Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 820
Tesekkür: 8,267
708 Mesajinıza toplam 7,105 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| EMPATİK İLETİŞİM VE FARKINA VARMA Farketme dörde ayrılabilir: Kendimizi farketme Karşimizdakini (Onu) farketme Dış çevreyi farketme Evrendeki bütünlüğü farketme Bugün ilk üç maddedeki farketmeleri inceleyeceğiz. Empati, bir kızıldereli atasözü ile başkasının makosenlerini giyip dolaşmaktır. Yani onun yerinde olup onu farketmek ve ona aktarmaktır. Karşilaştigimiz kişilerdeki ilişkilerimizde hemen sorariz kafamdaki şablona uygun mu? Krokiye uygun mu? Ve biz karşimizdaki kişileri bu şablona uydururuz. Yargilarimiz vardir, “o şöyle biridir “ deriz , bu yargiya göre davraniriz , bir süre sonra bakariz ki kehanet gerçekleşmiştir, o’ nun dedigimiz gibi biri oldugunu görürüz. Böylece karşimizdakini kafamizdaki krokiye, şablona uydurmuş oluruz. Günlük hayatımızda hep bir ÖTEKİ vardır. Bir takım işleri hep ÖTEKİ yapar. Evde bütün işleri Hanim yapar.(ÖTEKI) ÖTEKİ Ayakta olmasa da ayaktadır ve ayaktayken mutfaktan su getirebilir. İşyerlerinde de Hep bir ÖTEKİ vardır. BEN ile ÖTEKİ nin çatışması yaşanır. Biz hep ÖTEKİNİ suçlarız. İster olumlu ister olumsuz özellikler olsun, sevgimizi koşulsuz verebilmeliyiz. Global övme, Global eleştirme uygun mu? Bir kişinin çok güzel davranişlari ve başarilari olabilir , böylesi bir durumda bile global bir övgü, veya yaptigi bir yanliş davraniştan veya başarisizliktan dolayi global eleştirme uygun mu? Örneğin Bir küçük çocuk annesine “dondurma istiyorum” diye tutturur, anne almak istemez ve çatışma başlar . Anne “ne kadar ısrarcı bir çocuk “der. (Bu global bir eleştirmedir) Anne burada çocuğa yani ÖTEKİNE atıfta bulunur. Ve genelde biz büyükler küçük çocuklarla inatlaşiriz, bir tenis oyunun bitirilmesinde iki oyuncunun da %50 payi olur. Küçük çocuklarla olan ilişkilerde bu oran %100 çikabilir. Yani anne baba çatişmayi birakirsa biter. SADECE ÖTEKİNİ SUÇLAMAK DEĞİŞİME DİRENÇTİR Örneğin bir küçük çocuk “ Baba benim evde” diyor. Baba “ Hayır benim” diyor. Çocuk ısrarla söylediğine devam ediyor, baba da itirazına devam ediyor. Ve bu çatışma devam ediyor. Çocuğun yaş özellikleri dikkate alınmalı, belli dönemlerde bu inatçılık normal bir gelişimdir, ama bunu çocuğa “ Bak çocuğum Piaget Deden şöyle demiş, Freud deden şöyle demiş , senin yaptığın doğaldır” şeklinde anlatmamız mümkün mü? Bu durumda anne ve babanın tenis oyunundaki gibi % 100 oyunu bitirme sorumluluğu vardır. Duvara topu atarsak duvarın oyunu bitirme sorumluluğu %50 olabilir mi? Duvarı eğitemeyiz ama top oynayan kişi değişebilir. Babalar radyo gibidir, bam teline basınca bağırırlar, kızarlar.(ÖTEKİ kızdırıyor, bam teline basıyor yoksa !) Anneler “ beni bayıltacaksın” , “ Beni öldüreceksiniz” derler. Hep ÖTEKİNE bir atıf vardır. Çünkü bayılması onun kontrolünde değildir bunu hep öteki kontrol eder.!!! Sorumluluk ÖTEKİNE aittir. Ünlü Psikolog YALOM , danışmanlık yaparken, danışan ÖTEKİNE atıfta bulunduğunda çıngırağı çalıp uyarırmış. Birini suçlarken el işaretine dikkat ediniz. Işaret parmagi karşidaki kişiyi gösterirken diger üç parmak bize dönüktür. Bu, bir olayda BEN in sorumlulugunun farkina varmamiz için yeterli mi? Bazıları ÖTEKİNİ suçlarken artık tüm elini bütün olarak kullanıyorlar!!! Farketmek: ÖTEKİNİ SUÇLADIĞIMIZI FARKETMEK. KÖLELİK Türleri: Hukuksal Kölelik Toplumsal kölelik ( Komşu teyzeler ne der? Çevremizdeki kişiler ne der? Buradaki çözüm mümkün ve uygun davranmaktir. Mümkün ve uygun davraniyorsaniz kimseye zarariniz yoksa onlarin ne söyledigi önemli mi? Nasreddin Hoca oglu ve eşegi ile pazardan gelmektedir, oglunu eşege bindirir, biri “ bak babasi yürüyor ayip” der. Sonra kendi biner bu kez başka biri “ Adamin hiç acimasi yok oglunu yürütüyor “ der. Nasreddin hoca ve oglu bu kez eşege binmezler yine adamin biri “ Şunlara bak eşege binmiyorlar da yürüyorlar” der. Hoca artik dayanamaz oglu ile birlikte eşege binerler yine eleştirilirler acimasiz olmakla. Hocanin son bir seçenegi kalmiştir eşegi sirtinda taşimak, bunu da yapsa yine eleştirirlecektir. Yanlarindan geçen tüm insanlar Hoca ve oglunun tüm seçenekleri denedigini bilmezler yani olayin tümünü göremezler bütünlüge hakim degillerdir. O halde olayin tümünü bilemeden global eleştirmek uygun mu? Komşu teyzeler de bu şekilde global eleştirmektedirler.) Mantıksal Kölelik ( Bilginin cazibesine kapılıp her şeyi bilgi ve mantıkla anlatmaya ve anlamaya çalışmak.) Duygusal Kölelik ( İçinden ne geliyorsa yapmak, duyguların esiri olmak.) Değerler Köleliği (Tek bir değere yatırırm yapmak,Örneğin sadece Namus değerine yatırım yapmak ve yaşamını ona endekslemek.) SIRA - ÜSTÜ YAŞAM süren ünsanin özellikleri 1- Görünenle yetinmez.( Bir basamak alttaki duyguları yakalayabilmek) 2- Olayları üst düzeyde tanımlar.(Küçük hedeflerle yetinmez,) Aristo mantığına göre 1 yada 0 (Ya olacak yada olmayacak) Bazıları ise 1 yada 1 diye yaşarlar.(Ya olacak, ya olacak.) Quantum Mantığında belirsizlik katsayısı vardır.Örneğin Elektromanyetik için “ Hem dalgadır, hem parçacık; ya dalgadır, ya parçacık” denir. Parçacık olarak kabul edildiğinde kütlesi, Dalga olarak kabul edildiğinde hızı belirlenebilir. Aristo mantığında 1 ile 0 arasında değer yoktur.(Ya vardır(1) ,ya yoktur(0) ) Kişi yaraticiysa 1 ile 0 arasinda sonsuz deger vardir. “ DAÜ …. Bölümüne girmek istiyorum” Olayın alt düzeyde tanımlanmasıdır. “Ben tüm potansüyelimi kullanmak istiyorum, mutlu olmak istiyorum” Olayın üst düzeyde tanımlanmasıdır. Üst düzeyde tanımlayınca, sizi MUTLU EDECEK ÇOK ŞEY vardır. 3- Varoluşma becerisi gelişmiştir. 4- Özgür insandır. Cümlelerden Örnekler: “Hep kendini düşünüyorsun” “Bu gün sıra bende değil.” “Benim işim var” …. Yukarıdaki cümlelerde DUYGU YOK, DÜŞÜNCE VAR. ALTTAKİ DUYGU VE DÜŞÜNCELERE ULAŞMAK SİZİ GÜÇLÜ KILAR. DÜŞÜNCELERE ITIRAZ EDILIR, DUYGULARA ITIRAZ EDILEMEZ. DUYGULAR ÜZERİNE KAVGA EDİLEMEZ. DÜŞÜNCE- DÜŞÜNCE ILETIŞIMDE BULUNMAK KAFA-KAFAYA ILETIŞIMDIR. KAFALAR BİRBİRİNE VURABİLİR AMA KALPLERİ BİRİBİRİNE VURAMAZSINIZ. DÜŞÜNCE VE DUYULAR BIRLIKTE OLMALI. DÜŞÜNCE- DÜŞÜNCE ILETIŞIMDE HAKEM GEREKLI. DUYGULARIN ŞAHIDI YOKTUR. DUYGULAR GEMİNİN YAKITI, DÜŞÜNCELER İSE DÜMENİDİR. DUYGULAR, Ne yapmamız gerektiğini; DÜŞÜNCELERIMIZ ISE; Nasıl yapmamız gerektiğini söyler. Meslek seçiminde mesleği DUYGULARIMIZ söyler, sonra DÜŞÜNCELER devreye girer ve bu meslege ulaşmak için hazirliklar başlar. SIRADANYAŞAM ile SIRA-ÜSTÜ YAŞAMDAN karşilaştirmali kesitler: “Hep kendini düşünüyorsun, sira benim degil, ben böyle yapmiyorum ama.” (siradan yaşam) “Ev işleri bana zor geliyor. Sana da yük olmak istemiyorum, beceremiyorum.”(Sira-üstü yaşam.) “Seninle iletişim kuramiyoruz, beni yanliş anladin.” (siradan yaşam) “Kendimi yanlız hissetttim ve üzüldüm.” ( Sıra-üstü yaşam) ( Bir farketme ve farkettiğini anlatma) “Bak yine sözümü kestin” (Sıradan yaşam) “Bana değer vermediğinm duygusunu yaşıyorum” (Sıra-üstü yaşam) İLETİŞİM BİR SANAT, İLETİŞİMCİ İSE BİR SANATÇI OLABİLİR; EKOLÜ SİZE KALMIŞTIR.İletişim ekolleri: Kuyrukta bekleyen insanlar var ve sıraya girmeden öne geçen birine ne söylersiniz? Klasik ekol: “ Sıraya geç kardeşim” Neo-klasik ekol: “Şeker kardeşim sirana geçermisin?” Realist Ekol : “ Sıra ne demektir? Bu ne sırasıdır?” Sürrealist Ekol: “ Sallandıracaksın bunları bak bir daha yapıyorlar mı?” Natüralist Ekol: “sırana geç” Modern Ekol: “ Efendim, insanlar eğitimsiz, onun için bunlar oluyor, eğitim verilmeli.” Post modern Ekol: “Sırana geç ayı!” Mutabakatçı Ekol: “ Acelesi olmasa öne geçmezdi” Devrimci Ekol: “ Devrim olunca her şey düzelecek, göreceksiniz.” Kaderci Ekol: “ İki dakika geciksek ne olur? Kısmetse bize de sıra gelir.” Relative Ekol: “ O tarafın ön taraf olduğunu nereden bilebiliriz, aslında o öne geçtiğini zannediyor ama arkadadır.” Kant Felsefesi Ekolü: “ Bakmayın o tarafa adam yoktur.” (Algılanmayan şey yoktur) Varoluşçuluk Felsefesi ( İyimser): “ Şu anin tadini çikarin, yaşiyorsunuz ki sirada önünüze geçiyorlar, yaşamasaydiniz bu olamayacakti.” Varoluşçuluk Felsefesi (kötümser) : “ Herkes ölecek . Onlar da bir gün ölecek.” Hümanist Felsefe : “ Biriniz öne geçince hepimiz öne geçmiş oluyoruz. (Birirniz= Hepimiz)” Gözlenir öfkenin altında, Kızgınlığın altında KORKU vardır. KORKU, kolay açıklanamaz. En çok kim korkarsa , o saldırır. Korkularınızla tanışın. Abartılarınız vardır. Korkularınızla ile ilgili olasılık hesaplarında yanlışlıklar vardır. Örneğin; Evde yarım gün çıplak ayakla dolaşan bir çocuğun hastalanma (Kalp Romatizması!!) olma olasılığı nedir? Doktorlara sorun. Belki yüzbinde bir olduğunu öğrenirsiniz. Ama o anda çocuğun hastalanma olasılığı anne baba için % 100 dür . Anne baba korkusunun olasılığını yanlış hesaplamıştır. Büyük sanatçılar, bilim adamlarının yıllarca uğraştığı bilgilere sezgileri ile 10 dakikada ulaşırlar. Mehmet Akif, İstiklal Marşını KORKMA diye başlayarak yazmıştır. İnsanların korkularından haberdardır. Bir de güvensizliğimiz vardır: Örneğin evimize gelen misafir “tuvalet nerede?” der onu eskortla götürürüz, ya bulamazsa! Çocuğa boyuna “ ye, daha ye.” deriz, çünkü o daha küçük doyduğunu bilemez. Plajda yarım saat içinde 30 tane yönerge veririz çocuğumuza, oysa yabancılar çocuklarına 2 yönerge veriyorlar. Onlar bu işi iki yönerge ile başarabiliyorlarsa bizim 28 yönerge nerede kaldı? Bir işyerinde; “İşini eksik yapana kızarım.” diyor amir.(Kızmanın altında ne yatar? Korku!) Oysa sıra-üstü yaşamda :” İşlerin kötüye gitmesinden endişeleniyorum. Başarısız olma ihtimali beni korkutuyor.” denir. (Endişenin altındaki korkunun farkına varılır ve anlatılır.) “Niye böyle yaptın?” sorusu çok ilginçtir. Örneğin birine “ niye böyle yaptın?” diye sorduğumuzda “ Aptallığımdan, beynimin çalışmamasından.” gibi bir yanıt alırsak ne yapacağız? GEÇMİŞE ilişkin pişmanlıklar, esefler, GELECEĞE ilişkin korkular, kaygılar, Bugünü yaşamamizi engeller. Önemli olan bugün ve bundan sonrası... alıntı.. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler? |