Yarış, yarış, yarış… Bizi çok küçük yaşlarımızdan beri hazırladıkları tek şeydir. Ayrıca, gizli manipülasyonların en etkililerinden birisidir. Kişi sürekli olarak Zaman Geçiyor Bir Şeyler Yapmalıyım duygusunu yaşamaktadır. Ne yaparsanız yapın, duygusal anlamda bir şeylerin eksik hissedilmesi ve yeni arayışlarla, yeni yarışların içerisine girilmesi gerektiği duygusu baskın bir şekilde ortaya çıkar. Daha açık ve net olarak “Tam olamama” durumudur.
Sende Gel, Geride Kalma !
Sistem çok açık bir şekilde insanların; zayıf, yetersiz, eksik ve bir şeyleri elde edebilmesi için, birçok şeyden ödün vererek çalışması gereken bir birey olduklarını öğretir. Böylece o insanları kontrol etmeleri de kolaylaşır. Okullarda başlayan birincilik mücadelesi, bireyin yetişkin hale gelmesiyle, iş hayatında da üstün olma çabalarıyla devam eder. Zihnimize sinsice yerleştirilmiş bu fikir yüzünden, kendi sosyal ve yakın çevremizde bile, hep üstünlük peşinde koşarız. Hayatı olağan seyrinde yaşamaya başladığımızda ise, içimizde bir şeyler kaçırıyormuşuz gibi hissederiz. Sürekli yarış, üstünlük ve kazanç mücadelesi içerisinde olduğumuzda ise doğru olanı yapıyoruz duygusu hâkim olur. Çünkü çevremizden de gördüğümüz aslında bu dur.
İhtiyacımızı karşılayan her hangi bir ürüne sahipken, sistem bunun yeni versiyonlarını belirli periyotlarla üreterek, sizi daima bu yarışın içinde tutmaya çalışır ve sizde, elinizdeki ürün ihtiyaçlarınızı karşılasa bile, en yeni versiyonun eksikliğini hissedersiniz. Bu sayede de sistem, kazandığımız paraları, istedikleri zaman ve istedikleri şekilde geri alma yetisine sahip olur. Bizler de kendimizi, zamana ayak uydurmuş ve toplumdan geri kalmamış hissediyoruz. Tabi ki kısa bir süre için.
Kirli Bir Oyunun Parçası
Büyük bir oyunla ve zihnimize yerleştirilen küçük bir fikirle, bizi olduğumuz şeyden koparıyorlar. İnsanları kontrol etme yöntemlerinden sadece bir tanesi Zaman Geçiyor Bir Şeyler Yapmalıyım duygusu veya fikri. Bu fikrin bir virüsten farkı yok. Zihinlerimiz bu ve buna benzer virüslerle (fikirlerle) kirletilmiş ve istila edilmiş durumda.
Bir şeyler yapmalıyım duygusunu tetikleyen ve bunu tam bir hırsa dönüşümünü sağlayan, gizli silahta “zaman” kavramı oluyor. Sistem zaman kavramını kullanarak, insanları kısıtlandırılmış bir alanda mücadele ettiği duygusunu aşılıyor. Bunun acı sonuçları olarak, insanlar kazanç veya üstünlük sağlama yolunda; birbirlerini ezerek, sinsi planlar yaparak, başkalarının haklarına tecavüz ederek veya başkalarını kötü göstererek bu savaşı kazanma yollarına başvurabiliyorlar. Çünkü programlanmış bir akıl (beyin) her şeyi yapabilir, acı sonuçlar doğuracak olsa bile.
Zaman ile ilgili öğretilen yanlış bilgilerden dolayı, hayatı tam olarak keyif ve huzur içinde yaşayamayız. Zaman konusu ile ilgili daha detaylı bir bilgiye sahip olmak için “
Zaman Döngüsüne Sıkışıp Kalmayın” yazımızı okuyabilirsiniz. Zamanın gerçekte ne olduğunu bilirsek ve zamana karşı bakış açımızı değiştirebilirsek, hayatı daha dolu ve keyifli olarak deneyimleyebiliriz.