İlişkiyi kurtarmanın yolu Korumak çok kolay değil!
Dünyada her üç evlilikten birinin boşanmayla sonuçlandığı ve aşkların
başladığı gibi büyük bir hızla bittiği günümüzde, gerçek aşkı bulmak ve
bunu yıllarca korumak pek de kolay olmuyor. Çözümsüz değilsiniz
Büyük hayallerle başlayan ilişkiler, yılların azizliğine uğrayarak
"krize" girebiliyor. Siz de ilişkinizde tehlike sinyallerinin çaldığını
düşünüyorsanız, hemen bir şeyler yapmalısınız.
Gerçek aşkı bulmak ve yıllarca bırakmamak için...
Dünyada her üç evlilikten birinin boşanmayla sonuçlandığı ve aşkların
başladığı gibi büyük bir hızla bittiği günümüzde, gerçek aşkı bulmak ve
bunu yıllarca korumak pek de kolay olmuyor.
Ancak ömür boyu mutlu bir birliktelik yaşayan veya ilişkilerini
krizden kurtarmayı başaran pek çok çift de var. Peki, onlar
hayatlarının kadınını veya erkeğini mi bulmuşlar, yoksa bildikleri bir
şeyler mi var?
Sorun 1: Boşvermişlik
Yeni bir ilişkiye başladığımızda tüm yaratıcı yönümüzü ve dikkatimizi
sevgilimizin gönlünü hoş etmek için kullanırız: Biricik aşkımızın bal
gibi tatlı sohbetini saatlerce dinler, parmaklarımızla ensesini hafifçe
okşadığımızda saçlarının nasıl şekil aldığı gibi en ufak detayları bile
zihnimize kazırız.
Ve ona en sevdiği yemeği hazırlayabilmek için hiç sızlanmadan
mutfakta saatlerce zaman geçiririz. Ancak bir gün fark ederiz ki artık
ilişkimize emek harcamayı çoktan unutuvermişiz.
Strateji 1
Küçük jestlerle şaşırtın
Şimdi partnerinize hangi sevgi dolu jestlerle sürpriz yapabileceğiniz
üzerine odaklanın. Örneğin sabah uyandığında kahvesini yatağına
götürebilir, banyo yaparken sırtını keseleyebilir veya mesai saatinde
"Şu an seni istiyorum" şeklinde davetkâr bir mesaj çekebilirsiniz.
Bir önerimiz daha var Artık partnerinize "canım", "aşkım" gibi genel bir ifadeyle değil, adıyla seslenin ve onun dikkatini çekinceye dek bekleyin.
Ardından, gözlerinin içine 3 saniye boyunca sevgiyle bakın. Ve hiçbir
şey söylemeden dudaklarından hafifçe öpün. Bu önerilerimizi sık sık
tekrarlarsanız, emin olun ki sevgiliniz iş çıkısında soluğu hemen sizin
yanınızda alacaktır.
Sorun 2: Kısır konuşmalar
Çocukluğunuz, üniversite hayatınız, gelecekle ilgili hayalleriniz ve
daha pek çok konu… Birbirinizle sohbet etmeye doyamadığınız için kimi
zaman sabaha kadar uykusuz kalır, yatağa girince bile konuşmaktan
kendinizi alıkoyamazdınız.
Peki ya şimdi? Günlük iletişiminiz artık sadece şu cümlelerle sınırlı
kalıyor, değil mi? "Günün nasıl geçti?" - "Her zamanki gibi yoğun" -
"Benim de aynı şekilde. Yemekten sonra evi süpürmek için bana yardım
eder misin?" - "Of çok yorgunum, başka bir gün yapsak?" Rutin, bir o
kadar da monoton olan bu tarz konuşmalar haliyle aşk hayatınızın da tüm
renklerini silip süpürüyor!
<br style="color: rgb(0, 0, 255);">Strateji 2
Sohbet edin
Tıpkı ilk günlerdeki gibi, sohbet etmek için birbirinize düzenli
olarak zaman ayırın. Bunun için her hafta mükemmel bir sofra
hazırlamanız da gerekmiyor, akşam yemek yerken birbirinize 15 dakika
zaman ayırmanız bile yeterli aslında.
Çeşitli bahaneler yaratarak bu yoldan sapmamaya dikkat edin ve
ilişkinizin televizyon karşısında rutinleşmesine de izin vermeyin. Eski
günlerdeki gibi doyurucu bir sohbet için size bir önerimiz var:
İlişkiye yeni başladığınız dönemlerde, çevrenizde gördüğünüz ilginç
şeyler veya hobilerinizle ilgili sevgilinizin ne düşündüğü konusunda
eminiz ki kafa yorardınız.
O halde şimdi de ilişkinize aynı özenle yaklaşın ve sevgilinizin
ilgisini çekebilecek konuları tekrar dikkatle gözlemleyin. Ve sohbet
sırasında bu konulara ağırlık vererek, eşinizin sohbetten keyif
almasını sağlayın.Sorun 3: Tutku azalıyor Benzer sosyal ve kültürel aktivitelere katıldığınız biriyle aynı yastığa baş koymanız hiç kuşkusuz çok keyifli bir şey.
Yapılan araştırmalara göre de; yaşam alışkanlıkları ve kişilikleri
birbirine benzeyen çiftler daha mutlu oluyor. Ancak ilişkinin
başlangıcında çok hoşumuza giden bu konfor, hızla "tutku"nun
kaybolmasına yol açabiliyor.
Çünkü insanlar ilişkilerinde heyecan arıyor ve uzun süreli
birlikteliklerde sıkılma noktasına gelebiliyor. Yani, partnerinizle her
zaman burun buruna olmanın size ve ilişkinize pek de yararı olmuyor.
Zaten uzmanlar da "Farklılığın olmadığı bir ilişki, durgunlaşmaya
mahkûmdur" diyor.
Strateji 3
Özel alanlar yaratın
Hayallerinizi ve hedeflerinizi tekrar gözden geçirin. İlişkiniz için
daha iyi olabilir düşüncesiyle hiç hedeflerinizden vazgeçtiğiniz oldu
mu?
Şimdi, isteklerinizi gerçekleştirebilmeniz için hala fırsatınız var
mı? Eğer yanıtınız "evet" ise hemen kolları sıvayın ve sadece kendinize
özel zamanlar yaratın. Sizin tek başınıza yapmak isteyeceğiniz çok şey
olmalı; belki Aikido veya dans kursuna gitmek, arkadaşlarla buluşmak,
hatta belki de tatile çıkmak gibi.
Birbirinizden bir şeyler öğrenmek ve konuşabileceğiniz yeni konular
bulmak ilişkinizi monotonluktan kurtaracaktır. Üstelik birbirinize
duyacağınız özlem de ilişkinizi yeniden alevlendirir.
Tabii ki aynı özgürlüğü eşinize de tanımalısınız. Onun da yalnız
yapmaktan zevk alabileceği pek çok hobisi olabilir. Burada önemli olan
dengeyi koruyabilmek: Ne sürekli birlikte; ne de sürekli ayrı!
Sorun 4: "Seni seviyorum" demiyor!
Sevgiliniz size en son ne zaman "seni seviyorum" dedi. Nedense artık
bu cümleyi kurmaya pek de yanaşmıyor. Siz de haliyle "Yoksa artık beni
sevmiyor mu?" diye endişeleniyorsunuz.
Partneriniz sizi büyük bir olasılıkla hala aynı yoğunlukta seviyor
ama artık bunu size aktarmayı ihmal ediyor. Ayrıca her insanın aşkını
ifade etmekte kendine özgü bir dil kullandığını da unutmayalım.
Örneğin sevgiliniz mp3 çalarınıza müzik kaydetmeyi bir sevgi
göstergesi olarak görüyor olabilir. Aklınızda bulunsun, birlikte zaman
geçirmek, sorumlulukları yerine getirmek, şefkatli kelimeler sarf etmek
ve hediye almak da sevginin en önemli göstergelerinden.
Strateji 4Aşkın gizli dilini kullanın!
Eşinizin ve sizin aşkın hangi gizli dilini kullandığınızı ortaya
çıkarın. Ve bu dili sık sık kullanmaya başlayın. Keyifli bir sohbet
anında karşılıklı olarak şu cümleleri de tamamlamaya çalışın:
"…dediğinde beni sevdiğini hissediyorum", "…. yapmadığında rahatsızlık
duyuyorum.
Eğer partnerinizin ihtiyaçlarını ve isteklerini bilirseniz, onun
duygularına daha kolay karşılık verebilirsiniz. Tabii aynı şekilde
sevgiliniz de... Böylece arzu edildiğinizi ve sevildiğinizi
hissedersiniz.
Sorun 5: Heyecansız seks
"Sabaha kadar seviştiğimiz o ateşli geceler artık mazide kaldı. Şimdi
sadece birkaç dakika, üstelik rutin bir görevi yerine getirir gibi
heyecandan uzak sevişiyoruz."
Cinsel terapistler ilişkilerinin monotonlaştığından yakınan
çiftlerden bu tarz cümleleri sıkça duyuyorlar. Uzmanlara göre yatak
odasında kara bulutların dolaşmasının nedeni, cinsel isteksizlik değil,
eşler arasındaki özel iletişimin artık kaybolmaya yüz tutması.
Bir başka deyişle eşlerin yatak dışında artık birbirlerine
açılmamaları ve bedensel olarak yakınlık kurmamalarından kaynaklanıyor.
<br style="font-weight: bold; color: rgb(0, 0, 255);">Strateji 5
Yatak odanızı renklendirin
Size mutlaka uç şeyler yaşayın demiyoruz ama unutmayın ki seks mekanı
her zaman yatak odanız olmak zorunda değil; bir sinemada veya sahil
kenarında eşinizle küçük kaçamaklar yaparak cinsel yaşantınızı
renklendirebilirsiniz.
Ayrıca eşinizle, cinsel yaşantınızın dışında başka paylaşımlar
olmasına da özen gösterin; güven, sevgi, saygı ve dayanışma gibi...
Oyun parkında çocuklar gibi oynayabilir, salıncaklara da
binebilirsiniz. Bu tür davranışlar birbirinize açılmanızı sağlar ve
sizi özgür kılar.Fazla beklenti içinde olmayın!
Sevdiğiniz erkekten fazla şey beklemek aşktaki en büyük hatalardan
biri. Nedense isteklerimizi kelimelere dökmeden anlamasını ve yerine
getirmesini isteriz.
"Beni seviyorsa bunu anlamalı" gibi anlamsız düşüncelere kapılırız.
Unutmayalım ki, erkekler pek çok şey yapabilirler ama buna beyin okumak
dahil değil. Üstelik her istediğimizi yapmak gibi bir zorunlulukları da
yoktur.Formsante dergisi Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |