Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-08-2012, 04:35 PM   #2 (permalink)
sweeet
Administrator
 
sweeet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2009
Mesajlar: 4,053
Tesekkür: 19,481
3,779 Mesajinıza toplam 10,280 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
sweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to beholdsweeet is a splendid one to behold
Standart Cevap: Yargılamayalım

Yargılamaktan Vazgeçin


Bundan bir kaç yıl önce hayatımda beni huzursuz ve mutsuz eden nedenleri bulup, bunları yok etmeye çalışırken önemli bir hatamı fark ettim.

Yargılamak.

Evet, maalesef sürekli herkesi, her şeyi yargılıyordum.

Konu ne olursa olsun, karşımdaki kim olursa olsun yargılıyordum.

Kardeşimi, annemi, yeğenimi, arkadaşlarımı, mesai arkadaşlarımı, amirlerimi, köşedeki bakkalı, manavı ve sıkça da kendimi…

İstisnasız herkesi, her şeyi yargıladığımı fark ettim.

Bu artık benim kolayca kapıldığım bir alışkanlık haline gelmişti!

Bazen birinin yemek yeme şeklini veya konuşma tarzını yargılıyordum. Bazen giydikleri kılık kıyafeti yargılıyordum.

O kadar çok malzeme vardı ki önümde! Yargılamaktan adeta bitap bir hale düşmüştüm!

Ancak sonra bir şey oldu. Yargılarken odaklandığım her ne ise, büyüdüğünü ve arttığını fark ettim.

Diyelim ki birinin yemek yeme şeklini yargıladım, bir süre sonra o kişinin yemek yeme şekli geriyor ve beni sinirlendiriyordu. İyice gözüme batar hale geliyordu. Her yerde o kişiyi yemek yerken görmeye başlıyordum. Bu bir çığ gibi büyüyordu.

Yargıladığım her ne ise artarak çoğaldığını fark ediyordum.

Karşımdakinin ufak bir zayıflığına odaklanmayı sürdürdüğümde, bu zayıflık bana o kişinin büyük bir sorunu olduğunu algılatana kadar zihnimin içinde büyüyordu.

Neyse ki çok geçmeden hatamı fark ettim ve düşündüm, kendi kendime sorular sormaya başladım.

Herkes aynı olmak zorunda mıydı?

Herkesin tıpkı benim gibi göründüğü, davrandığı, düşündüğü bir dünyada yaşamak isteyeceğimden emin miydim?

Dünyada 6,5 milyar tane A.Nilgün Aktaş olması hoşuma gider miydi?

O zaman dünya benim için sıkıcı bir yer olmaz mıydı?

Bu sorulara verdiğim cevaplar, daha mutlu, huzurlu bir yaşam için insanların zenginliğinin, farklılıklardan kaynaklandığını gösterdi bana.

İlişkileri, toplumları ve insanları güzelleştiren ortak noktalar değil, bizi tek yapan farklılıklardı.

Çevremdekileri eleştirebileceğim şeyler aramak yerine, işe farklılıklara saygı duyarak başlamayı tercih ettim.

Konuyla ilgili başka bir tespitim daha oldu. Kendi içimizde en çok yönelmemiz gereken zayıflıkları aslında karşımızdakinde algılıyorduk.

Aslında karşımızda yargıladığımız kişi/ler bize aynalık yapıyordu. Bizde olmayan şeyi göremezdik ve karşımızdakinde gördüğümüz her şey aslında bizde vardı.

O andan itibaren yargılamaktan, eleştirmekten ve suçlamaktan kurtulmayı seçtim.

Her şeyin oluş hali için tüm sorumluluğu kabul ettim ve başkalarını değiştirmeye çalışmadan önce kendimde yapacağım değişiklikleri çözmeye odaklandım.

Erica Jong’un bu konuyla ilgili güzel bir sözüyle yazıma son vermek istiyorum.

“Yaşamınızı kendi ellerinizin arasına alın, ne oldu? Çok kötü bir şey oldu, suçlayacak hiç kimse kalmadı !”

Saygılarımla.


A.Nilgün Aktaş

Koşulsuz Yaşam / Kişisel Gelişim / Milliyet Blog
__________________
Benim Kişisel GeliŞim Yolculuğum: http://www.hayatimdegisti.com/forum/...olculugum.html



Hayatın düşüncelerinin aynasıdır.

sweeet isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla