Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Öğretici Bilgiler

Uyarılar

Albert Einstein

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Albert Einstein Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız İyi döşenmiş geniş salonun öbür ucundan bir kahkaha yükseldi. Baba ile oğul, birlikte, büyük piyano başındaki anneye döndüler. - Ah Hermancığım, bilmiyor musun, o oyunda Albert'le başa çıkamayacağını? Doğrusunu istersen, ne demek istediğini anlayamıyorum. diye kekeledi kocası. Eski bir Macar ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi

Albert Einstein

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29-12-2008, 11:24 AM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart Albert Einstein

İyi döşenmiş geniş salonun öbür ucundan bir kahkaha yükseldi. Baba ile

oğul, birlikte, büyük piyano başındaki anneye döndüler. - Ah

Hermancığım, bilmiyor musun, o oyunda Albert'le başa çıkamayacağını? Doğrusunu

istersen, ne demek istediğini anlayamıyorum. diye kekeledi kocası. Eski

bir Macar halk şarkısını çalmayı sürdüren bayan Einstein, - Haydi,

haydi, bilmezlikten gelme. Bilmiyor muyum sanki, Albert'i soru sormaktan

vazgeçirmek için sorusuna soruyla yanıt vermek taktiğini! Ama görüyorsun ya,

yürümüyor! dedi. Albert seğirterek annesinin yanına gitti; tuşlar

üzerinde kayan usta parmaklar ona bir anda ne sorduğunu unutturmuştu. Piyano

şarkı söylüyordu, adeta! İki tuşa sert bir vuruşla çalmasını noktalayan anne,

taburesinde döndü, oğlunu kolları arasına aldı. Albert'in koyu gür, dalgalı

saçlarının üstünden kocasına gülümsedi: - Görüyorsun ya, Albert'i soru

sormaktan alıkoymanın bir yolu vardır: benim müziğim! Baba da

gülümsedi; bir şey demeğe kalmadan, oğlan annesinin kucağında dönerek, -

Soru sormak kötü bir şey mi? diye sordu. Bu kez gülme sırası babasındaydı:

- İşte sana! Boşuna övünme, senin müziğinin de onu durduracağı yok.

Anne kocasını duymazlıktan gelerek, oğluna döndü: - Soru

sormanın hiçbir kötü yanı yok, tatlım. Yeter ki, soruların karşındakini küçük

düşürmeye ya da kırmaya yönelik olmasın! - Ama ben öyle bir şey

yapmıyorum, anneciğim. Bilmediğim o kadar çok şey var ki, sorarak öğrenmek

istiyorum; her şeyi öğrenmek istiyorum. Anne gururla gülümsedi; baba

ise biraz duraksamalı, - Peki, dediğin gibi gerçekten her şeyi öğrenmek

istiyorsan yavrum, okula neden gitmen gerektiğini nasıl sorabilirsin? Okul

soruların yanıtlandığı yer değil midir? diye araya girdi. - Değildir,

babacığım! dedi çocuk. Yanıtlamak şöyle dursun, soru bile sordurmuyorlar,

insana. Okuldan hoşlanmıyorum. Hapishanedeymişim gibi sanki. Öğretmenler

gardiyanlardan farksız; sıralar arasında gidip gelen gardiyanlar! Karı

koca birbirlerine tedirgin gözlerle bakıştılar. Albert'in bu suçlamalarına ne

diyebilirlerdi ki... İşte her şeyi sorgulayan bu çocuk, ilerde büyük

bilimsel atılımların yanı sıra özentisiz, erdemli bilge kişiliğiyle de tüm

dünyanın ilgi odağı olacaktı. Albert Einstein, Güney Almanya'nın Ulm

kentinde dünyaya geldi. Küçük bir elektrokimya fabrikasının sahibi olan babası

başarılı bir iş adamı değildi. Annesinin dünyası müzikti; özellikle Beethoven'in

piyano parçalarını çalmak en büyük tutkusuydu. Aile Musevî kökenliydi, ama

dinsel bağnazlıktan uzak, açık görüşlü, kültürel etkinliklerle zengin bir yaşam

içindeydi. Ne var ki, çocuğun ilk yıllardaki gelişmesi kaygı vericiydi.

Özellikle konuşmadaki gecikmesi aileyi telaşa düşürmüştü.Albert, içine

kapanıktı; çocukların arasına katılmaktan, oyun oynamaktan hoşlanmıyordu. Okulu

sıkıcı buluyor, ezbere dayanan eğitim disiplinine katlanamıyordu. Gimnazyumda

geçen orta öğrenimi mutsuz ve başarısızdı. Mühendis amcasının özel ilgisi

olmasaydı, belki de öğrenimden tümüyle kopacaktı. Amca, yeğene cebir ve

geometriyi sevdirdi. Geometri özellikle Albert'i bir tür

büyülemişti.Einstein, yıllar sonra amcasına borcunu şöyle dile getirir:

Çocukluğumda yaşadığım iki önemli olayı unutamam. Biri, beş yaşımda iken

amcamın armağanı pusulada bulduğum gizem; diğeri on iki yaşımda iken tanıştığım

Öklit geometrisi. Gençliğinde bu geometrinin büyüsüne girmeyen bir kimsenin

ilerdi kuramsal bilimde parlak bir atılım yapabileceği hiç beklenmemelidir!

Einstein, yüksek öğrenimini güç koşullara göğüs gererek Zürih Teknik

Üniversitesi'nde yapar. Mezun olduğunda iş bulmak sorunuyla karşılaşır.

Üniversitede asistanlık bir yana orta okul öğretmenliği bile bulamaz. Sonunda

bir okul arkadaşının yardımıyla Bern Patent Ofisi'nde sıradan bir işe yerleşir;

ama asıl dünyası olan bilimden kopmaz; çok geçmeden büyüsü bugün de süren

devrimsel atılımlarıyla yaratıcı dehasını kanıtlar. 1905'te Annalen der Physik

dergisinde yayımlanan üç çalışmasının her biri, fizik tarihinde bir dönüm

noktası sayılabilecek nitelikteydi. Bunlardan biri, şimdi fotoelektrik

etki dediğimiz bir olaya ilişkindi. Newton, ışığı tanecikler akımı, kimi bilim

adamları ise dalga devinimi diye nitelemişti. Aslında ışığın davranışını

açıklamada iki kuramın birbirine bir üstünlüğü yoktu; ancak, Newton'un adı

parçacık kuramına bir tür ağırlık sağlamaktaydı.Ne var ki, 19. yüzyılın

başlarında Young'la başlayan, Fresnel ve daha sonra Faraday ve Maxwell'in

çalışmalarıyla pekişen deneyler dalga kuramına belirgin bir üstünlük sağlamıştı.

Einstein'ın fotoelektrik çalışması bu gelişmeyi bir bakıma tersine çevirmekle

kalmaz, Planck'ın 1900'de ortaya sürdüğü kuantum teorisini de çarpıcı bir

biçimde doğrular. Daha az bilinen ikinci çalışma Brown devinimi denen

bir olayı açıklıyordu. 1850'lerde İngiliz botanikçisi Robert Brown, mikroskopla

polenleri incelerken, taneciklerin su içinde gelişigüzel sıçramalarla devinim

içinde olduğunu gözlemlemişti. Ancak bu gözlem 1905'e dek açıklamasız

kalır.Einstein'ın bugün de geçerliliğini koruyan açıklaması oldukça

basittir: Son derece hafif olan polenlerin ani kımıltıları, su moleküllerinin

çarpmalarıyla oluşuyordu. Gerçi molekül kavramı yeni değildi; ancak en güçlü

mikroskop altında bile görülemeyecek kadar küçük olan moleküllerin varlığı ilk

kez bu açıklamayla kanıtlanmış oluyordu.Yüzyılımızın başında Ernst Mach

gibi kimi seçkin fizikçilerin bile gözlemsel kanıt yokluğu gerekçesiyle atom

teorisine uzak durdukları bilinmektedir. Öyle ki, bu olumsuz tutum, gazların

kinetik teorisinin kurucusu Boltzman'ı ra sürükleyecek kadar ileri

gitmişti. Einstein'ın açıklaması, bu tutuma son vermekle fiziğin içine düştüğü

bir tıkanıklığı giderir. 1905'in bilim dünyasına yeni bir ufuk açan

üçüncü ve en önemli çalışması, Özel Görecelik (Special Relativity) kuramıdır. Bu

kuram, Einstein'ın genç yaşında kendini gösteren bir merakına dayanır. Daha on

dört yaşında iken Einstein, Bir ışık ışınına binmiş olsaydım, dünya bana nasıl

görünürdü, acaba? diye sormuştu.19. yüzyılın sonlarında ışığın hızına

ilişkin Michelson-Morley deneyi, bu merakı derinleştiren bir sorun ortaya

koymuştu: Ses ve başka dalga olaylarının, tersine ışık hızının referans

sistemine görecel olmayışı! Saatte 100 km hızla ilerleyen bir lokomotifin, iki

istasyon arasında düdük çaldığını düşünelim. Sesin ön ve arka istasyonlara

değişik hızlarla ulaşacağını biliyoruz: Öndeki istasyona normal ses hızından

saatte 100 km daha fazla, arkada kalan istasyona ise saatte 100 km daha yavaş

bir hızla ulaşır. Oysa trendeki insanlar için sesin hızında bir değişiklik

yoktur; ön ve arka uçlara normal hızıyla aynı anda ulaşır. Sesin hızı

gözlemcinin hızına göreceldir.Işığa gelince Michelson Morley deneyleri,

ışığın öyle davranmadığını göstermekteydi. Işık kaynağı ile gözlemcinin

birbirine görecel hareketlerine ne olursa olsun ışık hızında bir değişiklik

gözlemlenmemekteydi. Bu beklenmeyen bir sonuçtu; çünkü, sesin hava aracılığıyla

yayıldığı gibi, ışığın da esir denen gizemli bir ortam aracılığıyla yayıldığı

ve gözlemcinin hareketine bağlı olduğu sanılıyordu. Esir gözlemlenebilir bir

nesne değildi; ama öyle bir kavram olmaksızın optik olgular nasıl

açıklanabilirdi? Kaldı ki, Maxwell'in elektromanyetik teorisi de esir türünden

bir ortam varsayımına dayanıyordu. Einstein'ın getirdiği çözüm, deney

sonuçlarını yansıtan şu iki temel ilkeyi içermektedir. 1) Doğa yasaları

ivmesiz hareket eden tüm sistemler için aynıdır; 2) Işığın hızı,

kaynağına göre hareket halinde olsun veya olmasın, her gözlemci için aynıdır.

Özel Görecelik Kuramı'nın öncüllerini oluşturan bu iki temel ilke,

yeterince anlaşılmadıkça, Einstein devrimini kavramaya olanak yoktur. Kuramın

içerdiği tüm önermeler, bu öncüllerin mantıksal sonuçlarıdır. Aslında deneysel

nitelikte olan bu iki ilkenin yol açtığı kuramsal devrim, ilk bakışta şaşırtıcı

görünebilir. Ama sonuçlarına bakıldığında şaşkınlık, yerini büyük bir hayranlığa

bırakmaktadır. Sonuçlardan biri, bir gözlemciye bağıl olarak nesnelerin

hareketleri yönünde uzunluklarının kısaldığı, kütlelerinin arttığı öndeyişidir.

Örneğin, bir topu ışık hızına yakın (yakın, çünkü kurama göre ışık hızını

yakalamaya ve aşmaya olanak yoktur) bir hızla uzaya fırlattığımızı varsayalım:

Hareket dışındaki bir gözlemci için top bir tepsi gibi yassılaşırken, kütlesi

büyük ölçüde artar. Hızı kesildiğinde top, önceki biçim ve kütlesine

döner.Kurama göre hızı ışık hızına erişen bir nesnenin oylumu sıfır,

kütlesi sonsuz olur. Ancak öyle birşey düşünülemeyeceğinden, hiçbir nesnenin

ışık hızıyla hareketi beklenemez. Başka bir deyişle, kütle eyleme direnç demek

olduğundan, kütlenin sonsuzlaşması hareketin yok olması demektir. Daha

az şaşırtıcı olmayan bir sonuç da, zamanın görecelliği. Örneğin, birbirine tam

ayarlı iki saatten birini çok hızlı bir roketle uzaya yolladığımızı düşünelim.

Bu saatin yerdeki saate göre daha yavaş çalıştığı görülecektir. Roket saniyede

yaklaşık 260,000 km hızla yol alıyorsa, yerdeki saatin yelkovanı iki tam dönüş

yaptığında roketteki saatin yelkovanı ancak bir tam dönüş yapacaktır. Oysa

rokette bulunan gözlemci için öyle bir yavaşlama söz konusu değildir; saat

normal hızıyla çalışmaktadır. Ne var ki, bu kişi dünyaya döndüğünde kendisini

karşılayan ikiz kardeşini daha yaşlanmış bulacaktır. Kuramdan

matematiksel olarak çıkan bu sonuçlar daha sonra deneysel olarak doğrulanmıştır.

Kuramın belki de en önemli (atom bombası nedeniyle en çok bilinen) bir

sonucu da madde ve enerji eşdeğerliliğine ilişkin denklemdir: (Denklemde E enerji, m kütle, c ışık hızı

olarak kullanılmıştır).Başlangıçta bu ilişkinin önemi yeterince

kavranmamıştı. Einstein'ın denklemi içeren yazısını yayımlamakta güçlükle

karşılaştığını biliyoruz. Oysa küçük bir kütlenin büyük bir enerji demek

olduğunu ortaya koyan bu denklem yıldızların (bu arada Güneş'in) ışığı nasıl

ürettiğini de açıklamaktaydı. Kuramın evren anlayışımız yönünden de kimi

sonuçları olmuştur. Bunlar arasında en önemlisi, hiç kuşkusuz uzay ve zaman

kavramlarını birleştiren dört boyutlu uzay zaman kavramıdır. Özel

Görecelik kuramı düzgün doğrusal (ivmesiz) hareket eden sistemlerle sınırlıydı.

Einstein'ın 1915'te ortaya koyduğu Genel Görecelik kuramı ise birbirine göre

hızlanan veya yavaşlayan (yani ivmeli hareket eden) sistemleri de kapsıyordu.

Öyle ki, birinci kuramı, kapsamı daha geniş ikinci kuramın özel bir hali

sayabiliriz.Özel Görecelik, Newton'un mekanik yasalarını değiştirmişti.

Genel Görecelik daha ileri giderek gravitasyon kavramına yeni ve değişik bir

içerik getirmekteydi. Klasik mekanikte gravitasyon, kütlesel nesneler arasında

çekim gücü olarak algılanmıştı. Buna göre, örneğin bir gezegeni yörüngesinde

tutan şey, kütlesi daha büyük Güneş'in çekim gücüydü.Oysa, Genel

Görecelik kuramına göre, gezegenleri yörüngelerinde tutan şey Güneş'in çekim

gücü değil, yörüngelerin yer aldığı uzay kesiminin Güneş'in kütlesel etkisinde

oluşan kavisli yapısıdır. Öyle bir uzay yapısında, nesnelerin başka türlü

hareketine fiziksel olanak yoktur. Genel kuram, ayrıca gravitasyon ile

eylemsizlik ilkesini gravitasyon alanı adı altında tek kavramda

birleştiriyordu.Bu noktada Einstein'ın, Maxwell'in elektromanyetik

alan kavramından esinlendiği söylenebilir. Nitekim tanınmış bilim tarihçisi

I.B. Cohen'in bir anısı bunu doğrulamaktadır: Ölümünden iki hafta önce

Einstein'ı ziyarete gitmiştim. Sekreter beni çalışma odasına aldı. İki duvar

döşemeden tavana kitaplıktı. Bir duvar geniş penceresiyle bahçeye bakıyordu;

diğerinde iki tablo asılıydı: Elektromanyetik teorinin kurucuları Faraday ile

Maxwell'in portreleri! Genel Görecelik kuramının tüm mantıksal

yetkinliğine karşın, hemen benimsenmesi bir yana anlaşılması bile kolay

olmamıştır. Eddington'a, kuramı yalnızca üç kişinin anlayabildiği söyleniyor,

doğru mu? diye sorulduğunda, ünlü astrofizikçi bir an duraklar, sonra üçüncü

kişinin kim olduğunu düşünüyordum. der. Bir kez, Özel kuramın tersine

Genel kuram, fizikte çözümü istenen herhangi bir soruna yönelik bir arayışın

ürünü değildi. Sonra, kuramı doğrulayan gözlemsel bir kanıt henüz ortada yoktu;

üstelik, 1915'in teknolojik olanakları kuramın deneysel yoklanması için yeterli

değildi. Kuramın öndeyilerinden yalnızca biri yoklanmaya elveriyordu; ancak

içinde bulunulan savaş koşulları bunu da güçleştirmekteydi.Einstein,

kuramından öylesine emindi ki, deneysel yoklamada ortaya çıkacak olumsuz

herhangi bir sonucu kuramın yanlışlığı için yeterli sayacağını bildirmekten

kaçınmıyordu. Olgusal yoklanmaya elveren öndeyi şuydu: kuram doğruysa,

Güneş'in gravitasyon alanından geçen bir ışık ışınının, eğrilmesi gerekirdi. Bu

etkiyi gündüz aydınlığında belirlemeğe olanak olmadığı için, Güneş'in

tutulmasını beklemekten başka çare yoktu.Astronomlar Güneş'in 1919

Mayıs'ında tutulacağını, gözlem bakımından en uygun yerin Afrika'nın batısında

Prens Adası olabileceğini bildirmişlerdi. Eddington'un önderliğinde bir grup

bilim adamının gerçekleştirdiği gözlem ve ölçmeler öndeyiyi doğrulamaktaydı.

Sonuç İngiliz Kraliyet Bilim Akademisi tarafından açıklanır açıklanmaz bilim

dünyası bir tür büyülenir; Einstein, Newton düzeyinde bir yücelik simgesine

dönüşür. Kuram daha sonra başka gözlemlerle de doğrulanmıştır. Bunlardan

biri açıklanmasında klasik mekaniğin yetersiz kaldığı bir olaya (Merkür

gezegeninin perihelisinin kaymasına), bir diğeri, Güneş (ve diğer yıldız)

atomlarının saçtığı ışığın frekans düşüklüğü nedeniyle spektral çizgilerin

spektrumun kırmızı ucuna doğru kayması olayına ilişkindir. Özel

Görecelik kuramı gibi Genel Görecelik kuramının da ilk bakışta çelişik görünen

ilginç sonuçları vardır. Örneğin, kurama göre, evren büyüklük bakımından sonlu

ama sınırsızdır. Gene kuram evrenin giderek ya büyümekte ya da küçülmekte

olduğunu içermektedir (Nitekim yıldız kümeleri üzerindeki gözlemler evrenin

büyümekte olduğunu göstermiştir). Einstein, bu kuramıyla da yetinmez;

yaşamının son otuz yılını daha da kapsamlı bir kuram oluşturma çabasıyla

geçirdi. Evrende olup bitenleri bir tek ilke altında açıklamak, insanoğlunun,

kökü klasik çağa inen değişmez bir arayışıdır. Thales tüm varlığı suya,

Pythogoras sayıya indirgeyerek açıklamaya çalışmıştı.Modern çağda

Oersted, Faraday ve Maxwell'in elektrik ve manyetik güçleri özdeşleştirme yoluna

gittiklerini görüyoruz. Einstein'ın da ömür boyu süren düşü buna yönelikti:

Doğanın tüm güçlerini (gravitasyon, elektrik, manyetizma, vb.) birleşik

alanlar dediği temel bir ilkeye bağlamak. Bu düşün gerçekleştiği söylenemez

belki; ama Einstein, çağdaş fiziğin egemen akımı dışında kalma pahasına,

umudundan hiçbir zaman vazgeçmez. Evrenin nedensel düzenliliği onda bir tür

dinsel inançtı. Seçeneğim kalmasa, doğa yasalarına bağlı olmayan bir evren

düşünebilirim belki; ama doğa yasalarının istatistiksel olduğu görüşüne asla

katılamam. Tanrı, zar atarak iş görmez! diyordu. Kuantum mekaniğini

yetersiz ve geçici sayan çağımızın (belki de tüm çağların) en büyük bilim

dehası, kendi yolunda yalnız bir yolcuydu; çocukluğa özgü saf ve yalın merakı,

evren karşısında derin hayret ve tükenmez coşkusuyla ilerleyen bir yolcu!



Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel  The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Albert Einstein

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Albert Einstein Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız İyi döşenmiş geniş salonun öbür ucundan bir kahkaha yükseldi. Baba ile oğul, birlikte, büyük piyano başındaki anneye döndüler. - Ah Hermancığım, bilmiyor musun, o oyunda Albert'le başa çıkamayacağını? Doğrusunu istersen, ne demek istediğini anlayamıyorum. diye kekeledi kocası. Eski bir Macar ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:01 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.