Teğmen
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 63
Tesekkür: 32
57 Mesajinıza toplam 172 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| HER PARMAĞA ÖZGÜ MEDİTASYONLAR Aşağıdaki meditasyonlar, parmaklarınızın ve onların içindeki güçleri, onları farkına vararak algılamanıza imkan sağlamaktadır. Ayrıca parmaklarınıza karşı bir alışkanlık kazanmanızı, onları tanımanıza ve sevmenizi sağlar. Mudralarla benim ve başkalarının yaşadığımız pozitif deneyimler, her parmağa karşılık gelen çakra enerjilerinin doğru sınıflandırıldığını ve meridyenler sistemiyle anlamlı bir şekilde birbirini tamamladıkları nı onaylamaktadır. Bilinçli ve yapıcı düşüncelerimiz, yararlı bir ilave güçtür. Düşünceler ve duygular bedenin her bölümüne etki etmektedir ve ne “hayal ediyor” ve kendimizi “neye inandırıyorsak” belli bir zaman içinde tecelli etmektedir.
Madem ki Hintli şifa bilginleri, uzun bir zaman önce tek bir elementin (toprak, su, hava, ateş) dahi fazla ya da düşük olması nedeniyle bedende bir dengesizlik oluştuğunu hatta ciddi bir hastalığın baş gösterdiğini keşfettiler, dolayısıyla biz de şimdi uygun imgelerle içimizde tekrar bir denge oluşturabiliriz. Elementler, bizi güçlendirebileceği gibi yıkabilir de. Elbette her element birbirine etki eder ve her elementin kendine has ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar hiçbir zorlukla karşılaşmadan karşılanabilir, bunun için sadece dengeli, sakin, dinamik bir hal içinde bulunmak yeterlidir. Fakat diğer yandan çok fazla stres içindeyiz ve çok az dinlenip çok az hareket ederiz, üstüne de aşırı yemek yer ve dertlerimize yanar dururuz. Bedenimiz kendi içindeki dengeyi kurmayı başaramadığında ise, hastalanmaya müsait oluruz.
Aşağıdaki meditasyonları uykusuz kaldığımız gecelerde ya da hasta yatağımızda uygulayabiliriz. Fakat bu durumların dışında sağlıklı ve dinçken uygularsak ve farkındalığımızı bu çalışmaya nüfuz ettirirsek, çok daha başarılı sonuçlar alacağınıza eminim. Sizden tek beklenen hareket bir elimizin parmağını diğer elimizin parmaklarıyla kavramaktan başka birşey değildir.
Baş parmagın enerjisi üzerine
Ateş elementi, akciğer meridyenleri ve savaş tanrısı ya da Mars gezegeni, bu parmağın özellikleri arasında sayılır. Baş parmağın ateşi diğer parmağın enerjisini besler ya da fazla olan enerjiyi alır ve böylece dengeyi tekrar kurar. Çöplerin yakılması üzerine düşünecek olursak, burada ateşin oluşturduğu yok edişin ne kadar büyük bir düzenleyici güç olduğunu sezebiliriz. Bu doğada da geçerlidir, geçen uzun bir zamanın ardından ormanlarda sadece güçlülerin hayatta kalması sonucu bir mono-kültür oluştuğunda, yaşanan bir orman yangını, bu bölgede büyük bir bitki çeşitliliğinin yeniden oluşabilmesi için gerekli şartları hazırlar. Bedenimizdeki ateşlenme de, birçok mikrop kültürünü yok etmektedir. Ateş havaya bağlıdır, oksijensiz kaldığında ölür; bu durum hücrelerimizin solunumu içinde geçerlidir. Her hücrenin metabolizması , ancak yeterli oksijen sağlandığında gerektiği gibi çalışabilir. Bizler gerçekten bedenimizin her kısmını ve her organımızı güçlendirebilirz, bunun için içimize dolan ışık ve ısıyı içe imgelememiz ya da bir başka ifadeyle nefes almamız yeterlidir.
UYGULAMA Oturun veya uzanın. Sol elinizin uzun parmakları ile sag elinizin bas parmagını kavrayın ve sol bas parmagınızı sag elinizin iç tarafına yerlestirin. Gözlerinizi kapatın.
Bedeniniz güçsüz kalmış ya da hasta kısımlarını hissedin. Şimdi gövdenizin alt orta kısmında (göbek deliği seviyesinde) bir ışık yandığını imgeleyin ve her nefes verişinizde bu ışık demetini söz konusu beden bölgesine yönlendirin. Işıklanmış olan beden bölgesinden önce büyük, karanlık bir duman bulutunun çıkıp gitmesine izin verin. Sonra sadece ışığa odaklanın, ışık yavaş yavaş bedeninizin bu kısmını dolduruyor, aydınlatıyor ve iyileştiriyor.
Bir süre daha parmağınızı aynı şekilde tutun ve akan ısıyı hissedin. Sonra sol baş parmağınızı kavrayın ve onu da bir süre daha tutun.
İşaret Parmagının enerjisi üzerine
Kalp Çakrası, kalın bağırsak ve midenin derinlik meridyenleri, bu parmağın nitelikleri arasında sayılmaktadır. Burada aynı zamanda duyarlı parmağı, yani keşfediciyi, bir başka ifadeyle “iyi koku alabileni” iyi düşünme yetisini ve ilhamı bulmaktayız. Onun enerjisi içimizin en derin bölgelerine ve oradan tekrar kozmosa ulaşmaktadır. Bu demektir ki, içimizdeki en derin bölgemizden yaratabilir (sezgi) ve kozmosdan mesaj alabiliriz (ilham). Bu parmağın içinde yakınlık kadar uzaklık da bulunmaktadır. Ne kadar alana ihtiyacımız vardır? Yakınlığa ne kadar tahammül ederiz? Hava elementi daima zihni, yani düşünce gücünü temsil eder. Düşünceler tıpkı hava gibi görünmezdir ve buna rağmen, Yogilerin keşfetmiş olduğu gibi, yaptığımız herşeyin, sağlığımızın ve durumumuzun, kısacası yaşamımızı şekillendiren her şeyin ilk nedenidirler. Jüpiterin gezegen gücü de burada sınıflandırılmaktadı r ve bu nesnelerin sonsuz değişimine işaret etmektedir. Yaşamın tüm yüzlerini kabul etmeye, hazmetmeye ve tekrar serbest bırakmaya. Bu parmakta geleceğe yönelmiş berrak, hedefli bir bakışta barınmaktadır. Düşüncelerimiz büyük bir öneme sahiptir, dolayısıyla düşüncelerimizin niteliğini sık sık tartmalıyız. Aşağıdaki meditasyonu birkaç gün üst üste tekrarladığımızda göreceğiz ki, düşünceler belli bir alışkanlık ve kalıplar içindedir. Alışkanlıklar, şayet fark edilebilirse, değiştirilebilir. Değişimler her zaman belli bir süreye ihtiyaç duyar. O halde biz de zararlı, negatif düşünceleri sürekli olarak yararlı, pozitif kalıplarla yenileyelim, böylece yaşam şartlarımız da, buna uygun olarak değişecektir.
UYGULAMA: Oturun veya uzanın. Şimdi sağ işaret parmağınızı sol elinizin dört uzun parmağıyla kavrayın ve baş parmağınızı sağ elinizin ortasına doğru uzatın . Gözlerinizi kapatın.
Bir ekin tarlasının önünde oturuyor ve dalgalanan başakları izliyorsunuz. Nefes alırken başaklar size doğru hareket ediyor ve nefes verirken sizden uzaklaşıyorlar. Bazen tüm tarlayı görüyorsunuz ve sonra yine tek tek başakları. Nefes alırken alanın daraldığını ve nefes verirken de genişlediğini görüyorsunuz. Sarı başaklar gelip geçiciliği, içinde yeni bir başlangıcın tohumunu taşıyan büyük ölüme işaret etmektedir. Bir süre sonra bulutlu mavi göğe bakın ve sonra içinize, kalbinizin güvenli derinliklerine inin. Şimdi bir süre düşüncelerinizi izleyin. Düşünceleriniz gelip gidiyor. Bir süreliğine onlar üzerine düşünün. Ağırlıklı olarak nasıl düşünüyorsunuz? Pozitif, negatif, umutlu, korkulu, endişeli, yetersiz, değersiz, eleştirici? Anılarınızın yani geçmişinizin arkasından mı koşarsınız yoksa geleceğe mi odaklanırsınız? Şimdiyi An’ı düşündüğünüzde ne tepki verir düşünceleriniz?
Bir süre daha parmağınızı aynı şekilde hareketsizce tutun ve akan ısıyı hissedin. Sonra sol işaret parmağınızı kavrayın ve onu da bir süre daha tutun.
Orta Parmagın enerjisi üzerine
Hintliler bu parmağa aynı zamanda göğün parmağı da derler; Boğaz Çakrası bu parmağa bağlanmaktadır. Ona bir bakın. O en uzun parmaktır, diğerlerini aşar. Enerjisi sonsuzluğun derinliklerine kadar ulaşır. Yine bu parmağa bağlanan Satürn, güneş sistemimizin kenarında bulunur ve ona “eşiğin bekçisi” de denir. Göğün kapısında yaşamın muhasebesi yapılır. Bu sembolü Boğaz Çakrasında da görürüz, saflık kapısı, ki bu sadece kişi kalbini ve zihnini saflaştırdığında açılmaktadır. Fakat spiritüel yolumuzda ilerlemek için, herşeyden önce dünyadaki görevlerimizi tamamlamalıyız. İçimizde yaşayan kan dolaşımı meridyenleri ve safra kesesinin derinlik meridyenleri gibi meridyenler, bizi bu görevlere yönlendirmektedir. Her ikisi de, yaşamı kavrayabilmemizde ve onları başarıyla geçebilmemizde yardımda bulunmaktadır. Teşvik, faaliyet, cesaret ve keyif alarak iş yapmak onun niteliklerindendir. Orta parmak enerjisinin çizgisi faal bir yaşamdan öte, alemin derinliklerine kadar uzanmaktadır. “Sen kendine yardımda bulun ki, Tanrı da sana yardımda bulunsun” deyişi bunu en kısa şekliyle ifade etmektedir.
UYGULAMA: Oturun veya uzanın. Şimdi sağ orta parmağınızı sol elinizin dört uzun parmağıyla kavrayın ve baş parmağınızı sağ elinizin ortasına doğru uzatın . Gözlerinizi kapatın.
Kendinizi en çok hoşlandığınız uğraşınızın başındayken düşünün, yatkınlıklarınızı ve yetilerinizi tamamen kullanın, yolunuza çıkan engellerin nasıl üstesinden geldiğinizi ve yaptıklarınızdan ne kadar keyif aldığınızı zihninizde canlandırın. Bunda başarılı oluyorsunuz ve düşüncenizde başarınızı nasıl gerçekleştiğini görüyorsunuz. Sizin yaptıklarınız Dünya (ailenizi, tek tek insanları ya da geniş evreni) zenginleştiriyor. Özellikle tanrısal güçlerle oluşturduğunuz kalıcı irtibatı tüm ayrıntılarına kadar imgeleyin. Onlar size tüm işlerinizde yardım etmekte ve yol göstermektedir.
Şayet mesleğiniz sizi memnun etmiyorsa ve zamanınızı değerlendirebileceğiniz size uygun uğraşlarınız ya da ilgileriniz yoksa, artık içinizdeki sese sormanın ve bunlarla ilgili bir cevap alana kadar, içinizdeki bilgeliğin üzerine gitmenin zamanı gelmiştir. Ayrıca orta parmağın temsil ettiği eylem gücüne de gerçekten bu işi eline alması için rica edin. Ve özellikle tanrısal güçlerden yardım dileyin; onlarla bağlantınızı güçlendirin ve güven duyduğunuz bir dostluk kurun.
Bir süre daha parmağınızı aynı şekilde tutun ve akan ısıyı hissedin. Sonra sol orta parmağınızı kavrayın ve onu da bir süre daha tutun. Bu el tutuşu, ensedeki kasılmalara da iyi gelmektedir.
Yüzük parmagının enerjisi üzerine
Kalça kemiği tabanını yöneten Kök Çakrası ve güneş yüzük parmağına bağlanmaktadır. Bu güç insana direnç, sebat ve dayanıklılık becerisi sağlamaktadır. Çinliler karaciğerin derinlik meridyenlerini bu parmağa bağlarlar. Karaciğer insana sabır, rahatlık, umut ve geleceğe dair vizyonlar sunar. “Üç kat ısıtıcı” başlangıcını yüzük parmağı ucunda bulunmaktadır yani bu meridyen bedenin tüm savunma işlevlerini yönetir ve hücre işlevlerini yöneten beden ısısından da sorumludur. Çok verimli çalıştığında ise insanı zorlayan durumlarda dengeyi koruyabilme yetisini sağlamaktadır ki, bu iyi işleyen bir bağışıklık sisteminin de ön şartıdır. Demek ki bu parmakta dayanak olan, derinlere nüfuz eden ve yükseklere doğru çabalayan bir güç varlığı sürdürmektedir.
UYGULAMA: Oturun ya da uzanın. Şimdi sol yüzük parmağınızı sağ elinizin uzun parmaklarıyla kavrayın, baş parmağınızı sol elinizin ortasına doğru uzatın. Gözleriniz kapatın.
Çıplak bir toprak, türlü şekillerde çakıl, çöl, dağlar, adalar imgeleyin. Toprak kütleleri harekete geçtiğinde ne olur? Toprak kuruduğunda ne olur? Toprak tamamen güneşin sıcaklığına bırakılmış olsa ne olur? Şimdi de verimli bir toprak imgeleyin. Bırakın bitkiler yavaş yavaş meydana gelsin, küçük bitkiler, büyük bitkiler, çok yeşil. Şimdi toprağın derinlerinde uyuyan tek bir tohuma odaklanın. Her nefes çekişinizde tohumun içinde birşeyler kıpırdansın, ta ki tohum patlasın ve bir filiz ışığa doğru yükselsin. O bu esnada köklerini de toprağın derinliklerine doğru büyümektedir. Bu yavaş yavaş büyüyüp ağaç olacaktır. Sabırla bekliyor ve bitkinin yavaş yavaş büyüyüp en büyük halini alışını izliyorsunuz. Burada zamanın bir önemi yok. Önemli olan sürekli büyümek, ağaç her yıl yeniden çiçek açacak ve meyve verecektir. Tıpkı biz de ağaç gibi kendimizi yaşama vermek istiyoruz ve biliyoruz ki, her ne kadar onun büyük sırrına erişemezsekte onun bir anlamı olduğunu kavrıyoruz. Nasıl ağaç kendini her yıl dönüştürmekte ise, benzer bir şekilde kendi içimizdeki gelişimde sürüp gitmektedir. Yaşamın neşeli, mutlu, huzurlu ya da acı, çileli, geçmesini kendimiz belirleyebiliriz.
Bir süre daha parmaklarınızı aynı şekilde hareketsiz tutun ve akan ısıyı hissedin. Sonra sağ yüzük parmağınızı kavrayın ve bunu da bir süre tutun.
Serçe parmağının enerjisi üzerine
Burada genel anlamda insanlar arasındaki ilişkiler ve özellikle de eşler arası ilişkiler söz konusu olup, ikinci çakramızı olan sakral çakraya bağlanmaktadır. Yogiler, su elementini bu parmağa bağlamaktadırlar ve su duygu alanını temsil etmektedir. Neşeli, birbirini tamamlayıcı ilişkiler kalbi ısıtmakla kalmaz, güçlendirir de. Neşelenebilme yetisi, güçlü bir kalp enerjisinin armağanıdır; yüksek duygular sağlar ve etrafımızdaki atmosferimizi, titreşimimizi yükseltir. Duygularımız, ki bunlar genellikle anlık duyguların bir toplamıdır, bir göletin yüzeyindeki dalgalanmalarla karşılaştırılabilir; ya uyum içinde ve ritmik ya şiddetli ya da berrak , temiz ve incedir ya da tam tersi pis, ağır ve karanlıktır.
UYGULAMA: Oturun ya da uzanın. Şimdi sol serçe parmağınızı sağ elinizin uzun parmaklarıyla kavrayın, baş parmağınızı sol elinizin ortasına doğru uzatın. Gözlerinizi kapatın.
Zihninizde deniz kenarında bulunuyorsunuz ve dalgaları izliyorsunuz. Dalgalar size doğru geliyor, sonra geriye gidiyor ve kayboluyorlar. Aynı durum duygularınız, halleriniz ve insanlarla olan ilişkileriniz içinde geçerlidir. Sevgi verme ve alma da bu yasaya bağlıdır. Ne kadar beklentisiz bir sevgi ile yaklaşıyorsanız size de o kadarı verilecektir, bunu fark edin. Bunların öyle büyük hayırlar olması da gerekmez, iyi niyet yeterde artar bile, insanlara, hayvanlara, bitkilere, suya, havaya ve toprağa verilen sıcak bir kalp ve duygu. Zihninizde birini (tanıdığınız veya tanımadığınız) neşeli olarak canlandırın, gerekirse onu keyiflendirin. Onun yetilerine ve özündeki iyiliğe güvenin. Mutlu ve neşe içinde güldüğü bir çok anlar resmedin. Size yakın kimseniz yoksa, o zaman bu küçük uygulamayı yabancı insanlarla örneğin otobüste iken canlandırın. Birkaç gün ya da birkaç hafta üzerinde disiplinli olarak çalışarak durursanız, mucizelerle karşılaşacağınızı size garanti ediyorum. Öyle anlar olmalı ki, kalbiniz neşe ile dolup taşmalı. Fakat en önemlisi; başlangıçta hiçbir beklentinizin olmamasıdır. Siz sadece şükür haliyle iyi niyetlerinizi, pozitif düşüncelerinizi başka insanların yardımı için paylaşma ve sevginizi beklentisiz olarak verme durumunda kalın. Bu ektiğiniz sevgi tohumlarının filizlenmesi için, beklenti içine girmeden biraz sabredin.
Bir süre daha serçe parmağınızı hareketsiz tutun ve akan ısıyı hissedin. Sonra sağ serçe parmağınızı kavrayın ve bunu da bir süre tutun. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |