BACAKLARIMIZ
Hayatta bizi ileriye doğru götürüyor.bacaklardaki sorunlar genelde,ileriye adım atma korkusu yada bir yolda ilerlemekteki kararsızlığımızın göstergesidir.Ayaklarımızla koşarız,ayağımız geri gider,ayağımız sürünür.Birşeyleri yapmak istemediğimiz zamanlar,bacaklarımızda küçük sorunlar yaratırız.
varis damarları nefret ettiğimiz bir yerde veya işte olduğumuzu gösterirler.Aşırı yük taşıdığımızı hisediyor olabiliriz..Damarlar zevki taşıma yeteneklerini kaybederler.
(Hayatı seviyor ve özgürce haraket edebiliyorum.)
DİZLER
Boyun gibi esneklikle ilgilidir.taviz verme ve gurur,ego ve inatçılğı ifade ederler.Genellikle ileriye doğru hamle yaparken,taviz vermek istemeden yapmak isteriz.Taviz vermekten korkar ve katılaşırız.Bu eklem yerlerini de sertleştirir.İlerlemek istiyoruz ama değişmek istemiyoruz.Bu yüzden dizin iyileşmesi uzun sürer.Ego devrededir.Ayak bileğide bir eklem yeri olmasına rağmen ncindiğinde çabuk iyileşir.Dizin iyileşmesinin uzun sürmesi,gururumuz ve haklı çıkma konusundaki ısrarcılığımızdandır.
Dizinizde bir sorun olduğu zaman hangi konuda illede haklı çıkmak istediğinizi düşünün.Nerede taviz vermekten kaçınıyorsunuz?inat etmeyi bırakın.Hayat akıştır.Hayat harekettir.Huzurlu olmak için esnek olmak,takılıp kalmamak gerekir.Söğüt ağacının rüzgarın estiği yönde eğilmesi ve hep zarif hayatla uyum içinde olması gibi.
(Hoşgörülüyüm,affediyorum,anlayış duyuyorum,kolaylıkla uzlaşıyorum,hiç korkmadan ilerliyorum,hayatla uyum içindeyim.)
AYAKLARIMIZ
Kendimiz ve hayat hakkındaki anlayışımızla ilgilidir.Geçmişle, şimdiyle, gelecekle..
Çoğu yaşlı insan yürümekte zorluk çeker.Hayat anlayışları geçerliliğini yitirmiştir ve gidecek yerleri kalmamış gibidir.
Küçük çocukların hoplayıp zıplayan ayakları vardır.yaşlı insanlar hareket etmekten korkarcasınadurdukları yerde bile sallanırlar.
(Gerçek benim desteğim, İleriye doğru zevkle adım atıyorum.Anlayışım gelişiyor,değişen dünyaya ayak uyduruyorum.)
KAZALAR
Aslında herşeyi olduğu gibi kazaları da biz yaratırız.Tabiki ''bir kaza geçirmek geldi içimden'' demeyiz.Ama olumsuz düşüncelerle meşgül olan beynimizle, önümüzü bile göremediğimiz anlarda,bu düşünce kalıplarımızın seçtiği kazaları kendimize çekeriz.
Bazıları ''sakardır''..nedense kazalar heryerde onları bulur.Bazılarınınsa hayat boyu başına bişey gelmez.
Kazalar kızgınlık ifadesidir.Birikmiş öfkedir.Kazalar ayrıca otoriteye karşı çıkma arzusudur.O kadar öfkelenirizki birisine vurmak isteriz,ama birisi bize vurur yada çarpar.
kendimize kızdığımızda,suçluluk duyduğumuzda,kendimizi cezalandırma ihtayıcı gördüğümüzde kaza bu işlevi görür.
Kaza başkalarından ilgi ve şavkat görmemizi sağlar.Birileri bize bakar,yaralarımızı iyileştirir.Bazen ağrılarımız da olur yatakta bir süre istirahat etmemiz gerekir.Ağrılarımızın bedenimizde oluşturduğu yerler,hayatımızın hangi alanında kendimizi suçlu hissettiğimiz konusunda bize ipucu verir.
yaralar,yanıklar,kesikler,ateşlenme,şişme kabarma,kaşınma
Kızgınlığınbedendeki diğer ifadesidir.
ne kadar bastırmaya çalışırsak çalışalım,kızgınlık ifade edilmenin bir yolunu bulur.
Birikmiş öfke patlamaması için içimizden çıkmalıdır.
Öfkemizle birilerine zarar vereceğimizden, inciteceğimizden korkabiliriz.Ama kızgınlık kolaylıkla ''şu konuda kızgınlık duyuyorum'' diye ifade edilebilir.Tabi bu sözleri işverenimize her zaman söyleyemiyebiliriz..Ama yastığı yumruklayabilir,arabada avazımız çıktığı kadar bağırabilir veya mesela tenis oynayabiliriz.
(Kendimi seviyorum,içimde ve çevremde barış ve uyum yaratıyorum.)
(İyi hissetmeyi hak ediyor ve sevecenlikle kabul ediyorum.)
(Bulunduğum noktada huzurluyum,arzu ve ihtiyaçlarımın karşılanacağını bilerekiyiliğimi kabul ediyorum)
