Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-07-2012, 01:43 AM   #1 (permalink)
sweeet
Administrator
 
sweeet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2009
Mesajlar: 4,053
Tesekkür: 19,481
3,779 Mesajinıza toplam 10,280 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
sweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to behold
Standart Aşkın Molekülleri

Aşka farklı bir açıdan bakmak ister misiniz? Bilim insanlarının aşk hakkında yapmış oldukları çalışmaları özetleyen bir makale geliyor.

* * *



Aşk konusunda söylenecek çok şeyler olmasına rağmen, çok ilginç bilimsel araştırmalar bize ışık tutmaktır. Bu konuda " Aşkın Molekülleri " FEROMONLAR " adlı bilimsel bir kitap ile Bilim Teknik derginin "Tanımlaması güç bir duygu, AŞK ." adlı yazıyı , yorumsuz olarak sizlere paylaşmak istiyorum.

Özkan Aras


AŞKIN MOLEKÜLLERİ



FEROMONLAR



Tahsin Uyar, Hüseyin Özdikmen, Şule Bulut



İnsan Denen Varlık

Günümüzden yaklaşık 1 milyon yıl önce de insanın ilk ataları ortaya çıktı. Evrimleşme durmadı. Ama günümüz insanın ne zaman bu duruma geldiği henüz tam olarak bilinmemektedir. Yalnız şu bir gerçek ki, insan evrimin en yüksek basamağıdır. Doğal olarak bu bir insanın görüşüdür. Acaba diğer canlılar da böyle mi düşünüyorlar?

Evrim, mevcut koşullar altında mükemmelleşmedir. Evrim kuramına göre, evrime uğrayan bütün canlılar, doğa koşullarında en iyiye doğru gitmektedir. Öyleyse en çok evrimleşmiş kabul edilen insan en mükemmel canlı olmalıdır. Acaba öyle mi? Belki öyledir, ama bu doğa içinde değil, başka bir doğada olabilir. Ya da her şey çığırından çıkabilir.

İnsan doğanın baş tüketicisidir. Diğer canlılardan farklı olarak dengeli tüketim yapamaz. Tüketirken kendini doğanın tek sahibi olarak görür. Acımasızdır ve yıkıcıdır. Kendini diğer canlılardan üstün görür. Doğayı acımasızca sömürür. Bu davranışıyla doğadan kopuktur. Doğayı küçümser. Kendi hatalarının kurbanı olduğu zaman da doğaya kızar ve hıncını yine doğadan alır. Kısacası " insan evrimin bir yanlışı, doğanın bir kusurudur". Evrim burada bir yanlış yapmıştır. Mükemmeli oluşturacağım derken bir " kötü gen " ortaya çıkarmıştır.-

İnsanın Doğaya Bir Yararı Var mı?

İnsan " Örgütleyebilme ve düşünebilme yeteneğine sahip dünyalı bir varlıktır. Bu özellikleriyle insan doğayı yönetmeye kalkışan tek türdür.

Ancak, insan doğayı yönetirken kendi çıkarını ön plana almaktadır. Doğayı kendi çiftliği gibi görmektedir. Diğer canlıların da kendi gibi bu dünyanın sahipleri olduğunu göz ardı etmekten kaçınmamaktadır.

Yaşamın Anlamı:

Yaşam, maddenin kendi türünü üretebilen bir biçimidir. Maddesel varlıkların tüketim, büyüme ve üreme gibi belirli işlevsel etkinlikleri yerine getirip, çevreye yanıt vermesi ve uyum göstermesi durumudur. En önemli yaşam göstergelerinden biri organik moleküllerin dönüşerek ve belli bir düzen içinde bir araya gelerek protoplazma, hücre, organ ve canlıyı oluşturmasıdır. Yaşam, heterojen birimlerin örgütlenerek kendini üretebildiği madde biçimidir. Bichak "yaşam ölüme direnen fonksiyonların bütünüdür" Bergson ise "yaşam, durmadan yeni biçimler, yeni türler yaratan bir hamledir. Bunun için yaşamda gelişme (evrim) yaratıcılıktan başka bir şey değildir" düşüncesini ileri sürer. Yaşamda süreklilik ve değişme ancak üreme ile sağlanır.

Yaşamın en çarpıcı özelliklerinden biri ürümedir. Üremenin en basit birimi ise tek bir hücrenin bölünerek iki hücre haline gelmesidir.

Canlının Evrimleşmesi:

Bütün canlı türleri kendilerine özgü birer yaşam çevrimine sahiptirler. Çevre koşulları değiştikçe canlı ona uymak zorundadır. Uyum sağlayabilen bölüm ise zamanla yeni türler oluşturabilir.

Canlıların Ortak Özellikleri:

Tek hücrelilerden en gelişmiş canlılar olan memelilere kader bütün canlıların üç ortak özelliği vardır: Üreme, dış etkiye tepki verme ve tüketme . Ancak, kuşakların devamı için en önemli ortak özellik üremedir.Bu güç canlı var olurken yapısına şifrelenmiştir. Sanki üreme canlılığın amacı haline gelmiştir.

Üremenin Dayanılmaz Çekiciliği :

Üreme canlıların varlık nedenidir. Yaşamın amacıdır. Canlıların kendi özelliklerini bir sonra ki kuşağa geçirme isteklerdir. Ölümsüz olmalarının tek yoludur. "Her ne kadar zevk gibi yan dürtülerle süslenmişse de üreme bir içgüdüdür". Canlının bütün davranışları üreme temeline dayanır.

Haber Taşıyan Moleküller:

Doğa bilimci Dr. Demirkol, " 38 yıl önce üniversite birinci sınıfta öğrenci belgesi almak için kuyruğa girmiştim. Birden arkama birinin geldiğini hissettim. İçim sevinçle doldu. Her şey birdenbire gözüme daha aydınlık, daha sevimli göründü. Kalbim daha hızlı akmaya başladı. Sanki artık yere basmıyordum. Döndüm baktım. Arkamda bir kız vardı. Sanınım o da benden etkilenmişti. Gözlerinde utangaç bir pırıltı, yanaklarında kırmızılık gördüm. Yine de beni dört yıl peşinde koşturdu. Ama sonunda evlendik. Bence dünyanın en güzel kadını o ". diyor. O ilk karşılaşmada hiçbir parfüm kokusu almadığını da söylüyor. Etkileyen nedir? Sakın bu kızın feromonları olmasın? Neden başka bir kızın değil de onun feromonları etkilemiştir? İşte feromonların gizi bu soruların yanıtlarında saklıdır.



Mutlu bir evliliği olan adam bir partide bir kadınla karşılaşır ve onunla birlikte olmayı hayal eder. Bu ani duygudan şaşkına dönmüştü. "Bana ne oluyor!" der. "Karımdan daha güzel değil, ama gözüme ve aklımı ondan alamıyorum!"

Bunlar bize, her gün karşılaştığımız kişilerle ilgili önemli mesajlar veren kimyasal sinyallerin yani feromonların varlığını belirtir.

Feromonlar, kişileri itici bulmamızı ya da o kişilerle dostluk bağı kurmamızı anında ateşleyen bileşiklerdir.

Feromonlar, siz farkında olmasanız bil, günün 24 saati vücudunuzdan havaya yayılır. Bunların hedefi diğer insanlardır. Hedefe vardıklarında mesajı oraya aktarırlar.

Bu durum feromonların bir çok gizinden biridir. Dr. Kodis'e göre feromonlar "mantığı atlayarak beynin duyu merkezini etkilerler". Pek çoğumuz bir toplum içinde yaşarız, duygu ve davranışlarımızı kontrol etmeye çalışırız. Fakat feromonların etkileri böyle bir kontrolün her zaman mümkün olmadığını gösterir.

İngiltere'de " Oxford'u ziyaret eden bir kadın, nehir kenarında durmuş etrafı seyrederken, bir grup genç erkek öğrenci yanında yürüyerek geçer. Onlar geçtikten sonra, kadın ani ve önlenemez bir duyguyla, bu gençlerden birinin yıllar önce doğumundan birkaç saat sonra evlatlık verdiği oğlu olduğunu söyler. Daha sonraları genç adam da, orada duran yabancı kadının annesi olduğuna dair bir hisse kapıldığını anlatacaktır. Yanında geçerken beyninde 'O benim annem!' düşüncesi doğmuştur".

Döl yatağının ıslak ve ılık ortamında yatan fetüs annesi ile, feromon denen kimyasal bileşikler yoluyla iletişim kurar. Bu kimyasal bağ doğumdan sonra da kopmaz ve anne bebeğini yalnız kokusundan değil feromonundan da tanır. Bu kimyasal bağ annenin doğumdan hemen sonra ayrıldığı bebeğini yıllar sonra tanımasını sağlayacak kadar güçlü olabilir mi?

Biz insanız. Bu nedenle, kimyasal dürtülerce yönetildiğimizin ima edilmesi bizi tedirgin eder. Fakat bilim insanları bu kendimizi kontrol çabamızın bu olduğunu keşfetmişlerdir.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
Benim Kişisel GeliŞim Yolculuğum: http://www.hayatimdegisti.com/forum/...olculugum.html



Hayatın düşüncelerinin aynasıdır.

sweeet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla