans ve aksiyon öyküsü kurguluyor. Sergio Leone’nin “Bir Zamanlar Amerika”sını andıran ve hatta ünlü yönetmene selam gönderden epik öğeleriyle “Çin Western”i yakıştırmasını hak eden film galasını 2007 Venedik Film Festivali’nin kapanışında yapmıştı.

1930’ların dejenere, suç ve uyuÅŸturucu ticareti baÅŸkenti Åžangay’ın dumanlı caddelerinde dolaÅŸan “Kan KardeÅŸler”, yaÅŸlarına raÄŸmen masumiyetlerini kaybetmemiÅŸ fakat kendilerine daha iyi bir yaÅŸam kurma hırsıyla suç bataklığına dalmaktan çekinmeyen üç arkadaşın öyküsü etrafında geliÅŸiyor. Üç arkadaÅŸ, yeraltı dünyasına daha derinden baÄŸlandıkça yolları kaçınılmaz olarak ayrılır. Bir zaman sonra, aralarındaki kankardeÅŸlik yemini de onları birbirlerini düşman olarak görmekten alıkoyamayacaktır.



GETTING HOME



50 yaÅŸlarındaki Zhao, Hong Kong yakınlarında bir ÅŸehir olan Shenzen’de çalışmakta olan fakir bir göçmen işçidir. Ä°ÅŸ arkadaşı ve en iyi dostu YaÅŸlı Wang beklenmedik bir biçimde ölünce, YaÅŸlı Zhao arkadaşının ölüsünü evine götürmeye karar verir. Ä°natçı köylü Çin’in göz kamaÅŸtırıcı bölgelerinden geçtiÄŸi yolculuÄŸunda her çeÅŸitten, çok renkli Çinli karakterlerle ve eÄŸlenceli durumlarla karşılaşır. Zhao, karşısına çıkacak her sınavı iradesi ve nüktedanlığıyla aÅŸmayı bilecektir.



Çin bağımsız sinemasının yetenekli yönetmeni Zhang Yang, ulusal ölçekte ve uluslararası alanda pek çok ödüle layık görülen üç baÅŸarılı filmin ardından bu filmde kara komedi türünün sivri dilli üslubunu kuÅŸanıyor ve bir adam ve bir ceset arasındaki ilginç dostluÄŸu perdeye taşıyor. 2007 Berlinale Panorama Bölümü’nde seyirci karşısına çıkan ‘Getting Home’ Selanik Uluslararası Film Festivali’nde ‘En Ä°yi Film’ dalında Altın Ä°skender ödülüne ve Trondheim Film Festivali Büyük Ödül’üne layık görülmüştü.



CONFESSION OF PAIN

Melankoli ve kasvetle yıkanmış bir Hong Kong, Andrew Lau ve Oscar ödüllü “Köstebek”in yazarlarından Alan Mak’ın elinden çıkan ÅŸaşırtıcı ve derinlikli öykü “Confession of Pain”’de kusursuz bir cinayetin ve fedakarlık öyküsünün sahnesi olarak karşımıza çıkıyor. Etkileyici sinematografisiyle 2007 Hong Kong Film Ödülleri’nde “En Ä°yi Görüntü” ödülünü kazanan ve “En Ä°yi Aktör” ve “En Ä°yi Özgün Film” dahil olmak üzere altı kategoride ödüle aday gösterilen filmin öyküsü, deneyimli dedektif Hei’nin kayınpederi, hayırsever milyarder Kim’in görkemli malikanesinde korkunç bir cinayete kurban gitmesi ve Hei’nin eski ortağı, artık özel dedektiflik yapan Bong’un yardımını istemesiyle geliÅŸiyor.

Cinayet, alınması bir ömre mal olmuş bir intikamın sonucu gibi gözükse de detektifler bir süre sonra kusursuz bir cinayetin faili olan bir canavarın peşinde olduklarını anlarlar: her ayrıntı özenle düşünülmüştür, her şey kusursuzca mantığa oturtulmuş ve olası sanık ve tanıkların her biri gizemli bir şekilde ortadan kaldırılmıştır.



Polis, özel dedektif ve katil, düşmüş meleklerin şehrindeki kayıp ruhlar gibi üzerlerine düşeni yapmaktadırlar. Yolculuklarında attıkları her adım onları birbirlerine daha da yaklaştıracaktır; ta ki tüm taşları devirecek ve sahnede hiç kimseyi lekelenmemiş bırakmayacak korkunç bir son kapılarını çalana dek.



4 MONTHS 4 WEEKS 2 DAYS



2007 Cannes Altın Palmiye ödülü sahibi, festivalde ve büyük beÄŸeni toplayan “4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün”de Romanyalı yönetmen Cristian Mingui, süssüz, neredeyse çiÄŸ bir gerçekçilikle, istenmeyen bir eylemin bireysel sonuçları üzerinden totaliter bir toplumdaki soÄŸukkanlı adalet anlayışını ifÅŸa ediyor. “Altın ÇaÄŸ’dan Öyküler” baÅŸlıklı toplayıcı bir projenin parçası olarak tasarlanan ve ÅŸehir efsaneleri ve bireysel zorluklar etrafında geliÅŸen anlatılardan yararlanarak komünizm dönemi Romanya’sının sivil tarihine öznel bir bakış geliÅŸtiren film, rejimin son yıllarında Romanya’da küçük bir kasabada yaÅŸayan iki oda ve okul arkadaşı Otilla ve Găbiţă’nın öyküsünü beyazperdeye taşıyor.



Ä°stemediÄŸi bir gebelikten muzdarip olan Găbiţă Otilia’dan yardım ister. Otilia Găbiţă için ucuz bir otelde bir oda kiralar ve Găbiţă, hatasını temizleyecek olan kürtajcı Mr. Bebe’yi beklemeye baÅŸlar. Găbiţă cezadan ve horgörüden kaçmak için herÅŸeyi yapmaya hazırdır fakat hiçbirÅŸey göründüğü kadar kolay olmayacaktır.



PERSEPOLIS



Marjane Satrapi ve Vincent Paronnaud tarafından, Marjane Satrapi imzalı ödüllü çizgiromandan uyarlanan Persepolis, Ä°ran Ä°slam Devrimi sırasında ergenliÄŸe adım atan bir genç kızın öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Küçük Marjane dokuz yaşındayken – köktendincilerin iktidarı ele geçirdikleri, kadınları örtünmeye zorladıkları ve binlerce insanı hapse attıkları yıllarda – baÅŸlayan Persepolis’in öyküsü, Marjane’yi ebeveynlerinin onu güvenlik endiÅŸesiyle gönderdikleri ve Marjane’nin ülkesinden kaçmasının tek nedeni olan dinsel köktencilik ve aşırılıkla bir tutulduÄŸu Avrupa’da geçirdiÄŸi yıllara ve kahramanımızın yetiÅŸkinlik çağına dek izliyor.

Fransız versiyonunda seslendirme kadrosu içinde Catherine Deneuve gibi star’lara da yer veren Persepolis, 2007 Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazanmıştı.

THE MAN FROM LONDON



Ãœnlü Macar yönetmen Bela Tarr’ın Belçikalı yazar Georges Simenon’un aynı adlı romanından uyarladığı, 2007 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan “The Man From London” 60’ların ünlü film-noir’larının gergin ve yoÄŸun atmosferini canlandırırken güçlü “varoluşçu tonlaması”yla dikkat çekiyor.



Fransa’da bir limanda çalışan orta yaÅŸlı bir görevli esrarengiz bir cinayete ÅŸahit olur ve cinayet mahallinde para dolu bir bavul bulur. Olayın hemen ertesinde Ä°ngiltere’den bir müfettiÅŸin bölgeye gelmesiyle, bir vurgunun ganimetine el koyduÄŸunu anlar. Bu noktadan sonra yaÅŸamı hiçbir zaman aynı olmayacaktır.



THE MOURNING FOREST



1997 Cannes Altın Kamera ödülü sahibi, 2003’te Altın Palmiye için yarışan Japon yönetmen Naomi Kawase, yaÅŸlılık ve yas olgularını merkez alan içten ve dokunaklı bir öyküyle beyazperdeye geri dönüyor. Samimiyeti ve fedakarlığı insan iliÅŸkilerinin merkezine geri çağıran “The Mourning Forrest”2007 Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödül’e layık görülmüştü.

Shigeki yaÅŸamını bir huzur evinde geçirmekte olan yaÅŸlı bir duldur. Ona en büyük desteÄŸi, kendisi de bir ailesinden bir yakınını kaybetmiÅŸ olan Machiko vermektedir. Machiko, Shigeki’nin doÄŸumgününde onu arabayla bir kır gezisine çıkartır. Ne var ki ikilinin arabaları bir hendeÄŸe düşer ve Shigeki, adeta gizemli bir sesi dinliyormuşçasına, kararlı bir ÅŸekilde ormana doÄŸru ilerlemeye baÅŸlar. Machiko’nun onu takip etmekten baÅŸka seçeneÄŸi yoktur.



AND ALONG COME THE TOURISTS



2007 Cannes Film Festivali “Belirli bir Bakış” seçkisinde seyirci karşısına çıkan “And Along Came the Tourists”, alışılmadık bir artalanda geliÅŸen bir aÅŸk ve kültürlerarası iliÅŸki öyküsü anlatıyor ve Auschwitz’den, günümüzün perspektifinden bakarak, zekice, empatik ve öğretici bir yoldan da bahsedilebileceÄŸini kanıtlıyor.



Genç Alman Sven ülkesinde askerlik yapmak yerine yurtdışında sivil hizmet vermeyi seçer ve kendini Polonya kasabası Auschwitz’de bulur. Sven, ona lise tarih derslerini anımsatan boÄŸucu gri havayla kaplı bu küçük kasabada, kampın eski tutsaklarından olan ve zamanını Avrupa’nın her yerinden kampa getirilen Yahudilerden alınan eski bavulları onararak ya da yaÅŸayan bir tanık olarak ziyaretçilere konuÅŸmalar yaparak geçiren ihtiyar Bay Krzeminski’ye bakmakla görevlendirilmiÅŸtir ve Krzeminski’nin huysuz tavırlarının yanı sıra yerli halktan kiÅŸilerin önyargılarıyla da baÅŸ etmek zorundadır.



Ne iyi ki genç adamın yanında, onun evinde kalmasına izin veren genç Polonyalı rehber Ania vardır. Karmaşık duygular içindeki Sven bir süre sonra bulunduğu yerin korunmasında kendine düşen görevi anlayacak ve Ania için beslediği duyguların farkına varacaktır.



THE POPE’S TOILET



Yıl 1988. Papa II. Juan Pablo Melo kentini ziyaret edecektir. 50,000 kişinin onu görmeye gelmesi beklenmektedir.



Kasabanın mütevazı sakinleri insanlara yiyecek ve içecek satarak zengin olacaklarına inanmaktadırlar. Bisikletiyle kaçakçılık yapan Beto, evinin önüne, gelen geçene kiralamak için bir tuvalet inÅŸa etmeye karar verir. Ne var ki Papa’nın ziyaretinde hiçkimse hiçbirÅŸey satamaz ve sadece yaÅŸlı bir kadın tuvaleti kullanır. Beto’nun hayalleri suya düşmüştür fakat bu macera sayesinde kızı onu daha iyi anlama fırsatı bulacaktır.



Uruguaylı yönetmenler César Charlone ve Enrique Fernandez’in ortak imzasını taşıyan “The Pope’s Toilet”, gösterim tarihinden önce ödüllere layık görülmüştü.



MY BROTHER IS AN ONLY CHILD



2007 David di Donatello Ödülleri’nde ‘En iyi Senaryo’ ve ‘En Ä°yi Aktör’ de dahil olmak üzere dört kategoride ödül alan “My Brother Is An Only Child” iki kardeÅŸin öyküsü üzerinden Ä°talyan yakın tarihinin çalkantılı yıllarına uzanıyor. Accio serserice düşüncesiz ve kuralsız davranışları ile ebeveynleri için bir felakettir. Her mücadeleye ciddi bir savaÅŸa giriyormuşçasına giren Accio, istediÄŸini elde etmek için savaÅŸan bir irade timsalidir. Öte yandan Manrico yakışıklı, sosyal ve karizmatiktir ve çevresi tarafından çok sevilmektedir. Ä°talya’nın yavaÅŸ yavaÅŸ politik mücadelenin girdabına kapıldığı yıllarda iki kardeÅŸ zıt politik kamplara düşerler. Aralarındaki rekabet, ikisinin de aynı kadına aşık olmalarıyla daha da alevlenecektir.



TERROR’S ADVOCATE

Komünist? Anti-kolonyalist? Aşırı saÄŸcı militan? Hangi fikirler Jacques Vergés’nin ahlak anlayışını temellendirir?

2007 Cannes Film Festivali “Belirli bir Bakış” bölümünde seyirci karşısına çıkan “Terror’s Advocate”, ‘ÅŸeytan’ın avukatı’nın izini sürüyor ve Fransız hukuk tarihine geçmiÅŸ en esrarengiz kiÅŸiliÄŸin gizemini aydınlatmaya çabalıyor. Genç bir avukat olduÄŸu yıllarda Cezayirli bağımsızlıkçılar adına café’leri bombalamaktan idama mahkum edilen ‘la Pasionaria’ lakaplı Djamila Bouhired’i savunmasıyla tanınan Vergés, etkileyici kariyeri boyunca Çakal Carlos gibi teröristlerin savunmalarını üstlendi ve Nazi teÄŸmeni Klaus Barbie gibi tarihi canavarları mahkeme salonlarında temsil etti.



Genç yönetmen Erin Kolirin, 2007 Cannes Film Festivali “Belirli bir Bakış” bölümünden Coup de Coeur ödülüyle dönen film kültürlerarası iliÅŸkilere odaklanıyor.

THE BAND’S VISIT



Ä°skenderiyeli bir Polis Bandosu, bir Arap Kültür Merkezi’nin açılış töreninde çalmak üzere Ä°srail’e davet edilir. Ancak bürokratik bir karışıklık nedeniyle bando üyelerini havaalanında karşılamaya kimse gelmez. Müzisyenler verilen adresi kendi baÅŸlarına bulmak zorundadırlar. Bindikleri otobüs onları çölde unutulmuÅŸ kasabada bırakır. Ertesi sabaha kadar ÅŸehre dönme ÅŸansı kalmayan bando, kasabadaki café’nin güzel iÅŸletmecisi Dina’nın, geceyi onun evinde geçirmeleri teklifini kabul eder. Bu zorunlu konaklama sırasında yaÅŸanacak aksilikler bando üyeleriyle kasabalılar arasında dil ve kültür engellerini aÅŸan bir dostluÄŸun temelini atacaktır.



TUYA’S MARRIAGE



2007 Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülüne layık görülen “Tuya’nın EvliliÄŸi”nde yönetmen Quanan Wang, annesinin doÄŸduÄŸu topraklara uzanıyor ve modern dünya tarafından tehdit edilen yaÅŸamları ve eski gelenekleri ÅŸiirsel bir üslupla perdeye taşıyor.



Hükümetin göçebe çobanları ÅŸehir yaÅŸamına uymaya zorladığı kuzeybatı MoÄŸolistan’ın uçsuz bucaksız steplerinde, güzel Tuya toprağını terk etmemek için direnmektedir. Tuya ayrıca engelli kocası Bater’in – iyi niyetli – boÅŸanma ısrarlarına da karşı koymaktadır. Bir gün, ani bir hastalık Tuya’yı, en azından Bater’e bakabilecek birini bulabilme umuduyla tekrar düşünmeye iter. Ne var ki Tuya’nın taliplerinden hiçbiri Bater’in yükünü de üstlenmeye niyetli deÄŸildir, eski okul arkadaşı Baolier dışında.



PARANOID PARK



Amerikan bağımsız sinemasının ünlü yönetmeni Gus van Sant, Amerikan liselerini saran ÅŸiddet sorununa eÄŸildiÄŸi 2003 tarihli sansasyonel filmi “Fil”in ardından “Paranoid Park”ta bir kez daha ergenlerin dünyasına giriyor. Blake Nelson’ın aynı adlı romanından uyarlanan “Paranoid Park” 2007 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarıştı ve 60’ıncı Yıldönümü Özel Ödülü’nün sahibi oldu.



”Paranoid Park”, kaza sonucu bir güvenlik görevlisinin ölümüne sebep olan genç kaykaycı Alex’in öyküsünü perdeye taşıyor. Vicdan azabı ve korkuyla felç olan Alex Portland bir süre tek başına Portland sokaklarında dolaşır ve kaza hakkında kimseye tek kelime etmemeye karar verir. Fakat yeni tanıştığı Macy’nin tavsiyeleri, acıyla baÅŸa çıkma sınavında ona yardımcı olacaktır.



EASTERN PROMISES



Efsanevi Kanadalı yönetmen David Cronenberg, 2005 tarihli “A History of Violence”ın ardından perdeye bir baÅŸka suç ve hesaplaÅŸma öyküsüyle dönüyor.

Oyuncu kadrosu Viggo Mortensen ve Naomi Watts gibi güçlü isimleri barındran “Eastern Promises”, Londra’nın en ünlü suç ÅŸebekelerinden bir tanesinin üyesi olan Nikolai’ın öyküsü etrafında geliÅŸiyor. Organizasyonu tarafından potansiyel bir tehdit olarak görülen Anna adlı masum bir ebeyle ilgilenmekle görevlendirilen Nikolai, bu görevde hayatının en büyük sınavıyla karşı karşıya kalacaktır.





Devami...

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanýz ismim Atakan Sönmez ve burasý hayatimdegisti.com.Boðaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanýyým.týklayýn

Bir site olsa onu bulanlarýn uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatlarý deðiþse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarýný deðiþtirseler. Bu fikir 1995 yýlýnda yani 25 yýl önce çýkmýþtý. 15 yýl önce ise bu mp3 lerin kiþiye engel olan çekirdek inançlara göre hazýrlanmasý yani cekirdekinanc.com fikri oluþtu

Hipnoz gibi bir þey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak deðil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaþ arasý oluþan bilinçaltý kayýtlarýnýz yani çekirdek inançlarýnýz bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarýnýzýn pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziðin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanýkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alýrsýnýz. Çocukluðunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediðiniz kayýtlarla binlerce kez bilinçaltýnýza yerleþtirmiþ oluruz.

Çekirdek inançlarýn hayatýmda engellere neden olduðunu nasýl anlarým?

Hayatýnýzda hep ayný þeyler tekrar ediyorsa. Ýliþkilerde hep ayný þeyleri yaþýyorsanýz... Aþýrý fedakar bir yapýnýz varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalýþýyorsanýz. Paranýzýn bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çýkýyorsa birikim yapamýyorsanýz. Hayýr demekte zorlanýyorsanýz. Odaklanmakta bir þeyleri devam ettirmekte sorun yaþýyorsanýz. Ýliþkilerde mýknatýs gibi sorunlu kiþileri çekiyorsanýz. Ýþ hayatýnda iniþ çýkýþlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aþýrý kontrolcü ve garantici bir yapýnýz varsa kaygý düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düþünüyorsanýz ve þanssýzlýklarý sorunlu olaylarý ve sorunlu kiþileri hayatýnýza çekiyorsanýz çocuk yaþta oluþan çekirdek inançlar hayatýnýzý yönetiyor olabilir.

25. yýla özel þimdi arayanlara 5 dakikalýk çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneði verilir. Atakan Sönmez tarafýndan yapýlýr ve bilgi amaçlýdýr. +90 5424475050 Türkiye dýþýndakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

Bluesky24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Dünya Sinemasının Kalbi Antalya Altın Portakal'da Atacak

Serbest Kürsü ve Yurtdýþý Firmalar Dünya Sinemasının Kalbi Antalya Altın Portakal'da Atacak Konusunu hayatimdegisti.com Konuðumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaþamýnýzý hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanýz mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD týklayýnýz Real’in ana sponsorluÄŸunda, TÃœRSAK ve AKSAV Vakfı’nın iÅŸbirliÄŸinde gerçekleÅŸen Antalya Altın Portakal Film Festivali 44. yılında bir kez daha dünya sinemasının birbirinden güzel filmlerini ve dünyaca ünlü konuklarını ağırlamaya hazırlanıyor. Festivalin uluslararası bölümü olan ve bu yıl üçüncü yaşına basan ...

ayrýca bu konularda arama yapan konuklarýmýz var Yurtdýþý Firmalar telkin cd indir izle Ýstanbul Yurtdýþý Firmalar nerededir kimdir Yurtdýþý Firmalar çekirdek inanç temizliði Ýzmir bursa Yurtdýþý Firmalar hipnoz Yurtdýþý Firmalar olumlama seminerleri eðitimi çaresi tedavisi Yurtdýþý Firmalar hakkýnda bilgi bilinçaltý telkin cd telkin mp3 Yurtdýþý Firmalar kuantum düþünce kitap haberi


WEZ Format +3. Þuan Saat: 12:28 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.