Oğlumuz Okullu Oluyor!
Zaman ne de çabuk geçiyor değil mi?
Okula başlayacağı gün gelecek mi derken oğlum okula başlıyor. Gerçekten zorlu bir süreç yaşadık, bu durumu kabullenmek zor oldu! Her şeyi tek tek gözden geçirdik! Bir anaokulunda olması gerekenler ve bizim beklentilerimiz neler diye uzun uzun düşündük, nedendir bilinmez için bir garip oldu oysa hep güle oynaya bahsederdim; oğlum okula gidecek diye. Benim oğlum hep küçük sincap olarak kalacakmış gibi, daima evinde oyun oynayıp, pudingini kaşıklayan, Baby TV izleyip, araba yarıştıran küçük yaramazım hiç büyümeyecekti. Şimdi ise içim hafif buruk. Neler yaşanacak gelecekte bilmiyorum ama şimdiye kadar yaşadıklarımızı anlatmak istiyorum size.
Okula karar verdikten sonra aldığımız randevu saatinde eşimle okulun bahçesinde beklemeye başladık. Birbirimize baktığımızda tedirginliğimiz gözlerimizden okunuyordu. Karşımızda okulun kurucusu duruyordu. Sorularımızın cevaplanması 3 saat sürdü düşünün ki neler sormuşuzJ Birlikte okulu gezdik. Okulun sistemi biraz farklı. Çocuklar yaş gruplarına göre ayrılıyor. Fakat tek bir odada eğitim görmüyorlar. Toplamda 550 metre kare alan üzerine inşa edilmiş 5 katlı bir eğitim merkezi bu okul.
En alt kattan itibaren tel tek odaları dolaşmaya başladık. En alt katta büyük bir salon karşılıyor bizi; jimnastik salonu, oyun alanı ve modern dans derslerinin yapılacağı bölüm olarak düşünülmüş. İçerisinde jimnastik aletlerinden top havuzuna,
ten salıncağa kadar pek çok etkinlik mevcut. Salonun sol kısmına bir tiyatro sahnesi kurulmuş drama derslerinin verileceği bölüm diye bahsediyor öğretmenimiz.
2. katta tuvaletten başlıyoruz, tuvalet kağıdından kabin setlerine kadar her şeyi inceliyoruz hepsi o kadar küçük ki. Her çocuğun, üzerinde isminin yazılı olduğu ve içerisinde diş fırçası ve diş macunun bulunduğu, renk renk sıralanmış özel kapları var. İçim ısınmaya başlıyor.
Uyku odasına geçiyoruz birlikte; dolapları açıp, nevresimleri kontrol ediyoruz. Bir tarafta kızlar için pembe nevresimler diğer tarafta da maviler… Yatak petlerini kontrol ederken göz göze geliyoruz eşimle her şey olumlu görünüyor ama hala temkinliyiz daha okul turumuz bitmedi.
Her oda farklı bir eğitim için ayrılmış. Kitap odasının yanında puzzle odası beliriyor, sonra da onun yanında yer alan sanat etkinliklerinin yapıldığı odaya geçiyoruz. Çocukların yaptığı örnekler çalışmaların bulunduğu sevimli duvarları fark ediyoruz. Kutuların içinde pullar, düğmeler, renkli kağıtlar bulunuyor. Bunlar dikiş, origami, kesme ve yapıştırma gibi el işi aktivitelerine ait malzemeler. Derken oyun hamurunun oynandığı bölüme geçiyoruz. Daha sonra da bilgisayar odasına ve İngilizce eğitim odasına göz atıyoruz. Ben bunlarla ilgilenirken eşimin yangın merdivenin tepesinde güvenlik araştırması yapması ise çok hoştu.
Sırada mutfak var. Her şey düzenli görünüyor ama ben hemen tabakları görmek istiyorum ve beklediğim gibi renk renk porselen tabakları gösteriyorlar. Bu okulda yemek için açık büfe sistemi var tabağındakini bitiren çocuk arzu ettiğinden istediği kadar alıyor. İçim rahatlıyor derken eşimin sigortacı kimliği kabarıyor ve başlıyor sorularına güvenlik sistemi var mı?
Çocuğumun okulda bir rahatsızlık geçirmesi durumunda sağlık sigortası yapılıyor mu? Müdahale nasıl oluyor? Her şeyi tek tek sorguluyor; merdivenler ne durumda, güvenli kapı kilitleri mevcut mu?
En sonunda okulumuzun hedeflediği çocuğun kendi yetenek ve becerilerini keşfetmesine katkıda bulunarak kendine olan güvenini arttırmayı, dinleme, anlama ve yansıtma becerilerini geliştirirken görüş ve düşüncelerini özgürce ifade etmesine olanak sağladığına karar veriyoruz ve sonuçta kararımız olumlu oluyor.
Ne kadar detay var değil mi? Eğitim sistemine gelince; yaş gruplarına ayrılan çocuklar gün içinde faaliyet odalarını sırasıyla geziyorlar ve dolayısıyla her aktiviteyi yapmış oluyorlar.
Haftanın iki günü özel dans hocaları geliyor ve bu sayede erken yaşta dans yeteneklerini de keşfetmelerine yardımcı olunuyor.
Şaşkınlığım benim miniğimin bu kadar büyümüş olmasını ancak fark edebilmemden kaynaklanıyor. Okuldan çıkmadan elime bir dosya tutuşturuluyor, kabarık görünüyor, başlıyoruz sayfaları çevirmeye. Ne çok şey düşünmüşler inanamıyoruz.
Bakın neler yazıyor; çocuğunuz en çok hangi müzik türünü dinlemekten hoşlanır? En çok nelere kızar? Onu mutlu edecek şeyler nelerdir? En sevdiği yemek nedir? Nasıl uyumayı sever? Bunlar soruların içinden sadece birkaç örnek. Tamamıyla Ata beyi tanımaya ve onu anlamaya yönelik sorularla karşılaşmam beni biraz daha rahatlatıyor. Hafif bir mide bulantısı ve bir heyecan hali ile kendimizi evimize atıyoruz. Salonumuzun ortasında oynayan Ata Bey e bakıp gülüyoruz eşimle ve sonunda oğlumuz okullu oluyor.
Kaynak: Bebek