düşünce gücüyle tedavide alıştırmalar(4) Bolluğu her yerde gör; Ne kadar güzel böyle bolluk içinde yaşıyorlar. Bizde yaşayabiliriz. Aynı zamanda hiç bir şeyinde sahibi değiliz. Değiller. Bazen bir şey bir kaç kuşak aynı ailede kalabilir.
Çoğu kişi zengin olmak ister ama iltifatı bile kabul etmek istemez. İltifat bolluk bilincinin armağanıdır. Onu zarif şekilde kabul etmeliyiz. Teşekkür ederim. Bu hayat boyunca artı puan verir. İltifat edene iltifatla karşılık daha iyidir. İyi şeylerin akışını sağlamalıyız.
Beden dinlenmesini yeterince yapabilirsek bedenimiz de bizimle konuşur. Sürekli düşünülen ve söylenilenler bedenin her hücresini etkiler. Beden sağlığını, yapısını, hastalığı oluştururlar. Asık suratlı kişi sevecen ve mutlu düşünceler oluşturamamıştır. Yaşlı insanların yüzleri hayat boyu sürdürdükleri öziletişimlerinin izleri ile doludur.
Baş bölgesinde sorunlarımız varsa; genellikle bizde çok yanlış şeylerin olduğunu gösterir. Saç dayanıklılığı. Gergin ve korkulu olduğumuzda sıklıkla omuz kaslarımızdan başlayan katılaşma, baş tepemize, hatta göz çevresine yayılır. Saç kökleri ile beslenir. Kafa deriside sıkılmaktan ötürü nefes alamaz. Ölür, dökülür. Gerginlik sürerse kafa derisi gevşeyemez. Baş derimizde gevşeyemez ....
Kulaklar; İşitme kapasitesidir. Sorunumuz varsa genellikle işitmek istemediğimiz şeylerdendir. Kulak ağrısı işittiğimiz bir şeyden kızgınlık duymaktan ötürüdür. Çocukda olayları değiştirememenin etkisi ile bedelini kulak ağrısı olarak öder.
Gözler; Görme kapasitesi. Şimdi, geçmiş ve geleceğin görülmek istenmeyen şeyler gözlerde bulanık görme şeklinde açığa çıkar. Bir çok insan yeni gözlük takıp da görmek istemediklerini görünce gözlüğünü atar.
Biz şu anda neyi görmezden geliyoruz? Örneğin; Reddedilmeyi mi? Gerçekleri net görebilse idik o anda neler görürdük? Peki kendimize ne yaptığımızı görebiliyor muyuz?
Kendimize sormamız gereken sorular var diyor ve devam ediyoruz ..
Baş ağrısı; Kendimizi yanlış, geçersiz, değersiz görmekten. Kendimizi affettiğimiz takdirde ağrı geçer.
Migren türü ağrılar; Mükememmeliyetçilik baskısıdır. Bastırılmış kızgınlık başlar başlamaz mastürbasyon yapmak bunu geçirir . İlginçtir .
Cinsel rahatlık içten gelen ağrıyı ve gerginliği alır. İçimizden o anda gelmesede bir denemek gerek.
Sinüs ağrıları; Bize çok yakın birinden gelen duyulan rahatsızlık.
O kişi tarafından ezildiğinizi hissedersek bu olabilir.
Olayları kendimiz yaratıyoruz. Başkalarını suçlayarak gücümüzü başkasına devrediyoruz.
Hiçbir şeyin, olayın üzerimizde gücü yok. Zihnimizde düşünen sadece biri var.
Deneyimlerimizi gerçeklerimizi ve bu gerçeklikte yer alan kişileri biz yaratırız.
Zihinde barış, uyum ve denge yaratıldığında hayatımızda da bunları yaratırız.
Boyun ve Boğaz; Çok şey olan bölge.
Boyun; düşüncelerde esnek olmak, sorunun öteki yüzünü göremek başka birisinin görüş açısınını anlamayı temsil eder.
Buradaki sorunlar inatçılığımızı simgeler. Hep haklı çıkmak istemek ve soruna başka açıdan bakamamakdır. Eğer "TEK YOL" inancımız varsa hayatın tümüne kendimizi kapatırız .
Boğaz; İstediğimiz şeyleri söyleyebilme, kendimizi ifade etme yeteneği. Hakkımızı aramaktan çekinmek.
Ben buyum demek. Kızgınlık boğaz ağrılarının nedenidir. Soğuk algınlığıda varsa zihinsel karışıklık vardır.
Larenjit; Konuşamayacak kadar öfkeli olmaktır.
Yaratıcılığımızı engellediğimizde boğazla ilgili sorunlarımız olur.
Kendi isteklerini yapamayan, başkalarının istekleri doğrultusunda yaşayan çok kişi var. Eş/patron/ana babalarımız/sevgili vs.
Bademcik, trioid; Kendi isteklerimizi gerçekleştirememektir .
Boğaz ; 5. Çakra bedende değişimin simgesi. Değişime karşı konulduğunda sorunlar artar .
Öksürürken dikkat etmeli; Ne konuşuyorduk? Direnç ve inatçılık mı? Yoksa değişim süreci içerisinde miyiz ?
Grup çalışmalarında öksürme, kendini tanıma çalışmalarıdır . Öksürdüğümüz zaman "Değişmeye hazırım buna istekliyim " demeli.
Kolların dirsekten yukarısı; Kapasitemizle ilgili.
Kollarımızın dirsekten aşağı bölümü; Yeteneklerimizle ilgili.
Duygu birikimleri eklem yerlerinde depolanır. Bu yön değiştirmekteki esnekliktir .
Hayatına yön vermede esnek misin? ; Yoksa eski duyguları aynı noktadamı tutarsın?
Eller; Yakalar, tutar ve kavrar.
Bir şeylerin parmaklarımız arasından akıp gitmesine izin veririz.
Bazende fazla tutarız. El veririz, avucumuzun içinde tutarız .
Elimizden gelmez. Eli uğurludur . Ele avuca sığmaz . Elleri sıkmak; Korkudandır.
Kaybetmek koırkusu. Bırakırsam gider korkusu. Bir ilişkiye sıkıca yapışmak, arkaya bakmadan kaçılmasına yol açar.
Sıkılmış yumruklar bir şey tutamazlar. Ellerini, bileklerini rahatça sallamak; rahatsızlık ve açlık duygusu verir.
Size ait olan şey sizden alınamaz. Rahat olun. Başparmak; Zihinseldir. Evham. İşaret parmağı; Ego, korku Orta parmak; Kızgınlıkla ilgili.
Kızgın olduğunda orta parmağını tut. Bir erkeğe kızmış isek sağ, bayana kızmış isek sol parmağı tutacağız. Yüzük Parmağı; Yas ve birleşme. Aile olduğumuzdan farklı görünmeyi simgeler
Sırt; Destek sistemimiz.
Sorunlarımızın destek görmediğidir. Sıklıkla işimizin, ailemizin, eşimizin desteklediğini düşünürüz.
Gerçekte tümü ile evren ve hayatın kerndisi ile destekleniriz. Üst sırt ağrıları ; Duygusal destek yoğunluğu .
Kocam-karım-arkadaşım beni desteklemiyor ve anlamıyor . Orta kısım ; Suçluluk duygusu.
Geçmişte ve arkamızda kalan bir şey vardır. Arkanızda ne bıraktığınızı görmekten hoşlanmıyormusunuz;
Korkuyorsun, Gizliyorsun; Hançerlenmiş gibi mi hissediyorsun ?
Bitip tükendiğinimi düşünüyorsun; Ekonomik problermler çok mu fazla?
Parasızlık ve parasal konular sırt ağrısı ve sorunlarına yol açar. Burada paranın miktarı önemli değildir.
Paradan çok daha önemli, onsuz yaşayamayacağımız bir şey var.
Güç hayatımız boyunca bize yetecek. Nefesin bize verilmesine göre neden diğer ihtiyaçlarımızın bize verileceğine güvenmiyoruz?
alıntıdır
__________________ Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler? |