Klamidyanın Otomatik Tanısı Pek Yakında Geliyor

[Bluesky24]

Klamidyanın Otomatik Tanısı Pek Yakında GeliyorCYBHla ancak basit ve hızlı tarama yöntemlerimiz olduğunda başedebiliriz ve böylece uygun tedaviye mümkün olduğunda çabuk başlayabiliriz. Bu tür yöntemler belli CYBH için, özellikle de endüstrileşmiş ülkelerde CYBH'ın önemlilerinden biri olan Chlamydia trachomatis enfeksiyonu için, mevcut olmayabilir. Ancak ECCMIDde çalışmasını sunan Rocklandden, İndianapolis ve San Diaegodan bir Amerikan ekibi için bu değişebilir.

"Şu anda", diye açıkladı Amy Hern, "Chlamydia trachomatis enfeksiyonlarının tedavisinde klasik yöntem uzun ve karmaşıktır, çünkü örnekleri kültür yapılması için uzman bir labaratuvara göndermeniz ve sonuçlar için beklemeniz gerekir. Bu ise en azından toplam 10 gün gibi bir süreç alır. Ancak moleküler biyolojik tarama, bakterinin genetik materyalinin incelenmesi hızlı bir tanıyı mümkün kılar ve hücre kültürü yönteminden daha doğru sonuç verir."

Amerikan ekibi VIDAS PROBE moleküler saptama testini (Gen-Probe ve bioMerieux, henüz piyasaya verilmedi) performansını yerel bir jinekoloji kliniğinde, çalışma grubu olarak ele alınan 338 kadın hasta üzerinde analiz etti. ECCMIDde Pazartesi günü sunulan sonuçlar, VIDAS PROBE testinin servikal sürüntü ve vajinal örneklerde Chlamydia trachomatis saptanması için %100 spesifik olduğu bulundu.

İdrar örnekleri için biraz daha az doğru sonuçlar elde edildi, yani %97lik bir saptanma oranı ve %4,4lük bir hata marjı oluştu.

Ancak, Hern, bu testin, bir tarama işlemi için gerekli olan duyarlılık ve özgül olma kriterlerini fazlasıyla karşıladığını düşündüğünü belirtti.

VIDAS PROBE testleri bir dizi enfeksiyona tanı koymak üzere geliştirilmektedir, bunlar arasında Myobacreium, [tüberkuloz (verem)], Neisseria gonorrhoeae ve HIV yer almaktadır. Klasik PCR testine benzeyen ve TMA (Transcripted Mediated Amplification) adı verilen bir teknik kullanır (bu teknik aynı zamanda hızlı sonuç verir). Bu teknik aynı zamanda genetik materyalin ayrıntıları ile incelenmesine dayanır ve bu durumda bakterilerin ribozomlarındaki RNAyı kullanır.

Hern, "Bu yöntem, işlemin otomatik olarak yürütülmesini sağlar, bu şekilde hem uzman olmayan labaratuvarlarda yapılabilir hem de neredeyse anında sonuçlar sağlar" diye açıkladı.

Cinsel ilişkiye giren eşler zincirinin izini takip etmek için genetik tiplemenin kullanılması

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar 11.ECCMID Kongresinde "Enfeksiyon Hastalıklarının Epidemiyolojik Analizi için Tipleme Yöntemleri" başlıklı 3 nolu sempozum yapıldı.

Diğer konuların yanısıra, sempozyumda son yıllarda belirgin bir geri dönüş yaşayan (yalnızca İngilterede 1995 ile 1999 yıları arasında +%56 artış), dünyanın en sık CYBHından biri olan (100 milyondan fazla vaka olduğu düşünülmektedir.) gonore (bel soğukluğu) de tartışıldı.

Gonokokların (Neisseria gonorrhoeae) neden olduğu gonore (bel soğukluğu) enfeksiyonları halen iyi kontrol edilememektedir. Diğer bütün CYBHda olduğu gibi, enfeksiyon zincirinin kaynağını bulmak zordur, zira cinsel ilişkiye girilen eşlerin saptanması genellikle çok güçtür. Yine de hastalıkla başa çıkmanın tek etkili yolu yalnızca enfeksiyonu ola kişiyi değil aynı zamanda o kişinin btün eşlerini tedavi etmektedir.

Imperial College Tıp Fakültesinden Helen Ward ve Catherine Ison başkanlığındaki Londradan bir ekip, 11.ECCMIDde yapacakları sunumda, cinsel ilişkiye girilen eşlerin izlenmesi sorununa ürettikleri orjinal çözümü aktaracaklardır.

Yöntem, gonokokların genetik bir garipliklerine dayanmaktadır: gonokokların genlerinden biri (uzmanlar tarafından opa olarak bilinen), hastalık bir kişiden diğerine geçtiğinde hem değişkendir hem de görece olarak iyi korunur. Bu özelliği kullanarak, cinsel ilişkiye girilen bir eşden diğerine, enfeksiyonun izlediği yolu bulmak mümkün olmalıdır.

Araştırmacılar Londrada

Altı ay boyunca ve Sheffieldda da 12 ay boyunca izledikleri 215 gonore vakasındaki opa geninin özelliklerini saptayarak bu teoriyi test ettiler.

Daha sonra sonuçlar karşılaştırıldı, karşılaştırmada hem her bireyin cinsel ilişkiye girdiği eşe uygulanan bir anketten elde edilen epidemiyolojik veriler kullanıldı, hem de bakteriyi tiplemek için sürekli kullanılan iki başka yöntem kullanıldı.

Catherine Isonın İstanbul'da yaptığı açıklamaya göre: yöntemleri klasik yöntemlere kıyasla daha yüksek derecede bir ayrım sağlamıştı ve "genetik tipleme" ile epidemiyolojik veriler arasında güçlü bir korelasyon (ilişki) olduğunu göstermişti.

Yeni yöntem, anket yanıtlarının ortaya koyduğundan daha fazla sayıda cinsel ilişkiye girilen eşin saptanmasını sağlamıştı.

Ison aynı zamanda Londradaki vakaların çoğunun birbirleriyle ilişkili olmadığının, oysa Sheffield enfeksiyonlarının yaklaşık yarısından iki ana türün sorumlu olduğunun bulunduğunu söyledi. Böylece, opa geninin özelliklerinin saptanmasını sporadic (tek tek görülen) vakaların salgınının saptanmasını sağlayacaktır diyerek sözlerini bitirdi. "Opa geninin tek bir tipi bulunduğunda, bir ağ yoluyla buluşmanın varlığı doğrulanır, oysa bir dizi farklı tür varlığında durum farklıdır."

Yöntem aynı zamanda gonokokların epidemiyolojik veya legal tıbbi amaçlarla bir toplumsal grupta yayılmasını araştırmak için de mükemmel olduğu kanıtlanmış bir yöntem olabilir; şu anda İngilteredeki durum da budur.

Bağlantı için:

Roberto Manfredi

Tel: (+39) 05 1341449

e-mail: manfredi@med.unibo.it