insanlık Kuantum sıçramaya doğru yol alıyor
Sevgili Dostlarim,
"1 SECRET'i isteklerimizin gerceklestirilmesi icin nicin calistiramiyoruz?" baslikli yazima dostum Hurriyet Beyden guzel bir katki geldi.
Ekledigim notlarla beraber asagida sunuyorum.
Sevgilerimle.
Tuncay Erciyes
Sevgili Tuncay Abi...
Ortaya koyduğun paradoks, Secret bilgisini anlamamız için bize bir giriş kapısı olabilir..
Ergün Arıkdal, majisyenlerin temel iki yasayı kullandığını bize seksenli yıllarda anlatmıştı...
1- Benzer benzeri çeker
2- Parça bütünün bilgisini taşır.. (Bu Holografik Evren Kuramidir. Kuantum mekaniginin "Butunsellik ilkesi" ile de desteklenmektedir, Tuncay)
Bu özetle şu demekti..
1- Başına NE geliyorsa , onun titreşimi sende zaten mevcut olan bir titreşimdi ve başına gelen durumu kendine çektin..
Ve başına NE gelmesini istiyorsan onu titreşimini önceden yaratmalısın ve böylece istediğin sana çekilecektir.
2- İkinci yasa ise sonsuzluğun içinde algılayabildiğin ve algılayamadığın NE varsa, o zaten sen de şimdiden mevcuttur. Galaksiler senin içinde olmasaydı sonsuz uzayda DA olmazdı. Ya DA sonsuz uzay var ise, o senin içinde de eksiksizce mevcut. Bu şu demekti. İstediğin her şeyi kendine çekebilirsin. Çünkü o zaten en baştan sende mevcuttur. Ve sen bunun henüz farkında değilsin. Ve yaratmak sende mevcut olanı deneyimine çıkarmaktır.
O günlerde hiçbirimiz ruhsal tekamül ile bu yasaları pratik etme arasındaki ilişkiyi göremiyorduk. Ve Ergün Bey de bu konuda hiçbir şey söylememişti doğrusu. Buradan baktığımda muhtemelen bu yasaları kullanacak ruhsal ehliyete gelebilmemiz için uzun bir yolumuz olduğunu düşünüyordu. (Bence de) Ve böyle düşündüyse bence haklıydı...
Ve ruhsal tekamül için, benliğinin üzerinde bir iç çalışma içinde kalarak devam etmek ve hayat olaylarını sadece bu bağlamda bir veri olarak, geri bildirim olarak kabul etmek geçer akçe yaklaşımdı..
Söz ettiğin paradoks, arzunun muhtaçlık halinden beslendiği ve yokluğuna odaklanarak sadece yokluğu yaratmaya devam edebileceğimiz; buna karşın , tamlığımızı bütünlüğümüzü hissetme kapasitemiz arttıkça arzu etme kapasitemizin düşeceğine dair ön görüdür. (Bu bir ongoru degil gercektir. Ruhsal tekamulumuz ilerledikce, arzu etme kapasitemiz gercekten duser. Haz ve maddi cikar saglamaktan uzaklasiririz) Bu durumda Secret NE manaya gelmektedir.
Buradaki paradoks, Yukarıdaki iki maddenin özet açıklamasında çözümünü buluyor. Yaratmak eylemi yoksunluğunu hissettiğimiz maddi ve manevi durumları hayatımıza getirmek değil, bir oluşumuzun bütün oluşumuzun farkındalığına doğru Genişlemek Için bir seçimdir. Ve şimdi ruhsal gelişmeden ya DA tekamülden söz ettiğimizde, artık yaratmak yoluyla bütünselliğinin ayırdına varan bilinçli varlıktan söz etmiş oluyoruz. Yaratmak eylemi, birliğimizin, bütünselliğimizin deneyim alanına çıkmasına neden oluyor.
(Cekim yasasini, SECRET'i, para, ev, araba, sevgili, es vb. seyler elde etmek icin kullanmak yerine, tekamul amaciyla kullanmak. Butunselligimizi/Vahdet bilgisini idrak etmek icin imgelemeler yaparak kullanmak. Ustelik bunu yapan insan, yan urun olarak, bazi dunyasal seylere sahip olabilir veya ihtiyaci kalmaz, Tuncay)
Peki sokaktaki insan bu söylediklerimin farkında değilse ve Secreti sadece yoksunluğunu çektiği şeylerin yaratılması için kullanıyorsa bu NE anlama gelir. Bazı kanal bilgilerinin bile söylediği gibi yüksek bir bilginin hazmedeyecek olan kitlelere sunumuyla bir tür dejenerasyon mu yaratılır ? İnsanı , kendini bilmeye evreni bilmeye götüren onca yol ve yöntem çöpe MI atılır. Böylelikle insan, ruhsallığından kopma tehlikesiyle MI karşı karşıya gelir.. Buna ihtimal veren ve belki inanan dostlarımın olduğunu biliyorum.
(O ihtimal verenlerden biri de benim:-) Cekim Yasasi geleneksel okullarda, nefis terbiyesinde ilerlemis olanlara ogretilir. Dolayisiyla o insanlar, "insanı, kendini bilmeye evreni bilmeye götüren onca yol ve yöntemi çöpe atmaz. Ve bu inanlar, ruhsallığından kopma tehlikesiyle karşı karşıya gelmez. Ama Dejenerasyon tehlikesi, sokaktaki insan icin, yüksek bir bilgiyi hazmedeyecek olan kitleler icin elbette vardir. Bu nedenle Cekim yasasi gibi bir bilginin, milyonlar satan kitaplarla, "Nedensellik", "Determinizm", "Vahdet/(Butunsellik/Holografi)", "Yaradilisin amaci" gibi on bilgileri hazmetmemis insanlara sunulmasi sakincalidir. Bu bir cocugun eline Kalestikof vermek gibidir, Cunku mekanizmalar, bir kez tetiklendikten sonra iyiye veya kotuye hizmet ettiklerine aldirmadan, sonuna kadar gorevlerini ifa ederler)
Bir de şöyle bakalım.
Bilgi diyorki benzer benzeri çeker. Ve eğer yaşamına bir deneyimi çekmek istiyorsan önce onu şimdiden başarmış ve yaşıyor gibi hissetmelisin.. Ve titreşimini istediğin deneyimle Harmoniye sokmalısın.. (Dostum bildigin uzere, Secret'ta "gozlerini kapa, kendini isi, evi, arabasi, sevgilisi, esi vb. olan zengin biri gibi hayal et. Kendini oyle hisset ve oylesmissin gibi davran", kisaca MIS gibi yasa tavsiyesi veriliyor. Cekim yasasini, boyle tamamen dunyasal ve egonun azgin isteklerinin tatmini icin kullanarak, nasil titresim frekansimizi yukseltebiliriz ki? Elimizde ayrica bir "frekans ayar duzenegi" de yok)
Sokaktaki insan önce NE istemediğine karar Verdi. Yoksunluğu istemiyordu. Fakat önündeki bilgiyi uygulayabilmek için, NE istediğine, onu niye istediğine ve başardığında NE hissedeceğine de karar vermeliydi. Bilgiyi uygulamak bu üç aşamayı yaşamasını gerektiriyordu. Bu bireyin yeni bir seçim yapması anlamına gelir. Artık yoksunluk bilincine odaklanmak geride kalmıştır. Şimdi istediği şey, varsıllık bilincinin yaratılmasıdır. Dolayısıyla yaratma prosesi harekete geçtiğinde orada sadece olumlu titreşim kalır... (Bu goruse katilmiyorum. Hakli olsaydin, 3 dilek hikayelerine butun kulturlerde rastlanmazdi. Insanlar ilk dilekleriyle ortaya cikardiklari olumsuzlugu gidermek icin ikinci ve ucuncu dileklerini harcayip, eski hallerine donmezlerdi. Ve eger hakli olsaydin, etrafta bu kadar cok, parayla buyu yapan, buyu cozen olmazdi. ) Lutfen Ve yaşamak istediğin deneyimin titreşimini süreğen kılmak tek işin haline gelir. Bu yüzden birey NE istediğini kesinleştirirken onu niye istediğinde derinleşerek isteğinde berraklaşır. Ve istediği deneyimi şimdiden yaşamaya başlar.. Niye istediğini yol boyunca unutmaması berrak görüşü keskin ve süreğen kılar. Geriye kalan Secretin Işlemesidir.
Diğer soru şu olabilir.. Peki Ala herkes istediğini elde etmeye başladı NE olacak.. Kısa bir süre Içinde varsıllığın (sadece maddesel değil, pozitif duygu deneyimleri açısından DA) doğallık olduğunu anlayan birey, o zaman istemeyi bırakır mı?
Elbette istek yasası atalete geçmez. Özünün bütünselliğinde derinleşen bilincin, yaratmanın hazzı için yaratmak ve yaratmanın farkındalığı için yaratmak dönemi başlar. Kaynakla bir oluşun bilinci her an kendini yeni bir idrakle, parlak bir aydınlıkla açığa vururken, yaratmanın hazzı ve keyfi, yaşamanın mutluluğu için yaratırız.. İnsanlık ailesi böyle bir kuantum sıçramaya doğru yol alıyor..
(Sevgili Hurriyet, Kusura bakma bu soylemini, gerceklerden uzak ve romantik buluyorum. Keske benim bir ust yapi yasasi olarak niteledigim Cekim Yasasi, senin iddia ettigin gibi, insanin tekamulunu saglayici, kuantum sıçrama yaptiran en temel yasa olsa. Keske hakli olsan ve Dunya insanligi Cekim Yasasiyla acgozlulugunu doyursa ve gittikce tirmaman sivil ve silahli savas son bulsa. Nil Gun de "Cekim Yasasi" isimli kitabinda seninle ayni iddiada bulundugu icin bu konudaki gorusumu yansitan, "Cekim yasasi evrenin en temel yasasi midir?" baslikli yazimi asagida sunuyorum. Sevgilerimle.Tuncay)
Benzer benzeri çeker
Parça bütünün bilgisini taşır
Sevgimle
Hürriyet
Hürriyet KALALI
toltec@postaci.info
                              kaynak:
http://www.maxclubin.com/insanlik-ku...yor-14769.html