SORUMLULUK DUYGUSU 131009
Yirmi dört saatin içerisinde uyumadığımız zamanlarda yapılması gereken olmazsa olmaz işlerimiz oldukça fazladır. Bunun farkında olanlar mutlu diğerleri mutsuz insanlardır.
İki tür yapılacak iş listesi vardır.
1 Gün boyunca yapmak zorunda olduğumuz işler ve sorumlukları.
2 Doğumdan ölüme kadar yaşamın gerektirdiği büyük çaplı işler ve sorumlulukları.
Nedir bu küçük işler dediklerimiz?
Ev hanımlarının üç öğün yemek yapma, günlük süpürge, toz alma vb işler. İş hanımlarının ise daha ağır olan hem iş hayatı, hem de ev hayatı sorumlukları olup daha da ağır olan bir yük altındadırlar. Aile fertleri salatadan hoşlanmalarına rağmen, hanımın bunu sıkça pas geçmesi, kışlık yazlık giysilerin katlanıp dolaba kaldırılmasını ertelemek, bulaşıkları biriktirip sonraki güne yada günlere bırakması, ev temizliğinin ertelenmesi vb. görevlerini yapmaması.
Erkeğin damlayıp duran çeşmeyi tamir etmemesi, sallanan bozuk masa sandalyeyi onarmaması, gıcırdayan kapıyı yağlamaması, çalışmayan cihazları tamirciye götürmemesi vb işleri sürekli ertelemesi.
Çocukların bakkala gitmemesi, derslerine günlük tekrar yapmaması, elbiselerini kitaplarını sağa sola fırlatarak toplamaması, ders sırasında öğretmeni dikkatlice dinlemek yerine dersi kaynatmak için öğretmen arkasını döndüğünde arkadaşlarına laf atması.
İş yerindeki elemanın patronun söylediği ama elemanın erteleyerek yerine getirmediği tüm işler.
Patronun ise elemanın iş yükünden fazlasını yüklemesi, maaşını zamanında tam ödememesi, işçisinin yemek saatini unutması, özel günlerinde izin vermede problem çıkarması.
Büyük sorumsuzluklardan aklımıza hemen gelenler,
Kadın için asli görevlerini tamamen yapmama sorumsuzluğudur. Yemek ve temizliği hiç yapmamak, çocuklarının ne yapıp yapmadıklarını umursamamak, eşine ilgisiz kalmak, kişisel temizlik ve bakımlarını yapmadan evde dolaşıp durmak.
Erkek için asıl olan evinin geçimini sağlamamak, türlü bahanelerle iş bulmamakta direnmek, utanmayanları evde, utananları ise veresiye çay içtiği kahvehanelerde akşamı etmek. Karısına bir eş gibi davranmamak, çocuklarının dertleriyle ilgilenmemek, kişisel temizliğine önem vermeyip yaratık misali dolaşmak.
Çocuk için, okula gidiyorum diye evden çıkıp parklara oraya buraya gitmek. Bağımlık veren maddelere ilgi duymak.
Öyleyse tüm bu sorumsuzlukların kaynağı nedir diye sormak istiyoruz. Sebebi çalışmaktan kaçıp tembelliği tercih etmemizdendir.
Bütün bu görevleri yapmamak, sürekli erteleyip “BU GÜNÜN İŞİNİ YARINA BIRAKARAK”.
Cebimize işe yaramayan küçük çakıl taşlarını günden güne doldurmaya benziyor. Yapmadığımız her bir iş için bir çakıl taşı. Bir de bu dertleri yüklenip zamanla ağırlığını hisseder oluruz. Çakıl taşlarıyla dolaşmak zor olurdu sanırım. Dertlerle kederle Müslüm babayla olduğu gibi.
Tüm bu sorumsuzlukların bir de bedelleri var ki işte orası çok acıklı kısmıdır.
Ailelerin kopması, eşlerin aynı evde birbirinden soğuması, güvensizlik duygusunun artması, çocukların okuldan atılması yada öylesine bir okul puanını bile zar zor tutturması. Daha da acılarından olan r, cinnet ve cinayetler, yaralamalar hep bu yüzden değil mi?
Çocuğunun gece yarısı dışarıda ne yaptığını sormayan babaların işlenen cinayetlerden sonra medyada salya sümük ağlamaları sırasında “aklın neredeydi be adam” demek geliyor içimizden.
Şu ana kadar cebimizdeki bu sorumsuzluk nedeniyle zamanla dolmuş olan çakıl taşlarından kurtulmak için bu yazıyı okurken bile geç kaldınız demek istiyorum. Gergin ruh halinize haplarla doktorla çare aramadan önce işlerinizin başına dönün. Mutlu insanlar çalışıyor, üretiyor, yoruluyor siz de öyle olsanız ne çıkar. Tek tek çakıl taşlarından kurtulun, bahane değil çözüm için çabalayın. Göreceksiniz en yakın zamanda sizinde yüzünüz yeniden gülecek, kederli bakışlarınız kaybolacak, elinizi otururken çenenizden çekecek dik duracaksınız. Maddi durumunuz da değişerek düzene girecek. Mutlu olun mutlu kalın.