Sevgi insan yüreğinin kutsal bir duygusudur.
Sevgi herşeyin başı, yaşam kaynağı, yürekten yüreğe yoldur. Sevgi ahlak, edep, güzellik ve iyi niyet demektir.
Mutlak emek ister. İnsanları yücelten kutsal sevgiler olduğu kadar, onu aşağılık bir yaratık haline getiren, nefsin ve iğrenç tutkuların oluşturduğu sevgilerde vardır…
Başkaları tarafından sevilmek, beğenilmek her insanın normal duygusudur. Sevgi bağlılıktır özveri ister. Sevgi güven ve mutluluk duygusu sağlar sevgide çıkar olmamalıdır. Sevgi vefa demektir.
İnsanın hissettiği duyguya sebat etmesidir.” Vefa Allah’ tan ve Allah’ ın sevgililerindendir.” Hal böyle olunca sevginin kaynağı da yüce Allah’ tır.
Bu zamanda tertemiz, erdemli ve kirlenmemiş sevgiyi yaşamak çok zor.
Gidilecek yol çileli. Gerçek sevginin özlemini duyanlar bu zor ve çileli yolda emek vermelidirler. Dürüstlükten ödün vermeden, benliğimizi yitirmeden insanca yaşamalıyız sevgilerimizi. Sevgi zamanın yok edemiyeceği tek yüce duygudur.
Dünya ve yaşanılan zaman çok tehlikeli çıkmazda. İnsanlar öldürülüyor hiç bir dönemde öldürülmediği kadar. Sevgisizlikten ölenlerin acısını yüreklerimizde hissedebiliyormuyuz?
Bombalar kalplerde patlıyor çünkü yürekler bombalanıyor. Sevmeyi bilmediğimiz, sevgimizi söyleyemediğimiz, seven kalpleri bir araya getiremediğimiz için…
Her sevginin kaynağı imandır. Allah’ ı sevmaktir. Allah’ ı sevmek için diğer varlıkları bir kenara itip onlara sırt çevirmek manası çıkmamalıdır. Yunus’ un dediği gibi “severim yaradılanı yaradandan ötürü” felsefesi ile sevmeliyiz.
Anlamsız, duygusuz moda bir kelimeden öte değil…Sevgi şehvetin kurbanı olmuş ve yitirilmiştir. Sevgi edebiyatı yapmak, dil ile seviyorum demek, günlük-gecelik sözüm ona sevgiler aşklar yaşamak…
Cehaletin ifadesi olup, gerçek sevgiye ihanettir. Yeni nesil bu sahte sevgileri gerçek sanıp etkileniyorler. İçinden çıkılmaz zor durumda kalıyorlar. İnsani değerlerin, ahlakın edebin para etmediğini, sevginin sadece maddi çıkarın gerekliliği olduğunu düşünüyorlar.
Yaşamın utanç verdiği bir dünyada sevgilerimizde kirletildi. Bir zamanlar sevgiler vardı baş tacı edilen, değer verilen, kirletilmeyen, kalplerde yaşıyan. Urfa yöresinde bir beyit söylenir: “Sevdimse seni saffet-i vicdan ile sevdim, Bir lahza düşünmedim ümide-i visale” Şair diyor ki: “ seni temiz bir vicdan ile sevdim. Bir an bile içimden kavuşma arzusu geçmedi. Bu ümidi taşımadım.”
İşte böyle sevgileri yaşamalıyız. Katıksız, çıkarsız, tertemiz. Sevginin haktan emanet olduğunu unutmamalıyız. Aşklar sevdalar saygınlığını korumalıdır. Sevgi yeryüzünün mayasıdır. Hep sevgi ile nefes almaktır muradımız…
Gönlümüzdeki misafirleri tertemiz duygularla sevmeliyiz. Artık eski sevdalar- sevgiler yok. Aşklar sevdalar günü birlik. Emeksiz sevdalar saman alevi gibi kısa süreli oluyor.
Sevgi sözcüğünün manasını bilmeyenler yaşadıklarını sevgi ile anlatmaya çalışıyorlar.
Ebedi sevgiyi gömenler, günlük yaşadıkları sözüm ona sevgilerle sadece gün geçiriyorlar. Kendileri ve sevgileri ayaklar altında çiğneniyorda farkında değil gafiller.
Üstad Faruk Nafiz Çamlıbel ne güzel ifade etmiş: “Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar, Tarihe karıştı, eski sevdalar…