Köy Öğretmenleri : Devletin Çilekeş Ama Sadık Dostları
Köy öğretmenlerinin sıkıntılarını aşağı yukarı eskiden beri bilsem ya da tahmin etsem de, Güneydoğudaki köy okullarına dönük yardım çalışmalarımız olunca köy öğretmenlerinin hangi şartlarda eğitim vermeye çalıştıklarını daha iyi görebildim.
Doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi, yok aslında birbirlerinden hiç farkları köy okullarının. Adıyaman, Siirt, Diyarbakır, Mardinden yazıştığımız köy öğretmenlerinin sorunları ile Ankaranın köyünde ya da batıdaki başka bir köyde öğretmenlik yapan öğretmenlerin sorunları çok farklı değil. Hepsinin ortak sorunu sahipsizlik aslında.
Güneydoğudan yazan köy öğretmeni arkadaş "köyde öğretmen eğitim dışındaki her şeyden de sorumludur"[/b] diyor. "Okulun olmayan duvarını yapmak ya da yıkılan tarafını onarmak, patlayan çatlayan her tarafı tamir etmek de öğretmenin işidir"[/b] diye devam ediyor.
Köy öğretmenlerinin çilelerini Ankaranın bir köyünde uzun zamandır öğretmenlik yapan bir arkadaşımdan dinlemek istedim. Onun söyledikleri de Güneydoğudan yazan öğretmenlerden farklı değildi. İstanbul, Antalya, Edirne ya da Mersinin köylerinden yazan köy öğretmenlerinin de aynı sorunlarla boğuştuğundan şüphem yok.
Bir süre önce Köy Enstitülyazar Mahmut Makalın[/b] köy okullarına, köydeki eğitime dönük kitaplarını okumuştum. Bir köy öğretmeni olarak hayata atılan ve kendi yaşadıklarını kitaplarına taşıyan Mahmut Makal 1950li yılların köy okullarından bahseder genellikle. Mahmut Makalın anlattıkları, o günlerden bugünlere aradan geçen yarım asırdır hep aynı kalmış; köylerdeki eğitim yönünden köy öğretmenlerinin çektiği sıkıntılar çok fazla iyileştirilmemiş.
Ankaranın bir köyünde öğretmen olan arkadaşım, köy öğretmenliğini kendi yaşadıkları doğrultusunda aynen şu şekilde anlatıyor:<BR style="mso-special-character: line-break"><BR style="mso-special-character: line-break">
Sevgili Duygu,
11. yılımı çalıştığım bu köyde karşılaştığım zorlukları sana aktarayım.
Köyde çalışmanın ilk zorluğu, okula gidene kadar tabi ki ulaşımdır. Ana yola kadar toplu taşım araçlarını kullanırsın, sonrası zorludur. Kendi köyünden veya bir önceki köyden araç ayarlamak durumunda kalırsın. Bazen öyle uçuk rakamlar söylerler ki senin bütün ek dersin yola gider, bu rakam yaklaşık 300YTL yi bulabilir. Evinden ana yola kadarki rakam hariç. Zaten alınan maaş düşünüldüğünde, hele ki de tek maaş çalışıyorsan bu büyük bir yıkımdır öğretmene. Birde bayansan ve de anayoldan toplu taşım aracı beklerken karşılaştığın tacizleri saymazsak.
Okula gelelim: Göreve başladığım bu köyde bana verilen ilk sınıfta, bir sınıfta olması gereken hiç bir şey yoktu. Hani yazı tahtasının üstünde olması gereken Atatürk resmi, Gençliğe Hitabe, İstiklal Marşı gibi. Sonra 1.2.3. sınıflar için mevsim şeridi, 4. 5.sınıflar için zaman şeridi, masa, dolap eski, keza sıralarda öyle idi. En acısı ise okunacak hiç bir kitabin olmayışı idi.1972 yapımı çatlakları bol bir okul, badanası berbat. Şimdilerde Güneydoğuda mezralardaki okulların sitelerindeki resimlere bakıyorum da inan bizim okullardan daha iyi durumdalar. 11 yılda onca malzeme toplamış olmama rağmen.
Köyde öğretmen her zaman herseyi danışabileceğin bir kişi olarak görülür. Şehirden bitirilecek önemli isleri bize danışır, adres alır ve de çoğu kere bize emanet ederler.
Çocuğun defteri, kalemi, tüm eksikleri öğretmenin sırtındadır. Tabiî ki bunu insan olarak severek karsılar öğretmen. O nedenle öğretmen çocuğu sevmeli, bu isi sevmeli diyorum ben.
En büyük problemlerden biri de sağlıktır. Gün olur çocuğun dişini çeken de olursun, yaralanmalarda ilk yardımı da sen yaparsın. Baktın dikiş atılacak bir durum var en yakın hastaneye gitmelerini, bunun bekleyemeyeceğini söylersin veliye. Kız-oğlan fark etmez saçını da sen kesersin, tırnağını da. Söküğündikersin. Hep benim öğrencilerim bana annemiz gibisin der, bende kendi çocuklarım gibi hissederim.
Öğlen pek çoğu eve gitmez. Yemeği de olmazsa oturtur yemeğini paylaşır karnini doyurursun.
Ailevi nedenler vardır bir de. Ana-baba kavga eder çocuk ta arada dayak yiyip okula gelir. Günlerce o çocuğun ruh halini düzeltmeye çalışırsın. Bazen aileyle konuşursun bazen de karışamazsın.
İmkânların iyiyse her türlimkânı sen köye götürmeye çalışırsın. Yıkık binaların onarımı, yakacak temini… Kömürson yıllarda Milli Eğitim veriyor. Odun ve de gazı öğretmen temin eder.
Pek çok köy tek öğretmenlidir. Hizmetli de yoksa sobayı da yakan, temizliği de yapan öğretmendir. Çoğu yerde, lojmanlar da son derece bakımsızdır. Ama öğretmen kalmak zorundadır. Bakım onarım için Milli Eğitimin pek katkısı olmaz. Senden yardım isteyen öğretmenler bu konuda haklı. Her hizmet okula öğretmenin iyi ilişkileriyle gelir. Bunlar dernekler, yardımcı kuruluşlar, kişilerdir.
Eğitimdeki problem ise sınıfların birleştirilmiş olmasıdır. Bilmem ama biz de alıştık sanırım. Aynı sınıfta bir tarafı ödevlendirirken diğerine ders anlatırsın. Akıllı olanlar bir sonraki sınıfın konularını da öğreniverir bu sınıflarda. Orta kadememiz yok bizim. Onlar en az 20km uzaktaki köye taşınırlar. Bizler de, onlar da olumsuz kıs koşullarından çok etkileniriz. Yukarı ya da aşağı, çoğu kere karda kapanan 2–3 km yolu yürüyerek gitmişizdir arkadaşlarımızla. Tilki kurt vs. karşılaşmayalım umuduyla.
Ben bu isi seviyorum. Doğayla baş başa mücadeleyle verilen yaşam bana göre.
Emek ettiğin sürece gelen müfettiş ve de müdürlerin her daim takdir eder. Bu da seni mutlu eder. En büyük mutluluk ise çocukların okuyor olması, eğitimlerine bir sonraki okullarda devam ediyor olmasıdır.
Sevgilerimle...
Kaynak:Kadınvizyon Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |