fiziksel,zihinsel,ruhsal sağlığımız ve beslenme bağlantısı /çağdaş besin dosyası birçok beslenme uzmanına göre, sağlığımızın bozulmasının başlıca nedeni yüzde doksan yanlış beslenme tarzıdır.
bu yanlışlığın temeli nerede başlar?
insan bünyesi aldığı besinle oluştuğuna göre, alınan besinin sağlıklı olması için her şeyden önce doğal olması gerekir.
doğal ne demektir? bir besin maddesi ki yapay gübre ile yetişmemiş, konserve edilmemiş,
uzun zaman tazeliğini koruması için herhangi bir işlem görmemiş ve güneşte olgunluğunu bulmuştur,
işte ancak o besin maddesine doğal denebilir.
ne yazık ki gelişmiş ülkelerde besinin doğal niteliğinden çok, miktarına,
yani yapay gübre ile elde edilebilen miktara önem verilmektedir.
ancak bu ülkelerde doğal maddelere kesinlikle gereksinim görüldüğünden,
gün geçtikçe sağlıklı besin maddesi satan birçok dükkan açılmaktadır.
kimyasal gübreyle beslenen toprakta yetişen bitki, tahıl yada meyve topraktan alması gereken azotu,
potası, kireci ve benzerlerini alamaz. bu ise böyle toprakta yetişen bitkinin kof kalmasına yol açar.
öyle ki bu maddeler insan bedenini besleyemez olur. besinini alamayan bir bünye bir açlık içindedir.
zamanla elbette ki bu aç bünye birçok yakınmalarda bulunacak ve er geç hastalıklar belirecektir.
kimyasal işlem gören bitkiler kanserojen özelliğe sahiptir. bitkinin zehirlenmesi insanın zehirlenmesi demektir.
çünkü bir insanın sağlığı ötekininkine bağlıdır.
insanoğluna yapılan en büyük soykırımlardan biri, besin maddelerinin rafine edilmesi ve kimyasal maddelere bulaştırılmış olmasıdır.
bu tutum insan sağlığının bozulmasına ve çağdaş uygarlıkta kronik hastalıkların giderek çoğalmasına yol açmaktadır.
besin maddeleri biyolojik yönden eksiksiz olduğu oranda insana eksiksiz bir sağlık sağlayabilir. besini rafine etmek öldürmek demektir.
her besinin kendine özgü bir özelliği vardır; ancak bu özellikleri yitirmezse biyolojik değerinin tümünü verebilir.
ancak ve ancak doğal, özgül, yalın bir besin insana dengeli bir beslenme sağlayabilir.
ancak böyle beslenen insan ruhsal, ahlaksal, duygusal ve ussal (akılsal) açıdan tam gelişebilir.
prof. delore: “çağdaş beslenme tarzının dosyasın gözden geçirme zamanı gelmiştir.” diyor.
günther schab ise: “beslenme tarzındaki değişme 1800 yıllarına rastlar.
o çağdan bu yana yağ tüketimi iki katına, et tüketimi dört katına çıkmış ve un kepeğinden giderek yoksunlaşmıştır.
şeker kullanımı ise on katına yükselmiştir. oysa tahıl kullanımı dokuzdan bire düşmüştür.” diyor.
geçen yüzyıl sonlarından bu yana kronik hastalıkların (damar sertliği, şeker hastalığı, arterit, romatizma, v.b.) artması rastlantı değildir.
bu olumsuz gerçeklerin üzerinde duracağımıza, elden geldiğince yalın bir besin programını ele alarak,
her bireyin yaşına ve etkinliğine uygun beslenmeyi düzenlemenin zamanı gelmiştir.
bitkisel protein ile dengeli beslenme- müheyya izer
__________________ ben mevlana değilim, insan ol öyle gel.. |