DOĞA HARİKASI : BÖCEK YİYEN BİTKİLER
ET İLE BESLENEN BİTKİLER
Henüz az tanınmış ve belki de doğanın en ilginç bitki grubu olan böcek yiyen bitkileri yıllardır yetiştirmekteyim ve bu konuda oldukça geniş bir koleksiyonuna sahibim.
Bataklık ve asitli gibi besinden yoksun topraklarda yetişen bu bitkiler, zamanla besinleri toprak dışından temin etmek üzere evrime uğramışlardır. Bunun için oldukça dahiane böcek yakalama yöntemleri geliştirmişlerdir. Bu metodlar genelde aktif kapan ve pasif kapan olarak ikiye ayrılır. Aktif kapana en iyi örnek Venüs Sinek Kapanı'dır (Dionea muscipula). Bu bitkinin kapan şeklinde yaprağı içine bir böcek girdiği zaman, kapan aniden kapanarak içindeki böceği hazmetmeye başlar. Böcek bir hafta içinde tamamen sindirilerek bitkinin besin ihtiyacı karşılanır. Böceğin bitkinin kapanına cezbedilmesi için bitki aromalı bir nektar salgılar. Bu nektara kanan böcekler kapanın içine girdiklerinde kapan saniyenin otuzda biri bir hızla kapanarak böceği hapseder. Daha sonra bitki böceği hazmetmeye başlar ve bir hafta sonra geride böceğin sadece artıkları kalır. Venüs Kapanının kapan mekanizması çizimini altta görebilirsiniz.
İkinci kapan türü de pasif kapanlardır. Bu gruba giren bitki gruplarına Sarracenia, Drosera, Nepenthes, Heliamphora, Pinguicula ve Drosaphyllum örnek gösterilebilir. Pasif kapanların iki ana türü mevcuttur. Bunların en ilginçlerinden biri eski sinek kağıtları gibi yapraklarında yapışkan bir sıvı üreten bitkilerdir. Bu bitkilerin yaprakları şekerli ve yapışkan damlacıklar üretirler. Bu damlacıkları yemek için konan böcek yaprağa yapışır ve kurtulamaz. Daha sonra yaprak böceğin etrafını sararak böceği hazmeder. Bu tür bitkilere en iyi örnek Drosera'lardır. Drosera yaprakları avını sararak hazmettiği için hem aktif hem de pasif kapan özelliklerine sahiptir.
Diğer ve daha yaygın bir pasif kapan türü de sürahi kapan denilen türdüu. Bu tür bitkilerde (Nepenthes, Sarracenia ve Heliamphora) bitkinin birçok sürahi şeklinde kapanı vardır. Bu kapanların içi sindirim enzimleri içeren su ile doludur. Kapanın etrafında salgılanan aromalı sıvıya kanan böcekler, daha çok bu cazip yemden yemek için yavaş yavaş kapanın içine doğru ilerlerler. Ancak kapanın içinde bulunan kıllar aşağı doğru uzadığından böcek kapana girer ama bir daha geri çıkamaz. Nihayet enzimli suda boğularak bitkiye yem olur. Bu türe bağlı bazı cinslerin, özellikle Nepenthes'lerin bazen fare veya kuş kadar büyük avlar yakaladığı ve hazmettiği bilinmektedir. Altta böyle iki Nepenthes türü görülmekte
Suda yaşayan tek böcek yiyen ailesi aktif kapanlı olan Utricularia'dır. Bu bitkilerin çoğu türü tamamen suyun altında yaşarlar ve küçük su böcekleriyle beslenirler.
Böcek yiyen bitkiler sanılanın aksine dünyanın kutuplar dışında hemen her yerinde bulunabilir. Nepenthes türü bitkilerin yalnız tropikal bölgelerde yetişmesine karşın Sarracenia ve Dionea türleri yalnızca Kuzey Amerika''a bulunur. Drosera'lara ve Pinguicula''lara çok daha yaygın bir bölgede rastlanır.
Böcek yiyen bitkileri dünyaya ilk tanıtan kişi evrim teorisinin yaratıcısı Charles Darwin'dir. Darwin, 1875'teki "Insectivorous Plants (Böcek Yiyen Bitkiler)" kitabında bu bitkilerin olağanüstü özelliklerinden bahsetmiş ve bu bitkilere ilk ilginin doğmasına neden olmuştur. Darwin kitabında "Bitkiler, genelde yırtıcı hayvanların tersine insan üzerinde pasif ve barışçıl bir etki yaratırlar. Bu bitkilerin böylesine etçil ve yırtıcı bir rol üstlenmeleri şaşırtıcı ve biraz da doğa dışı ve birşey" diye bahseder.
Ülkemizde de böcek yiyen bitkilere rastlanır. Türkiye'de yetişen böcek yiyen bitkiler Pinguicula balcanica (Uludağ ve Toros dağlarının sulak yerlerinde), Pinguicula crystallina (Güneydeki dağlarda kireç mağaraları civarında), Utricularia ailesinden de tüm Avrupa cinslerine Türkiye'deki göl ve göletlerde rastlamak mümkündür. Son olarak Adrovanda vesiculosa türünün yaşama alanı içinde Türkiye'nin de olmasına rağmen bu türe ülkemizde rastlandığına dair herhangi bir belge yoktur.
Günümüzde, birçok ülkede Böcek Yiyen Bitki klüp ve derneklerinin bulunmaktadır. Bu bitkilerin birçok türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı için bu türlerin korunması için özel çaba harcanmaktadır.Hatta dünyanın birçok ülkesinde böcek yiyen bitkiler devlet koruması altındadır. Örneğin Amerika'da bulunan birçok Sarracenia türünün toplanması veya zedelenmesi CITES anlaşması çerçevesinde federal bir suçtur.