Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Öğretici Bilgiler

Uyarılar

Dört Ayaklıydık

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Dört Ayaklıydık Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız İlk primatlar, evrim sonucu bugün bildiğimiz biçimlere doğru gelişmeye 60 milyon yıl kadar önce başladılar. Bu tarihler tahminlerle değil, Yeryüzü'nün farklı bölgelerinden alınan jeolojik örneklere uygulanan fiziksel ve kimyasal testlerin sonucunda oluşturulmuştur. Aynı örneklere uygulanan farklı testler benzer tarihler verdiklerinde, ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi

Dört Ayaklıydık

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29-12-2008, 11:31 AM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart Dört Ayaklıydık

İlk primatlar, evrim sonucu bugün bildiğimiz

biçimlere doğru gelişmeye 60 milyon yıl kadar önce başladılar. Bu tarihler

tahminlerle değil, Yeryüzü'nün farklı bölgelerinden alınan jeolojik örneklere

uygulanan fiziksel ve kimyasal testlerin sonucunda oluşturulmuştur. Aynı

örneklere uygulanan farklı testler benzer tarihler verdiklerinde, bu tarihler

bilim adamlarınca benimsenir. Primatların evrim tarihinin ilk 35 milyon

yılı önmaymunlara (prosimianlara) aittir. Kuyruksuz büyük maymunların, eski ve

yeni dünya maymunlarıyla, insanların ortaya çıkışı daha sonradır, ancak yine de

bu grupların 30 milyon yıl önce yaşamış ortak ataları bulunur. 30 ile 15

milyon yıl önce arasındaki dönemde, günümüz kuyruksuz büyük maymunların ve

maymunların ataları temel uyumları yönünden farklılaşmaya başladı. 15 ile 8

milyon yıl önce arası dönemde kuyruksuz büyük yer maymunu adı verilen bir grup

Afrika'nın dışına, Avrasya Kıtası'nın açık düzlükleri ve seyrek ormanlarına

doğru yayılmaya başladı. Bu bölgelerde yere bağlı bir yaşama ve tohum, kök,

fıstık gibi aşırı çiğneme gerektiren bir diyete uyum gösterdiler.

Asya'da bu döneme ait, fosilleri bulunan türe Sivapithecus

denilmektedir. Sivapithecus'un bugün Endonezya'da yaşayan orangutanın yakın

akrabası olduğu bilinmektedir. Gorilin, şempanzenin ve insanın ortak atasına

yakın, benzer fosiller Afrika'da da bulunmaktadır. Yaşayan kuyruksuz

maymunların ve insanların genetik yapılarına ve fosillere dayanılarak yapılan

çalışmalar sonunda birçok araştırmacı bu iki Afrika kuyruksuz maymun grubunun

6-8 milyon yıl önce, insana giden koldan ayrıldığına inanmaktadır. Sözkonusu

dallanmaya yol açan dış etkenler de anlaşılmıştır. Afrika'nın 1000 km

uzunluğundaki Rift Vadisi, 10-8 milyon yıl önce Doğu Afrika'yı bugün olduğu gibi

ikiye bölmüyordu. Atlantik'ten Hint Okyanusu'na dek, tüm Afrika tek bir

biyocoğrafi bölge özelliği taşıyordu. Bu bölgede de bugünkü goril-şempanzeye ve

modern insana giden kolların ortak atası yaşıyordu. Yaklaşık 8 milyon

yıl önce oluşan bir tektonik kriz nedeniyle, iki farklı hareket ortaya çıktı:

batma hareketi bugün Rift Vadisi olarak bildiğimiz bölgeyi, yükselme hareketiyse

vadinin batı yakasını oluşturan tepeleri meydana getirdi.Yarık ve

bariyer oluşumu havanın dolaşımını belirgin bir şekilde engellemişti. Batı

bölgedeki alanlar, Atlantik sayesinde sürekli yoğun nemli ortam yaşıyordu. Buna

karşılık doğu bölgesi, bir başka yükselen tabaka olan Tibet Platosu'nun batı

yakasıyla çarpışma sonucunda, bugün muson olarak adlandırdığımız mevsimsel bir

yağış sistemine sahip oldu. Bu şekilde eski, geniş tek biyocoğrafi alan,

kendilerine has bitki örtüsü ve iklime sahip olan iki farklı alana dönüştü.

Batı, nemli kalmaya devam etti, doğu ise giderek kuraklaştı. Batı bölgelerinde

ormanlar ve koruluklar yaşamaya devam ederken, Doğu'da savanlar ve açık araziler

oluşmaya başladı.Bu etkilerin sonucu olarak, eskiden tek bölgede yaşayan

ortak ata populasyonu ikiye bölündü. Daha geniş bir grup olan Batıdakiler nemli

bir ortamdaki ağaç yaşamına uyumlarını sürdürdüler. Buna karşılık ortak atanın

Doğu'daki torunları açık arazinin yeni şartlarına uyum göstermelerini sağlayacak

farklı bir davranış repertuarı geliştirdiler. İşte bunlar hominidler olarak

sınıflandırdığımız ilk gruptur. Bu model, şempanzelerle gorilleri

barındıran üst aileyle insanların, genetik olarak bu kadar yakın oldukları halde

nasıl olup da hiçbir zaman aynı coğrafyayı paylaşmadıklarını da açıklamaktadır.

Tüm Evrim Kuramı'nda olduğu gibi, bu model de insan ve kuyruksuz büyük maymun

farklılaşmasını, bu durumda coğrafyaya bağlı, bir dış etki sonucu oluşan ortam

değişikliğine bağlamaktadır. İnsanın Ortaya Çıkışı Primat

evriminin içerisinde, insan evrimi birçok kişinin sandığının aksine, çok net

anlaşılmış ve iyi bilinen bir süreçtir. 19. yüzyıldan beri sırasıyla, Avrupa,

Asya ve Afrika'da yoğun olarak yapılan kazılar, insanın atalarına ait birçok

buluntunun ele geçmesini sağlamıştır. Paleoantropolojiden, gerek yöntem

yönünden, gerek incelediği konu yönünden son derece farklı bir bilim dalı olan

moleküler biyolojide son 20 yıldır yapılan çalışmalar, fosil buluntulardaki

birtakım boşlukların doldurulup, bu sürecin ayrıntılarının daha iyi

anlaşılmasını sağlamıştır.Yaklaşık 6 milyon yıl önce birbirinden ayrılan

iki gruptan, bugünkü insanlara doğru giden kol nisbeten savan ve açık arazi

doğal ortamına uyum sağladı. İki ayaklılığın tam olarak hangi fosil türden

itibaren başladığını bilmiyoruz, ancak 4,4 milyon yıl önceye tarihlendirilen ve

Etyopya'da bulunan Ardipithecus Ramidus fosili, çok ilkel özelliklerin yanısıra,

kesin olarak iki ayak üzerinde hareket ettiğinin kanıtlarını da taşıyor.

Bir canlının iki ayak mı, yoksa dört ayak üzerinde mi hareket ettiği

iskelet üzerinde kesin olarak belirlenebilir. Örneğin insanda kafatasını vücudun

geri kalanına bağlayan delik kafatasının tam altında yeralırken, dört ayaklı

canlılarda bu bağlantı kafanın ense kısmından gerçekleştirilir. Bunun dışında

uzuvlarda yük dağılımına bağlı farklılıklar, kalça kemiğinin yapısında büyük

farklılıklar bulunur.Şu anda en erken olarak Ardipithecus'la temsil

edilen ve yaklaşık 2,5 milyon yıl önceye kadar da doğa tarihi sahnesinde tek

oyuncu olan hominid gruplarının üyeleri, tartışmasız bir şekilde iki ayak

üzerinde hareket ediyorlardı. Bu canlıların bugüne kadar alet ürettiklerine dair

herhangi bir buluntu da elimize geçmiş değil. Hayvanat bahçesindeki

tutsaklık halinde olsun, doğal ortamında olsun şempanzelerin alet üretmeseler de

alet kullandıkları gözlendiğinden, ilk insansıların da birer alet kullanıcısı

olduğunu düşünmek yanlış olmayacaktır. Bu canlılar, iki ayak üzerinde hareket

etseler ve açık arazideki yaşam şartlarına uyum göstermiş olsalar da, ormanların

güvenliğini hiç terk etmemişlerdir. Büyük etçillerden saklanabilmek ya da

geceleri sığınmak için ağaçları kullanmışlardır.Yaklaşık 2,5 milyon yıl

önceye kadar bu canlıların yaşam biçimlerinde ve uyumlarında önemli bir

değişiklik görülmezken, Orta Pliosen, dönemin ortalarında (3-2,3 milyon yıl

önce) iklimde yaşanan bir soğumayla, tropik Afrika'nın ormanlarının

yoğunluklarının azaldığı kurak ve soğuk bir dönemde (bu dönem Kuzey Avrupa'da

buzullaşma dönemidir), iskelet yapısındaki değişme ve beyin kapasitesindeki

önemli artışlar ve taş alet buluntularıyla Homo cinsinin ilk örnekleri belirir.

Bu canlılar iki ayaklılığa, Australopithecuslardan çok daha iyi uyum

göstermişlerdir ve uzuvlarının gövdelerine olan oranları modern insanlarınkine

yakındır. Australopithecuslar ve Homo cinsinin ilk üyelerinin beyin kapasiteleri

arasında belirgin bir artış bulunsa da, fosil insan türlerindeki önemli beyin

artışı asıl bu dönemden sonra gerçekleşmiştir. Bunun önemli nedenlerinden biri

de, taş alet endüstrisidir. İnsan evriminde beynin evrimi, kültürün (bu sözcük

ilk insanların alet üretme biçimlerini tanımlamak için de kullanılır) evrimi ile

içiçe geçmiştir.Homo cinsinin ilk üyeleri, taş aletlerine rağmen, büyük

bir memeliyi avlayabilecek koordinasyonu ve iletişimi büyük olasılıkla

göstermemişlerdir. Yine de bu av eti yiyemedikleri anlamına gelmez. Besin

toplayıcılığının yanı sıra, leş yiyiciliğin de bu canlıların diyetinin önemli

bir kısmını oluşturduğu düşünülmektedir. Taş aletler sayesinde daha önce

tüketemedikleri çok önemli bir besine de kavuşmuş oldular: kemik iliği. İlik,

protein yönünden çok zengin, önemli bir besindir. Av artıklarında et bulamasalar

da, taş aletleri sayesinde kemiği kırıp, iliğini almaları mümkün

olmuştur.Homo cinsinin bu ilk üyelerini takip eden gruplarda önemli

değişimler gözlenir. Örneğin gövde iskeletinin neredeyse tamamen modern yapıya

kavuşması, beyin hacminde daha önceden saptanmamış ölçüde artışlar, gelişmiş

alet üretim kültürleri, toplu avcılığın ilk izleri vb. gibi. Bu

değişimlerin olanak sağlamasıyla ve iklimin de baskısıyla Homo türlerinin

bazıları yeni besinlerin ve yaşam alanlarının peşinde kuzeye ve doğuya hareket

ederek, Afrika'nın dışına çıkmışlardır (yakın zamana kadar çıkış tarihinin en

eski bir milyon yıl önce olabileceği düşünülüyordu. Ancak Avrasya'daki yeni

birtakım buluntular bu tarihten önceye ait. Bu durumda Afrika'dan çıkış tarihi

daha da önce olabilir.)Göçler salt insan türlerine ait değildir.

İklimdeki değişiklikler de salt insan türlerini etkilememiştir. Orta Pliosen'de

memeli türlerinden bazılarının tükendiği, bazılarının göçettiği, bazılarınınsa

yeni türlere doğru evrildiği bilinmektedir. Örneğin Afrika'nın ormanlık

alanlarına uyum sağlamış bovidler (geyik, ceylan gibi canlıları içeren grup) iri

yapılıyken, dönemin sonunda iri yapılı tür ortadan kalkmış ve yerini açık

araziye uyum gösteren, küçük yapılı bir türe bırakmıştır. Bu tür günümüzde hâlâ

soyunu sürdürmektedir. İnsanoğlunun evrimini kendi başına, diğer canlılar ve

çevreden bağımsız düşünmek olanaklı değildir.Türümüzün evrimi de, başka

canlılarında olduğu gibi, dış etkilere bağlıdır. Özellikle insan türlerinin

evrimi, Kuzey Yarımküre'deki buzullaşmalarla sıkı sıkıya ilişkilidir. Şempanze

ve insana giden kolların dallanmasından önceki dönemde (6 milyon yıl önce)

Afrika'nın ve Avrasya'nın hakim türünü kuyruksuz büyük maymunlar oluşturuyordu.

Miyosen'in sonundaki kuraklaşmayı takip eden dönemde bu türlerin çoğu

tükenmiştir. Yaşayan kuyruksuz büyük maymunların beş temsilcisi vardır: Jibon,

orangutan, goril, şempanze ve insan. Sözkonusu edilen oranda olmasa da, benzeri

birçokluk insan evrimi için de sözkonudur. Yaklaşık bir milyon yıl önce

dünyanın farklı yerlerinde yaşayan farklı Homo türleri bulunuyordu. Bunun en net

örnekleri yaklaşık 90 bin yıl önce Ortadoğu'da Neanderthallerin (H.

neaderthalensis) ve modern insanın (H. sapiens) bir arada bulunuşudur. Ancak,

yine fosillerden bulgulanan verilere göre, son buzul dönemi sırasında (35 bin

yıl önce) bir tek Homo türü kalmıştır: Homo sapiens. Diğer türler, ister

H. sapiens'le rekabet edememelerinden, ister değişen ortama onun kadar iyi uyum

sağlayamamalarından olsun tükenmişlerdir. Modern insan son 35 bin yıldır fosil

kayıtlarda yalnızdır.Moleküler Kanıtlarİnsan evriminin daha net

anlaşılmasını sağlayan bir grup buluntu tamamen farklı bir disiplinden,

moleküler biyolojiden geldi. Moleküler biyologların 20 yıldır yaptığı

çalışmalar, iki önemli bulguyu gösterdi. Birincisi yaşayan türler içerisinde

insanoğlunun en yakın akrabasının şempanzeler olduğunu, ikincisi modern insanın

kökenin bir zamanlar sanıldığı kadar eski olmadığını, ancak 200 bin yıl geriye

uzandığını kanıtladı. Birinci bulgu, 1970'lerden beri moleküler

biyologların modern insanların ve şempanzelerin DNA'ları ve amino asitleri

üzerinde yaptıkları incelemelere dayanıyor.Kullanılan DNA melezleştirmesi

yöntemi, insan ve şempanze genlerinin %98,5 oranında aynı olduğunu

gösterdi.İkinci bulgu ise 1980'lerde Dünya üzerindeki farklı insan

popülasyonlarından örnekler alarak yapılan mitokondriyal DNA (mtDNA) incelemesi

sonucunda, mtDNA'daki en çok çeşitliliğin (varyasyonun) Afrikalılarda olduğunu

gösterdi. Canlı topluluklarındaki değişim, mutasyon adı verilen, kalıtsal

materyal DNA'da oluşan farklılıklardır. Bir popülasyonun gen havuzunda,

aynı türün başka popülasyonlarına oranla daha çok sayıda çeşitlilik

birikebilmesi için, bu popülasyonun daha uzun süredir evrim geçiriyor olması

gerekir. En çok çeşitliliğe Afrikalıların gen havuzunda rastlanıldığından,

Afrikalılar yaşayan insan topluluklarının kökenini

oluşturmaktadır.İnsanın evrimine ilişkin sorunlar yok mudur? Elbette tüm

diğer canlıların evrim sürecinin anlaşılmasında olduğu gibi, insanın evriminde

de birtakım sorunlar vardır. Ancak, evrimsel biyoloji çalışan hiçbir bilim

adamının ya da paleoantropoloğun, insanların evrimine ilişkin şüphesi yoktur.

Aydınlatılması gereken noktalar, evrimin nasıl ilerlediğine dair olan

noktalardır.Neanderthallerle ilgili 1997 yılında yapılan çalışma bu

sorunlara iyi bir örnektir. Neanderthal fosilleri üzerinde çalışan

paleoantropologlar, bu canlıların, modern insanın artık ortadan kalkmış bir alt

türü mü, yoksa tamamen bağımsız bir tür mü oldukları konusunda yıllarca

uzlaşamamışlardır.Ancak Almanya ve ABD'deki iki bağımsız grubun

Neanderthallerin mitokondriyal DNA'sı üzerinde yaptıkları çalışmalar,

Neaderthallerin ve modern insanların birbirleriyle hemen hemen hiç eşleşme

olmadan, ayrı evrim geçiren türler olduklarını göstermiştir.Tarihsel

bazı sorunlar da, insanın evrim sürecini öğrenmek isteyen kişilerin kafasını

karıştırabilir. İlk defa 19. yüzyılın sonunda bulunan Homo erectus fosiline dik

yürüyen insan anlamında bu ad verilmiştir. Ancak, daha sonra bulunan, H.

erectus'tan çok daha eski hominid fosilleri H. erectus'un iki ayaklı ilk hominid

olmadığını ortaya koymuştur.Buluntulara adlar vermek insanların

inisiyatifinde olan bir şeydir. Bir fosil buluntuya verilen adın, biyolojik

olarak bir arada sınıflandırılan grupların değişmesi, yine insanlarca

yapılabilecek şeylerdir. Bunların hiçbirisi evrimin yanlışlığını ya da

varolmadığını göstermez. Bilim, birikimsel bir süreçtir. Daha doğru nun

eskinin yerini alması ancak daha çok bilginin anlaşılması ve üstüste konmasıyla

mümkün olur.



Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel  The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Dört Ayaklıydık

Serbest Kürsü ve Öğretici Bilgiler Dört Ayaklıydık Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız İlk primatlar, evrim sonucu bugün bildiğimiz biçimlere doğru gelişmeye 60 milyon yıl kadar önce başladılar. Bu tarihler tahminlerle değil, Yeryüzü'nün farklı bölgelerinden alınan jeolojik örneklere uygulanan fiziksel ve kimyasal testlerin sonucunda oluşturulmuştur. Aynı örneklere uygulanan farklı testler benzer tarihler verdiklerinde, ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Öğretici Bilgiler telkin cd indir izle İstanbul Öğretici Bilgiler nerededir kimdir Öğretici Bilgiler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Öğretici Bilgiler hipnoz Öğretici Bilgiler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Öğretici Bilgiler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Öğretici Bilgiler kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:25 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.