Albay
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ateşli Tulumbalar XVII. yüzyılın sonlarında bu
mühendislerden biri, Thomas Savery (1650-1715), bilim yayınlarına göz
gezdirirken Hook'un, Papin'in makinesinden söz eden bir yazısına rastladı.
Savery, Hook'un eleştirmelerine rağmen, icadın işe yarar olabileceğini tahmin
etti. Bunun için de, ne gibi yenilikler getirilmesi gerektiğini tasarlayarak
hemen işe koyuldu. Savery, pratik bir buhar makinesinin ihtira beratını,
(patent) 1698'de aldıktan sonra makineyi önce kralın, ertesi yıl da Royal
Society önünde denedi. Papin'in makinesine, musluğa bağlı boruyla, istenildiği
anda eksilen suyun yenilenebileceği büyük bir kazan eklemişti. Burada kaynatılan
su, ani bir soğuk su akımıyla sıvılaştırılıyor, böylece borunun içinde boşluk
meydana geliyor, sonra dışarı atılacak su bu boşluğa doğru akıyordu. Bundan
sonra kazan yeniden ısıtılıyor ve işlem tekrarlanıyordu. Papin'in
makinesindeki gibi piston yoktu ve mekanizması da daha sadeydi. Ağır işlemekle
birlikte (dakikada dört darbe), hiç değilse düzgün çalışıyordu. Ancak, iki büyük
sakıncası vardı. Önce çok masraflıydı (75 lire suyu bir metre kaldırmak için 16
kilo kömür yakmak gerekiyordu), sonra, tulumba ne kadar yüksekse, buhar
basıncının da o oranda yüksek olması gerekiyordu. Oysa basınç 8-10 atmosferi
bulduğunda ısı öylesine yükseliyordu ki, lehimler eriyor, yarattığı gücün
etkisiyle kazan patlıyordu. Savery, patlamayı güven altına almak ve
kazandaki basıncı kontrol edebilmek için Denis Papin'in 17 yıl önce
Londra'dayken icat ettiği aygıtı kullanmayı düşünememişti. Fransız bilgini
1681'de, en sert etleri bile kısa zamanda pişirmeye yarayacak bir tencere icat
etmişti. Bu, aslında, bugün kullandığımız düdüklü tencerenin ta kendisiydi.
İçindeki basıncı bilmek için bir supap yerleştirmiş, basıncı bir ağırlıkla
dengelemişti. Bu gerçek bir güvenlik supabıydı ve kapsamı tencerenin yararını
çok aşıyordu. Burada Papin ve Savery'nin amaçlarının ayrı olduğuna
işaret etmemiz yerinde olur. Savery bir teknisyendi ve maden ocaklarındaki
suların boşaltılması gibi somut bir soruna eğilmişti. Bunu çözümleyince, daha
öteye gitmek aklından geçmiyordu. Papin, onun tersine, bir bilgindi. Huygens'in
kendisine aktardığı pratik sorun, (Seine'in sularını Versay sarayının parklarına
kadar yükseltmek) onun için bir hareket noktası olmuş, dehası gittikçe
genişleyen bir alanda icatlara yönelmişti. Kısacası, Savery ile Papin arasında,
yarar gözeten bir uygulamacıyla bir anda dünyayı sarsabilecek bir bilim adamının
bütün özellikleri vardı. 1707'de altmışına varmış, hayal kırıklığına
uğramış, bezgin ve kırgın bir insan olan Denis Papin, eski sorunu, Savery'nin
eserinin ışığında çözümlemeye koyuldu. O sırada Savery'nin makinesi madenlerdeki
suları boşaltmakta kullanılıyordu; ama suyu dışarı atacağına hidrolik bir çarkın
kanatlarının üstüne akıtıyordu. Papin'in meydana getirdiği gülünç makine
karmaşık ruhunun bir aynasıydı sanki Bir tek güç kullanacağına (sözgelişi bir
buhar), buhar, hava basıncı ve ağırlıktan yararlanıyordu. Bilgin, yine
de bunu bir gemiye monte edip küreklerini çektirmeyi başardı. Gemi, Fulda
üzerinde Cassel'de gerçekten işledi, ama bir defaya mahsus, göstermelikti bu.
Papin, kararsız kişiliğine kapılıp Londra'ya yerleşmek üzere Almanya'dan
ayrıldı. Weser'deki takacılar, kendi kendine giden bu gemiyi öfkelerinden
paramparça ettiler. Parasız kalan zavallı Fransız da yoksulluk ve unutmuşluk
içinde yaşlanmaya boyun eğmek zorunda kaldı. Ne zaman öldüğü bile tam olarak
bilinmeyecek kadar unutuldu...Savery'nin makinesi suyu 17.50 metre
yüksekliğe çıkardığı ve son derece ekonomik işlediği halde, maden işletmecileri
tarafından beğenilmemişti. Çünkü madenler çok derin kazıldığından her 17.50
metreye bir makine yerleştirmek gerekiyordu. Ayrıca bunların işletilmesi göze
alınamayacak kadar büyük masraflara yol açacaktı. Dartmouth'da
(Devonshire) işleyen bu tür bir makine Thomas Newcomen (1663-1729) adlı bir
çilingirin dikkatini çekti. Tasarılarını kendisine yakınlık gösteren büyük
fizikçi Robert Hook'a açarak ondan kendisine öğüt vermesini diledi.
Günümüzde, basit bir çilingirin ünlü fizikçilerden birine baş vurması ve
onun tarafından da ciddiye alınması pek olağan değildir. O zamanlarda böyle
şeylere hiç kimse şaşmazdı. Bir icadın, bilginden çok, usta ve zeki bir işçinin
eseri olabileceği akla yakın görülüyordu. Bilim ve tekniğin işbirliği yeni yeni
kurulmaktaydı ve Kolomb'un yumurtası hikâyesi her gün tekrarlanıp duruyordu. Öte
yandan, bilim adamları da kendilerine fazlaca güvenen bilgiçler olmasa gerekti;
hatta tarihçilerin, kişiliğini alabildiğine kötüledikleri Hook bile...
Böylece Newcomen, Newton'un eşiti büyük bilgine danışmaktan çekinmedi.
Sonra da arkadaşı camcı John Cawley ile birlikte, Savery'nin ateşli tulumbasının
neden bunca güçsüz ve masraflı işlediği konusunda kafa patlatmaya başladılar.
İlk kusuru, buhar basıncının yetersiz olmasındandı. Basıncı artırmak için ısıyı
yükseltmek, kazanın patlamasını önlemek için de daha kalın imal etmek
gerekiyordu. Ancak, bu kalın kazan daha geç soğuyacak, yani tulumba daha ağır
işleyecek dolayısıyla verim düşecekti. Makine de bu yüzden masraflıydı zaten.
Isıtmak için bir yığın kömür yaktıktan sonra soğutmak için çırpınmak, olur iş
değildi doğrusu. Newcomen, Papin'in ve Savery'nin makinelerini
inceledikten sonra, ikisi ortasını buldu. İkincinin kazanını, .birincinin de
pistonlu silindirini aldı. Hem kazan, hem de tulumba gövdesi olarak tek bir kap
kullanacağına, iki ayrı kaptan yararlanmayı düşündü. Böylece, soğutmaya ihtiyaç
kalmayacağından kazanı gereğince kalın imal edilebilecek; doğrudan doğruya
ısıtılmayacağına göre silindirin de soğutulması kolay olacaktı.
Newcomen'in projesi 1705'te gün ışığına çıktı. Makine şöyle işliyordu:
Kazanda oluşan buhar, bir silindire giderek pistonu kaldırıyor; piston dibine
kadar iyice itildikten sonra soğuk su veriliyor; buhar sıvılaşınca silindirde
hava boşluğu elde ediliyor; o zaman hava basıncı bütün gücüyle etki yaparak
pistonu aşağıya itiyordu. Sonra silindire yeniden buhar gönderiliyor işlem
böylece sürüp gidiyordu. Piston sürekli olarak inip kalkacağından, bunu bir
çubukla, işletilecek tulumbaya bağlamak yeterliydi. Savery gibi Newcomen
de makinesini yalnız tulumbalarda kullanmayı düşünmekte, bunun suyu yükseğe
çıkarmaktan başka bir şeye elverişli olabileceğini aklının ucundan
geçirmemekteydi. Her ikisinin de tek kaygısı, suyu 10.33 metreden yukarıya
çıkarmaktı. Newcomen'in makinesi, tam anlamıyla bir buhar makinesi değildi.
Çünkü bunda itici güç buhar değil, hava basıncıydı. Ancak bu nokta kullananları
ilgilendirmiyordu. Bu makine Savery'ninkinden daha güçlü, daha az masraflıydı
ya, onlar için de önemli olan buydu. Önceleri dakikada altı iniş-çıkış yaparken
sonra bu on ikiye yükseltildi ve gücü de 100 beygiri buldu.Makinenin ilk
alıcısı Wolferhamptonlu bir kömür madeninin sahibiydi. Makine büyük bir
başarıyla görevinin üstesinden gelince, öteki maden şirketleri de art arda
satiri almaya başladılar. Geliştirilmeye son derece elverişli oluşu makinenin
satışını artırıyordu. Gerçekten, 1713'te 'prototipi' son derece ilkel
olmakla birlikte hızla gelişti; yüzyılın ortalarına doğru enikonu mükemmel bir
araç haline geldi. Bu gelişmelerden ilki musluklarda oldu. Üç musluktan biri
silindire buhar yolluyor, ikincisi soğuk su akıtıyor, üçüncüsü de suları
boşaltıyordu. Muslukların elle işlemesi bir sakıncaydı elbet, çünkü bir işçinin
yalnız bu işle sürekli uğraşması gerekiyordu. Ancak otomatikleştirme işini
Newcomen mi, yoksa, Potter adlı bir işçi mi gerçekleştirdi, bilemiyoruz. 1713'te
bu musluklar bir sicimle makinenin düzgün hareketini sağlayacak 'denge
düzenleyicisi'ne (balansiye) bağlanarak işletilmeye başlandı. 1718'de Beighton
adlı bir teknisyen bu ipi söküp yerine, ince bir çubuk yerleştirdi. Böylece
makine kendi kendine işler duruma geldi. Bundan sonra, kazanın
geliştirilmesi işi ele alındı. Alman Jacob Leupold (1674-1727), basıncı
artırmayı (1725) ve İngiliz James Brindley de (1716-1772), kazanın beslenmesini
düzenli hale sokmayı başardılar/İngiliz John Smeaton (1724-1792), buharın
kaybolmasını önlemek için silindirin ve pistonun daha iyi perdahlanmasını
sağladı. Kısacası, yaratılmasından bu yana yarım yüzyıl geçmeden Newcomen'in
makinesi bütün Avrupa'yı fethetti. Fransa'da ilk olarak 1732'de maden
ocaklarındaki suların boşaltılmasında kullanıldı. Hollanda'da denizden kazanılan
yerlerde aynı amaca hizmet etti. Bazı ülkelerde de şehirlere su verme ya da
toprakları sulama işine yarıyordu, İngiltere'de yüzlercesi işlemekteydi. Bunlar,
koca bir bina büyüklüğünde dev makinelerdi. Ağır ağır gidip gelen hantal
sarkacın çevresine bir yığın seyirci toplanıyordu. Newcomen'in makinesi
son 1934'te hizmetten çekildi. 1787'de yapılmış olan bu saygıdeğer kalıntı halen
Barnsley (Yorkshire) adlı İngiliz köyünde bulunmaktadır. Sarkacı 7, silindiri de
3.30 metre yüksekliğindedir. 1951'de, Büyük Britanya festivalinde
işletilmesi kolay olmadı. Piston bazen inadı tutup yükselmiyor, bazen inmeyi
unutuyor, bazen de yorgunluktan poflaya tıslaya duruveriyordu. Bunu da 147
yıllık hizmetten sonra hoş görmek gerekir. En iyi işlediği günlerde, makine, her
iniş-çıkışında 227 'litre suyu 40 metre yükseğe çıkartmaktaydı.
Siyaset, Bilim Ve Tarih Bilinci (Doğan Özlem )The Benefits Of TreesEnerji TasarrufuAlternatif Ucuz Enerji KaynaklarıErozyonun Tanımı Ve ÇeşitleriDünyamızın HareketleriDoğalgazDeve KuşlarıTeknolojik CellatlarımızKüresel IsınmaÇimento İşkolu Ve SorunlarıAtmosferin Başlıca Gaz KirleticileriNükleer EnerjiYapay KristallerHyrogen Fuel The Fuel Of FutureKentiçi Ulaşımı Ve Çevre SorunlarıPrcı HakkındaÇevre Kirliliği Ve SonuçlarıSivil SavunmaUluslararası Hukuk Ve Çevre Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |