Hayat, acele edilemeyecek kadar kısa
Belediye otobüsü ile gelip bir tavla iki çay alıp kalkan öğrencilerden eser yoktu ortalıklarda. Kalan son emekliler ise masalarda tek başlarına oturuyor, kimi boğazı seyrediyor kimi gazete okuyordu. Akşama doğru lüks arabalar ile gelinen paparazilerin iz sürdüğü buluşma mekanıydı artık eski çay bahçesi.
Boğazın akıp giden sularına, ışıltısına bakanlar da azalmıştı. İnsanlar biri birine bakmaktan, başkalarıyla ilgilenmekten görmüyorlardı boğazın o ışıltısını, dinginliğini.
Halbuki, boğaz aynı boğazdı, değişen insanlardı sanki. Hatta, boğazın umuru da değildi böylesi değişim. O inadına akmaya devam ediyordu, Akdeniz ile Karadeniz arasında.
Boğaz sırtlarına fırça darbeleri gibi düşen erguvanlar ve sabah güneşinin gölge oyunları ilkbaharı müjdeliyordu. O sabah yıllardır yurt dışında yaşayan eski dostumu da alıp öğrencilik anılarımızla dolu çay bahçesine gittik.
Anılar ile yüklü çay bahçesinin sosyetik cafeye dönüştüğünü görüp hüzünlendik, önce. Boş ver, bak boğaz yine aynı boğaz diyerek teselli ettim, dostumu.
Kenar masalardan birine iliştik. Biraz sonra garson geldi. Eskilerin çaycısı Arap Ali'ye hiç benzemiyordu,gelen. Masaya bıraktığı mönüye göz attığımızda adını sanını ilk kez duyduğumuz sürüyle içecekle karşılaşmış ve şaşırmıştık. Klasik cam bardakta çay olmadığını, fincanda poşet çay servisi yapıldığını öğrenince sıkıntımız daha da arttı.
Neyse ki, boğaz önümüzdeydi ve olanca güzelliği ile ışıl ışıldı. Siyah bir şilep bacasından dumanlar çıkararak taşıttırıyordu kendini, boğazın akıntısına. Martılar ise peşindeydi. Arkadaşımla ne alacağımıza karar verememiş halde bir süre boğaza baktık.
Garson kararsızlığımızı anlamış olacak ki; Ben size yaseminli Çin çayı öneriyorum. Denemenizi tavsiye ederim dedi. Daha önce hiç içmediğimiz, adını bile duymadığımız bir çay için gelen sıcak öneriye hayır diyemedik. Tatmadığımız bu içecek doğrusu merakımızı da uyandırmıştı.
Boğazın esintisi, öğrencilik yıllarımızın eskimiş martı seslerini, o günlerin hayal ve özlemlerini anımsatıyordu. Hayattan neler ummuş, ne çok şeyi hayal etmiştik buralarda. Hayatı daha da yaşanılır kılmak için çabalayacak, sisteme asla teslim olmayacaktık.
Aradan yıllar geçmiş, ikimiz de meslek sahibi olmuş orta yaşı devirmiştik. Sistemin parçası olup olmadığımızı ise sorgulamayı bırakmıştık artık. Boğazın değişmeyen dinginliğinde hayal ettiğimiz gelecek ile karşı karşıyaydık şimdi. İkimiz de susuyorduk. Gelecek hayallerimizi paylaşmıştık ama geçmişimizi sorgulamaya cesaret edemiyorduk.
Hayal ettiğimiz noktaya gelememiştik belki ikimiz de ancak yine de o gün olmak istediğimiz yerde, boğazın kenarındaki eski çay bahçesindeydik.
Derken çaylar geldi. Çay, keskin yasemin kokan ancak hayli buruk ve acıydı. Yanında verilen kahverengi şekerler ise tatlandırmaya yetmiyordu. Bir süre boğuştuktan sonra içemeyeceğimizi anlayıp bıraktık.
- Garson bey biz bunları içemeyeceğiz. Umarım Türk kahvesi vardır? Acele iki sade kahve yapıver bize.
Garson keskin yasemin kokulu garip çayları alıp kahve yapmak üzere yanımızdan ayrılırken yan masadaki yaşlı beyefendi garsona seslendi;
- Garson bey oğlum bir kahve de benim için yap ama acele olmasın, kahve iyi pişsin.
Sonra ışıltılı gözlerle bize bakarak sürdürdü konuşmasını.
- Ne de olsa hayat acele edilemeyecek kadar kısa.
Şaşırmıştık. Sanırım beyefendi oturduğumuzdan beri bizi gözlüyordu ve yaşadıklarımızın farkındaydı. Bize dönerek sürdürdü konuşmasını;
- Başarısız da olsanız yine de iyi bir denemeydi, tebrikler.
- Çay bulamayınca farklı bir şey deneyelim istedik. Ancak hüsrana uğradık.
- İyi yaptınız. Demek ki içinizdeki gençlik tükenmemiş.
- Gençlikle ne ilgisi var bunun? Anlayamadım doğrusu.
Yaşlı beyefendi gazetesini masanın üstüne koydu. Gözlüğünü kılıfına yerleştirdi. Işıltılı gözler ile bizlere baktı.
- İnsan gençken öğrenmeye, yeni olanı merak edip tecrübe etmeye daha eğilimli oluyor. Hepimiz gençken hayaller kurup hayallerimizin gerçekleşmesi için gelecek planları yapmadık mı? Hep yeni başlangıçlar hayal etmedik mi?
- Evet, öyle ama bir süre sonra çoğunu unutup kenara bıraktık.
- Olsun. Gençlik, yeniliğe açık olmada, hayal kurabilme ve hayallerin peşinde yürüyebilmede, yeni başlangıçlarda yaşıyor. Gün gelip de hayallerin gerçekleşmediğinden dem vurup elindekiler ile yetinmeye başladığında, soluyor içindeki gençlik.
Bu sırada kahvelerin önce kokusu sonra kendi geldi. Kahvesinden kuvvetli yudum alarak sürdürdü sözlerini.
- Gelecek için olumlu beklentisi kalmadığında haline şükretmeye başlıyor, insan.
- Eh, bir yaştan sonra öyle oluyor sanırım.
- Gerçek şu ki; daha kötü durumda olmadığınıza şükretmeye başladığınızda damarlarınızda akan gençliği yitirmiş oluyorsunuz. Bir şeylerin daha iyi olacağına ait beklentileriniz kalmayıp, elinizdekileri korumaya çabaladığınız an başlıyor yaşlanma. Hangi yaşta olduğunuzla ilgisi de yok.
Elindeki fincanını çalkalayıp telvesini yudumladıktan sonra masaya bıraktı.
- Siz iki arkadaş buraya gelip hala ne olduğunu bilmediğiniz şeyler içmeyi korkmadan deneyebildiğinize göre gençliğinizden bir şeyler taşıyorsunuz. Bunun kıymeti bilin. Yeni tatları denemektense, acı kahvenin tadını unutmadığına şükreden bu ihtiyarı da çok ciddiye almayın.
Garsonu çağırıp hesabını ödedi. Bastonuna yaslanıp ayağa kalktı, gazetesini koltuğunun altına sıkıştırdı. Şapkası ile bizleri selamlayıp, şaşkın bakışlarımız arasında uzaklaştı.
Mehmet Uhri
mehmetuhri
Kaynak: Ekolay Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |