Ynt: İÇİMİZDEKİ ŞİFACI DİNLİYOR.. YAŞAMLA BARIŞMAK
Barış; Aniden meydana gelecek felaket karşısında üzüntü mü duyuyorsunuz? Belki de hiç meydana gelmeyecek.
Aksilikler; Hemen hemen hepsi kalbinizde yer alan büyük kötülüklerin Yüce Ruh tarafından atılma ölçüsüdür.
Uzun süreli sıkıntılar; Onlar herkesi kötü bir duruma getiren ve dua ve sessizlik kliniğine ihtiyacı olan hastalardır.
Unutkanlıklar; Başkaları üzerinde karar alma hakkını görenler merhamet edin, çünkü hangi tür problemlerle karşılaşacaklarını bilmiyorlar.
Bizim hatalarımız; Kendimizi düzeltebilmek için kutsal fırsatlar olarak değerlendiriniz.
Sevdiklerimizin hataları; Onların deneyimlerine saygı göstererek kendi sınavlarımızla karşı karşıya olduğumuzu anlayalım.
Zorluklar; Kendi imanımızı değerlendirmek için denemelerden başka bir şey değil.
Fiziksel hastalıklar; Aydınlanma için aralar ve ruhsal dünyanın yeniden inşası
Endişe beklentileri; Şöyle düşünün: Tanrı’nın merhameti ile dün ışıldayan güneş, aynı şekilde bugün de ışıldayacaktır.
F.C.Xavier’den Andre Luiz
Yaşama karşı tavrımız, onun bize neler göstereceğini belirler. Eylem daima düşünceyi izler. Kendini ezilmiş hisseden ve öfkesi burnunda olan insanların işlerinin sürekli ters gidiyormuş gibi göründüğüne hiç dikkat ettiniz mi? Oysa neşeli ve iyimser bireyler zorluklar karşısında asla yılgınlık göstermezler. Bu durum, kader icabı değil, tamamen bizim tavrımızla ilgilidir. Aynı şeyler hepimizin başına gelebilir. Çünkü yaşam fanidir ve engellerle doludur. Fakat bir deneyimi pozitif ya da negatif yapan bizim kendi tavrımızdır.
Bu konuya ilişkin güzel bir örnekte öykü şöyle: Kansere yakalanmış iki hasta var. Bu iki hastanın ortak arkadaşlarından birinin anlattığına göre, hastalardan birincisi, kansere yakalandığını öğrendiğinde karamsarlığa gömülmüş ve yaşamında herhangi bir değişiklik yapmaksızın aynı şeyleri yemeye devam etmeye etmiş. İkincisi ise kanserin kendisine galip gelemeyeceğine karar vermiş ve beslenme düzenini değiştirmişti. Belirli bir zaman periyodu içinde ikinci hasta iyileşmiş, birincisi ise bedeninden ayrılmak zorunda kalmış. Öyküyü anlatan arkadaşları elbette farklılığı yaratan şeyin yalnızca beslenme olduğunu düşünmekle yanılmıştı. Çünkü bu farkı ortaya çıkartan şey yalnızca alınan gıdalar olamazdı. Şüphesiz diyetin sağlık üzerindeki önemi tartışılmaz ama en önemlisi, hastalık karşısındaki tavırlanmadır.
Bu örnekte birinci hasta, kurtulamayacağını düşünüp, herhangi bir değişiklik göstermek için çaba göstermemiş. İkinci hasta ise kendi yaşamının sorumluluğunu yüklenmiş ve pozitif bir yaklaşım içine girerek, tüm yaşamının kontrolünü tekrar ele geçirip, huzurlu, sağlıklı ve mutlu bir bakış açısına ve en önemlisi yeni bir yaşama kavuşmuştur. Bunun bir diğer adı da “Yaşamla Barışmaktır”
"Yaşam bizim tarafımızdan dokunmayı bekleyen evrensel bir kumaş gibidir. Onun nasıl dokuyacağı ise dokuyanın sihirli parmaklarındaki gücü nasıl kullanacağına bağlıdır."
__________________ bilge insan güneşi gösterir..anlayan güneşe..anlamayan bilgenin parmağına bakar.. |