Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Buharlı Makine O yıl Jacgues-Constantin Perier (1742-1818), Seine sularını
yükseltmek amacıyla Chaillot'ya (Paris) ilk ateşli tulumbayı yerleştirdi. O
tarihe kadar çeşme suları, artık enikonu eskimiş olan hidrolik makineler
aracılığıyla yakın ırmaklardan su arklarıyla getirilmekteydi. 1778'de Perier,
Birmingham'a giderek Boulton firmasına iki makine ısmarladı ve bunları Debilly
rıhtımına monte etti. 8 Ağustos 1781'de şaşkın bir kalabalığın önünde işlemeye
başlayan makineler, Seine'den suları alıyor, Chaillot sırtlarında inşa edilmiş
olan her biri 4342 hektolitrelik depolara akıtıyordu. Bu yenilik büyük sükse
yaptı. Yirmi yıl içinde Fransa'da (12'si Anzin madenlerinde olmak üzere) 500
tulumba işletmeye kondu. Almanya'da on kadar makineye karşılık İngiltere'de 5
000 tane işlemekteydi. Watt'ın makinesinin, Newcomen'inkinden üstünlüğü,
ne daha güçlü ne de daha kullanışlı oluşuydu. Asıl önem verilen nokta, iki kat
daha az yakıt harcamasıydı. Boulton da, makinesini tanıtırken, özellikle bu
avantajından yararlanmıştı. Boulton önce para istemeden makineyi müşteriye
veriyor, monte edilmesini ve bakımını üstüne alıyordu. Sonra da müşterilerinden
borçlarını, kömürden edecekleri tasarrufun karşılığı paranın üçte birini vermek
yoluyla ödemelerini istiyordu. Bütün dünyaca benimsenen Watt'ın buharlı
makinesini geliştirmek için binlerce mühendis işe koyulmuştu. İlk geliştirmeyi
Watt'ın kendisine borçluyuz. Silindirden fışkıran ve 'kondansör'e giden buharı
görmüş böyle bir gücün boşa harcandığına acıyarak bunu kullanmayı aklına
koymuştu. 1782' de piston henüz yarı yoldayken buharın gelmesini önledi. Böylece
buhar ve kömürden önemli miktarda iktisat edilmiş oluyordu. 1804'te İngiliz
Arthur Woolf'un (1766-1837), buharı iki aşamada çalıştırmayı gerçekleştirmesiyle
makine daha da iktisatlı çalışmaya başladı. Birinci aşama, 4 atmosferlik bir
yüksek basınç silindirinde; ikincisi de, alçak basınçlı daha büyük bir
silindirde meydana gelmekteydi. Çift etkili makinenin icadından sonra
yapılan en önemli gelişme, Oliver Evens adında (1755-1819) Philadelpialı araba
yapımcısının çabalarıyla gerçekleşti. Newcomen, Watt ve Woolf gibi Evens de
kendini Denis Papin'in düşlerine kaptırmıştı. Ekmek parası kazanmak için bir
yandan araba, dokuma tezgâhı ve değirmen yapmakta, öte yandan da Jonathan
Hornblower'in (1725-1812) Amerikalılara 1750'de sunmuş olduğu İngiliz yapısı
ateşli tulumbayı geliştirme imkânları araştırmaktaydı. Çalışmalarını sürdürmek
için tekniğe değil de, bilime baş vurması oldukça ilginçtir. Black'in
çalışmalarına dayanan Watt, suyun 1 dereceden 100 dereceye getirilmesi için 100
kaloriye, buharlaştırılması için 537 kaloriye ihtiyaç olduğunu bulmuştu. Evens,
100 dereceden 200 dereceye çıkarmak için de azıcık daha ısıtmanın (30 kalori)
yeterli olduğunu gözlemledi. Bu durumda az bir masraf eklenmesiyle 15 kat fazla
basınç elde edebilecekti. Evens'in yazdığı gibi, deneyler, 1.5 atmosferlik bir
basınç elde etmek için 4 ölçek kömürün yetmesine karşılık, 2 atmosfer için 5
ölçek, 16 atmosfer için de 8 ölçeğin yeterli olduğunu kanıtlamaktadır Evens,
Watt'ın makinesinin silindirinde, yüksek basıncın alçak basınçtan daha fazla iş
gördüğünü bildiğinden 8 atmosferlik buharla işleyen bir çift etkili makinenin
ihtira beratını aldı (1797).Yüksek basınç kesin bir avantaja sahipti.
Ancak, basınca dayanabilecek güçte kazanlar imal edilinceye kadar öne sürdüğü
yenilikler kuramsal olmaktan ileri gidemezlerdi. 1800 yıllarında maden
işletmeciliği henüz emekleme çağındaydı. Perçin çivisiyle tutturma tekniği
yetersiz olduğundan kazanların su geçirmezliği güvenilir durumda değildi. Neyse
ki, o günlerde de sanayi dalları günümüzde olduğu gibi dayanışmalı çalışıyordu.
Buhar makinesi, demir ve demir-dökme fabrikalarına itici güç sağlıyor, buna
karşılık kendi gelişmesi için gerekli imkânları alıyordu. Wilkinson'un delgi
makinesi sayesinde silindirlerin içi istendiği gibi oyulabilmekteydi; öte yandan
araç-makineler işlemeye başlamış ve kimyacılar madenlerin direncini artırma
çabalarına hız vermişlerdi.
ENERJİNİN FETHİNDE İLK AŞAMA: BUHAR
Buhar, hidrolik çark ve yel değirmeninin tam tersine coğrafi ve
meteorolojik şartlara bütünüyle yabancı, güçlü ve düzenli bir enerji kaynağıdır.
Mekanik uygarlığın gelişmesini buharın icadına bağlamak bu bakımdan yerinde bir
görüştür. Bununla birlikte, Watt'ın makinesi ancak 1802'den sonra bütün sanayi
kollarında kullanılabilmişti. Dolayısıyla bütün Sanayi Devrimi'nin buhar
makinesiyle başladığını söylemek hatalıdır. Sanayi Devrimi çeşitli ülkelerde,
değişik tarihlerde başladı. Watt'ın ilk araştırmalarını yaptığı tarihte,
Fransa'da yeni yeni başlamış olmasına karşılık, İngiltere'de bu tüm hızıyla
gelişmekteydi. Bu bakımdan buharlı makinenin, Sanayi Devrimi'nin sebebinden çok
önemli bir sonucu olduğunu söylemek daha uygundur. Gerçekten sanayicileri,
özellikle taşkömürü üreticilerini buhara köle olmaya sürükleyen etken geniş
çapta ticaretin gerekleri olmuştu. Yeni itici gücün getirdiği köklü
değişikliğin kapsamını ölçebilmek için, o güne kadar enerji kaynağının
akarsular, yel ve hayvansal güç olduğunu hatırlamak yeter. Bir insan toplumunun
uygarlık düzeyinin kesin ölçüsü, sahip olduğu itici güçlerinin miktarlarıyla
doğru orantılıdır. Toplum bilimsel yönden ne derece yükselebilmişse, tabiatın
kendisine sunduğu enerji kaynaklarından o derece yararlanabilir, onları kendine
hizmet ettirebilir. Topraktan çıkardığı bir kara taşı makinelerinde yakmaya
yetenekli bir toplum, elbette hayvan ya da köleleri çalıştırarak gelişmeye
çalışan bir toplumdan daha ileri bir düzeydedir. Daha önceki sayfalarda
bir ülkenin zenginliğinin altın stoklarından çok, sanayi kuruluşları ve maden
kaynaklarıyla ölçülebileceğini söylemiştik. Bu görüşü şimdi daha belirgin hale
sokup şu önermeyi ileri sürebiliriz: Bir ulusun zenginliğinin kilowattsaat'le
(kilowattsaat yalnız bir elektrik birimi değildir. Bir buhar makinesinin, bir
yel değirmeninin, hatta bir hayvanın ya da boksör'ün enerjisi de kilowattsaatle
ölçülebilir.) ölçülmesi gerekir.Fransa'yı örnek alırsak; 1952'de
ülkenin kömür, petrol, hayvan vb. gibi enerji üretimi kaynakları yılda 3 milyar
kilowattsaatlik bir enerji sağlamaktadır. Bu nüfusa bölündüğünde 2.620
kilowattsaat eder. Demek ki, her Fransıza ortalama olarak 2.620 kilowattsaatlik
bir enerji düşmektedir. Aynı yılda her Amerikalıya 7.790 kilowattsaat; her
İngilize 4.730; her İsveçliye 4.080 kilowattsaatlik enerji düşmektedir. Bu
sayılar bu ülkelerin teknik düzeylerini göstermektedir.1790'da, yeni
buharlı makinenin uygarlığı fethe çıktığı yıllarda, en uygar ülkede kişi başına
ancak 34 kilowattsaatlik bir enerji düşüyordu. Bunun çoğunu da beygir ve öteki
çekim hayvanları sağlamaktaydı. O dönemdeki sanayinin en mükemmel enerji kaynağı
olan hidrolik çarklar yalnız fabrikalarda kullanılıyordu. Bunlar buğday, ceviz
ve zeytin öğütmekten başka demir eritme körüklerini, dokuma tokmaklarını,
presleri ve tezgâhları işletmekteydi. Bugün 'fabrika' dediğimiz tesislere o gün
değirmen denilmesinin nedeni de buydu. Bugün bile birçok köylerde kâğıt
değirmenlerine ya da yağ değirmenlerine rastlamaktayız.
Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |