Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Diğer Sağlık Haberleri

Uyarılar

Akdağ ile ropörtaj: Tam gün, TTB'ye bakışı, el sıkmama olayı...

Serbest Kürsü ve Diğer Sağlık Haberleri Akdağ ile ropörtaj: Tam gün, TTB'ye bakışı, el sıkmama olayı... Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Sağlık reformuna ikinci eylem planıyla devam eden Sağlık Bakanı Prof. Recep Akdağ, en acil sorunun hekim azlığı olduğunu söylüyor. YöK'ün tıp fakültesi kontenjanlarını artırmadığını hatırlatan Bakan taleplerimize cevap alamadık' diyor 2 kez peş peşe sağlık bakanı oldunuz. Sizi vazgeçilmez kılan ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Diğer Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Diğer Sağlık Haberleri nerededir kimdir Diğer Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Diğer Sağlık Haberleri hipnoz Diğer Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Diğer Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Diğer Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi

Akdağ ile ropörtaj: Tam gün, TTB'ye bakışı, el sıkmama olayı...

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 05-05-2010, 12:13 PM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Bluesky24 will become famous soon enoughBluesky24 will become famous soon enough
Standart Akdağ ile ropörtaj: Tam gün, TTB'ye bakışı, el sıkmama olayı...

Sağlık reformuna ikinci eylem planıyla devam eden Sağlık Bakanı Prof. Recep Akdağ, en acil sorunun hekim azlığı olduğunu söylüyor. YöK'ün tıp fakültesi kontenjanlarını artırmadığını hatırlatan Bakan taleplerimize cevap alamadık' diyor



2 kez peş peşe sağlık bakanı oldunuz. Sizi vazgeçilmez kılan ne?



Bu sadece bana mahsus değil. Şu anki kabinenin yüzde 70'i partimizin kurduğu ilk kabinede de yer alıyordu. Bu Sayın Başbakanımızın istikrarlı çalışmaya verdiği önemi gösterir. Bu ülke için de önemli, hükümetler için de. Geçen 5 senede sağlıkta dönüşüm programının yapısal kısmının önemli bölümünü gerçekleştirdik. 5 yıla daha ihtiyaç var ki dönüşüm tamamlansın. 1950'den beri en uzun süre bakanlık yapan kişi selefim Osman Durmuş. 3 buçuk sene yapmış o da.



Sağlık hizmeti öncelikli olduğu, icraatlar da birebir yansıdığı için halkın teveccühü ciddi oldu. Sizin için seçim kazandıran bakan' diyebilir miyiz?



Halkımızın partimizi yeniden iktidara getirmesinde bu hizmetlerin de rolü olduğu doğru ama söylediğinizi ifade etmek yanlış olur. Bunda en büyük pay hükümetin ve Başbakanın cesaretli ve kararlı tutumu. Yıllardır konuşulan bir reformu gerçekleştirmek kuşkusuz bakanlık için de, hükümet ve Başbakan için de bir risktir. Dolayısıyla bu bir ekip çalışması, biz görevimizi yapmaya çalıştık.



SAYI ÇOK SANILIYORDU



Nüfus ve talep artarken hekim sayısının artmaması ciddi sıkıntı. Tespit ve tedbirde neden bu kadar gecikildi?



önceki dönemlerde Türkiye'de doktor sayısı az değil, fazla. Sorun dengesiz dağılımda, o yüzden tıp öğrencisi sayısı azaltılmalı' şeklinde yaygın ve yanlış bir algı vardı. Bunun fark edilmesi ve değiştirilmesi gerekiyordu.



Yanlış tespitin nedeni neydi?



İki nedeni olabilir. İlki bilgi noksanlığı ve yanlış bilginin tekrarı. İkincisi, sayı artarsa hekimlerin kıymetinin ya da kazancının azalacağı düşüncesi. Şu an Türkiye'nin çalışan 100 bin hekimi var. Bunun 200 yüz bine ulaşması lazım. Bu sayıya öyle bir iki senede değil ancak 20 senede belki ulaşılır. Türkiye gelişen, büyüyen bir ülke, 200 bin hekimi istihdam edebilecek güçte. Biz yeni düzenlemelerle hastaneleri vatandaşa açtık, hastaya ayrılan süreyi artırdık ve doktorlarımıza performanslarına göre ödeme yapmaya başladık. 5 sene evvel SSK'lı bir hastaya doktora ulaşıp reçetesini yazdırmak bile yetiyordu. Şimdi yetmiyor, yarın hiç yetmeyecek, yetmemeli de.



DOKTORUM NEREDE?



Ortalama kaç kişiye bir doktor gerekir, normali nedir?



52 Avrupa ülkesinin ortalaması yüz bin kişiye üç yüz doktor. Bizde yüz bin kişiye 150 doktor düşüyor. Olması gerekenin yarısı yani.



Çözüm için tıp öğrencisi kontenjanı artırılması konusunda YöK'le nasıl bir koordinasyon eksikliği var, sorun ne?



Biz YöK'le irtibat kurma gayretinde olduk. Tıp Konseyi'yle, rektör ve dekanlarla toplantılar yaptık. Sağlık Eğitimi Genel Müdürüm, müsteşar yardımcım YöK başkan yardımcısıyla görüştü. Ben 2006'da YöK başkanımızla telefonda görüştüm, konuyu konuşmak için kendisini davet ettim. Bunların dışında 2007'de böyle bir ihtiyaç var' diye yazı da yazdık.



HAZIRIZ YöK'ü BEKLİYORUZ



Cevap mı alamadınız, ne dendi?



Bizi ileriye götürebilecek hiçbir cevap alamadık. Olur, konuşuruz' falan dendi, ötelendi. 9. Kalkınma Planımıza, tıp fakültelerine alınacak öğrenci sayısının artırılması ifadesi kondu, TBMM'de de kabul edildi. Bu bütün devlet kurumlarını bağlar, ilgili kuruluşlar buna göre stratejik planını hazırlar. Devlet Planlama Teşkilatı da öğrencisi artan tıp fakültelerine gerekli ödenekleri vereceği hususunda yazı yazar.



YöK dışında herkes hazır yani, öyle mi?



Biz hazırız. YöK'ün de bu işe el atması lazım.



BAŞKA İŞLE UĞRAŞIYOR



Eğitim için yeterli öğretim üyemiz var mı peki?



Fazlasıyla var. Almanya'da 22 öğrenciye bir öğretim üyesi, biz de 3 buçuk öğrenciye bir öğretim üyesi düşüyor. Çünkü öğrenci az. Tıp fakülteleri de en yüksek puanlarla tercih ediliyor ama YöK'ün belirlediği kontenjan bu kadar.



YöK'ü engelleyen ne, yanlış bilgilenme mi, başka bir şey mi?



Nedeni hem bilgi eksikliği hem YöK'ün görev ve ilgi alanının dışında şeylerle uğraşması. Son olarak rektörler komitesi ve YöK başkanı yeni anayasa çalışmasıyla ilgili açıklama yaptı. Herkesin fikrini açıklama, şurası şöyle, burası böyle olsun deme hakkı var ama ekseriyetle iktidar olmuş bir partinin taslak çalışmasının önüne zaptiye gibi dikilip Yapamazsınız, yapmayacaksınız' demeye hakkı yok. Sayın Teziç hükümete karşı muhalefet gibi hareket ediyor, siyasetle meşgul oluyor. Yeterli öğretim üyesi var, öğrenci var, hasta var. İhtiyaç halinde bina vermeye hazırız. Neden bekliyoruz? 10 sene sonra iş işten geçmiş olacak. Zararın neresinden dönsek kardır.



HASTANIN GüNAHI NE?



14 Mart Tıp bayramında çalışma koşullarının düzeltilmesini talep eden doktorlar iş bırakma eylemi yaptı ve siz savcıları göreve davet ederek, doktor ithal etmekten bahsettiniz. Bu da bakan personelini tehdit ediyor' gibi algılandı!



Bunun yabancı hekimlerin buraya gelmesiyle ilgisi yok. Türk hekimleri yurt dışında çalışabiliyorsa, başkaları da burada çalışabilir. Aksini söylemek geride kalmış düşüncelerdir, irticadır. Ayrıca birkaç istisna dışında tabipler bizi hiç protesto etmedi. TTB'nin (Türk Tabipler Birliği) eylemlerine katılan 100 kişi içinde belki ancak 10 kişi tabipti. Meclis önünde yapılan eylemde de öyle. Bunu onlar da biliyor. 100 bin hekimin bulunduğu bir ülkede kuşkusuz tabiplerin bir kısmı sağlık politikalarına karşı da çıkabilir. Bu demokratik haktır ama Türkiye'de doktorlar hiçbir dönemde 58. ve 59. hükümet dönemindeki kadar itibar görmediler.



Karşı çıktığınız neydi o halde?



Hasta bakmayarak, eylem yapacağız demelerine karşı çıktım ben. Kim buna yeltenirse kanunlar ölçüsünde elimden geleni yine yaparım. Bazı iş kollarında benzeri şeyler yapılabilir ama sağlık hizmeti ertelenemez. Hastanın günahı ne?



Hekimlerin şikáyet ve talepleri için iletişim kanallarınız açık mı bari?



Sonuna kadar. Hekimleri, diş hekimlerini, eczacıları temsil edenlerle 81 ilde kalabalık katılımlı değerlendirme toplantıları, yüz yüze görüşmeler yaptım. Yarım saat ben konuştuysam bir, bir buçuk saat onlar konuştular. Hemşerilerimizle, eczacılarımızla, diş hekimlerimizle hiçbir sıkıntımız olmadı.



HEPSİNE EYVALLAH AMA...



TTB ile aranızdaki sıkıntı ne?



TTB ile de beş senede belki 50 defa görüştük. TTB Başkanı değerli hocamız Gencay Gürsoy daha 10 gün önce buradaydı. Tam gün çalışmayla ilgili görüş iletti, makul görüşlerdi, üzerinde çalışacağımızı söyledim. TTB ile geçmişte biraz ideolojik yapılanma sebebiyle sıkıntılarımız oldu. Hep şunu söyledim: TTB meslek örgütüdür, görüş bildirir, politikalara katkı verir veya karşı da çıkabilir. Hepsine eyvallah. Ama sağlık politikalarının ne olacağına hükümetler karar verir, TTB değil. İddiası bu olan parti kurar ya da bir partide siyaset yapar. Ama Gencay Gürsoy yönetimiyle olumlu bir süreç başladı şimdi.



Tıp eğitimi çok uzun, meşakkatli ve de masraflı. Geze toza okunan okullara benzemiyor. Dolayısıyla bunca emekten sonra hizmete başlayan doktorların ağır çalışma koşullarına rağmen düşük ücret alıyor olmaları insanda adaletsizlik duygusu yaratıyor. Gönlünüzdeki rakam ne?



Kesinlikle katılıyorum, eğitimimiz gerçekten çok meşakkatli. Anatomi terimlerini sayıklamadan sınavdan geçen öğrenci sayısı azdır. Asistanlık dönemi de öyledir. Bu mesleğin parasal karşılığını tayin etmek zordur o yüzden. Bir pratisyen hekim 10 bin lira, bir uzman hekim 20 bin lira da kazansa fazla oldu demem asla. Ama Türkiye'nin gerçeklerini de görmek lazım. Neredeydik nereye geldik bu önemli.



MAAŞLAR 5 KAT ARTTI



Ortalama doktor ücreti ne şu an?



Geldiğimizde 1300 lira maaş, 200 lira ek ödeme alan bir uzman hekim, şimdi kamuda fulltime çalıştığında maaş ve ek ödemeyle 5-6 bin lira alıyor. Dört katı yani, 5 sene öncesine göre üstelik. Analarının ak sütü gibi helal olsun.



Rakamlar Avrupa'da nasıl?



Bir uzman hekimin ortalama geliri 3 buçuk, 4 bin euro civarında. Demek ki biz kamuda tam zamanlı çalışan doktorlarda iyi bir noktaya gelmişiz.



özel hastane ve kamu hastanesinde çalışan doktorların ücretleri arasındaki makas neden bu kadar çok açık peki?



Bu çok önemli bir soru. özel hastaneler daha önce sosyal güvenlik kurumuna hizmet verelim vatandaştan kuruş istemeyeceğiz' dedi. Şimdi hizmet verelim ama vatandaştan da ilave ücret talep edebilelim çünkü doktor maaşları çok yükseldi' diyor. Buna sebep de hekim açığı. Hekim karaborsası' oluşturuluyor böylece, makas da açılıyor. Dün vatandaşın muayenehaneye gitmesinden, bıçak parası' ödemesinden bir vatandaş, doktor, öğretim üyesi olarak rahatsızdım. Bakan olarak bunu değiştirmeye gayret ettim. Başarılı da olduk. Şimdi bunun yeniden meşrulaştırılmasına razı olamam.



BAKAN SİZİ GöZETLİYOR!



Tv'lerde çok sayıda sağlık programı var, rağbet de görüyor. Bunların hasta eğitimine katkısı oldu mu yoksa bir çeşit hastane ve doktor pazarlama' tekniği mi bu?



Aslında faydası oldu, oluyor. Samimiyetle yapılan programlar çoğunlukta. Dediğiniz gibi olanları da hem Reklam üst Kuruluna, hem RTüK'e bildiriyoruz. Geçen gün evde tv seyrediyoruz. Bir programda bir hastalıktan ve tedavisinden bahsediliyor. Alttan da bir şerit geçiyor, bilgi için şu telefonu arayın diye. Eşime sen arar mısın' dedim, aradı, özel bir hastane çıktı! Buna müsamaha etmeyeceğimizi buradan ilan ediyorum.



Peki ya bizim ve gelecek nesillerin sağlığından sorumlu bakan olarak söyler misiniz; küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı alınacak tedbirler için neler yapacaksınız, kabinede aktif rol alacak mısınız mesela?



Konu birinci derece Çevre ve Orman Bakanlığımızın sorumluluğunda ama mesela iklim değişikliğinin ani sağlık problemlerine hatta ölümlere yol açmaması için aktif rol alırız.



DEMOKRATiK TEPKi MESELESi DEĞiL BU



Kendinizi inşa ederken tasavvuftan beslendiğinizi biliyoruz. Tasavvufta hoşgörü ve nefis terbiyesi vardır. Seçim öncesi sizinle tokalaşmadı diye bir vatandaşı savcılığa şikáyet ettiğiniz yönünde bir haber çıktı basında. Herkes politikacı eli sıkmak zorunda mıdır, ne oldu orada, nefsinize mi yenildiniz?



Beni bağışlarsanız bir şey söyleyeceğim. Olay sadece tokalaşma mı ne, bilginiz var mı?



Ben de herkes gibi basından bu kadarını okudum.



Bu demokratik tepki meselesi değildi. Erzurum'un bir ilçesinde vatandaşla tokalaşıyoruz. Oraya Kırıkkale'den gelmiş, bir partide görevli biri parti binasından kahveye geçiyor. Ona da elinizi uzatınca o sizi vatan hainliği'yle suçluyor. Vatan hainliğiyle! Kimse kusura bakmasın, ayranım kabarır benim orada. Ben sadece kendimden sorumlu değilim. Meseleyi basına intikal ettiren de ben değilim.



Bir de şu var: Zonguldak'ta yanlış anestezi yüzünden 3 buçuk yaşında bir çocuk öldü. Bir baba, çocuk doktoru ve sorumlulardan hesap sorması gereken icracı bakan olarak basına yansıyan açıklamanız olur böyle şeyler'di!



Siz böyle bir başlık atsaydınız, ben de ertesi gün aslında ne söylediğimi kasetle önünüze koysaydım, yine aynı puntolarla özür dileriz' der miydiniz? Bu olay da şöyle oldu. Bir toplantıda gazeteciler olayı bana iletti. Ben de İnsan hayatı bizim için çok önemli. Ne yazık ki her ülkede olduğu gibi bizde de böyle olaylar olabiliyor ama hassasız, derhal soruşturma başlatıyorum' dedim. İkisi aynı mı sizce?



Medyadan şikáyetçisiniz yani?



Yo. Medyanın sağlık bilgilendirmesi ve dönüşüm programımızı aktarma konusundaki artıları eksilerinden fazladır.



Ailemin yanında ölmek isterim



Tıp o kadar ilerledi ki artık kimse yatağında, sevenlerinin yanında ölmüyor. İnsanların soğuk hastane odalarında, ameliyat masalarında ölmesi dokunuyor bana. özel bir an çünkü bu ve sadece bir kez yaşanıyor hayatta! Tıbbın verdiği umut nereye kadar kovalanmalı? Bunun bir sınır yok mudur?



Var elbette. Terminal dönemin son evresinde kanserli hastalarımıza canlandırma yapmayız. Ama ağrı çekmemesi için de eşlik edilir. Ağır hastalar için evde bu sağlanabilir mi, buna tıp karar verir. Ama haklısınız, hastane odalarını insanileştirmeliyiz. Hastanın yanında ailesi bulunabilmeli, dini veya felsefi inancına göre kişi istiyorsa yanında Kuran, İncil okunabilmeli. Buna yardımcı olmak gerek. Hastanelerimizi modernleştirip koğuş düzeninden çıkarmaya çalışıyoruz.



Allah gecinden versin ama herkes gibi size de emri hak vaki olacak. Siz nerede, nasıl ölmek istersiniz?



Bu soru çok zor. Düzgün bir hastane odasında ailem yanımda olur, inançlarıma uygun davranılırsa bu bana yeter.



Daha 47 yaşındasınız. Hayatta başka ne olacaksınız, fikriniz var mı?



Hani anlatırlar, hikmet sahibi kişi ile bir kral konuşuyormuş. Kral kendisine bir şeyler atfedip diğerine sormuş, Sen bundan sonra ne olacaksın' diye. O da ne olacağım' demiş şimdiki gibi hiç!'. Allah nasip eder de sağlıkta dönüşüm programını tamamlayabilirsek hayatın bana yüklediği misyonu yerine getirmiş sayarım kendimi. Türkiye'nin yarım asırdır beklediği bir iş çünkü bu.



Başbakan'a maaşallah



Aile planlamasından sorumlu bakan olarak 6 çocuk sahibi olmanız insanlarda hayli şaşkınlık yaratıyor! İmamın dediğini yap, yaptığını yapma' durumu mu bu?



Hayır. Aile planlamasını nüfus kontrolüyle karıştırmamak gerek. Bireylere üreme sağlığı hususunda bilgi, gerektiğinde kaynak sağlarsınız. Onlar kendi kararlarını kendileri verir. Aile planlamasının mantığı budur, ülke nüfusunu kontrol etmek değildir. Ben 6 çocuk, bir başkası 2 çocuk sahibi olabilir, bir başkası hiç istemez ve bir ortalama çıkar. Bu ortalama şu an 2.1 civarında. Bunun altına düşersek yaşlanan bir ülke oluruz. önemli olan herkesin sağlıklı şekilde çocuk sahibi olması, çocukların da sağlıklı ve iyi eğitimle yetişmesi.



Ailenizin hekimi siz misiniz?



Danışman hekimi benim. Başka doktora ben de gidiyorum, ailem de gidiyor. Ama çocuklarımı genelde ben muayene ederim.



Kabinenin sağlığından da siz mi sorumlusunuz?



Oranın da danışmanıyım. (gülüyor) Başbakanın kısmi danışman hekimliğini yapıyorum. Sağlığı çok iyi maşallah, son zamanlarda kilo verdi. İradesine hakim, fazla yemiyor, fizik aktivitesi de daha iyi. Ben de kilo vermek istiyorum ve kendilerine gıpta ediyorum.



Mahalle sağlığı nasıl doktor bey?



Mahallenin sağlığı nasıl doktor bey? Son dönemlerde farklı farklı semptomlar baş gösterdi biliyorsunuz!



Genel anlamda büyük bir sorun yok. Ama hangi ideolojiden, felsefeden olursa olsun başkalarına düşüncelerini dayatmaya çalışanlar var bu ülkede. Mahalledekileri suçlamaya gerek yok. En üst seviyedeki yöneticiler, politikacılar, YöK ve basın mensupları bu baskıyı yapıyor zaten. Ne başını örtenler açanlara ve yakınlarına, ne başını açanlar örtenlere ve yakınlarına baskı yapmamalı. Türkiye'de bir vehimden bahsedenlerin başını örtenlere yapılan baskıyı görmezden gelmesi büyük haksızlık değil mi?



Fadime özkan-Star

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

Bluesky24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Akdağ ile ropörtaj: Tam gün, TTB'ye bakışı, el sıkmama olayı...

Serbest Kürsü ve Diğer Sağlık Haberleri Akdağ ile ropörtaj: Tam gün, TTB'ye bakışı, el sıkmama olayı... Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Sağlık reformuna ikinci eylem planıyla devam eden Sağlık Bakanı Prof. Recep Akdağ, en acil sorunun hekim azlığı olduğunu söylüyor. YöK'ün tıp fakültesi kontenjanlarını artırmadığını hatırlatan Bakan taleplerimize cevap alamadık' diyor 2 kez peş peşe sağlık bakanı oldunuz. Sizi vazgeçilmez kılan ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Diğer Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Diğer Sağlık Haberleri nerededir kimdir Diğer Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Diğer Sağlık Haberleri hipnoz Diğer Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Diğer Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Diğer Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:09 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.