Bu kitabı okuyunca ne kadar şanslı olduğumu anladım...

[etterna_]

Bu kitap gelişmememiş ülkelerdeki insanların yaşadığı acı dolu hayatı anlatıyor. Bunalıma sürüklemek yerine Waris Dirie gibi zorluklarla nasıl başedebilineceğini öğretiyor. Yani bir başarı hikayesi diyebiliriz. Tavsiye ederim

Waris Dirie, çölde göçebe bir yaşam süren ve kızların sünnet edilmesi gibi gelenekleri hala uygulamakta olan Somalili bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. On iki yaşına geldiğinde, yaşlı bir adamla evlendirileceğini öğrenince, çöldeki ailesini terk ederek kaçar ve onu önce Afrika'daki arkabalarına, oradan Londra'ya ve sonra da ünlü bir model olacağı Amerika'ya götüren ilginç yaşam yolculuğu da başlamış olur.

Gündüzleri Naomi Campbell gibi ünlü modellerle çalışan Waris Dirie, aynı zamanda Birleşmiş Milletler'in bir insan hakları elçisi olarak görev yapmaktadır. Fakat o yine de, geceleri, terk etmek zorunda kaldığı vatanı Somali'deki basit yaşamın özlemini çekiyor. Kadınların genel olarak, kendi ayakları üzerinde duran özgür bir birey olma çabası karşısında karşılaştıkları sorunlar, yokluklar ülkesi olan Afrika'nın çöllerinde yaşandığında, çok daha çarpıcı ve öğretici bir deneyim haline geliyor. Waris Dirie, bu sorunlarla nasıl başettiğini anlatarak, ister Afrika'da olsun, ister gelişmiş ülkelerde, benzer sorunlarla karşılaşan tüm kadınlara ışık tutuyor. Dirie'nin öyküsü aynı zamanda, yılmadan çalışıldığında, insanın her istediğini elde edebileceğini de gözler önüne seriyor ve herkese, dirençli ve çalışkan olma konusunda bir ders veriyor.

Waris Dirie'nin çarpıcı yaşam öyküsünü anlatan bu kitap, on bir ülkede aynı anda yayınlandı ve hemen beyaz perdeye uyarlama çalışmaları başlatıldı.

Ben buna benzer bir kitap okumuştum.Annemi birkez daha görsem Zana Muhsen.Bu kitapta gerçek bir yaşam öyküsünü
anlatıyor.Kitabı okurken dünyada nekadar farklı hayatlar var diye düşünmüş halime şükretmiştim.İnsan hayatının nekadar
çabuk değişe bileceğini dünya kadınlarının ne kadar yolun başında olduklarını her nerede olursak olaım birbirimize sahip
çıkmamız gerektiğini .Bize verilen haklar için mücadele etmeliyiz.Kitapta adı geçen iki kız kardeş İngilterede yaşarken
baba Yemenli anne İngiliz babaları tarafından Yemenli bir adamın oğullarına satılırlar.İngiltereden Yemene yolculuk başlar.
Yemenin en üçra köylerinde en zor şartlarda 14-15 yaşlarında iki kız esir hayatı yaşarlar taş taşırlar su taşırlar akrepler
yılanlarla mücadele ederler.İlkel şartlarda çocuk doğururlar.Çocuklarını bırakamazlar.Sonra zana kaçar annesinin yanına.Çok güzel bir kitaptı okurken anne baba olmanın sadece doğurmak olmadığını ,doğan cana ömür boyu sahiplenmeyi gektiğinde
özgürlüğünü vermeyibilmek.