Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2010
Mesajlar: 996
Tesekkür: 1,234
980 Mesajinıza toplam 4,011 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Kendimden Özür Diliyorum!
Hepimizin bir hayat hikayesi var. Bu hikaye içinde yaşanan bir çok deneyimkadar bazen acı ve üzüntü veren,bazen mutluluk ile dolu… içinde korku ve endişelerden tutunda hastalıklardan ölümlere kadar giden ve bir çok duyguyu barındıran hikayeler bunlar. Amacımız burada hikayelerden konuşarak ne kadar çok acı çektim, ne kadar üzüldüm diyerek birbirimizle yarışmak değil. Sonuçta yaşanan hikayeler sadece yaşayan kişilere ait değil bunların hepsi hepimizin hikayesi. Bunlar bizim hikayelerimiz.
Yaşanan olaylar farklı olsa da duyguların aynı olduğu deneyimler. Sadece yaşam çizgimizde kimi insan yaşamı kolaylıkla ve rahatlıkla deneyimliyor, kimi insan zorlanarak, acı çekerek birçok deneyim yaşıyor. Ama her hikaye yaşanan her deneyim insanı bir yerden alıp başka yere taşıyor. yer almakta. Eminim tüm yaşanmışlıklara bakıldığında her birimizin hikayesi birbirimizle yarışacak İleriye doğru atmış olduğumuz her adımda geçmişin izlerini üzerimizde taşıdıkça, yaşadıklarımızın sorumluluğunu almayınca bir adım ileri iki adım geri hareket ederiz. Aslında ilerlediğimizi sanıp olduğumuz yerde dönüp dururuz, kaybolmuşuzdur. Yaşanan tüm deneyimlere aynı şekilde bakıp aynı davranış şekillerinde bulunduğumuz müddetçe bu devam eder durur. Bu ay kendimizle yüzleşelim. İlerleyebilmek, büyümek ve hedeflerinizi gerçekleştirmek için kendinizle yüzleşmeniz gerekiyor. Aynanın karşısına geçin ve kendinize bakın. Gözlerinizin içine bakın. Şu an yaşamış olduğunuz hayat gerçekten arzuladığınız bir hayat mı? Hak ettiğinizi düşündüğünüz , kendiniz için uygun gördüğünüz hayat mı? Sorun kendinize hayatımdan ne kadar memnunum ne kadar mutluyum diye? Nasıl bir hayat yaşıyorum, neredeydim nerelere geldim neler yaptım, bir daha aynı yaşamı yaşamam gerekse nasıl davranırdım? Daha önceki yazılarımda hep anlattım artıkbüyük engellerimiz olduğunu biliyoruz. Biliyoruz ama uygulayamıyoruz. Nedeni ise geçmişimizde hepimizin yapmış olduğu davranış biçimleri ile gelen suçluluk duygusu yada bizde bırakmış olduğu izler ile geleceğe adım atmamız. hepimiz aileye, insanlara yaşanan tüm deneyimlere saygı duyulması gerektiğini, inançsızlığın, korkuların en Bugüne kadar yaşamış olduğumuz hayatta bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğumuz seçimlerimizin sorumluluğunu almadan başkalarını suçlama ihtiyacımız. Nedense tam olarak hiç kimse ben seçtim ve yaptım diyemeyecek kadar cesaret gösteremiyor. Ne kadar başkalarını, yaşamı suçlasak ta kızsak ta içten içe biliyoruz ki tüm kızgınlığımız, öfkemiz sadece kendimize. Hayatımızın sorumluluğunu almadan başkalarını suçlamak ise bizim kaçış noktamız. İçimizde biriken öfke, sadece kendime duymuş olduğum öfke. Yaşam içindeki davranışlarımı ve duygularımı seçimlerimi onaylamadığım için bende oluşan her an patlamaya hazır olan bir bomba. İşte bu ay yaşamımızın sorumluluğunu alarak tüm yaptıklarımızla, yaşadıklarımızla, duygularımızla yüzleşeceğiz. Kendimizden kaçmayı bırakarak özgürleşeceğiz yaşam içinde.. Red ettiğimiz herşey her zaman karşımıza çıkmaya devam eder. İçimizdeki duygular ve yaşanan tüm deneyimlerde bunun gibidir. Sadece kabul edilmeye,yaşanan her şeye sevgiyle bakılmaya ihtiyacı vardır. İçimizdeki tüm parçalarımızı olduğu gibi sevgiyle kabul edersek o zaman bu parçalar bizim isteğimiz doğrultusunda yani seçimlerimiz ile birlikte harekethayatımda ben ileri giderken, beni geriye çekecek yada en sevdiğim insanların içinden bana seslenerek yine kendini hatırlatacak.Bunlardan kaçtıkça hayat boyu peşimden gelecek.Olumlu ve olumsuz duyguları ile insan bir bütündür. Birtam olarak bir parçası olabilir. eder ve hepimiz aynı yöne yani hedefimize doğru rahatlıkla ilerleriz.Yoksa öfkeli, kızgın, intikamcı, suçlayan, güvensiz yanlarım, ya benim insan ancak kendi içinde bütün olursa yaşamdaki bütünün de Şöyle düşünün siz duygularınızla, korkularınızla,düşüncelerinizle birtam olarak anlattığında ve yönetimi eline aldığında isyan çıkmaz. Askerler tek hizada sıraya girer ve emirleri uygular. ordusunuz, bunlar birer asker. General sizsiniz. Askerler generalin emrine uymak zorunda.General durumu Tüm sorumluluk general’dedir, yani sizde. Duygularınızı, düşüncelerinizi oluşturan askerler emrinizde olmalı. Size itaat etmelerini istiyorsanız onları da olduğu gibi kabul etmeli dengede olmalarına yardım etmelisiniz. Şimdi aynanın karşısında oturun, yaşamınızla yüzleşmeye başlayın. Neler yaptınız? duygularınız neydi? Bunların tam olarak sorumluluğunu alırsak, suçlanacak ne bir kimse nede suçlayacak bir yaşam buluruz. Tüm sorumluluk bende demek ve en önemlisi kendimize yaşatmış olduğumuz tüm bu durumlardan dolayı kendimizden özür dilemek kendimizi affetmek, sonrada arzumuz isteğimiz doğrultusunda adım atmak, yaşam içinde daha rahat ve huzurlu olmamızı sağlayacak… Ben burada birçok yaşam deneyiminin buluştuğu örnek bir çalışma yapacağım. Bunu sizlerde genişletip büyütebilirsiniz,yaşadıklarınızı duygularınızı ekleyip aşağıda yazılanlar size uymuyorsa onları değiştirebilirsiniz… Bugüne kadar kendimden vazgeçtiğim, kendime yapmış olduğum, olumsuzluklar ve acılar içinde kendime yaşatmış olduğum hayatım için ,bana seslenen parçalarımı red ettiğim, onları yaşamımda nasıl kullanacağımı bilmediğimden kabul etmediğim için kendinden tüm bu parçalarından özür dileme seansı gibi düşünün bu çalışmayı…kendinizle yüzleşme zamanı. Derin birkaç nefes alın.Ya ayna karşısında kendinize bakarak yada sessiz bir ortamda gözleriniz kapalı kalbinize odaklanmış olarak yapın. Dürüst olun kendinize. Aklınıza ne geliyorsa söyleyin. Önce şu anki durumunuzla başlayın ne durumdasınız? Ne hissediyorsunuz? Duygularınız korkularınız ne? Bugünkü durum : Mutsuz, işsiz, gelecek korkusu olan eşiyle her gün kavga eden parasız borç içinde vs. vs…( sadece şu anki durumu belirleyin) ve başlayın… Biliyorum ki yaşamımda bu dış şartları yaratan, iç dünyamda da çatışmalara neden olan yapmış olduğum seçimler, davranışlar var. Şimdi görüyorum ki bugüne kadar kendime ne büyük haksızlıklar yapmışım. Halbuki devamlı insanların haksızlığına uğruyorum diye şikayet ediyordum.Yaşama kızıyordum suçlayacak birilerini arıyordum. Kendimden ne çok kaçmışım? Kendime yaptığımı görmeyi retd etmişim… Doğduğum andan itibaren oyun benim oyunummuş meğerse, şimdigibi görmek istemişim. Babama annemin gözünden, anneme babamın gözünden bakmışım sonra yargılayıp durmuş bana ait olmayan bir davranış şekline bürünmüş, onlara karşı tavır almışım.Onların çocuğu olduğumu onları her yargıladığımda veya kızdığımda aslında sadece kendime kızdığımı anlayamamışım. Nede olsa ben onların ürünüyüm. Ben sizin ürettiğiniz parçayı beğenmiyorum demişim içten içe.Tek yapmam gerekenin onlara annem ve babam olarak saygı duymak gerektiğini, onları oldukları halleriyle sevgiyle kabul etmem gerektiğini, yaşamış oldukları deneyimin onlara ait olduğunu karı-koca olarak rollerinin hakkını verdiklerini sadece çocukları olarak yaşamlarında olduğumu unutmuş bazen onların yargıcı bazen avukatı olmuş milyonlarca olumsuz enerji ile aralarında dolaşıp durmuşum.Onların yaşamında, bazen onlara ait sorumluluğu, bazen anne rolünü, bazen de baba rolünü üstlenmişim. Çocuk olmayı unutmuşum onların hayatında. Kendi yaşadıkları deneyimler içinde varlığımı göstermek istemiş,benden vazgeçmesinler ,kavga etmesinler, beni sevsinler diye, ben daha küçücükken vazgeçmişim kendi hayatımdan isteklerimden, arzularımdan. Çocukken annem ve babam beni bırakmasın diye cıyak cıyak ağlarken şimdi ben uzaklaşmışım onlardan. Sanki intikam almak istercesine. Benimle olan ilişkilerinde öğrenmem ve çözmem gerekene değilde onların evlilik kavramı içinde yürütmüş oldukları ilişkiyi baz almışım hayatıma. Farklı noktaya odaklanmışım. Nerden bilebilirdim ki yaşamın daha bu yaşta küçücükken şekillendiğinden, nnnem de; kadın, karı, eş, sevgili, anne rollerinin, babamda; erkek koca, eş, sevgili baba rollerinin hepsinin toplanıp bulundukları kurumun evlilik adı altında birçok olumsuz etiket yapıştırdığımı. Şimdi görüyorum ki yargıladıklarım ve suçladıklarım, yapıştırmış olduğum tüm bu etiketler ile ben bu dünyada varım.Saygı duyarak sadece onlara sevgi ve anlayış ile bakmayı hiç denememişim. Ailemde öğrenmem gereken dersi görmeyip onların oyunu içinde başlamışım hayatımı kurmaya ve şikayet etmeye. Ailede anlayamayınca, yaşamda bana öğretmeye devam etti tabii… Bu sefer iki taraflı zorlu yolculuk başladı benim için. Ama şimdi suçlu aramayı bıraktım. İşte bütün bunlar için ailemle ilgili yaşamış olduğum tüm duygularım,düşüncelerim için kendimden, buna neden olan tüm parçalarımdan özür dilerim. Annemden ve babamdan özür diliyorum.Yaptıklarımın, seçimlerimin tüm sorumluluğu bana ait. Yaşamın içinde kurmuş olduğum oyunlarda kendi hayatımın, düşüncelerimin, seçimlerimin sorumluluğunu almadığım için kendimden özür dilerim.Çevreme göre yaşadığım, onların istekleri doğrultusunda yaşadığım, sonra onları suçladığım için, bütün bunlara izin verdiğim için kendimden özür dilerim.Başkalarını yargıladığım suçladığım saldırdığım her an için bütün bunlara neden olan tüm parçalarımdan özür dilerim.Nerden bilebilirdim ki içimde biriken olumsuz enerjiyi bana yansıtıyormuş yaşanan olaylar. Kendi içimdeki sevginin kapılarını kapatıp sınırlı olarak hayata baktığım için, kendimi kurban olarak gördüğüm kendime bu ağır etiketi yapıştırıp devamlı yaşamımdan şikayet ettiğim için, tüm parçalarımdan özür dilerim.Gücümü kötüye kullandığım kendimi üstün gördüğüm başkalarını küçümsediğim, haksızlık yaptığım kendimi değersizleştirdiğim için kendimden ve tüm parçalarımdan özür dilerim. Kendime vermiş olduğum sözleri tutmadığım için kendimden özür dilerim. Hırslarıma yenik düşüp kibir ve gurur içinde davrandığım her an için, kendime olan güvensizliğim inançsızlığım için kendimden özür dilerim. Gücümü başkalarına devrederek beni yönetmelerine izin verdiğim için, kendime yaşatmış olduğum tüm baskılar için, enerjimi düşürüp kendimi yaşamdan kopardığım için, kendime yalnızlığa mahkum ettiğim için, korkuların beni yönetmesine izin verdiğim için, başkalarının kendisini kötü hissetmesine neden olduğum için, suçlayıcı konuşmalarım için kendimden özür dilerim. Kendime hastalığı, parasızlığı, işsizliği yaşattığım için,yeniye geçmekten, değişimlerden korktuğum için sonuçta yine yaşama güvenmediğim için kendimden özür dilerim. Sınırlama ve kurallar içinde yaşadığım için, hayatı kontrol etmeye çalışarak inatçı olduğum için, yaratıcılığımı kullanmayı red ederek yaşadığım için, kendim olmayı red ettiğim için, şükürsüzlüğüm için, şefkat sevgi anlayış hoşgörü paylaşma duygularını unuttuğum için, beklentiler içinde yaşayıp hiçbir beklentim yok diyerek kendime söylediğim tüm yalanlar için kendimden özür dilerim. Kararsızlıklarım için, öfkem, kızgınlığım için tüm parçalarımdan özür dilerim. Bedenimin kıymetini bilmediğim, ruhumun istekleri doğrultusunda harekethizmetkadar yok saydığım kabul etmediğim tüm bu parçalarımdan çok özür dilerim. etmediğim, içimden gelen sesi dinlemediğim, zihnimi olumsuz enerjiler içinde doldurup sonrada devamlı yaşamdan şikayet ettiğim için, ruhumun isteği doğrultusunda adım atmaktan korktuğum için, cesaretsizliğim için, zamanımın değerini bilemediğim, kendime yapmış olduğum tüm saygısızlıklar için, başkalarının beni üzmesine izin verdiğim, yaşam amacıma etmeyen oyunlar kurduğum vs. vs. vs için kendimden ,buna neden olan bugüne Kendimi ikiye ayırdım sanki iyi ve güzel şeyler olunca tamam, kötü ve olumsuzluklar olunca kapı dışarı…insan çocuklarını yaramazlık yapıyor veya hata yaptı diye dışarı atar mı? Şimdi anlıyorum ki bütün bu olumsuzluğu ancak sevgiyle kabul edersem iyileştirebilirim. Şefkat ve anlayış ile sarılırsam bu yaşananlara, duygularıma, korkularıma, o zaman bir arada dengede yaşarız.Tüm duygularla bir olduğumu yeni anladım. Bir general olarak işte şimdi askerlerimi toplayabilirim.Toplumsal kurallar içinde yaşadığım hayatın peşinden gidince gördüm ki sahip olduklarım yerine olamadıklarıma odaklanıp kendimi red ettim. Kendimi olduğum gibi kabul etmedim. Başkaları olmaya çalıştım. Ama ben benim. Tüm bu duygularla düşüncelerle yaşanmışlıklarla ben bir bütünüm.Şimdi ben yapmış olduğum tüm davranışlarımın ve seçimlerimin sorumluluğunu tam olarak üzerime alıyorum ve sevgiyle kabul ediyorum.
Doğduğum andan başlayan ve devam eden bu yaşam yolculuğumda benimle birlikte rol alan bana beni gösteren, oynadıkları rolün hakkını vererek bana aynalık yapan destek veren herkese çok teşekkür ediyorum, onları anlayamadığım için, enerjilerini düşürüp kendilerini kötü hissetmelerine neden olduğum için hepsinden özür diliyorum. Kendimi affediyorum ve bağışlıyorum. Nasıl bağışlamam nasıl affetmem ki, yaşanan her deneyim beni büyüttü ve birlikte yürüdüğüm her insan beni kucağında şu an bulunduğum yere taşıdı. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |