Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-12-2007, 11:09 PM   #1 (permalink)
shamanic
Administrators
♥Ozlem Şahin ♥
 
shamanic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2007
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
shamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond repute
Standart evde okul, okulda kalite


çocuk büyütmek değil
yetiştirmek lâzım!
bakımlı fidan, güzel ağaç
çocuğu iyi yetiştirmek için, her şeyden önce, çocuk yetiştirme meselesini ciddiye almak gerekiyor.
çünkü ciddîye alınmadan hiçbir şey başarılamayacağı gibi, bir aile için en önemli mesele çocuk yetiştirme işi de başarılamaz. çocuk büyütmek başka, çocuk yetiştirmek ise çok daha başka bir şeydir. çocuğu okula göndermek, yedirip içirmek, giydirip gezdirmek, asla onu yetiştirmek demek değildir.
eğer öyle düşünülürse, bunun bedeli ağır oluyor.
bu şekilde sadace çocuk büyütülmüş olur, yetiştirilmiş olmaz. has bel– kader yetişse bile, yetiştiren asla ailesi değildir. bu anlayışta bir aileye kalırsa, o çocuğun işi zor.

* * *
çocuğun yetiştirilmesini sadece anneye bırakan babalar, sadece babaya bıraka anneler, ya da başkalarına bırakan anne ve babalar, mazeretlerinde tamamen haklı olamayacakları nı ve sorumluluktan kurtulamayacakları nı unutmamalılar.
başka güzellik ve özellikleriyle beraber, ağaç daha çok meyveye yöneliktir. aile ağacının meyvesi olan çocuğu yetiştirmek de, ailenin ara sıra, aklına geldikçe, mecbur kaldıkça değil, sürekli zerrelerinde hissetmesi gereken en önemli vazifelerinden biridir.

* * *
dünya ya tertemiz olarak gönderilen çocuğun ne kadar iyi yetişmesini istiyorsak; ev, okul, arkadaş çevresi ve bulunduğu diğer bütün ortamları göz önüne alarak, her şeyine en ayrıntısına kadar hassasiyet göstermeliyiz.
öyle bir hassasiyet ki; olabileceğinin en güzeli olan; dallarını bütün dünya ya uzatıp güzellikler saçan, medeni dünya ya mührünü vuran pırıl pırıl ve müstesna insanlar ortaya çıksın.
unutmayalım ki, "küçük yaşta öğrenilen hususlar, taşa yazılmış yazılar gibidir."
onların bilinçaltlarına ve bilinçlerine hep iyi ve güzel şeyler verelim. çünkü, onlara ne verirsek, ileride karşımıza o çıkacak.

aileden topluma
yetişme ortamları
çocuk şahsiyetini ve toplum içinde ki yerini bulunca ya kadar çeşitli ortamlar içinde yetişiyor.
uzun yıllar önce, katı displinin geçerli olduğu, sıcaklık ve sevginin daha az gözüktüğü bir ortamda bir çocuk görmüştüm. hiçbir şeyi severek yapmıyordu. bir isteksizlik, bir bıkkınlık ki, o kadar olur. bir gün çalışırken haline baktım ve dedim ki; “sen şimdi içinden öğretmen tamam desede şundan bir kurtulsam diyorsun değil mi?” sıkılgan çocuk hafifce güldü;
“evet” dedi “nereden biliyorsun?” bende acı acı güldüm, “halinden belli” dedim.
aynı çocuğu daha sonra başka bir sınıfta; sıcak bir disiplinin olduğu, canlı, hareketli, gülümseyen bir atmosferde gördüm. baktım, o durgunluğu üzerinden atmış, çalışkan ve pırıl pırıl bir çocuk çıkmış ortaya.
o zaman, bulunduğu ortamın bir çocuk için ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladım.
bu olayı zaman zaman, şöyle esprili ve sembolik bir ifadeyle anlatıyorum:
bakımsız ve dikenlerle dolu bir bahçede bir bülbül gördüm. sessiz, mahzun ve garip bir hâldeydi.
daha sonra aynı bülbülü çok güzel bir gül bahçesinde gördüm. baktım, o da bahçenin ahengine uymuş; canlı, neşeli ve daldan dala uçuyor.
demek ki, çocuğun bulunduğu ortam, yetişmesinde son derece müessirdir.
sadi'nin gülistan'ında geçer; dikene sormuşlar:
–çok güzel. kokuyorsun. nedendir?
cevap vermiş:
–bir zamanlar güler arasında bulunmuştum da...

* * *
çocuğun yetişmesi için çevrenin ne kadar önemli olduğu iyi düşünülmeli; gerekirse ve mümkünse, imkânları zorlayarak da olsa, çevre değişikliğine (ev, okul vs.) gidilmelidir. böyle yapılması, çocuğun yetişmesinde ailenin işini kolaylaştırır.
fakat çocuğu yetiştiren sadece okul değildir ve çocuk yetiştirme meselesi, iyi de olsalar sadece okula ve çevreye bırakılamayacak kadar ciddî bir konudur.
ailelerin genelde, çocuğu bir eğitim kurumuna teslim ederken söylediği, "eti senin, kemiği benim" anlayışı ise, dinimizde yeri olmayan yanlış bir anlayıştır.
her yerde, çocuklarından, herkesten önce baba ve anne sorumludur. biz aileler, niçin okul ve dershane tercihi yapıyoruz? niçin düz okul değil de anadolu lisesi, fen lisesi, filan okul falan dershane, filan öğretmen diyoruz, düz okul olursa bu defa okullar arasında seçim yapmaya çalışıyoruz.
çocuğun daha seviyeli ortamlarda daha iyi yetişeceğini bildiğimiz için. peki çocuğun yetişmesinde bütün bu ortamlar içinde en önemlisi hangisidir? şüphesiz ki aile değil mi? öyleyse aile ortamını çocuğun yetişmesi için en verimli hale getirmeye gayret etmeliyiz.
hemen maddi imkânlar ve tahsil seviyesi öne sürülmesin. insan bunu kendisine vazife edinir ve elinden geleni yaparsa, çok az imkânlarla da çok fazla imkân sahiplerinden daha iyi şeyler yapabilir. bunun tarihte ve günümüzdeki örnekleri pek çoktur. büyük insanlara bir bakalım kaç tanesi tahsili ve maddi imkânı yüksek ailelerden çıkmış.
ev çocukların ruhlarını ve kalplerini doyuran onların her yönden en güzel şekilde yetişmeleri için yardımcı olan güven dolu sıcak bir yuva bir yönüyle de adeta okul olmalıdır.
anne baba şunu hiç unutmamalıdır ki aile içi huzur veya huzursuzluk, çocukların ruh dünyasına ve davranışlarına da doğrudan ve dolaylı olarak mutlaka yansır.

* * *
prof. dr. acar batlaş "ana baba okulu" adlı kitabında “başarı konusunda önemli faktörlerden bir tanesi de düzenli bir aile hayatıdır. stres ölçeğinde insan hayatına en büyük yükü getiren 14 olayın 12 tanesi aile hayatı ile ilgilidir,” diyor.
demek aile, dış dünyada ki bütün olumsuzluklara karşı en sıcak sığınma ve huzur kaynağı olma vasfını kazanmalıdır.
bir yazar kitabında "mum dibine ışık vermez" sözünü hafızanızdan çıkarın diyor. bu tespite gönülden katılıyorum, eğer çocuk ışık almıyorsa, önce verene bakmak gerekir. orta üçte ki oğlumun dediği gibi, "mum dibine ışık vermez ama güneş her tarafa ışık verir" çocuklarımıza karşı mum gibi değil güneş gibi olmaya çalışalım..

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
ben mevlana değilim, insan ol öyle gel..
shamanic isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla