28-07-2010, 11:08 AM
|
#2 (permalink)
|
Banned
Üyelik tarihi: Jul 2010
Mesajlar: 52
Tesekkür: 0
24 Mesajinıza toplam 59 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: eysenck kişilik envanteri olarak görülen sayısız örnekten yalnız biri bile psikoz (özellikle şizofreni) ve psikopati ile aralarındaki yakın ilişliyi vurgulamaktadır. Şu halde, psikotizm, tarafımızdan şahsiyetin bir üçüncü ana boyutu olarak rahatça kabul edilebilmektedir. Royce’un (1972) şahsiyetiyle ilgili faktör analizi yoluyla yapılan literatürü gözden geçirmesinden elde ettiğimiz sonuçtan da açıkça görüldüğü gibi, bizim ölçeklerimizin ölçtüklerine benzer üç önemli faktörden söz edilmektedir. Bu da bize seçimin ne arbitrer ne de subjektif ve nosyonlara dayanmayarak, yalnızca deneysel verilerin izinden gidildiğini göstermektedir. E VE N’İN MAHİYETİ: Tanımı ve tarifi yönünden E üzerine yapılan faktöryel çalışmalar, tıpa tıp eş olmamakla birlikte Jung’un ileri sürdüklerine çok yakından benzemektedir. Aşağıda, tipik içedönük ve tipik dışadönük tanımı yapılacaktır: Tipik bir dışadönük; sosyal bir kimse olup, toplantılardan hoşlanır, pek çok arkadaşı vardır, etrafta konuşacak adam arar, kendi başına çalışmaktan veya okumaktan hoşlanmaz. Heyecan verici şeyler arar, riski göze alır, daima başkalarının işine burnunu sokar, olaylar karşısında kolayca tahrik olur ve genellikle empülsif bir kişiliği vardır. Şakadan hoşlanır, daima hazır cevaptır, değişikliği sever, kalenderdir ve insanlarla rahat kaynaşır, optimisttir; gülmek ve neşeli olmak ister. Hareket halinde olmayı ister ve bundan hoşlanır. Agresif olma eğilimdedir ve çabuk öfkeye kapılır. Hislerini her zaman kontrol altında tutamaz ve genellikle fazla güvenilir bir kimse değildir. Tipik içedönük bir kişi ise; sakin ve pek çok şeyden elini eteğini çekmiş gibidir. Başkalarına kıyasla kitaplardan ve okumaktan daha çok hoşlanır. Yakın dostları dışında insanlara uzak durur ve içine kapanıktır. Önceden plan yapmakla birlikte temkinli olduğundan her hangi bir girişimde bulunmadan önce ne yapacağını iyice planlar. Ani dürtülerle hareket etmeye fazla güveni yoktur. Heyecan verici olaylardan pek hoşlanmaz, günlük yaşamda görülen her zamanki olaylar üzerinde bile ciddiyetle durur ve düzenli bir yaşamdan hoşlanır. Hislerini çok sıkı kontrol altında tutar ve pek nadir olarak saldırgan davranışta bulunur ve kolayca kızarak parlamaz ve kendini kaybetmez. Pesimist olsa bile güvenilir bir kimsedir, ahlaki değerlere önem verir. Nörotizm yönünden ise böyle bir tanımlama yapmaya gerek pek yoktur; zira bu konuyla ilgili pek çok kişi bizimle birlikte aşağı yukarı aynı tanımlamaları yapmıştır. Ancak, bütünlüğü bozmamak için N vasfında yüksek puan alan bir kimseyi kaygılı, endişeli, aksi ve çoğunlukla küskün(depressed) bir kişi olarak tanımlayabiliriz. Uykusuzken huzursuz olan bu insanlar çeşitli türde psikomatik rahatsızlıklardan şikayetçidirler. Son derece emotif olurlar ve her çeşit tembihe karşı duyarlıdırlar. “Emosyonel” olarak kendileri için sarsıcı olan her olaydan sonra eski hallerine dönmekte güçlük çekerler. Aşırı derecede emosyonel reaksiyonda bulunmaları uyum yeteneklerini de engeller ve böylece reaksiyonları irrasyonel ve bazen de katı olur. İşe bir de dışadönüklüğün karıştığı hallerde kişi büsbütün duyarlı ve huysuz olur; o zamanda aşırı heyecanlanır ve agresif olduğu olur. Nörotizm ölçeğinde yüksek puan almış bir kimseyi tek bir sözcükle tanımlamamız gerekirse onun için çekinmeden “vıdıvıdı” ve çok endişeli diyebiliriz. Bu kimselerin en önemli özelliği daima işlerin ters gideceğini düşünerek ve bu düşünceleri hemen gerçekleşecekmiş gibi varsayıp aşırı emosyonel reaksiyonlarda bulunmalarıdır. Oysa, istikrarlı bir kimse olaylar karşısında fazla heyecana kapılmadan temkinli hareket eder ve heyecan yaratan olayın ardından genellikle eski haline döner. Çoğunlukla sakin olup, kızgınlıklarını bile frenleyebilir, kontrollü kaygısızca hareket edebilirler. Bu tanımlayıcı özellikteki görüntüler genellikle şahsiyetin fenotip yönünü yansıtır, ancak, daha önce testler ve deneylerle ortaya çıkmış görüntüler de şahsiyetin genotip’ini yansıtmaktadır. Kişilerde gözlenebilen davranışlar yapısal farklılaşmaların çevre ile olan enteraksiyonunun bir fonksiyonu olup, dışadönüklük-içedönüklükte görülen davranış, Eysenck Şahsiyet Kestiyoneri gibi testlerde en iyi şekilde ölçülebilmektedir. Lâboratuar testleri ile kestiyonerler arasındaki ayrıcalık daha çok şahsiyetin genotip ve fenotipi arasındaki farklılaşmayla yakı nen ilgilidir, ancak tabii bu hiçbir zaman mutlak olmayabilir. Çeşitli tipte ölçme araçları kullanılarak elde edilen bulguları karşılaştırarak, bunların anlamı üzerinde derin derin düşünülerek bir değerlendirme yapmak daha akıllıca olacaktır. -P- ÖLÇEĞİ VE PSİKOTİZM’İN MAHİYETİ: Bu kestiyonerde kullanılan P,N ve E ölçekleri bir seri yaklaşık 20 kadar faktöryel çalışma sonucu ve duruma göre bazen önceki analizlerin ışığı altında bazen de teorik yaklaşmalarla birbirinden pek az farklı olan itemlerin seçilmesi ile gerçekleştirilmiştir. Belirli safhalarda kestiyonerler kısmi olarak sonuçlandırılıp |
Offline
| |