Yaratıcı İmgeleme Kitabından AlıntılarBilinçaltının Bilinmeyenleri ve Çekim Yasası Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Yüksek Ben'le İlişki Kurmak
Yaratıcı imgelemeyi çok etkili ve başarılı hale getirmek için atılacak en önemli adımlardan biri, "kaynaktan" geldiğini hissettiğiniz bir deneyim yaşamaktır.
Kaynak, evrendeki sınırsız sevgi, bilgelik ve enerjiyi sağlayan demektir. Sizin için kaynak, Tanrı ya da evrensel ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çekim Yasası telkin cd indir izle İstanbul Çekim Yasası nerededir kimdir Çekim Yasası çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çekim Yasası hipnoz Çekim Yasası olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çekim Yasası hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çekim Yasası kuantum düşünce kitap haberi | |
|
03-02-2012, 01:04 PM
|
#21 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar
Yüksek Ben'le İlişki Kurmak
Yaratıcı imgelemeyi çok etkili ve başarılı hale getirmek için atılacak en önemli adımlardan biri, "kaynaktan" geldiğini hissettiğiniz bir deneyim yaşamaktır.
Kaynak, evrendeki sınırsız sevgi, bilgelik ve enerjiyi sağlayan demektir. Sizin için kaynak, Tanrı ya da evrensel zihin, her şeyin "bir"liği, ya da asıl özünüz anlamına gelebilir. Nasıl kavramlaştırırsak kavramlaştıralım, o burada ve şimdi hepimizin içinde, içsel varlığımızda bulunmaktadır.
Ben kaynakla ilişki kurmayı, Yüksek Ben'le, içimizde yaşayan Tanrısal varlıkla ilişki kurmak olarak düşünüyorum. Yüksek Ben'le ilişkide olmak derin bir bilme, kesinlik, güç, sevgi ve bilgelik duygusuyla karakterize edilir. Bu durumda, kendi dünyanızı kendinizin yarattığınızı ve onu kusursuz hale getirmek için sonsuz bir güce sahip olduğunuzu bilirsiniz.
Bu şekilde kavramlaştırmasak da hepimizin Yüksek Ben'le ilişki kurduğumuz anlar vardır; bu tür deneyimleri hepimiz yaşamışızdır. Kendinizi olağanüstü yüksek, aydınlık, güçlü, "dünyanın tepesinde" ya da "dağları yerinden oynatabilecek güçte" görmeniz Yüksek Ben'le ilişki kurduğunuzun göstergeleridir. "Aşık olmak" da böyle bir duygudur. Aşık olduğunuzda kendinizi ve dünyayı harika hissedersiniz; çünkü başka bir varlığa duyduğunuz sevgi, Yüksek Ben'inizle aranızdaki duvarın kalkmasına yardımcı olur.
Yüksek Beninizin bilinçli olarak farkına vardığınızda, onun zaman zaman yaşanan bir deneyim gibi göründüğünü keşfedersiniz. Bir an kendinizi güçlü, aydınlık, arınmış ve yaratıcı hissedebilirsiniz; bir sonraki anda ise karmaşa ve güvensizliğe geri düşebilirsiniz. Bu, sürecin doğal bir parçası olarak görünür. Bir kez Yüksek Ben'inizin farkına varınca, ihtiyacınız olduğunda on uçağırabilir ve yavaş yavaş, giderek daha çok sizinle birlikte olduğunu hissedersiniz.
Kişiliğinizle Yüksek Ben'iniz arasındaki bağlantı ikiye ayrılan bir kanala benzer ve akışı her iki yönde de geliştirmek önemlidir: Alıcı: Meditasyon sırasında kişiliğinizi susturup olma haline geçince, sezgisel olarak size gelecek yüksek bilgelik ve rehberliğe bir kanal açmış olursunuz. Sorular sorar ve yanıtların size sözcükler, zihinsel imgeler ya da izlenimler vasıtasıyla gelmesini beklersiniz. Etkin: Kendinizi evreninizin yaratıcısı olarak hissettiğinizde, yaratmayı arzuladığınız şeyi seçer ve seçimlerinizi yaratması için Yüksek Ben'inizin sonsuz enerji, güç ve bilgeliğine etkin imgeleme ve onaylama vasıtasıyla kanal oluşturursunuz.
Kanal iki yönde de özgürce akarken, sürekli olarak yüksek bilgeliğiniz tarafından yönlendirilmekte, bu rehberliğe dayanarak seçimler yapmakta ve dünyanızı en yüce ve güzel biçimde yaratmaktasınızdır.
Meditasyonun hemen her biçimi sizi en sonunda, kendinizi kaynak ya da Yüksek Ben olarak deneyimlemeye (hissetmeye) götürür. Bu deneyimin ne olduğundan emin değilseniz, endişeye kapılmayın. Sadece gevşeme, imgeleme ve onaylama uygulamalarını sürdürün. Meditasyonunuz sırasında er geç, bilincinizde bir çeşit açılma ve aydınlanma olduğu ve gerçek bir gelişme hissettiğiniz; her şeyin yolunda olduğunu, hatta içinizden yoğun bir enerjinin aktığını ya da bedeninizde, sıcaklık veren bir enerji değişikliği hissettiğiniz anlar yaşamaya başlarsınız. Bunlar, Yüksek Ben'inizin enerjisine kanal oluşturmaya başladığınızın işaretleridir.
İşte, bu duyguya ulaşmanıza yardımcı olacak bir yaratıcı imgeleme alıştırması. Bu alıştırmayı meditasyon seanslarınızın başında düzenli olarak yapabilirsiniz: Rahat bir biçimde oturun ya da uzanın. Tümüyle gevşeyin... Tüm bedensel ve zihinsel geriliminakıp gitmesine izin verin... Derin bir biçimde ve ağır ağır soluk alıp verin... Giderek daha derinden gevşemeye çalışın.
Kalbinizde parlak, ısı yayan, sıcak bir ışık olduğunu hayal edin. Bu ışığın giderek yayıldığını ve büyüdüğünü; siz çevrenizdeki herkese ve her şeye sevgi dolu bir enerji yayan parlak bir güneş haline gelene dek büyüdüğünü ve genişlediğini hissedin.
Kendinize sessizce ve inançla şöyle söyleyin:
"Yüce ışık ve yüce sevgi benim kanalımla akıyor ve çevremdeki her şeye yayılıyor."
Bu cümleyi, ruhsal enerjinizi güçlü bir biçimde hissedinceye dek defalarca tekrarlayın.
Dilerseniz, kendi gücünüz, ışığınız, yaratma yeteneğinizle ilgili aşağıdaki verilenlere benzer onaylamaları da kullanabilirsiniz:
Tanrı şimdi benim, kanalımla çalışıyor,
ya da Ben yüce ışık ve yaratıcı enerjiyle doluyum,
ya da İçimdeki ışık burada ve şimdi yaşamımda mucizeler yaratıyor.
ya da size anlamlı ve güçlü gelen herhangi bir cümleyi kullanabilirsiniz. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. | Offline
| |
03-02-2012, 04:04 PM
|
#22 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar Akışa Uymak
Yaratıcı imgelemeyi kullanmanın en etkin yolu, Taoculuğun özü olan "akışa uymak"tır. Bu istediğiniz yere ulaşmak için "çabalamak" zorunda olmamanız; sadece gitmeyi arzuladığınız yerden evreni haberdar etmeniz ve sonra yaşam nehri sizi oraya ulaştırana dek sabırla veuyum içinde onun akışına katılmanız demektir. Yaşam nehri bazen sizin hedefinize doğru dolambaçlı bir yoldan akabilir. Hatta, geçici olarak, tamamen farklı bir yöne gidiyor gibi de görünebilir; ama uzun vadede bu, mücadele ve zorlamayla gerçekleşecek olandan daha kolay ve uyumlu bir yoldur.
Akışa uymak, hedeflerinize (size çok önemli görünseler dahi) hafifçe bağlanmak ve bu arada daha uygun ve doyum verici olanlarla karşılaşırsanız başlangıçtaki hedeflerinizi değiştirmeye gönüllü olmak demektir. Hedefinizi zihninizde net bir biçimde tutma; ama aynı zamanda yol boyunca karşılaştığınız tüm güzel sahnelerin tadını çıkarma ve hatta yaşam sizi farklı bir yöne götürmeye başlarsa hedefinizi değiştirmeye gönüllü olma arasındaki denge budur. Kısacası bu, kararlı, sebatlı ama esnek olun demektir.
Eğer hedefinize ulaşmanız için sizi zorlayan bir sürü ağır duyguya sahipseniz (yani, ona ulaşamadığınızda mutsuz olacaksanız), kendinize karşı çalışmaya eğilimlisiniz demektir.
İstediğinize ulaşamamaktan korktuğunuzda, gerçekte, hedefin kendisine güç verdiğiniz kadar ya da daha fazla, ona ulaşamama fikrini güçlendiriyor olabilirsiniz.
Eğer kendinizi bir hedefe duygusal olarak çok bağlanmış hissediyorsanız, önce bu konuyla ilgili duygularınız üzerinde çalışmanız yararlı olur. Önce, hedefe ulaşamamaktan neden korktuğunuzu derinden incelemeniz ve kendinizi daha inançlı ve güvenli hissetmenize ya da korkularınızla yüzleşmenize yardımcı olacak onaylamalar yapmanız gerekebilir.
Örneğin: Evren mükemmel bir biçimde gelişiyor.
Hiçbir şeye bağımlı ve düşkün olmak zorunda değilim.
Rahatlayabilir ve her şeyin olduğu gibi olmasına izin verebilirim.
Yaşamın akışına uyum sağlayıp onunla birlikte akabilirim.
Burada ve şimdinin tadını çıkarmak için her zaman her şeye sahibim.
Gereksindiğim tüm sevgiyi yüreğimde taşıyorum.
Ben seven ve sevilen bir insanım.
Ben kendi içimde bütünüm.
Yüce sevgi bana yol gösteriyor ve ben daima korunuyorum.
Evren gereksindiğimiz her şeyi daima verir.
Daha sonra vereceğim bazı temizleme işlemlerini de yararlı bulabilirsiniz. Bu konuda size yardımcı olacak ve içgörü kazandıracak kitapların arasında özellikle Ken Keyes Jr.'ın Yüksek Bilinç Kılavuzu' nu ve Vernon Hovvard'ın Kozmik Güce Giden Mistik Yol 'unu öneririm.
Elbette, çok bağlı olduğunuz bir şeyi yaratıcı biçimde imgelemek de tamamen geçerlidir ve genelde iyi sonuç verir. Ama eğer vermezse, kendi iç çatışmanızın çatışan mesajlar yolladığını idrak etmelisiniz. Bu durumda, hedefinize hemen ulaşamayabileceğiniz konusundaki fikir ve duygularınızı kabullenmeniz ve belki de bu çatışmanın çözümünün gelişiminize hayli katkıda bulunacak ve yaşamla ilgili tutumunuza daha yakından bakmanızı sağlayacak harika bir fırsat olduğunu anlamanız önemlidir.
Herhangi bir zamanda yaratıcı imgeleme yaparken, aslında olmak istemeyen bir şeyi zorladığınızı, oldurmaya çabaladığınızı hissederseniz, bir süre geri çekilip Yüksek Beninize, ulaşmak istediğinizşeyin sizin için gerçekten en iyi şey olup olmadığını ya da onu gerçekten arzu edip etmediğinizi sorun. Sonuçta evren size, sizin hiç düşünmediğiniz çok daha iyi bir şeyi göstermeye çalışıyor olabilir. | Offline
| |
03-02-2012, 06:00 PM
|
#23 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar Bolluk Programı
Bolluk programı tüm yaratıcı imgeleme sürecinin çok önemli bir bölümüdür. Bu, evrenin tümüyle bolluk içinde olduğu maddi, duygusal, zihinsel ve ruhsal düzeyde yürekten isteyebileceğiniz her şeyi içeren bir bereket boynuzu olduğu anlayışına sahip olmak ya da bu bakış açısını bilinçli olarak edinmek demektir. Gereksindiğiniz ya da istediğiniz her şey talebinizi bekliyor; istediğiniz şeyi elde etmek için yalnızca bunun gerçekleşebileceğine inanmanız, istediğiniz şeyi gerçekten arzulamanız ve kabul etmeye istekli olmanız gerekiyor.
İsteklerinizi elde etmeniz konusunda başarısızlığa uğramanızın en genel nedenlerinden biri, "yokluk programı" dır. Bu program yaşamla ilgili aşağıdaki yaklaşımları ya da inançları içerir: İsteklerimi elde etmek için yeterli fırsata ya da kaynağa sahip değilim...
Yaşam ıstırap dolu...
Başkaları yoksunluk içindeyken bolluk içinde yaşamak bencilce ve ahlâk dışı bir şeydir...
Yaşam katı ve zor; o bir gözyaşı deryasıdır...
Sıkı çalışmalı ve bir şeyler elde edebilmek için bir bedel ödemeli, özveride bulunmalısın...
Yoksul olmak daha soylu ve ruhen geliştirici bir şeydir...
Ve benzerleri...
Tüm bunlar yanlış inançlardır. Bunlar evrenin nasıl işlediği konusundaki anlayış eksikliğinden ya da bazı önemli ruhsal prensiplerin yanlış anlaşılmasından kaynaklanmaktadır. Bu inançların ne size ne de başkalarına yararı olur; onlar hepimizin her düzeydeki doğal bolluk ve refah halimizi idrak etmemizi engellerler. Bugün dünyamızda birçok insan açlık ve yoksulluk gerçeğini yaşıyor; ama bu gerçeği yaratmayı sürdürmek zorunda değiliz.
Gerçek şu ki, dünyadaki her varlık için yeterli olandan daha çok olanak ve fırsat vardır; yeter ki zihinlerimizi bu olasılığa açabilelim. Evren engin bir bolluk yeridir ve hepimiz maddesel ve ruhsal zenginlik açısından doğal olarak bolluk ve refah içindeyiz. Zengin ve bolluk içinde bir dünyada yaşamayanlar ise bolluktan çok yoksunluk programına inanma düzeyindedirler henüz. Cehaletleri nedeniyle, yoksulluk ve yoksunluğun kaçınılmazlığı konusundaki yaygın inancı benimsemişler ve sonsuz yaratıcı gücün ellerimizde (ya da zihinlerimizde) olduğunu henüz idrak etmemişlerdir.
Bu dünyayla ilgili gerçek şu ki, o yaşanacak sonsuz derecede iyi, güzel ve geliştirici bir yerdir. Tek "kötülük" ise bu gerçeği anlayamamaktan kaynaklanır. Kötülük (cehalet) bir gölgeye benzer kendine ait bir özü, varlığı yoktur, o sadece ışıktan yoksunluk durumudur. Bir gölgeyi, onunla savaşarak, damgalayarak, sövüp sayarak ya da duygusal veya fiziksel herhangi bir biçimde karşı çıkarak yok edemezsiniz. Bir gölgeyi yok etmek için ona ışık tutmanız gerekir.
İnanç sisteminize bakın ve evrensel iyiliğe yeterince inanmayarak kendi kendinizi engelleyip engellemediğinizi araştırın. Kendinizi gerçekten de başarılı, doyumlu, mutlu, tam bir insan olarak görüyor musunuz? Gözlerinizi çevrenizdeki iyilik, güzellikve bolluğa gerçekten açabiliyor musunuz? Bu dünyanın, herkesin rahatlıkla gelişebileceği mutlu, refah içinde ve aydınlanmış bir dünyaya dönüşebileceğine gerçekten inanabilir, bunu düşleyebilir misiniz?
Dünyanın, herkesin gelişimine hizmet eden bir potansiyele sahip, iyi bir yer olduğu yaklaşımına sahip olmadıkça, kişisel yaşamınızda da istediğinizi yaratmakta zorlanırsınız.
Çünkü, insan doğası temelde sevgi doludur; bu yüzden çoğumuz, istediklerimizi, başkalarını onlardan yoksun bırakmak uğruna elde ettiğimize inandığımız sürece, kendimize bu istekleri gerçekleştirme izni vermeyiz.
Hayatta istediğimizi elde etmemizin insan mutluluğunun genel durumuna katkıda bulunduğunu ve başkalarını da kendilerine daha fazla mutluluk yaratmaları konusunda desteklediğini derin bir biçimde anlamak zorundayız. | Offline
| |
03-02-2012, 06:04 PM
|
#24 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar Bolluk Meditasyonu
Rahat bir pozisyonda tümüyle gevşeyin: Kendinizi güzel bir doğal çevrede düşleyin bu herhangi bir yer; örneğin şirin bir ırmağın kıyısında yeşil, açık bir çayır ya da okyanus kıyısında beyaz bir kumsal olabilir. Bir süre tüm güzel ayrıntıları imgeleyin ve kendinizi bunların tadını çıkarırken görmeye çalışın. Şimdi, yürümeye başlayın ve az sonra kendinizi tamamen farklı bir çevrede, örneğin altın başakların dalgalandığı bir tarlada dururken ya da bir gölde yüzerken bulun. Dağlar, ormanlar, çöller, kısacası fantezinize uygun gelen çeşitli ve olağanüstü güzellikteki yerler bularak dolaşmaya vearaştırmaya devam edin. Her birini incelemek ve zevkini çıkarmak için zaman ayırın.
Kendinizi, ağaçlarda olağanüstü lezzetli meyvelerin bulunduğu bolluk içindeki bir tropikal cennete giden bir teknede hayal edin. Görkemli bir şatoya geliyorsunuz ve burada çok büyük bir ziyafet, müzik ve dans sizi bekliyor. Sonra geniş hazine dairesine götürülüyorsunuz ve orada size kullanabileceğinizden çok daha fazla değerli mücevherler, madenler, göz kamaştırıcı giysiler sunuluyor. Sonra, hayal gücünüzü kullanarak, tüm dünyayı dolaştığınızı ve istediğiniz her şeyi dileyebileceğinizden çok daha büyük ölçüde elde ettiğinizi ya da bunların size sunulduğunu imgeleyin.
Dünyayı, karşılaştığınız herkesin sizinle aynı doyumu ve bolluğu yaşadığı muhteşem bir cennet olarak düşleyin.
Bu dünyanın adam akıllı tadını çıkarın. Arzu ederseniz öteki gezegenlere de gidin ve oralarda da mucizevi şeyler bulun. Gerçekleşmesi mümkün olan olaylar sınırsızdır! En sonunda hoşnut ve mutlu bir halde eve dönün ve Evren'in gerçekten de olağanüstü harikalar ve bolluk yeri olduğu gerçeği üzerine düşünün. | Offline
| |
03-02-2012, 06:06 PM
|
#25 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar Onaylamalar
Bu zengin bir evren ve onda hepimiz için her şey var.
Bolluk benim gerçek var olma halimdir. Ben şimdi onu tümüyle ve sevinçle kabul etmeye hazırım.
Tanrı tüm ihtiyaçlarımın tükenmez ve sınırsız kaynağıdır.
Refah ve mutluluk içinde yaşamak hakkım. Artık refah içinde ve mutluyum!
Daha fazla refaha kavuştukça, başkalarıyla paylaşacak daha çok şeye sahip olurum.
Evren bütünüyle bolluktur!
Yaşamın bana sunabileceği tüm refah ve mutluluğu kabul etmeye artık hazırım.
Herkese refah ve mutluluk sunan bir dünya yaratma sorumluluğunu şimdi üstleniyorum.
Parasal konularda kolayca ve çabasızca başarı kazanıyorum.
Şu anda parasal olarak büyük bir bolluk yaşıyor ve bunun tadını çıkarıyorum!
Yaşam neşe dolu ve ben artık onun zevkini çıkarmak istiyorum!
Sonsuz zenginlikler şimdi hayatıma özgürce akıyor.
Zengin bir bilince ve isteklerimi gerçekleştirme gücüne sahibim.
Kişisel kullanımım için yeterli olandan da fazla paraya sahibim.
Artık her ay ... liralık doyurucu bir gelire sahibim.
Her gün mali açıdan güçleniyor ve zenginliyorum. Ben zengin, iyi ve mutluyum. | Offline
| |
03-02-2012, 06:19 PM
|
#26 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar
Kendi İyiliğini Kabul Etme
Hayatta istediğinizi yaratmak amacıyla yaratıcı imgelemeyi kullanmak için, yaşamın size sunduğu en iyiyi -sizin için "iyi" olanı- kabul etmeye
hazır ve istekli olmalısınız.
Belki garip görünebilir ama, çoğumuz hayatta istediğimize sahip olma olasılığını kabul etmekte zorlanırız. Bu genellikle çok erken yaşlarda edindiğimiz temel değersizlik duygularından kaynaklanır. Temel inanç şöyledir: "Ben gerçekten çok iyi (sevilmeye layık, değerli) bir kişi değilim; onun için en iyisine sahip olmayı da hak etmiyorum."
Bu inanç genellikle başka duygularla, bazen de gerçekten iyi olduğumuz ve iyi şeyleri hakettiğimiz şeklindeki karşıt duygularla karışıktır. Ama eğer, kendinizi en harika durumların içinde hayal etmekte zorlandığınızı ya da "Buna asla sahip olamam" veya "Bunun benim başıma gelmesi olanaksız." gibi düşünceler taşıdığınızı görürseniz, kendinizle ilgili "imaj'ınızı yakından incelemeniz gerekebilir.
Kendinizle ilgili imajınız, kendinizi nasıl gördüğünüzü, kendinizle ilgili neler hissettiğinizi kapsar. Bu genelde karmaşık ve çok yüzlüdür. Kendi imajınızın değişik yüzleriyle ilişkiye geçebilmek için, gün boyunca çeşitli zamanlarda ve çeşitli durumlarda kendinize, "Şu anda kendimle ilgili neler hissediyorum?" diye sormaya başlayın. Değişik zamanlarda zihninizde kendinizle ilgili ne tür fikirler ya da imajlar taşıdığınıza dikkat edin.
Yapacak ilginç şeylerden biri de, "Şu anda kendime nasıl görünüyorum?" diye sorarak kendi fiziksel imajınızla temas kurmaktır. Eğer kendinizi hantal, çirkin, şişman, sıska,çok iriyarı, çok ufak tefek ya da her nasıl hissettiğinizi keşfederseniz, bu kendinize gerçekte hak ettiğiniz şeyi -en iyiyi- verecek kadar kendinizi sevmediğiniz gerçeğine götüren bir ipucu olabilir. Birçok kusursuz güzellikte, çekici insanın kendisini sık sık çirkin, hiçbir şeyi hak etmez ve değersiz bulduğunu keşfetmek beni hep şaşırtır.
Onaylamalar ve yaratıcı imgeleme kendinizle ilgili daha olumlu ve sevecen birimaj yaratmak için harika bir yoldur. Kendinizi sevmediğiniz yaklaşımları yakaladığınızda, karşılık olarak her fırsatta kendinize olumlu, takdirkar, sevecen şeyler söylemeye başlayın. Kendinize karşı zihinsel olarak acımasız, sert ya da eleştirel davrandığınız anların farkına varın ve bilinçli olarak daha iyi, şefkatli ve takdirkar davranmaya başlayın. Bunun başkalarına karşı daha sevecen davranmanıza da yardımcı olduğunu göreceksiniz.
Kendinizle ilgili takdir ettiğiniz belirli özelliklerinizi düşünün. İyi bir arkadaşınızı nasıl hata ve kusurlarını açıkça görerek sevebiliyorsanız, aynı şekilde, bir yandan geliştirmeniz gereken yönlerinizin farkında olarak, kendinizi de özünüzde olduğunuz şey adına sevebilirsiniz. Bu kendinizi çok iyi hissetmenizi ve giderek hayatınızın harika bir biçimde değişmesini sağlayacaktır.
Kendinize şöyle söylemeye başlayın: Ben güzel ve sevgiye layığım.
Ben sevecen ve şefkatliyim, ve başkalarıyla paylaşacak çok şeyim var.
Ben yetenekli, zeki ve yaratıcıyım.
Gün geçtikçe daha çekici hale geliyorum.
Hayatta her şeyin en iyisini hak ediyorum.
Başkalarına sunacak birçok şeyim var ve bunu herkes kabul ediyor.
Ben dünyayı seviyorum, dünya da beni seviyor. Mutlu ve başarılı olmaya hazırım.
Ya da size hangi sözcükler uygun ve yardımcı geliyorsa onları kullanabilirsiniz.
Genellikle, kendi isminizi kullanarak ikinci bir kişiye hitap eder gibi onaylama yapmak çok etkili olur:
"Susan, sen zeki ve ilginç bir insansın. Senden çok hoşlanıyorum." ya da
"John, sen çok sıcak ve sevecen bir kişisin. İnsanlar bu özelliğini gerçekten takdir ediyorlar."
Kendinize böyle doğrudan hitap etme şekli özellikle etkilidir; çünkü kendimizle ilgili olumsuz imajımızın büyük bölümü, küçük yaşlarda başka insanlar tarafından kötü, aptal ya da herhangi bir konuda yetersiz olduğumuza çeşitli yollarla inandırılmamızdan kaynaklanır.
Kendinizi mümkün olduğunca net bir şekilde gözünüzde canlandırın ve sevdiğiniz bir kişiye yaptığınız gibi, kendinize sevginizi ifade edin. Bunu, içinizdeki ebeveynin yine içinizdeki çocuğa sevgi ve takdirlerini göstermesi olarak düşünün. Kendinize şöyle sözler söyleyebilirsiniz:
"Seni seviyorum. Sen çok güzel bir insansın. Senin duyarlılığını ve dürüstlüğünü takdir ediyorum."
Yaratıcı imgeleme, sahip olduğunuzu düşündüğünüz herhangi bir fiziksel sorunun çözümü açısından da çok önemli bir yöntemdir. Örneğin, eğer kendinizi çok şişman hissediyorsanız, aynı anda iki şey üzerinde çalışmanız gerekir:
Onaylamalar vasıtasıyla ve sevgi dolu bir enerjiyle, zaten arzuladığınız biçimdeymişsiniz gibi kendinizi daha çok sevmeyi ve takdir etmeyi öğrenmeye başlayın.
Yaratıcı imgeleme ve onaylamalar vasıtasıyla kendinizi olmak istediğiniz biçimde
-ince, biçimli, sağlıklı ve mutlu- yaratmaya başlayın. Bu teknikler gerçek değişiklikler yapma açısından son derece etkilidirler.
Bu iki teknik, kendinizle ilgili her sorunun çözümü için geçerlidir.
Unutmayın, her yeni anda siz de yeni bir insansınız. Her gün yeni bir gündür ve gerçekte olduğunuz harika, sevgi dolu ve sevilmeye layık kişiyi idrak etmek için yeni bir fırsattır...Kendinizle ilgili imajı geliştirmenize ek olarak, evrenin iyiliğini kabullenip ona kapı açmayla ilgili onaylamalar yapmak da gerekir. Örneğin: Bu bolluk evreninin lütuflarını kabul etmeye hazırım.
İyi olan her şey bana kolayca ve çabasızca geliyor (burada "iyi olan her şey" yerine istediğiniz herhangi bir sözcüğü -sevgi, refah, yaratıcılık, mükemmel bir ilişki- yerleştirebilirsiniz).
Burada ve şimdi bana akan ve benim için iyi olanı kabul ediyorum.
Ben en iyiyi hak ediyorum ve en iyi şu anda bana geliyor.
Aldıkça, verecek daha çok şeyim olur. | Offline
| |
03-02-2012, 10:26 PM
|
#27 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Oct 2008 Bulunduğu yer: Florya
Mesajlar: 266
Tesekkür: 1,998
335 Mesajinıza toplam 2,311 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar Onaylamaları söylerken kendimizi kandırdığımızı hissedersek, onaylamaların tersi gerçekleşebilir. Evet, aslında bir tür kendimizi kandıracağız ama bunu yaparken kendimizi kandırma hissiyle değil; bunu gerçekten kendimizi ikna ederek yapmalı. | Offline
| |
06-02-2012, 12:51 PM
|
#28 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar
İşte, kendinize verdiğiniz değeri artırmak ve evrenin sizin arzuladığınız yönde akıtmaya hazır ve istekli olduğu sevgi ve enerjiyi kullanma yeteneğinizi geliştirmek için yapabileceğiniz bir meditasyon: Kendini Takdir Etme Meditasyonu
Kendinizi günlük hallerinizden birinde hayal edin ve (tanıdığınız ya da yabancı) birinin size büyük bir sevgi ve hayranlıkla bakarak, çok beğendiği bir özelliğinizden söz ettiğini imgeleyin. Şimdi birkaç kişi daha yerleştirin görüntüye. Bu insanlar da geliyor ve harika bir insan olduğunuz konusunda aynı görüşte olduklarını söylüyorlar. (Eğer hu sizi utandınyorsa, sonuna dek dayanmaya çalışın.) Giderek daha çok, daha çok insan gelip gözlerinde müthiş bir sevgi ve saygıyla size bakıyor.
Kendinizi bir törende ya da bir sahnede imgeleyin sonra; hepsi de sizi seven ve takdir eden insan kalabalıkları sizi alkışlayıp tezahüratta bulunuyorlar. Alkışlarının kulaklarınızda çınladığını işitin. Ayağa kalkın, başınızı eğerek onları selamlayın ve gösterdikleri destek ve takdir için teşekkür edin. Kendini Takdir Etmek İçin Bazı Onaylamalar: Kendimi bütünüyle, olduğum gibi seviyor ve takdir ediyorum.
Kimseyi memnun etmeye çalışmak zorunda değilim. Kendimden hoşnutum ve önemli, olan da bu.
Öteki insanların önünde ben kendimden çok hoşnutum.
Kendimi özgürce, tam anlamıyla ve kolayca ifade ediyorum.
Ben güçlü, sevgi, dolu ve yaratıcı bir varlığım. | Offline
| |
06-02-2012, 01:04 PM
|
#29 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar Dışarıya Akıtma
Başka bir ana prensip de vermek ya da dışarıya akıtmaktır. Evren, doğası hareket etmek ve akmak olan saf enerjiden oluşmuştur. Yaşamın doğası sürekli değişim, sürekli akıştır. Bunu anladığımızda, onun ritmine uyum sağlayabilir ve gerçekte daima kazandığımızı, asla hiçbir şey yitirmediğimizi bilerek, özgürce verip alabiliriz.
Evrenin mükemmelliğini ve iyiliğini kabullenmeyi öğrenmeye başlayınca, enerjimizden başkalarına verdikçe, bize daha fazla akması için boşluk yaratmakta olduğumuzu idrak eder ve evrenin bereketini doğal olarak paylaşmak isteriz.
Ne zaman güvensizlik (korku) ve "yeterince yok" duygusu nedeniyle, sahip olduklarımıza sıkıca sarılır ya da yapışırsak, bu harika enerji akışını kesmeye başlarız. Sahip olduklarımıza sarılırken, enerjinin hareket etmesini sağlayamayız ve yeni bir enerjinin bize akması için boşluk yaratmamış oluruz.
Enerji; sevgi, şefkat, takdir etme, onaylama ve kabullenme, maddi kazanımlar, para, arkadaşlık vs. gibi birçok şekle bürünür ve prensipler tüm bu şekillere eşit uygulanır.
Çevrenizdeki en mutsuz kişilere baktığınızda, bunların genelde, herhangi bir konuda "aşırı açlık ve yoksunluk" duyan ve bu nedenle de hayata karşı çok açgözlü davranan insanlar olduklarını görürsünüz. Bunlar genelde yaşamın, özelde de diğer insanların kendilerine gereksindikleri şeyleri vermedikleri duygusunu yaşarlar. Sanki yaşamla boğuşuyorlarmışçasına, şiddetle hasretini çektikleri sevgi ve doyumu zorla elde etmek için umutsuzca çabalarken, aslında onları besleyecek en büyük kaynağın önünü tıkamaktadırlar. Ve çoğumuz az da olsa bu eğilime sahibizdir.
İçimizdeki "vericilik" yerini bulduğumuzda, akışı tersine çevirmeye başlarız. Vericilik özveriden, kendini üstün görmekten veya ruhsallık fikrinden değil, bizzat vermenin saf hazzından kaynaklanır çünkü bu eylem insana sevinç ve neşe verir. O yalnızca sevgi dolu bir yerden kaynaklanabilir.
Hepimiz içimizde sınırsız bir sevgi ve mutluluk kaynağına sahibiz. Mutlu olabilmek için dışarıdan bir şeyler almak zorunda olduğumuzu düşünmeye alışmışızdır; ama gerçekte tam tersi bir işleyiş söz konusudur: Asıl, içimizdeki mutluluk ve doyum kaynağıyla bağlantı kurmayı öğrenmeli ve onu başkalarıyla paylaşmak için dışarı akıtmalıyız böyle davranmak erdemlilik olduğu için değil, ama gerçekten harika bir duygu olduğundan! Bir kez o kaynakla uyum sağladığımızda, onu paylaşmayı doğal olarak isteriz; çünkü bu sevginin esasıdır ve biz hepimiz seven varlıklarız.
Sevgi dolu enerjimizi dışarı akıttığımızda, daha fazlasının bize akması için yer açmış oluruz. Çok geçmeden de bu sürecin kendisi öylesine haz vermeye başlar ki, onu giderek daha fazla, daha fazla yapmak istediğimizi keşfederiz. Ve size ait olan şeyleri bu yaklaşımla paylaştıkça, dışarıya akıtma/içeriye akıtma prensibi gereği, dış dünyadan daha çok şey almaya başlarsınız. Çünkü doğa boşluk sevmez. Bu yüzden, siz dışarıya akıtınca, dışarıdan da bir şeyin içeriye akıp doldurması gereken bir boşluk yaratmış olursunuz. Vermenin ödülü kendi içindedir.
Bunu bütünüyle anlayıp yaşadığımızda, yaradılışımızda var olan sevgi dolu doğamızı ortaya çıkarmış oluruz.
Siz de yaratıcı imgelemeyi kullanırken göreceksiniz ki, yaşama karşı daha temel olarak "verme" yönelimine sahip oldukça, rüyalarınız da çok daha kolay bir biçimde gerçekleşecek. Ancak unutmayın ki, almaya da aynı ölçüde açık olmadıkça vermeyi sürdüremezsiniz... Ve bu "verme," aynı zamanda kendinize verme anlamına da gelir...
Dışarıya akıtmaya gelince, onu kusursuz kılacak olan şey uygulamadır. Ne kadar haz verici, insana kendini harika hissettirici bir duygu olduğunu anlamak için bilinçli bir uygulama yapmanız gerekir. Kendinizi bu alanda geliştirmek istiyorsanız, aşağıda sunduğum alıştırmaları deneyebilirsiniz: 1- Başkalarına karşı takdirlerinizi daha fazla ifade edebilmek için, düşünebileceğiniz her şekilde özellikle çaba gösterin. Hemen oturup, sevgi ve takdirlerinizi iletmekten hoşlanacağınız insanların listesini çıkarın ve önümüzdeki hafta içinde her birine duygularınızı nasıl ifade edebileceğinizi düşünün. Dışarıya akıtmak burada, o insanları mutlu kılacak sözcükler, bir dokunuş, bir armağan, bir telefon, bir mektup, para ya da yeteneklerinizi paylaşma biçiminde olabilir. Yerine getirilmesi daha zor bir şey de olsa, siziözellikle mutlu kılacak bir şeyi seçin.
Arzu ettiğinizde söyleyebilmeniz için daha çok teşekkür, takdir ve hayranlık sözcükleri düşünün. "Bana yardım etmeniz büyük incelikti." "Bunu takdir ettiğimi bilmenizi isterim." "Bunu söylerken gözleriniz çok parlak ve güzeldi ve o anda sizi, gördüğüm için kendimi çok mutlu hissettim." (Utangaç olmak zorunda değiliz!)
2- Eşyalarınızı gözden geçirip gerçekten istemediğiniz ya da sık sık kullanmadığınız şeyleri bulun ve onları daha çok kullanacak kişilere verin.
3- Eğer mümkün olduğunca az para harcayan ve daima pazarlık peşinde olan biriyseniz, her gün gereksiz olarak biraz para harcamaya çalışın. Biraz daha ucuz değil, biraz daha pahalı olan ürünü alın; paraya kıyıp kendinize fazladan bir şey alın, arkadaşınıza bir kahve ısmaıiayın. iyi bir neden bulursanız bağışta bulunun, vs. Bu tür küçük bir eylem bile kendinize, onayladığınız bolluğa inandığınızı açıkça göstermektir. Bu durumda, eylemler sözcükler kadar yüksek sesle konuşur.
4- Gelirinizin uygun gördüğünüz bir bölümünü de bağışlayabilirsiniz. Bu gelirinin belli bir yüzdesini bir kiliseye, spiritüel bir örgüte ya da dünyaya değerli yardımlar yaptıklarını düşündüğünüz herhangi bir gruba verme uygulamasıdır. Bu, söz konusu enerjiyi desteklemenin bir yoludur ve aynı zamanda aldığınız her şeyin Tanrı'dan geldiğini şükranla kabullendiğinizi ve bundan dolayı da evrensel kaynağa bir küçük sunuşta bulunduğunuzu gösterir.
Yapacağınız bağışın miktarı önemli değildir; çünkü gelirinizin düzenli olarak yüzde birini bağışlamanız bile size, dışarıya akıtmanın sürekli bir deneyimini sunacaktır.
Yalnızca bunu düzenli bir biçimde yapmayı ihmal etmeyin.
5- Yaratıcı olun. Kendinizin ve başkalarının iyiliği için enerjinizi evrene akıtmanın başka yollarını da bulmaya çalışın. | Offline
| |
06-02-2012, 01:31 PM
|
#30 (permalink)
| Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar
Şifa Verme
Kendimize Şife Verme
Yaratıcı imgeleme, sağlıklı olma ve bu sağlığı koruma konusunda sahip olduğumuzen önemli araçlardan biridir.
Tam sağlıklı olmanın temel ilkelerinden biri, fiziksel sağlığımızı duygusal, zihinsel ve ruhsal durumumuzdan ayırmamaktır. Tüm düzeyler birbirlerine bağlıdırlar ve bedendeki bir "rahatsızlık" hali daima bir çatışmayı, gerilimi, endişeyi ya da var oluşun diğer düzeylerindeki uyumsuzluğu yansıtır. Bu yüzden, fiziksel olarak hastalandığımızda bu, varlığımızın doğal denge ve uyumunu yeniden kazanmak için yapmamız gereken şeyleri anlamak amacıyla duygusal ve sezgisel hislerimize, düşüncelerimize ve tutumumuza derinlemesine bakmamızı söyleyen bir mesajdır. İçsel sürece uyum sağlayıp onu "dinlemeliyiz."
Zihin ve beden arasında sürekli bir iletişim vardır. Beden fiziksel evreni algılar ve onunla ilgili zihne mesajlar yollar. Zihin ise bu algılamaları kendi geçmiş deneyimlerine ve inanç sistemine göre yorumlar ve bedene, uygun olduğunu hissettiği şekilde tepki göstermesi için işaret verir.
Eğer zihnin inanç sistemi (bilinçli ya da bilinçsiz düzeyde) belirli bir durumda hasta olmanın uygun ya da kaçınılmaz olduğunu söylüyorsa, o da bedene buna göre işaret verecek ve beden de hemen uysallıkla hastalık belirtileri gösterecektir; gerçekten de hasta olacaktır. Kısacası tüm süreç; kendimiz, yaşam, hastalık ve sağlığın doğası hakkındaki en derin kavramlarımız ve fikirlerimizle yakından ilişkilidir.
Yaratıcı imgeleme, zihnimizden bedenimize iletişim kurma biçimimize gönderme yapar. Bu zihnimizde bilinçli ya da bilinçsiz olarak imgeler oluşturma ve sonra onları işaretler ya da emirler seklinde bedene aktarma sürecidir.
Bilinçli yaratıcı imgeleme, bedenimizle iletişim kurmak için, olumsuz, boğucu, gerçekten "hasta edici" olanlar yerine olumlu düşünce ve imgeler yaratma sürecidir.
İnsanlar, hastalığın bazı durum veya koşullarda uygun ya da kaçınılmaz bir tepki olduğuna içsel bir düzeyde inandıkları için hastalanırlar. Çünkü hastalık bir biçimde, bir sorunu onlar adına çözermiş, gereksindikleri bir şeyi elde etmelerini sağlarmış ya da çözümlenmemiş ve dayanılmaz bir içsel çatışmaya umutsuz bir çözümmüş gibi görünür.
Buna birkaç örnek verelim: Bulaşıcı bir hastalıkla "karşı karşıya kaldığı" için hastalanan kişi (bunun kaçınılmaz veya yüksek bir olasılık olduğuna inanmıştır), ebeveyni ya da ailesinin başka bir üyesiyle aynı hastalıktan ölen kişi (kendisini aynı örneği tekrarlamaya bilinçdışı programlamıştır), işten kaçabilmek için hastalanan ya da bir kaza geçiren kişi (ya işte göğüs geremediği bir durum vardır ya da gereksindiği dinlenme ve huzuru kendine ancak hastalandığı takdirde layık görmektedir), sevgi ve ilgi görebilmek için hastalanan kişi (çocukken anne-babasının sevgisini de böyle elde edebiliyordu), yaşamı boyunca duygularını bastırıp en sonunda kanserden ölen kişi (biriktirdiği duyguların baskısıyla, kendini ifade etmesinin doğru olmadığı inancı arasındaki çatışmayı bir türlü çözüme ulaştıramaz... Ve en sonunda çözüm olarak kendini öldürür).
Bu örneklerle, her hastalığın basmakalıp bir açıklaması olan basit bir sorun olduğunu söylemek istemiyorum. Tüm sorunlarımızda olduğu gibi, sık sık daha karmaşık nedenlerle de karşılaşırız. Hastalığın, kavram ve inançlarımızın sonucu olduğunu ve içsel bir sorunumuza bir çözüm bulma girişimi olduğunu anlatmak istiyorum yalnızca. Eğer en içsel inançlarımızı tanımaya, kabul etmeye ve değiştirmeye gönüllüysek, sorunlarımıza daha yapıcı çözümler bulabilir, hastalık ve rahatsızlıktan tamamen kurtulabiliriz.
En olumlu, güçlü, sağlıklı ve sağaltıcı bilinç şu yaklaşımla yaratılabilir: Hepimiz özümüzde kusursuz, ruhsal varlıklarız. Her birimiz evrensel zihnin ya daiçimizdeki Tanrısal bilincin kusursuz bir ifadesiyiz.
Böyle olmak sıfatıyla, yaşamımız boyunca parlak bir sağlığa, güzelliğe, sınırsız bir enerjiye, canlılığa ve neşeye sahip olmak bizim, yaradılıştan gelen doğal hakkımızdır.
Gerçekte ne kötülük ne de sınırlama vardır. Yalnızca cehalet ya da Tanrının evrensel doğasının yanlış anlaşılması söz konusudur.
Sağlığımız, güzelliğimiz, enerjimiz, canlılığımız ve neşemiz üzerindeki tek sınırlama, korku ve cehalet nedeniyle kendi yarattığımız engellerden, hayatın mükemmelliğine ve iyiliğine direnmemizden kaynaklanır.
Bedenimiz bilincimizin fiziksel bir ifadesidir aslında. Kendimizle ilgili taşıdığımız kavramlar sağlığımızı ve güzelliğimizi ya da bunların eksikliğini belirler. Kavramlarımızı derinlemesine değiştirdiğimizde, fiziksel varlığımız da takıma uyar. Beden sürekli değişir, her an kendini yeniler ve yeniden inşa eder; ve o bunu yaparken zihin tarafından gösterilenden başka bir örneği izlemez.
Bilincimizi en yüksek ruhsal idrakle ne kadar çok uyuma getirirsek, bedenimiz de bireysel kusursuzluğumuzu o kadar çok ifade eder.
Bu bakış açısının doğal gelişimi ve sonucu, hastalıkla ilgili daha yapıcı bir tutuma sahip olmaktır. Bu durumda hastalığın kaçınılmaz bir felaket ya da talihsizlik olduğunu düşünmek yerine, onu güçlü ve yararlı bir mesaj olarak karşılarız. Eğer fiziksel olarak herhangi bir biçimde ıstırap çekiyorsak, bu, bilincimizde araştırıp tanımamız, varlığını kabul edip değiştirmemiz gereken bir şey olduğunu bildiren bir mesajdır.
Genellikle de hastalığın vermek istediği mesaj, kendimize, sükunete kavuşup sadece iç benliğimizle bağlantı kuracağımız bir zaman ayırmamız gerektiğidir. Hastalık genelde bizi, tüm meşguliyetlerimizi ve çabalarımızı bir an kenara bırakarak rahatlamaya ve bilincin, gereksindiğimiz besleyici enerjiyi alabileceğimiz derin ve sessiz düzeyine kaymaya zorlar.
Şifa daima içten kaynaklanır. Düzenli bir biçimde sükunet bulup içsel bağlantı kurduğumuzda, iç benliğimizin dikkatimizi çekmesi için hastalanmamıza gerek kalmaz.
Hastalık ve "kazalar" kavramlarımızın değişmesi ya da herhangi bir iç sorunumuzun çözümlenmesi gerektiğini vurgulayan mesajlardır. Mümkün olduğunca sükunete kavuşup iç sesinizi duymaya çalışın ve ona, mesajının ne olduğunu, bu durumda neyi anlamanız gerektiğini sorun. Bunu yalnız da başarabilirsiniz ya da bazı durumlarda size yardımcı olması için bir danışmana, terapiste, arkadaşa veya şifacıya ihtiyacınız olabilir.
Yaratıcı imgeleme şifacılık için en iyi araçtır; çünkü o doğrudan sorunun kaynağına iner kendi zihinsel kavram ve imajlarınıza. Kendinizi kusursuz parlaklıkta bir sağlığa kavuşmuş olarak hayal etmeye ve böyle olduğunuzu onaylamaya başlayın. Sorunun tamamen şifa bulduğunu ve tedavi edildiğini görün. Birçok farklı düzeyde ele alınabilecek birçok farklı yaklaşım vardır; siz en çok işinize yarayan özel onaylama ve imgeleri bulmak zorundasınız. Kitabın üçüncü bölümünde bu konuda bazı öneriler sunuyorum.
Kuşkusuz "koruyucu hekimlik" her zaman en iyisidir... Herhangi bir sağlık sorununuz yoksa, çok daha iyi; o zaman daima sağlıklı ve dayanıklı kalacağınızı onaylayın ve imgeleyin sadece; bu şekilde sağlığınızdan kaygılanmak zorunda kalmazsınız. Eğer şu anda sağlık sorunlarınız varsa, çeşitli basit yaratıcı imgeleme uygulamalarıyla her gün "mucizevi" tedavilerin başarıldığını; hatta kanser, artrit, kalp hastalığı gibi çok ciddi hastalıkların bile iyileştirilebildiğini bilmek, çok rahatlatıcı olacaktır.
Birçok hastalık olayında, yaratıcı imgeleme tek başına bütünüyle etkili bir tedavi yolu olabilir. Bazı olaylarda ise kişinin kendi inanç sistemi yüzünden (iyileşmek için kendi dışımızdaki bir şeylere muhtaç olduğumuz görüşünü terk etmek zordur!), öteki tedavi biçimlerini kullanmak da gerekir.
Herhangi bir tedavi biçimine içsel olarak güven duyduğunuz sürece onu elbette kullanabilirsiniz!
Eğer iyi sonuç vermesini ister ve buna inanırsanız verecektir. Geleneksel ilaç ya da cerrahlıktan akupunktur, yoga, masaj, diet v.b. gibi daha holistik tedavilere kadar ne tür bir tedavi uygulanırsa uygulansın, hepsiyle birlikte kullanabileceğiniz yararlı bir tamamlayıcıdır. Yaratıcı imgelemenin bilinçli kullanımı normal iyileşme sürecini şaşırtıcı şekilde hızlandırır ve kolaylaştırır. | Offline
| | | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | Yaratıcı İmgeleme Kitabından AlıntılarBilinçaltının Bilinmeyenleri ve Çekim Yasası Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Yüksek Ben'le İlişki Kurmak
Yaratıcı imgelemeyi çok etkili ve başarılı hale getirmek için atılacak en önemli adımlardan biri, "kaynaktan" geldiğini hissettiğiniz bir deneyim yaşamaktır.
Kaynak, evrendeki sınırsız sevgi, bilgelik ve enerjiyi sağlayan demektir. Sizin için kaynak, Tanrı ya da evrensel ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çekim Yasası telkin cd indir izle İstanbul Çekim Yasası nerededir kimdir Çekim Yasası çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çekim Yasası hipnoz Çekim Yasası olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çekim Yasası hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çekim Yasası kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:49 PM.
|