İlginç Bilgiler
komik ilginç bilgiler,
yeni ilginç bilgiler,
ilginç komik bilgiler,
çok ilginç bilgiler,
ilginc bilgiler,
ingilizce ilginç bilgiler,
ilginç bilgiler haberler,
önemli ilginç bilgiler,
ilgili ilginç bilgiler,
ilginç bilgiler,
ilgiç bilgiler,
hakkında ilginç bilgiler,
hayvanlar alemi ilginç bilgiler,
türkçe ilginç bilgiler,
en ilginç bilgiler,
ilginç bilgiler 2,
ses ilginç bilgiler,
dünyadaki ilginç bilgiler,
bilmediğimiz ilginç bilgiler,
ilginç bilgiler olaylar,
fen ilginç bilgiler,
ilginç bilgiler oku,
bunları biliyormusunuz ilginç bilgiler,
dünyadan ilginç bilgiler,
dünyadaki en ilginç bilgiler,
müzik ilginç bilgiler,
matematik ilginç bilgiler,
bilim ilginç bilgiler,
ilginç bilgiler
| Çiçekler de Korkuyor Küsüyor Üzülüyor SeviniyorSerbest Kürsü ve İlginç Bilgiler Çiçekler de Korkuyor Küsüyor Üzülüyor Seviniyor Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız UZUN AMA SARIYO BAYA KONU HELE BİR OKUMAYA BAŞLAYIN BAKALIM KENDİNİZ KARAR VERİNN
İnsanoğlu, yaşamının en mutlu, en duygulu anlarına küçücük bile olsa bir çiçek demetini ortak eder. Çiçekler, doğumdan ölüme dek çeşitli ortamlarda duygularımızı anlatmakta bize yardımcı olmuştur.
Bitkilerin ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var İlginç Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul İlginç Bilgiler nerededir kimdir İlginç Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa İlginç Bilgiler hipnoz İlginç Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi İlginç Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 İlginç Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi |
|
13-05-2010, 03:49 PM
|
#1 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Apr 2010
Mesajlar: 231
Tesekkür: 1,167
221 Mesajinıza toplam 944 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Çiçekler de Korkuyor Küsüyor Üzülüyor Seviniyor UZUN AMA SARIYO BAYA KONU HELE BİR OKUMAYA BAŞLAYIN BAKALIM KENDİNİZ KARAR VERİNN İnsanoğlu, yaşamının en mutlu, en duygulu anlarına küçücük bile olsa bir çiçek demetini ortak eder. Çiçekler, doğumdan ölüme dek çeşitli ortamlarda duygularımızı anlatmakta bize yardımcı olmuştur. Bitkilerin yaşamına çok eskiden buyana ilgi duyuldu ve botanik, bir bilim dalı olarak önem kazandı. Ancak tüm çalışmalar, bitkilerin fizyolojik yaşamlarıyla ilgiliydi. Amerikalı “yalan makinesi” uzmanı Cleve Backster’ın işi, dünyanın her yanından gelen polislere ve görevlilere, “poligraf” da denilen bu aygıtın kullanılmasını ve inceliklerini öğretmekti. 1966 yılında yoğun bir çalışma gününün sonunda Backster odasında otururken, yalan makinesinin elektrodlarını, “deve tabanı” bitki- sinin yaprağına bağladı. Backster’in amacı, bitkiye su verildiğinde yapraklarda bir tepkinin olup olmayacağını öğrenmekti. Saksıya biraz su döktü, bir süre bekledi ama, bitkide değişikliği gösteren hareketi poligraf cihazında saptayamadı. “Galvanometre”, yalan makinesinin bir parçasıdır. Bir canlının, örneğin denek olarak kullanılan kişinin gövdesinden zayıf bir elektrik akımı geçirildiğinde, bu kişinin duyumsadığı en küçük bir duygusal değişiklik bile, galvanometre göstergesinin ya da hareket eden milimetrik kağıdın üzerindeki yazıcı ucun oynamasına neden olur. Yani, düşünce ve duygu uyarısı sonucu insan vücudunun elektrik geriliminde oluşan değişmeler, bu aygıt tarafından ölçülür. İnsanda galvanometre göstergesini sıçratacak denli güçlü bir tepki elde etmenin en etkin yolu, onun yaşamını tehdit etmektir. Backster de bu düşünceden yola çıkarak bitkinin yapraklarından birini, elindeki sıcak kahve dolu fincanın içine sokuverdi. Aygıt yine belirgin bir tepki vermedi. Daha vahşi bir saldırı yapmaya karar verdi. Elektrodların bağlı olduğu yaprağı yakacaktı. Kafasında yakma düşüncesini canlandırmasıyla birlikte yazıcı uçta bir hareket oldu. Backster yerinden kıpırdamamıştı. Peki ne olmuştu da yazıcının ucu hareket etmişti? Acaba bitki aklından geçenleri mi okumuştu? Kibrit almak için odadan dışarı çıkıp geri döndüğünde, grafik kağıdı üzerinde yeni ve ani bir dalgalanmanın kaydedildiğini gördü. Daha sonra, yaprağı yakacakmış gibi hamle yaptığında hiçbir tepki görmedi. Acaba bitki, gerçek ve yapmacık amaçları ayırt edebiliyor muydu? Gördükleri bir rastlantı mıydı yoksa gerçek miydi? Backster’in önünde yeni bir ufuk açılmıştı. Sayısız deneylerin bir başlangıcı olmuştu bu... Önce, olayın kendi gözünden kaçmış mantıklı bir açıklaması olup olmadığını araştırdı. Bitkinin olağandışı bir yanı var mıydı? Ya kendisinin? Poligraf aygıtının bir problemi olabilir miydi? Deneyi devetabanı bitkisinin üzerinde defalarca yaptı; bununla da yetinmedi yardımcılarına yaptırdı; ondan da tatmin olmadı, ülkenin başka yerlerindeki meslektaşlarından yardım istedi. Ayrıca, otuza yakın bitki üzerinde deneyi yineledi. Hepsinde de benzer gelişmeler gösteren bu deneyler, yaşama başka bir görüş açısıyla bakması gerektiğini söylüyordu. Bir gün, Kanadalı bir bayan fizyolog Backster’i ziyarete geldi. Backster, konuğuna çalışmalarından örnekler göstermeyi düşünüyordu. Bir deney yaptı; bitkide hiç yanıt yoktu. İkincisinde de, üçüncüsünde de... Poligraf aygıtında bir bozukluk olabilir düşüncesiyle, bir diğerini denedi. Ondan da yanıt alamadı. Aygıtlar çalışıyordu ama sanki bitkiler kendinden geçmişti. O anda Backster’in aklına bir soru geldi: “İşiniz, herhangi bir yönüyle bitkilere zarar veriyor mu?” “Evet” diye yanıt verdi bayan fizyolog “Üzerinde çalıştığım bitkileri öldürürüm. Kuru ağırlıklarını ölçmek için bir fırında pişiririm onları.” Konuğun salonu terk etmesinden ancak 45 dakika sonra bitkiler kendilerine gelebilmişlerdi. Bu deneyim Backster’e bitkilerin de tıpkı insanlar gibi bayılabileceğini ya da korkup kendinden geçebileceğini göstermiş oldu. “Acaba bitkilerin bellekleri var mıydı?” Bu sorunun yanıtını araştırmak amacıyla bir çalışma hazırladı. Backster’in öğrencilerinden altısı, yapılacak deney için gönüllü oldular. Bir odaya, iki saksı çiçek ve bir kura torbası konuldu. Denekler, teker teker odaya girecekler ve odada ne yapacaklarını, çektikleri kurada öğreneceklerdi. Kağıtlardan birinde, odada bulunan bitkilerden birini kökünden sökmek, ayağının altına alıp çiğnemek ve tümüyle öldürmek biçiminde bir talimat yazılıydı. Cinayet tümüyle gizli işlenecekti. Yani, ne Backster ne de öteki öğrenciler, suçlunun kim olduğunu bilmeyeceklerdi. Bunu yalnızca odada bulunan ikinci bitki bilecekti. Deney tamamlandı. Önce Backster ve sonra teker teker deneye katılan öğrenciler içeri girdiler. Öteki beş öğrenciye hiç tepki vermeyen bitki, gerçek suçlunun her yanına yaklaşışında, yazıcının ibresini çılgın gibi oynatıyordu. Demek ki bitkilerin, duyguları algılamanın ötesinde, geçmişi de anımsayan bellekleri vardı. Ne tür bir enerji dalgasının insanın düşünce ve duygularını bir bitkiye iletebileceği konusunda bir görüşü yoktu Backster’ın. Bitkiyi, kurşundan yapılmış bir kabın içine, hatta Faraday kafesi içine koyarak dış etkilerden korumaya çalıştı ama her iki perdeleme yöntemi de, bitkiyi insana bağlayan iletişim kanalını tıkamakta etkisiz kaldı. Yeni bir çalışmasında Backster, canlı minik karidesleri bir çanak içinde soğuk suyun içine koydu. Altta bir başka kapta su kaynıyordu. Hazırladığı deney ortamında bir alet, bilmedikleri bir zamanda üstteki çanağı devirip karidesleri kaynar suya dökecekti. Çanağın devrileceği zaman bilinmediği için, Backster’in ya da deneyi yapanların duygularını bitkilerin algılama olasılığı ortadan kaldırılmış olacaktı. Deneylerin sonuçları, bitkilerin kaynar suda ölen karideslerle aynı anda ve güçlü olarak tepki gösterdiklerini ortaya koydu. Backster, araştırmalarına devam ederken, bir süre sonra deneylerinde poligraf yerine kardiograf (kalp elektrosu) daha sonra da ensefalograf (beyin elektrosu) kullanmaya başladı. Çünkü bu aletler poligraftan çok daha duyarlıydılar. Backster’in bir radyo programını dinleyerek etkilenen ve bu konuda çalışmalara başlayan bir başka araştırmacı, Pierre Paul Sauvin adlı bir elektronik uzmanı olmuştur. Geliştirdiği elektronik aygıt, Backster’in aygıtından 100 kat daha hassas kayıtlar yapabiliyordu. Sauvin de yaptığı çalışmalar sonucunda şunun farkına vardı: En iyi sonuçları, özel yakınlık kurduğu bitkilerden alabiliyordu. Backster ve Sauvin deneylerine ABD’nin doğusunda devam ederken, Kaliforniya’da Marcel Vogel adlı araştırma kimyageri de konu üzerine eğildi. Çalışmalarından birini, psişik yetenekleri olan arkadaşı Vivian Wiley ile birlikte yaptı. Bayan Wiley, evinin bahçesindeki “taşkıran çiçeği”nden iki yaprak kopardı; birini yatağının yanındaki etajerin üstüne, ötekisini de oturma odasına koydu. “Her sabah kalktığımda, başucumdaki yaprağa sevgi sözcükleri söyleyip onun yaşamasını diliyorum, oturma odasındakine ise hiç ilgi göstermiyorum. Ne olacağını birlikte göreceğiz” diyen bayan Wiley, bir ay sonra Vogel’i çağırdı ve yaprakların fotograflarını çekmesi için fotograf makinesini de getirmesini istedi. Vogel gördüklerine inanamıyordu. İlgi görmeyen yaprak kararmış, buruşmuş, çürümeye başlamıştı. İlgisini her gün üzerinde yoğunlaştırdığı yaprak ise, sanki yeni koparılmışcasına yaşam dolu ve yemyeşildi. Bu çalışmadan çok etkilenen Vogel, üç adet karaağaç yaprağı ile kendisi de deneyi tekrarladı. Alınan sonuç yine başarılıydı. Vogel, psişik enerjinin gücüne tanık olmuştu. Vogel, bir başka deneyinde, devetabanı bitkisinin yapraklarını galvanometreye bağladı. Bitkinin önünde duruyor, tümüyle gevşemiş biçimde derin soluklar alıyor ve parmaklarını bitkiye dokunurcasına yaklaştırıyordu. Aynı zamanda da bir dosta yöneltilebilecek türden sıcak duygularını bitkiye aktarmaya çalışıyordu. Elini her yaklaştırışında aygıtın yazıcı ucu titreşimler kaydediyordu. Üç, beş dakika sonra Vogel’in sevgi sinyallerine bitki hiçbir yanıt vermez oldu. Sanki, onun çağrılarına karşılık vereceği tüm enerjisi tükenmiş, yok olmuştu. Vogel, bu çalışmalarından sonra çıkarttığı sonucu şöyle açıklıyordu: “Bitkiler aşırı duyarlıdır. Çevrelerine enerji verirler, insana yarar sağlayan güçler yayarlar. Kişi, kendi güç alanına akan bu enerjiyi duyumsayabilir. Kişinin güç alanı da, karşılıklı olarak bitkiyi besleyebilir. Amerikan yerlileri, bitkilerin bu özelliklerini çok iyi bilirler. Gereksinim duydukça ormana giderler, kollarını iki yana açıp sırtlarını çam ağaçlarına yaslayıp, ağacın enerjisiyle kendi güçlerini tazelerler.” 1970 yılının Ekim ayında Rusya’da yayımlanan “Pravda” gazetesindeki bir yazı, bitkilerin gizemli dünyasına, bu ülkenin bilim adamlarının da ilgisiz kalamadıklarını gösterdi. Yazının başlığı “Bitkiler Konuşuyor, Hatta Çığlık Atıyorlar”dı. “Pravda” muhabiri, Tarım Bilimleri Akademisi’nde gördüklerini şöyle anlatıyordu: “Bitkilerin, başlarına gelenlere boyun eğip, acılara sessizce katlandığını sanıyoruz, ama görünüşe aldanıyoruz. Arpa filizi kökleri, sıcak suya daldırıldığında düpedüz çığlık attılar. Bitkilerin sesi, ancak özel ve son derece duyarlı bir elektronik aygıtla kaydediliyordu. Ama yine de, geniş kağıt şerit üzerindeki sonsuz gözyaşı ırmağı apaçık görülüyordu. Yazıcı uç çıldırmış gibi titriyor ve arpa filizinin ölüm acısını kağıda döküyordu. Oysa bu sırada minik bitkiye bakanların, onun neler çektiğini kestirmesi olanaksızdı.” Bitkilerin gelişiminde müziğin nasıl bir rolü olduğu da araştırıldı. Aynı koşullar oluşturulmuş iki seraya mısır ve soya fasulyesi ekildi. Seralardan birinde her gün 24 saat süreyle Gershwin’in “Rhapsody in Blue” adlı parçası çalındı. Öteki sera sessizliğe terk edildi. Müzik çalınan seradaki tohumlar, sessiz seradakilerine göre daha çabuk filizlendiler. Bir başka deneyde, bir grup bitkiye tekdüze ve aralıksız sekiz saat “fa” sesi verildi. Öteki gruba ise kesik kesik ve belli zamanlarda “fa” sesi verildi. Birinci gruptaki bitkiler iki hafta sonunda tümüyle ölürken, öteki gruptakiler canlılığını korudular. 1850’lerde Hindistan’ın Kalküta kentinde doğan ve yaptığı bilimsel çalışmalarla “Sir” unvanı alan Jagadis Chandra Bose de bitkiler üzerinde sayısız deneyler yapmış ve makaleler yayımlamıştır. Önceleri, bitkilerin sınırsız biçimde karbondioksitten hoşlandıkları sanılıyordu. Bose ise, bu gazın da fazlasının bitkileri boğabileceğini, ama sonradan oksijen vererek yeniden canlılıklarını kazanabileceklerini gösterdi. Ayrıca, insanlara benzer biçimde bitkiler de cin ve viski ile sarhoş oluyorlar, ayyaşlar gibi yalpalıyorlar, kendilerinden geçiyorlar, akşamdan kalmalığın açık belirtilerini gösteriyorlardı. Bose, bitkilerin alkolden etkilenmesini, onların yararına kullanmak istedi ve şöyle bir çalışma yaptı: Bitkiler büyüyüp geliştiklerinde, daha büyük saksıya aktarılmaları gerekir. Her aktarma işlemi de bitkiyi bir süre sarsar, tekrar kendine gelmesi biraz zaman alır. Bose, eter koklatıp bayılttıktan sonra saksısı değiştirilen bitkilerin, bu değiştirme işinden çok daha az etkilendiğini gözlemledi. Bose’nin laboratuvarındaki büyütücülerden biri aracılığıyla, haşlanan bir lahana yaprağının ölümü sırasında geçirdiği şiddetli nöbetlere tanık olan ünlü yazar George Bernard Shaw, büyük bir saskınlık dönemi geçirmiş ve kendine geldiğinde dudaklarından şu sözcükler dökülmüş: “Hayvanların canlı canlı kesilmelerini protesto etmek için hiç et yemem. Peki şimdi ben ne yapacağım?”• Kaynak: Bitkilerin Gizli Yaşamı. Peter Tompkins/Christopher Bird. Sungur Yayınları,1983 Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. | Offline
| |
13-05-2010, 05:45 PM
|
#3 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Apr 2010
Mesajlar: 231
Tesekkür: 1,167
221 Mesajinıza toplam 944 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Çiçekler de Korkuyor Küsüyor Üzülüyor Seviniyor Alıntı: Ezeli_Nur Nickli Üyeden Alıntı
küçükken bizim bahçede çiçek vardı.Çiçeğimiz ezan okununca açılırdı ezan bitiminde tekrar kapanırdı adını unuttum kaç yıl geçti hatırlamıyorum ;) Ağlayan çiçeklerde var ;) | evet ağlayan çiçeklerde varmış hatta çiçek değil sadece bitkilerin genelinde olabiliyormuş annem anlatmıştı...şimdi benim annem bitkilerle çok ilgilidir evimizde var bir sürü işte bir sarmaşığı var evlenmeden almış heralde bilemiyorum ,ve hala bizle bizle yaşıyor bu bitki ,hala çok diri ve canlı neyse işte annem bu bitkiye çok bağlıymış babasının yani dedimin hastalandığı dönemde falan hep kendini bitkilere vermiş hayvan besler gibi bitkileriyle ilgilenirmiş işte dedem öldüğünde annem çok üzülmüş haliyle ve sabaha kadar ağlamış oturduğu, ağladığı yerde tam sarmaşığının dibiymiş ve bu sarmaşıkta sabaha kadar annemle birlikte ağlamış...resmen ağlamış ama,damla damla her yaprağından bir sürü bir ,sürü damlalar düşmüş...valla çok etkilenmiştim ben annem anlatınca...çok güzel ama değilmi yavnasıl bir bağdır bu böyle hem zahmetsiz bakılıyorlar hemde tüm sevgilerini size vermeye hazırlar...sorun çıkarmadan beklentileri olmadan seviyorlar resmen tek beklentileri sevgi...süper varlıklar bence... | Offline
| |
13-05-2010, 06:32 PM
|
#5 (permalink)
| Binbaşı
Üyelik tarihi: Feb 2010
Mesajlar: 1,549
Tesekkür: 5,267
1,458 Mesajinıza toplam 5,344 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Çiçekler de Korkuyor Küsüyor Üzülüyor Seviniyor Çiçekleri sevmek de bir başka oluyor =) Hatta bambaşka oluyor :) | Offline
| |
09-03-2011, 02:32 PM
|
#6 (permalink)
| Teğmen
Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 28
Tesekkür: 69
26 Mesajinıza toplam 104 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Çiçekler de Korkuyor Küsüyor Üzülüyor Seviniyor çiçekleri ortama kattıkları güzelliklerinden dolayı çok seviyordum ama şimdi çok daha değişik perspektif ile onlarla iletişim kurarak seveceğim gerçekten bir hayvan besler gibi.Ve hakikaten şimdi nasıl sebze pişireceğiz biz, bu kadar üzüp can çekiştirdiğimiz varlıklarla nasıl besleneceğiz.Belki onlar doğada varoluş sebeblerini doğallığıyla yaşadıkları için acı çekmiyorlar bilakis mutlu olabiliyorlardır besin zincirine katkıda bulundukları için. | Offline
| |
09-03-2011, 03:41 PM
|
#7 (permalink)
| Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Nov 2010
Mesajlar: 546
Tesekkür: 384
520 Mesajinıza toplam 1,643 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Çiçekler de Korkuyor Küsüyor Üzülüyor Seviniyor menekşemle hergün konuştum ama öldü :S
bakalım lalem napıcak :) | Offline
| | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | Çiçekler de Korkuyor Küsüyor Üzülüyor SeviniyorSerbest Kürsü ve İlginç Bilgiler Çiçekler de Korkuyor Küsüyor Üzülüyor Seviniyor Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız UZUN AMA SARIYO BAYA KONU HELE BİR OKUMAYA BAŞLAYIN BAKALIM KENDİNİZ KARAR VERİNN
İnsanoğlu, yaşamının en mutlu, en duygulu anlarına küçücük bile olsa bir çiçek demetini ortak eder. Çiçekler, doğumdan ölüme dek çeşitli ortamlarda duygularımızı anlatmakta bize yardımcı olmuştur.
Bitkilerin ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var İlginç Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul İlginç Bilgiler nerededir kimdir İlginç Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa İlginç Bilgiler hipnoz İlginç Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi İlginç Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 İlginç Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:59 PM.
|