05-05-2010, 01:56 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ankastre hayatlar
Hızlanan yağmur ile birlikte trafik tıkanmış kalabalıklaşan durakta kuru yer bulma umudum kalmamıştı. Minibüs ve taksiler de dolu geçiyordu. Yağmur altında ümitsizce yol kenarında beklerken yavaşlayıp duran aracın şoförü "Islanmayın doktor bey, hemen binin" diye seslendi. Hastanemizde yatan hastalarımızdan birinin kocasıydı ve hanımının yanına gidiyordu. Yaşlılılığın verdiği kalp ve akciğer sorunları nedeniyle yatmakta olan hastamızda ilerlemiş Alzheimer hastalığı da mevcuttu. Yaşlı karı kocanın biri birine olan ilgisi hepimizin ilgisini çekmişti.
Yağmurdan kurtulup hastaneye yetişecek araç bulmanın verdiği memnuniyet bir süre sonra akmayan trafik nedeniyle geç kalma endişesine dönüştü. İlerlemeyen trafiği gösterip "Uzmanlar bilinçsizlik konusunda uyarıp duruyor. İnsanları taşıyacağımıza araçları taşımaya uğraşıyoruz. Araç sayısı arttıkça trafik iyice içinden çıkılmaz hale geliyor" diye söylendim. Hastamızın eşi gülümseyerek yüzüme baktı.
-Bence bu yanlışı bilinçli yapıyoruz, doktor bey. Arabaları giysi gibi kullanıyoruz.
-Nasıl yani?
-Eskiden insanlar palto ve şapkasız sokağa çıkmaz, içinde güvende hissederlerdi kendilerini. Havalar ısınıp şehirler modernleşince palto ve şapka unutuldu. Şimdi giysi olarak arabalarını kullanıyor, aynı güven hissini arabalarından bekliyorlar. Diğerleri gibi görünür ve sıradan olmaktan korkup arabalarına sığınıyorlar. Devlette makam aracı saltanatı boşuna mı sanıyorsun? Makamı ile kendini var eden pek çoğu gibi makam aracını kullanarak sıradanlığı aşmak istiyor o kafadakiler. Bence toplu ulaşım sağlansa da kafalar değişmedikçe trafik sorunu böyle devam eder gider.
-Yani insanlar arabaları içinde kalmak uğruna tüm bu trafik eziyetine razılar, öyle mi?
-Arabaya tutkun olmak günümüzün modası. Halbuki gençken tek korkumuz özgür olamamaktı. O zamanların modasıydı, özgürlük düşkünlüğü. Şimdi gençlerin özgürlük diye derdi yok. Onlar herkes gibi olmaktan, sıradan olmaktan korkuyorlar. Kendilerini onunla bununla kıyaslamadan rahat edemiyorlar. Şöyle göz alabildiğince masmavi gökyüzüne veya denize bakıp özgürlüğü koklamak yetmiyor onlara. Onlar gökyüzünde beyaz bulutlar, denizde ise görünür yüzen bir şeyler olsun biri biriyle kıyaslayabilsin istiyorlar. Farkında değiller ama detayda boğuluyorlar.
Anlamamış gibi bakmış olacağım ki yüzüme bakıp gülümsedi.
-Yani insanlar aynada kendilerini görmektense kaşını gözünü kirpiğini cildini görüyor. Nasıl göründükleri ilgilendirmiyor onları. Üstelik başkalarının nasıl göründüğü ile de fazlasıyla ilgililer. Boşuna mı magazin haberlerine olan bunca talep?
Sustu bir süre. Arabanın radyosunu açtı. Yağmur hafiflemiş trafik biraz daha iyi akmaya başlamış, hastane binası uzaktan görünmüştü. Hanımının durumunu sordum. Yüzü asıldı, kederlendiğini hissettim. Kalp ve akciğer sorunlarına ek olarak her geçen gün unutkanlığının ilerlediğini, kırk yılı aşan birlikteliklerinin en zor günlerini yaşadığını anlatıp iç çekti. Kimseyi, bazen kendini bile tanımadığından yakındı.
-Önceleri sözcükleri unutuyordu. Sonra cümle kurmakta zorlanır oldu. Yaşlılık dedik. Yemek yemeği, tuvalete gitmeyi unutmaya başlayınca başımıza geleni anladık.
-Eşinizi konuda uzmanlaşmış bir hastane veya bakımevine yatırmayı düşünmediniz mi?
-Söylediler, hep reddettim. Hatta bu yüzden oğlum ile sorun yaşıyorum. Annesine eziyet ettiğimi düşünüyor. Anlatamadım bir türlü. O benim hayat arkadaşım. Mobilya değil ki eskiyince, sıkılınca atıp yenisi alasın. O benim ankastre parçam. Böyle olmasını ikimiz de istedik. Görücü usulü evlenmiştik ama ikimiz de biri birimizi hayatlarımıza monte ettik. Tamam yaşlandık, eskidik ama sevgimiz, ankastre özelliğimiz değişmedi ki.
-Oğlunuz bunu mu anlamadı?
-Anlamadı, anlamak istemedi. Şimdilerde hayatlar kısa sürede eskitilip yenisi alınan eşyalarla dolu. İnsanlar hayatlarının ankastre parçası olabilecek birini görüp tanımaktan korkuyor sanki. Sudan nedenlerle onca yıllık evliliğini bitirdi oğlum. Neymiş? Heyecan kalmamış, yabancılaşmış. Kendimden sıkıldım diyemiyor da ona buna çamur atıyor.
-Siz de biliyorsunuz. Eşinizin hastalığı ilerledikçe hafıza kaybı kalıcı olacak, profesyonel bakıma zorunlu olarak gereksinim duyacaksınız.
-Bana acı gelen de bu. Gün gelip bana yabancı biri gibi bakacak, hayatının parçası olmaktan çıkaracak diye çok korkuyorum. Hani ölse mezarına gider ziyaret edersin. Bilirsin ki o senin içinde yaşıyor. Bu hastalık ölümden beter. Yaşarken ayırıyor insanları.
Eliyle arka koltuktaki eski fotoğraf albümlerini işaret etti. Sonra kolumu tuttu.
-Unutmasın diye eskiye dair ne varsa ona taşıyorum. Gözüne aşina yeni tanıştığı biri gibi olmaya razıyım. Yeter ki bana yabancı biriymişim gibi bakmasın, doktor bey. Geçen gün taktığım kol düğmelerini hatırlayıp "bunları evlilik yıl dönümümüzde almıştım" deyince ikimiz de sevinçten ağladık. Görmeliydin.
Hastaneye ulaşmıştık. Gökyüzünde açan güneş yağmurun yarattığı kasveti dağıtmıştı. Fotoğraf albümlerini taşımasına yardım ettim. Birlikte servise çıktık. Bir kaç gün sonra taburcu oldular. Hastamız ve eşini bir daha görmedik. Giderken servis hemşiresine emanet ettikleri menekşeler önceleri camın önündeki yerlerini yadırgayıp açmasa da sonradan ortama alıştı. Bulutsuz güz aylarında bu yıl diğerlerine göre sanki daha da keyifle açtılar çiçeklerini. Dr. Mehmet Uhri mehmetuhri
Kaynak: Ekolay Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |