Ynt: Tarih Şuuruna doğru Sultan Mehmed Reşad'ın ortanca oğlu Şehzade Necmeddin Efendi vefat ettiğinde, padişahın yakınlarının büyük üzüntüye kapılmaları üzerine Sultan Reşad' ın tam bir tevekkülle :
Bizler zaten milletin sırtında büyük bir yük halindeyiz. Ben bir evlad kaybettim, fakat millet bir yükten kurtuldu " dediğini
*************
Altı asır gibi uzun bir süre üç kıtada hükmünü yürüten ecdadımızın medeniyet mirasını inceleyip araştırmadan içte ve dıştaki bazı gafil ve hainlerin ona, "emperyalist" yaftasını yapıştırarak mahkum etmeye çalışmalarına mukabil, Macaristan İlimler Akademisi tarafından ortaya çıkartılıp yayınlanan bir belgede belirtildiğine göre, Osmanlı Devleti'nin Macaristan'da hakim olduğu devirlerde, Macar halkından yılda 7 milyon akçe vergi toplayıp, buna karşılık aynı yıl Macaristan'a 21milyon akçe yatırım yaptığını
*************
1976 yılında Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde, deniz suyunu tatlı suya çeviren bir tesisin açılışından sonra meslektaşları ile sohbete girişen dönemin Türkiye Büyükelçisi Necdet Özmen'in bir ara söze: "Bu Suudi Arabistan'ın ilk tuzdan arıtma tesisidir" diye başlaması üzerine Fransız Büyükelçisinin hayretler içinde kalarak: "No... Sör... Bu Suudi Arabistan'ın ilk tuzdan arıtma tesisi değildir. İlki Osmanlılar'ın 1800'li yılların sonunda yaptığıdır" diyerek ecdadımızın eşsiz mirasından habersiz yaşayan elçimizi mahcup ettiğini
**************
Mekke Emiri Şerif Hüseyin'in ayda 40 bin altin karsiliginda İngilizlerle anlaşarak Osmanlı'yı arkadan vurduğunu ve mükafat olarak da İngilizler tarafından Hicaz Krallığı'na getirildiğini.Daha sonra Vehhabiler tarafından alaşağı edilerek İngilizlerin himayesinde Kıbrıs'a yerleştirildiğini ve hastalandığında da oğlu tarafından Amman'a getirildiğini.Birgun adet vechile saray bandosunun bahçede konser verirken "İzmir Marşı"nı çalması üzerine, oğlunun babasının üzülmemesi için pencereleri kapattırmak istediğini, Şerif Hüseyin'in oldukça ibretli bir şekilde:"Evlat, neden o pencereyi kapıyorsun? Ben velinimetine ihanet etmiş asi bir kulum, günahım büyüktür. Kral olacağımı düşündüm. Allah beni sürgünlüğe düşürdü. Hastayım diye kapatıyorsun. Bırak pencereyi aç, şu marşı dinleyeyim. Duyduğum vicdan azabının şiddeti, o eski hatıraların canlanması ile büsbütün artsın; bu dünyada çektiğim ızdıraptan vicdan azabıyla büsbütün ağırlaşsın, ta ki Cenab-ı Hak bu günahkar kulunu dünyada affederek, ahirette hesap gününde cezadan korusun" dediğini
***************
Birinci Dünya Savaşı sırasında Dördüncü Ordu karargahında Mekke ve Medine’yi kurtarmak için ‘Hicaz Seferi Kuvveti’ hazırlanması meselesi görüşülürken,Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın bu iş için Mustafa Kemal’i atadığını ve bunun üzerine Mustafa Kemal’in:
‘Değil Hicaz’a asker sevketmek,hatta oradaki askerleri de geri almak ve kuvvetleri verimsiz yönlere dağıtmamak gerek’ diyerek görüşünü belirttiğini ve sonunda M.Kemal’in bu görüşünün kabul edilerek Medine’nin boşaltılmasına karar verildiğini…
Tam bu sırada ışıkların aniden sönerek ortalığın zifiri bir karanlığa bürünmesi üzerine bunu ilahi bir ikaz kabul eden Cemal Paşa’nın birden ürperip sarsıldığını ve daha sonra Hicaz’ın boşaltılmasından vazgeçilerek Fahreddin Paşa’nın Medine’ye gönderildiğini
Burada Fahreddin Paşa’ya ayrı parantez açmak lazım bu toprakların gördüğü en büyük kahramanlardan biri O. Hak etmediği halde ismi göklere çıkarılanlardan değil, hak ettiği halde ismi tarihin sayfalarına gömülen ,tarih kitaplarında ismine rastlayamadığımız bir kahramandır Fahreddin Paşa.Ravza-ı Mutahhara’ya İngiliz ayaklarının basmaması için 4 yıl boyunca Araplar’ın Osmanlı’ya ihanet edip İngilizlerin yanında yer almasına rağmen dörtbin kadar askeriyle onbinlerden oluşan İngiliz ve Arap birliklerine karşı akılalmaz savaş sıtratejileri ile kök söktüren,İngilizlerin gizli belgelerinde ÇÖL ASLANI lakabını taktığı bir karhamdır Fahreddin Paşa.Osmanlı’nın savaşı kaybetmesi(bunun sebebi askeri zayıflık değil başta İttihat ve Terakki olmak üzere içimizde ki hainlerdir) ve itilaf devletleri ile anlaşma imzalayıp Hicaz’ı onlara teslim etmesine rağmen gönderilen fermanları dinlemeyip Ravza yı İngilizlerin ayakları altında çiğnetmem diyerek dörtbin Mehmetcik (Bunların yanı sıra İngilizlerin sürekli cephede Türklerin yanın da savaşırken gördüğü binlerce atlı sahabe) ile dört yıl boyunca açlığa ve cephane azlığına rağmen direnen bir kahraman Fahreddin Paşa.
****************
Lozan Konferansı’na İsmet İnönü ile birlikte katılarak Türkiye aleyhine birçok entrikalar çeviren Hahambaşı Hayim Naum’un,daha sonraları hükümet erkanı ile araları çok iyi olmasına rağmen:’Bu memlekete,bu millete çok kötülük ettim, artık aralarında yaşayamam’ diyerek pişmanlık içinde Mısır’a gittiğini
**************
1924 Türkiyesi'nde devrin Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati'nin bütün eğitim meselelerini hallettikten sonra(! ) Avrupa'ya gidip vızır vızır Atatürk'ün resmini yapacak ressam aradığını...
A. Kamp isimli bir ressama, ortalama memur maaşlarının 50 liraya olduğu bir dönemde 10.000 liraya Mustafa Kemal'in resminin yaptırldığını
************
Komünizmin fikir babası Karl Marks'ın 16 Eylül 1853 de arkadaşı Engels'e yazdığı bir mektupta Türkiye'de toplum yapısını değiştirmek için 'halkın şurunda devlet' diye şekillenmiş o sosyal hayat inancı ve kısaca manevi değer olarak ne varsa öncelikle silmek şarttır" diye yazdığını
**************
Daha önce kapatılan mason derneklerinin, İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanı olduğu dönemde serbest bırakılıp yeniden teşkilatlanmasına izin verildiğini ve hatta eski mallarının iade edildiğini fakat aynı muamelenin Türk Ocağına yapılmadığını...
Alınan izinle masonların l948'de Tepebaşı'ndaki binasın da ''Türk Mason Derneği" adıyla yeniden faaliyete başladığını
**************** |