Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14-12-2010, 03:24 PM   #27 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: BEŞ SEVGİ DİLİ



Kişilik Tipleri

Hepimizin duygularımızı görmezden gelip örtbas ettiği söylenemez; fakat iş konuşmaya gelince, kişiliklerimiz ön plana çıkar. Ben şimdiye dek iki temel kişilik tipi gözlemledim. İlkini "Ölü Deniz" diye adlandırıyorum. Küçük İsrail ülkesinde Galile Denizi, Jordan Nehri yoluyla güneye, Ölü Deniz'e akar. Ölü Deniz hiçbir yere gitmez. Alır, fakat vermez. Bu kişilik tipi, gün boyunca birçok deneyim, duygu ve düşünce alır. Bu bilgileri depoladıkları büyük bir hazneleri vardır ve konuşmadan da son derece mutludurlar. Bir Ölü Deniz kişiliğine "Bir sorun mu var? Neden bu gece hiç konuşmuyorsun?" dediğinizde, yanıtı muhtemelen "Hiçbir sorun yok. Neden bir sorun olduğunu düşündün ki? olacaktır. Ve bu son derece dürüst bir yanıttır. O konuşmamaktan hoşnuttur. Tek bir kelime etmeden Chicago'dan Detroit'e kadar araba kullanıp, son derece de mutlu olabilir.

Diğer uçta ise "Çağlayan Dere" vardır. Bu kişilikte de, göze ve kulağa hitap eden ne varsa ağızdan dışarı çıkar ve ikisi arasında nadiren altmış saniye vardır. Her ne görürler ve duyarlarsa anlatırlar. Evde konuşacak kimse yoksa, birilerini ararlar. "Ne gördüm biliyor musun? Ne duydum biliyor musun?" Eğer telefonla birini bulamazlarsa kendi kendilerine konuşurlar; çünkü hiç hazneleri yoktur. Çoğu zaman bir Ölü Deniz'le bir Çağlayan Dere evlenir. Bu olur, çünkü flört dönemlerinde bu çok çekici bir birleşimdir.

Yeni bir alışkanlık edinmenin bir yolu,
her gün başınıza gelen üç olay ve bunlarla
ilgili hissettiklerinizi konuşacağınız
bir paylaşım zamanı oluşturmaktır.

Eğer siz bir Ölü Deniz iseniz ve bir Çağlayan Dere ile çıkıyorsanız, harika bir akşam geçireceksiniz demektir. "Bu gece sohbeti nasıl başlatacağım? Sohbetin devamını nasıl sağlayacağım?" diye düşünmek zorunda değilsiniz. Bütün yapmanız gereken, başınızı sallayıp "ya, ya" demektir. O bütün akşamı doldurmayı başarır. Size de eve dönerken "ne harika bir insan" diye düşünmek kalır. Diğer taraftan, eğer siz bir Çağlayan Dere iseniz ve bir Ölü Deniz ile çıkıyorsanız, aynı derecede harika bir akşam geçireceksiniz demektir, çünkü Ölü Denizler dünyanın en iyi dinleyicileridir. Siz üç saat boyunca çağlarsınız, o sizi dikkatle dinler ve eve dönerken "ne harika bir insan" diye düşünürsünüz. Birbirinizi çekersiniz. Ne var ki, beş yıllık bir evlilikten sonra Çağlayan Dere bir sabah uyanır ve der ki: "Beş yıldır evliyiz ve ben onu tanımıyorum." Ölü Deniz der ki: "Onu fazla iyi tanıyorum. Keşke biraz ara verip bana bir nefes aldırsa." İyi haber şu ki, Ölü Denizler konuşmayı, Çağlayan Dereler de dinlemeyi öğrenebilir. Kişiliğimiz ön plandadır ama bizi tamamen kontrol altına almaz.

Yeni bir alışkanlık edinmenin bir yolu, her gün başınıza gelen üç olay ve bunlarla ilgili hissettiklerinizi konuşacağınız bir paylaşım zamanı oluşturmaktır. Ben bunu, "sağlıklı bir evlilik için günlük asgari gereksinim" diye adlandırıyorum. Eğer günlük asgari ile başlarsanız, birkaç hafta veya ay içinde, nitelikli sohbetin aranızda çok daha özgürce aktığını görebilirsiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla