MARKA OLMAK KOLAY DEĞİL

[hakan_oz]

Profesyonel pazarlamacılara göre Türkiye'nin bir dünya markası olabilmesi için önünde uzun bir yol var. Gerçekçi bir tanıtım yanında bireylerin ve Türk mallarının ününün sınırlarımızı aşması gerekiyor

Yürekli Eğitim&Danışmanlık ve Yapı Kredi'nin katkılarıyla gerçekleşen bir Marka Konferansı'nı daha geride bıraktık. Konuşmacılarıyla, alternatif ve tahrik edici markalarıyla insanda satış duygusunu harekete geçiren Marka 2002, bu yıl AB müzakereleriyle aynı zamana denk gelse de, Türk iş dünyasına da bir anlamda kendini sorgulama fırsatı verdi.

Konuşmacılar, Kopenhag kapısından çevrilen Türkiye'nin, İngilizce karşılığı 'Hindi' olan imajından ne kadar öteye gidebildiğini, Türkiye markasının değerini tartıştılar. Bunun için gerçekçi bir tanıtım yanında bireylerin ve ürünlerin ününün Edirne'yi aşması gerekiyor. Konferansta, kendi deneyimlerinden, danışmanlık yaptıkları dünya markalarından örnekler veren yabancı uzmanların sunumları kadar, Serdar Erener, Tınaz Titiz gibi kendi alanında isim yapmış konuşmacılar da ilgi ile izlendi. Erener, insanları tahrik etmekten mutlu olduğunu itiraf etti. Eski Bakan Tınaz Titiz ise 'Hülya Avşar, marka değildir' diyerek yeni bir tartışma başlattı.

Harcamalar boşa gitti

Türkiye'nin marka olarak kabul ettiği Hülya Avşar, Galatasaray, Milli Takım'ı bir çırpıda silen ve 'Bunlar marka değildir' diyen Tınaz Titiz'e göre, Türkiye'nin reklamı için harcanan milyon dolarlar da boşa gitti. Markanın bir imaj olmadığını savunan Titiz, 'Propaganda yoluyla marka yaratamazsınız' diyerek halka ilişkiler ve reklam uzmanlarına, müşterilerinden gerçek kimliklerini saklamamalarını tavsiye etti.

İyi markanın püf noktaları


Markaların, dünyayı ve insanların hayatını değiştirme olanağına sahip olduğunu unutmayın! (Jeremy Scholfield)

Müşterilerinize olmak istediğiniz değerleri değil, olduğunuzu anlatın! (Tınaz Titiz)

Dürüst olun! Hoş ve boş sözler söylemeyin.

Markanızı iyi tanıyın (Jim Dion)

Zenit katsayınızı artırın, zihninizdeki kapalı düğmeleri açın (Serdar Erener)

Birebir insanlarla iletişime geçin, basit olun, karmaşadan uzak durun. (Susanne Acreman)

Hayatın doğrularıyla markaların doğruları arasında hiçbir fark yok. Reklamlarınızda böbürlenmemeye özen gösterin (Serdar Erener)

Önemli olan farklı olmak değil, nasıl farklı olduğunu göstermektir.

Gençlere reklam yapıyorsanız, onları aptal yerine koymayın! Onları tahrik edin. Tahrik olunca satın aldıklarını göreceksiniz. (Serdar Erener)


Tahrik edin! Yerler...

Yaptığı reklam kampanyalarıyla günlerce konuşulan Serdar Erener'in başarısının altında

antireklam ve antidüzen yatıyor. İnsanları tahrik edip, satmaktan mutluluk duyan Erener için en önemli unsur da 'zenit katsayısı.' Yani size benzemeyen insanlara sizin satma bir ürünü ya da hizmeti satma gücünüz. Tahrik edin alırlar diyen Erener şöyle konuştu: 'Biz reklamcıların bize dayattığı yalanlardan sıkıldık. Dünyadaki reklamların yüzde 90'ı çok kötü. Reklam bütçeleri, özensizce, müsrifçe kullanılıyor'.

Gerçek markalar zamana direniyor

Zamanın aşındırıcılığına dayanan en güzel marka örneği Elvis Presley. 1960'lı yıllarda sevenlerinin arasından ayrılan dünyaca ünlü rock sanatçısı bugün kendinden bir sonraki kuşağı harekete geçirebiliyor. Hatta ölümünden sonra da hediyelik eşyalar ya da CD'leri yok satıyor.

Eminem'in tahriki

Serdar Erener'e göre markayı kafalara çakmanın en önemli unsuru tahrik. Bunun en canlı örneği Eminem. Eğer gençliği yakalamak isteyen bir marka yaratmak istiyorsanız tarzıyla, şarkı sözleriyle bugünün gençliğinin peşinden koşturan Eminem'i iyice incelemenizde fayda var.

En cool marka

1980'lerde dünyadaki toplam jean pazarının yarısına sahip olan Levis'ı tahtından indiren Diesel'in gençleri tahrik ederek bunu başardığını biliyor muydunuz? Bugün reklam kampanyaları araştırma konusu olan ve pantolonları 200-300 milyon liraya satılan Diesel, New York'tan İstanbul'a gençler arasında sosyal statü simgesi.

Brezilya gerçeği

Bugün ekonomik açıdan Türkiye'den pek de farkı olmayan Brezilya kahvesiyle, karnavallarıyla ve tabii ki futboluyla bir dünya markası. Bir hayat tarzı, yaşam felsefesi sunmayı başaran ülke. Başarıda en önemli unsur, iyisi ile kötüsü ile ülkenin her yönünün apaçık tanınması.

Marka yolunda adım atanlar

Türkiye markası

Hiç şüphesiz Tarkan, Milli Takım, Galatasaray ya da Süreyya Ayhan Türkiye'nin yurtdışında bilinirliğini artıran en önemli marka değerleri. Ancak tek başlarına birer marka olmasalar da gelecek yıllar zamana karşı dayanıklıklarını gösterecek.

Ünü Edirne'yi geçemedi

Kendisi sıklıkla marka olduğunu iddia etse de pek çok uzman Hülya Avşar'ın henüz bir marka olmadığını düşünüyor. 'Hülya' adında dergi çıkaran son olarak da kendi ismini taşıyacak tekstil ürünü piyasaya çıkarmaya hazırlanan Avşar Kızı'nın marka olarak kabul edilmemesinin önemli bir nedeni de henüz ününün Edirne sınırını aşamaması.

Türkiye marka değil

Türkiye'nin marka olabilecek değerleri olduğunu ancak bir marka olmadığını belirten Titiz, Türkiye'nin hep denizleri ve kumsallarıyla tanıtılmasını eleştirdi. Bilinçsiz Türkiye propagandasıyla saklı Türkiye imajı yaratıldığını anlatan Titiz , Türkiye'nin önündeki en büyük tehlike olarak da Türkiye'de 'bal tutan parmağını yalar' deyişinin genel kabul görmesini gösterdi.

ONLARI DÜNYA TANIYOR

Türkiye'nin Atıl Kutoğlu, Güher Sühel Pekinel kardeşler, Fazıl Say, Leyla Gencer, Suna Kan, İdil Biret gibi uluslararası ün kazanmış çok sayıda sanatçısı yurtdışında ün yapmış durumda. Bu isimlerin hepsi kendi alanlarında bir anlamda birer marka olabilmeyi başarabilmiş kişiler. Buradaki terslik de bizim yurtiçinde onları yeterince tanımayışımız. Uzmanlara göre Türkiye'nin kimliğini bir marka olarak tanıtabilmesi için önce kendi değerlerinin bilincine varması gerekiyor.