07-05-2010, 04:28 PM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Plasenta Dokuz aylık macera sona erip bebeğiniz dünyaya merhaba
dedikten hemen sonra doktorunuzun dikişlerden önce yapacağı
bir işlem daha vardır: tüm hamilelik boyunca bebeğinizin
pekçok gereksinimini karşılayan plasentayı çıkarmak. Halk
arasında son ya da eş olarak da adlandırılan plasenta geçici
bir organ olup hamilelik açısından hayati öneme sahiptir.
Tüm hamilelik süresince fetus tüm gereksinimlerini annesi
yardımıyla sağlayan bir parazit gibidir. Çok erken
dönemlerde embryo çok küçük olduğundan gereksinimleri ve
atık ürünleri de son derece azır ve bu gereksinimlerini rahim
boşluğu salgıları yardımıyla giderebilir. Ancak bu durum
çok çabuk değişkenlik gösterir. Embryo büyümeye devam edip
dolaşım sistemi oluştuktan sonra besin maddesi ile gaz
alışverişini sağlayacak daha etkili bir sisteme gerek duyar.
Bebeğin dolaşımı ile annenin dolaşımı arasında bu alış
verişi sağlayan sistem plasentadır.
Madde alışverişi dışında plasentanın bir başka görevi
daha vardır. Plasenta ana endokrin organlardan birisidir.
Östrojen ve progesteron gibi steroid hormonlar ile bazı protein
hormonların salgılanmasından sorumludur.
Plasentanın gelişimi
Plasentanın oluşumu gebeliğin çok erken dönemlerinde, embryo
daha blastokist aşamasındayken başlar. Embryo rahim duvarı
içine yerleştikten sonra (implantasyon) bazı hücreler
ayrışarak bebeği oluştururken diğer hücreler plasentayı
oluşturmak üzere farklılaşmaya başlar. Bu aşamada rahimin
iç kısmını döşeyen ve endometrium adı verilen tabaka da
farklılaşır. Bu tabaka artık desidua olarak adlandırılır.
Endometriumun bu değişimi yumurtalıklardan salgılanan
hormonların etkisi ile olur.
Plasenta gebeliğin yaklaşık 18 haftasına kadar büyümeye
devam eder. Bu döneme kadar gebeliğin sürdürülmesi için
gerekli hormonal destek yumurtalıklar tarafından salgılanır.
Daha sonra ise bu görevi plasenta üstlenir.
Genelde doğumda plasenta 20-22 santimetre çapında disk
şeklinde bir yapıdır, 2-2.5 santimetre kalınlığında ve
yaklaşık 500 gram ağırlığındadır.Bununla birlikte
plasenta boyutları çok değişkenlik gösterebilir.
Plasenta fonksiyonu
Plasentanın temel görevi gelişmekte olan fetun gereksinm
duyduğu besin maddelerini anneden bebeğe aktarmak, fetusun
metabolizma neticesi ürettiği atık ürünleri annenin
dolaşımına aktarmak ve yine anne ile bebek arasında oksijen
ve karbondioksit alışverişini sağlamaktır.
İlk kez 1559 yılında Realdus Columbus bu geçici organa
"yuvarlak kek" anlamına gelen plasenta adını
vermiştir. 1796 yılında oksijenin keşfinden sadece 22 yıl
sonra Erasmus Darwin plasentanın görevinin insanlardaki
akciğer ve balıklardaki solungaçlar ile benzer olduğunu ileri
sürmüştür.
Zannedilenin aksine bebeğin kanı ile annenin
kanı asla birbiriyle temas etmezler. Bebeğin
kanı ile annenin kanı arasında pekçok tabaka bulunur. Kandaki
maddeler bu tabaklar yardımıyla değiş tokuş edilir.
Plasenta karmaşık bir yapıdır sadece geçirgen bir zar
değildir. Bazı maddeler plasentadan olduğu gibi geçerken
bazılar geçiş sırasında metabolize olur bazıları ise hiç
geçemezler. Öte yandan glukoz ve oksijen gibi bazı maddlerin
bir kısmı geçiş sırasında plasenta tarafından
kullanılır.
Gaz Transportu
Oksijen ve karbondioksit gibi gazlar kısmi basınçlarındaki
farklılıklar yardımıyla transfer edilirler. Örneğin anne
kanındaki oksijen bebek kanındakine göre daha fazla olduğu
için doğal olarak annenin kanından fetal tarafa doğru geçiş
gösterir. Oksijen basıncı daha düşük olmasına rağmen
bebeğin kanı dokulara anne kanındaki kadar oksijen taşıma
yeteneğine sahiptir. Bunun nedeni bebek kanındaki hemoglobin
oranının yaklaşık %50 daha fazla olmasıdır. Öte yandan
fetal dolaşımdaki hemoglobinin oksijen taşıma kapasitesi
yetişkin hemoglobinininden çok daha fazladır.
Karbondioksit açısından bakıldığında ise fetusta çok
fazla üretildiğinden bebek kanındaki oran ve basınç çok
daha fazladır. Bu nedenle karbondioksit bebek kanından anne
kanına doğru geçiş gösterir.
Besin maddeleri
Plasenta ve fetus için temel enerji kaynağı glukozur. Glukoz
plasentadan yardımlı diffüzyon adı verilen bir sistemle
geçer. Glukozun bir kısmı değişmeden bebeğe geçerken kalan
kısmı plasnetada metabolize edilerek laktata
dönüştürülür.
Proteinlerin yapı taşı olan amino asitler fetal kanda daha
fazla miktarda olmasına rağmen fetusun yoğun gereksinimi
nedeniyle anne kanından alınırlar. Bu geçiş aktif transport
adı verilen sistemle olur.
Diğer besin maddelerinin geçişi de benzer şekilde olur.
Bazı antikorlar, ilaçlar vb. maddelerde benzer
mekanizmalarla plasentadan bebeğe geçebilirler.
Hormon üretimi
Madde alışverişinin yanısıra plasenta, yumurtalık, rahim,
meme dokusu ve bebek üzerinde etkili pekçok hormon ve hormon
benzeri maddenin üretiminden de sorumludur.
STEROİD HORMONLAR
Plasentada iki ana tür seks steroidi üretilir. Bunlar östrojen
ve progesterondur.
Progestinler:Progesteron reseptörüne
bağlanan hormonlar kabaca progestinler olarak
adlandırılırlar. Progesteron hormonunun kendisi gebelik
hormonu olarak da adlandırılır. Bunun nedeni gebeliğin
yerleştiği endometriumu desteklemekte üstlendiği kritik
roldür. Miktarı değişmekle birlikte tüm memeli hayvanların
plasentaları progesteron üretir. Hamileliğin başında
plasenta bu görevi üstlenen kadar gerekli olan progetsreon
yumurtalıkta korpus luteum adı verilen yapıdan üretilir.
Korpus luteum yumurtlamadan sonra yumurtalıkta kalan
kısımdır. Bazı memeli türlerinde hamileliğin hemen
başında plasnetadan salgılanan progesteron yeterli olduğu
için korpus luteum ameliyatla çıkarılsa bile gebelik devam
eder. Oysa insanda bu operasyon düşüğe neden olur.
Hamilelikte progesteronun 2 temel görevi vardır:
Endometriumun desteklenmesi: Fetusun
yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli ortamın
sağlanmasıdır. Eğer endometrium üzerindeki
progesteron desteği ortadan kalkarsa agebelik sonlanır.
Rahim kaslarının kasılmalarının
baskılanması: Buna myometrium üzerinde
progesteron bloğu adı verilir. Rahimin kasılması ve
gebeliğin düşük ya da erken doğum ile sonlanmasını
engelleyen önemli faktörlerden birisidir. Hamileliğin
sonlarında doğru bu blok artan östrojen hormonu ile
baskılanır.
Progesteron ve diğer progestinler aynı zamanda hipofiz
bezinden olan hormon salgısını engeleyerek hamielik süresince
yeni bir yumurtlama olmasını engellerler.
Östrojenler: Plasenta bazı türde östrojenlerin
üretiminden de sorumludur. İnsanlarda plasentada üretilen
asıl östrojen estrioldür. Türler arasında farklılıklar
bulunmakla birlikte plasentada üretilen östriol bebekte
üretilen androjenlerden, plasentada üretilen progestinlerden ya
da diğer steroid hormonlardan üretilir.Bazı istisnai durumlar
dışında anne kanında östrojen düzeyi gebeliğin sonları
yaklaştıkça zirveye ulaşır. Plasental östreojenlerin iki
temel görevi vardır.
Myometriumun gelişiminin uyarılması ve
progestronun myometriumu baskılayıcı etksinin
dengelenmesi: Pekçok türde artan östrojen
düzeyleri rahim kası üzerinde oksitosin adı verilen
hormonun bağlanacağı reseptörlerin yapımını
hızlandırarak rahimi doğuma hazırlar. Oksitosin rahim
kasılmalarını sağlayan ve suni sancı sırasında da
dışarıdan verilen hormondur.
Meme dokusunun uyarılması:
Östrojenler memede süt üretiminden sorumlu olan
dokuların yapımını uyarırlar.
Progestinler gibi östrojenler de hipofiz bezini baskılayarak
hamilelik süresince yeni bir yumurtlama olmasını engellerler.
İnsanlarda plasental östrojen (estriol) bebekte üretilen
androjenlerden üretildiği için fetusun iyilik halinin
değerlendirilmesinde önemli rol oynar.
PROTEİN HORMONLAR
Hemen her memelide değişik türlerde protein yapısında
hormonlar ve benzeri maddeler de üretilir. Bu maddeler hem anne,
hem bebek hem de plasentanın fizyolojisinde önemli rol
oynarlar.
Koriyonik gonadotropin: Sadece gelişmiş
memelilerde üretilen bir hormondur. İnsanda üretilen formuna
human chorionic gonadotropin ya da kısaca hCG
adı verilir. hCG yumurtalıktaki korpus luteum üzerindeki özel
alanlara bağlanarak bu yapının gerilemesini engeller. Bu
sayade korpus luteum plasenta tam anlamıyla görevi üstlenene
kadar progesteron üretmeye devam eder ve gebeliğin düşükle
sonuçlanması engellenir. Bu nedenle hCG annenin moleküler
düzeyde gebeliği fark etmesini sağlayan ilk sinyaldir. Gebelik
testlerinde kanda veya idrarda hCG saptanması testin pozitif
yani gebeliğin var olduğu anlamına gelir.
Plasental laktojenler: Bunlar süt
üretminden sorumlu olan prolaktin ve büyümeyi, sağlayan
büyüme hormonuna benzer hormonlardır.Genelde gelişmiş tür
canlılarda üretilir. Bu hormonların fonkisyonları tam
anlamıyla açıklığa kavuşturulamamıştır. Bebeğin ve
annenin metabolizmasında dengeleyici rol oynadıkları
düşünülmektedir.
Relaksin: Bu hormonun progesteronla beraber
gebeliğin idamesinde rol aldığı düşünülmektedir.
Pelvisteki bağların gevşemesini sağlamak da olası etkileri
arasındadır.
PLASENTA ANOMALİLERİ
Küçük plasenta
Genelde normalden küçük plasenta bazı anomalilerle birlikte
görülür. Annenin hamilelik öncesi aşırı zayıf olması ya
da gebelik süresince yeterli kilo almaması durumunda plasenta
küçük olabilir. Annenin kan hacmi yeteri kadar artmadığında
rahimden plasentaya giden kan akımı da yetersiz olacağından
plasenta yeteri kadar büyüyemez. Öte yandan plasentanın
küçük olması doğal olarak fonkisyonlarını erken yitirmesi
(erken yaşlanması) sonucunu getirir. Plasentanın erken
yaşlanması gebeliğe bağlı yüksek tansiyon (preeklempsi)
varlığında sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bununla
beraber bazı genetik bozukluklarda da plasenta normalden
küçük kalabilir.
Büyük plasenta
Bu durumun en önemli nedenleri, plasentada ödem, annede diabet,
annede ciddi anemi, bebekte anemi, doğumsal frengi ve plasenta
arkasına kanamadır. Nadiren toksoplazma enfeksiyonu, doğumsal
fetal nefroz gibi durumlar da bu tabloya neden olabilir.
Plasental ödem şideetli ve yaygın olduğunda bebeğe giden kan
ve oksijen miktarı azalacağından düşük apgar'lı bebeklere
daha sık rastlanır. Bu tablonun sonucu olarak yenidoğan
ölümleri daha sık görülebilir.
İnce plasenta
Erken doğumlarda ve bazı fetal anomalilerde plasenta ince
olabilir. Plasentanın normalden çok daha ince olması fetal
gelişim geriliği ve yenidoğan ölüm riskini arttırmaktadır.
Kalın plasenta
Bu durum hastalıktan ziyade sağlık belirtisidir.
Loblu plasenta
Plasentanın birden fazla loba ya da aksesuar loba sahip
olmasının klinik önemi bilinmemektedir.
Ultrasonda kalsifikasyon
Doktorunuz ultrason incelemesi sonrasında bebeğinizin
plasentasında kalsifikasyonlar gördüğünü söyleyebilir. Bu
durum son 3 ayda normal kabul edilir. Öte yandan kalsifikasyon
plasnetanın erken yaşlanma belirtilerinden biri olabilir.
Kalsifikasyon ne kadar çoksa fonksiyon görebilen normal alan o
kadar azalmış demektir. Bu durumda bebeğe giden kan ve oksijen
miktarı azalmaktadır. Ancak korkmayın. Plasentanın rezervi
yüksektir. Bebeğin tehlikeye girmesi için plasentanın büyük
kısmının kalsifiye olması gerekir.
******
[/b]
Bu yazı ilginizi çektiyse aşağıdaki
yazıları da okumanızı öneririm
******
Göbek kordonu
Plasenta previa
Ablasyo plasenta
Rahim içi gelişme
Geriliği (IUGR)
Geri
10 Şubat 2008
Saat: 14:20
UYARI
Çin
Malı ürünlere dikkat !
Unutmayın!
Çalışan
anne adayları: Doğum
öncesi iznine ayrılmak için yapmanız gereken
işlemleri unutmayın
Kaynak: Dr. Mumcu Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |