10-04-2010, 12:09 AM
|
#1 (permalink)
|
Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 145,988
Tesekkür: 45
92 Mesajinıza toplam 143 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Mutluluk
MutlulukAbdullah Oğuzun, vizyona girdiğinden beri iyi bir gişe hasılatı ve olumlu eleştirilerle doyulmaz bir keyif yaşadığı filmi Mutluluk, son dönem Türk sinemasının takdire değer filmlerinden. Zülfü Livanelinin aynı adlı romanından uyarlanan filmde, son yılların vazgeçilmez oyuncusu haline gelen Özgü Namal, bu kez tecavüzle ‘kirletilmiş ve öldürülmek üzere köyünden edilen genç kız rolünde. Ailesinin onurunu temizlemek için Meryemi öldürmek görevi ile İstanbula yollanan Cemal (Murat Han) ise kıza kıyamayarak kendi köyüne ve geçmiş hayatına veda eden yiğit delikanlı. İkilinin yolları, karısının sosyete hayatından sıkılarak teknesiyle denizlere açılan üniversite profesörü İrfanla (Talat Bulut) çakışınca ortaya güzel manzaralarla dolu hoş bir kaçış öyküsü çıkıyor.
Mutlulukda Türk sinemasında görmeye alışık olmadığımız bir sinemacılık bileşimi görüyoruz: gerilim, doğru zamanlamalar, güzel diyaloglar ve doğru oyunculuklar. Özellikle oyunculuk başta olmak üzere eksikler gedikler yok değil tabii. Ama sürükleyici bir kurguyu garantileyecek bir öykü bütünlüğü ve gerilim dozu mevcut. Cemalin Meryemi İstanbulda bir üst geçite götürüp r etmesi için zorladığı sahne çok doğru bir dramatürjiye örnek. Diyalog kısa, öz ve kararlı; mekan, atmosferde gergin bir uçsuz bucaksızlığı yaşatmak için doğru bir seçim; montaj zamanlaması tam yerinde.
Filmin genelinde Oğuzun her şeyi kelimelere dökmektense, mimikler ve sessizliklerle anlatması olgun bir senaryo bilinci izlendiğini zaten gösteriyor. Tipik bir Türk sineması örneğinde tecavüz sahnesinin moda montaj sekanslarıyla detaylandırılması beklenirdi. Oysa burada cinselliğe dair hiçbir detay görmediğimiz gibi, trajik bir geçmişe dönüş anına dek varlığı sürekli hissedilen dramın, fiziksel temelleriyle değil sonuçlarıyla ilgileniyor, toplumsal nedenleriyle ilgili yargı geliştiriyoruz.
Bu yılın yine iyi Türk filmlerinden Beynelmileldeki beni en rahatsız eden seçimlerden birinin bu filmde olmaması beni ayrıca sevindirdi. İki film de toplumsal gerçeklerden ve cehaletten bahsediyor ama Mutluluk, Beynelmilel gibi sinir bozucu bir sosyal gerçekçi boyuta geçmeden noktalanıyor. İki filmin de dramın mizahın ardına gizlendiği senaryolarına bakılırsa Mutluluk daha tutarlı bir sonla bitiyor.
Filmin büyük handikaplarına gelince... İrfan karakteri bütünüyle bir handikap. Ne zaten hayatın entellektüel semalarında süzülen bir üniversite profesörü olarak çağdaş yaşamı bu kadar yapay bulması ve toplum yapısından bu kadar bihaber olması akla yatkın, ne de kendisinden sınıfça ve finansal olarak üstün karısından bu kadar sinik bir tavırla kopması inandırıcı. Sadece filme edebi/şiirsel birkaç anekdot eklensin, bir kadeh şarap ve bir bikinili kız eşliğinde köylü anlayışına ters düşen yepyeni bir ahlak zemini oluşturulsun diye bir bahane gibi İrfan.
Dahası, İrfanın deniz kızı gibi tekneye edalı edalı tırmanıveren öğrencisi sırf iki köylü bakakalsın diye mi vardı? Biz çağdaş toplumumuzun vurdumduymaz çıplaklığının –ve görünüşe bakılırsa manken fiziğinin– köylü halk tarafından garipseneceğini zaten bilmiyor muyduk? Ayrıca kız bir partiden bahsederek tekneden iniyorsa, madem köylü-kentli çatışması illa ki vurgulanacak, üçlüyü bir partiye de yollamak hoş olmaz mıydı? Böyle bir sahne konulmayacaksa, bir karakterin vücudunu sergileyiverip, üstüne üstlük izleyicide koca bir beklenti yarattıktan sonra öyküyü terketmesi ne gariptir.
Montaj konusunda da birkaç eksiklik belirtmeden edemeyeceğim. Meryemin ilk kez köyünden çıkıp İstanbul yollarına düştüğü tren sahnesi her defasında yeni bir bilgi vermeyen planlar ve diyaloglar içeren bir montaj sekansı. Güzel resimlerle dolu kısa bir kolaj daha şiirsel durabilirdi. Neyse ki diyalogların ikilinin ilişkilerini belirlemekte aracı olması hafifletici sebep. Bunun dışında aniden kesiliveren sahneler ve planlar da var. Kimi anların sonları biraz daha uzun tutulsaydı kimi diyaloglar daha iyi sindirilebilir, hatta belli belirsiz bir durum komedisi hissi bile verilebilirdi.
Öte yandan Mutlulukun görüntü yönetmeni Mirsad Heroviçin çıkardığı iş filmin en güçlü tarafını oluşturuyor. Çoğu karede harika bir ışık ve çerçeveleme kullanılmış. Mekanlar ve resimler son derece alımlı. Yalnız Oğuzun dizi geçmişi kamera hareketlerinde kendini hissettiriyor. Yakın plan bir detaydan açılıp aksiyona doğru süzülen kamera, anlamsız bir ‘Türk dizisi geleneği. Film bu sahne geçişlerinden arındırılabilseymiş kusursuz bir kamera yönetiminden bahsedebilecektik.
Mutlulukla beraber Türk sineması yeni bir yüz kazanmışa benziyor. Murat Hanın tutarlı aksanı ve izlemeye doyulmayan anlamlı ifadesi, samimi ve sıcak, her daim sevdalı ve takıntılı anadolu erkeğinin sertliğini de ılımlılığını da taşıyor. Özgü Namalın ise aksanı her zamanki gibi sendeliyor. Ama yine de şimdiye kadar ki en az rahatsız edici rolü diyebilirim. Oyuncu her boşluğu bir mimikle ya da hareketle doldurma alışkanlığından sıyrılıyor gibi görünüyor. Ama Murat Han gibi daha az aşina olduğumuz ve daha genç ve toy görünen bir oyuncu role daha yakışabilirmiş. Talat Bulutun alabildiğine itici, sığ ve havada oyunculuğuna Lale Mansur da uyumla eşlik etmiş; Mansurun kısacık oyunu bile aynı eğretiliği ve basitliği yansıtıyor.
Mutluluk, son yılların Eurimage desteği ile çekilen filmlerine güzel bir örnek; finansal desteğin yanı sıra, kamera, ses ve kurgu gibi teknik alanlarda da Avrupalı filmcilerle işbirliği yapmış olan film, nice Türk sinemacıyı cesaretlendirecektir. Kimi rahatsız edici faktörleri bir yana bırakırsak, Mutluluk özellikle görüntüleriyle ve öyküsünün başarılı diyalog ve ifadelerde hayat buluşuyla Türk sinemasının yeni ve yetkin yüzünün iyi bir temsilcisi.
Selin Sevinç selinlesinema@gmail.com Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |