Mutlu Olmanın 10 Kuralı !

[peacemaker]

o bahsedilen kitapların birçoğunda şunu söyler(mi). :) sürekli davranışlarımızı düşünemeyiz,herşeyi kontrol altında tutmaya çalışmak yararsızdır.herhangi bir konuda, doğruluğunu anlamak için hislerinize bakın der.sevgide de bu böyledir.Çiçeği sevmek, bir çocuğu sevmek, bir kalemi sevmek, bir insanı sevmek,... ne hissediyorsunuz bunun farkına varın.Sevgi denilen his tektir.sevgiyi kimi insanlar için karmaşıklaştıran sevilen şeylerdir.Bence. ben kendimi severken, bir çocuğu severken, bir çiçeği severken, bir kadını severken, bir erkeği severken, bir müziği severken, içimdeki hissin temeli aynıdır.Mutlu olmak. sevgi mi mutlu eder,mutlu etmek mi sevgiyi getirir, bunu çözebilmiş değilim ama ikisinden de biraz var sanırım. acemi şirincenin ''kuralını kendin koy'' cümlesinden kastettiği, sanırım kendi doğrunu,doğru yolunu kendin bul.ki öyleyse olay da bu zaten.kendinle çatışmadığın sürece mutsuz olmak için bir sebep yok.üzülebilirsin,kızabilirsin,sevinebilirsin,şaşı rabilirsin; ama mutsuz olmazsın ! BENCE !

[acemi-sirine]

tek bir isaret

daima sevgi dolu bir kalple

[ametist]

merhaba ,engin bilgilerinizden faydalanmak isterim peacemaker;bu yüzden bi kaç soru sormak isterim size

1)ne hissettiğinin farkına varmanın yolu nedir?
2) his olarak tarif ettiğiniz sevgi kavram ,neye bağlı oluşur ve şekillenir.
3)"ben kendimi severken, bir çocuğu severken, bir çiçeği severken, bir kadını severken, bir erkeği severken, bir müziği severken, içimdeki hissin temeli aynıdır.Mutlu olmak. "demişsiniz

yani mutlu olmak için mi seviyoruz.diyelim ben sigara içmeyi seviyorum ama içmek te beni aynı zamanda mutsuz ediyo çünkü zararlı olduğunu biliyorum.bu temelinle bunu açıklarsan mutluluk duyarım
4)kendinle çatışmama formülün nedir?kendinle çelişmemeye çalışmak önemli değil sanırım
bi de hazır başlamışken mutluluk ve sevgi nedir açıklarsanız ,hayatım topyekün değişebilir.ben mutluyum ,mutluyum diye kır bayır dolaşabilirim 96

[HaunteD]

Teşekkürler, çok güzel bilgiler :)

[peacemaker]

kısmen Nickli Üyeden Alıntı

merhaba ,engin bilgilerinizden faydalanmak isterim peacemaker;bu yüzden bi kaç soru sormak isterim size

1)ne hissettiğinin farkına varmanın yolu nedir?
2) his olarak tarif ettiğiniz sevgi kavram ,neye bağlı oluşur ve şekillenir.
3)"ben kendimi severken, bir çocuğu severken, bir çiçeği severken, bir kadını severken, bir erkeği severken, bir müziği severken, içimdeki hissin temeli aynıdır.Mutlu olmak. "demişsiniz

yani mutlu olmak için mi seviyoruz.diyelim ben sigara içmeyi seviyorum ama içmek te beni aynı zamanda mutsuz ediyo çünkü zararlı olduğunu biliyorum.bu temelinle bunu açıklarsan mutluluk duyarım
4)kendinle çatışmama formülün nedir?kendinle çelişmemeye çalışmak önemli değil sanırım
bi de hazır başlamışken mutluluk ve sevgi nedir açıklarsanız ,hayatım topyekün değişebilir.ben mutluyum ,mutluyum diye kır bayır dolaşabilirim 96

Merhaba kısmen.Engin bilgilerim olduğunu düşündüğün için teşekkür ederim ama görüldüğü gibi engin bilgilere sahip değilim(öyle görünüyorsa yanlış anlaşılmışım :) )Sadece kendi hislerimle ve okuduklarımla konuya biraz daha ışık tutmaktır amacım. soruları sırasıyla yanıtlayamayacağım. bazı soruların cevabı kişiden kişiye göre ve hayatı algılayış biçimimize göre değişiyor.bu da kendi doğrularımız oluyor.Bir de pek anlaşılır bir dilim olduğu söylenemez :)
mutlu olmak için mi seviyoruz, sevmek için mi mutlu oluyoruz bunu benimde çözemediğimi yazmıştım ve konunun önem merkezinin bu olduğunu da düşünmüyorum.sigara içmeyi sevdiğini söylemişsin ki sevme duygusunu karıştırabiliyoruz.sigara içmeyi sevmiyorsun, bir bağımlılık senin için sigara. sevgi kavramında birşeyi hem sevip hem de sevmemek gibi bir hissi yaşamayız. kendi kendinle çatışmamanın formülünü; iç konuşmalarımızda dürüst ve açık olmak diye açıklayabilirim sanırım. hoşumuza gitmeyen bazı davranışlara sahip olabiliriz.bunu değiştirmenin yolu önce bunu kabul etmek ve kendine rahatça söylemekten geçer.daha sonra bu konu hakkında değerlendirmeler yapıp değişime başlayabiliriz.duyguları anlama konusunda ester ve jerry hicks in çekim yasası adlı kitabını önerebilirim.Kitap; çekim yasasının çalışma şeklini geniş bir biçimde açıklamış ve bunu yaparken de hislerimizin farkına varmanın yolları konusunda da yardımcı olacak bilgiler vermiş.
Sonuç olarak bunlar benim düşüncelerimdir ve burada herkes okuduğunu kendi süzgecinden geçirerek doğruluğu konusunda bir karara varıyor.Cevap hayli geç oldu kusura bakma.Doğru kelimeleri kullanabilmek için bekledim.Sevgiler...

[ametist]

ben biraz kinaye yaptım o msjı yazarken ama bu hoş yaklaşımından,anlayışından düzgün üslübundan dolayı sana öncelikle sevgilerimi gönderiyorum,bence değerli birisin.o sorduğum soruların bi kısmının cevabını aramakla ömrümüz geçicek sanırım,ki umarım öyle geçer .sevmek ve sevmemek diye bi his yaşamayız demişsin ,ama yaşayamasaydık hayatımızda ikilemler olmazdı sanırım dusun.daha önceki mesajımda kuralları biz belirleyemeyiz demiştim ben biraz "ben bir başkasıdır"(Arthur Rimbaud)yaklaşımından yanayım.çünkü yüzyıllar boyu bize aktarılan yaşam biçimleri,bilincimize -bilinçaltımıza kısacası hayatımıza yön verdi verecek te mantığındayım.sadece yaşananlardan iyi olanı tercih etme şansımız vardır. mutlulukta bence sürekliliği olan bi kavram değil maalesef,ama mutluluğun peşinden koşma hakkımız her zaman var .özellikle hayatta güçlü olan insanları ve bizi ayakta tutan ve bize umut aşılayan en büyük güç bu olsa gerek
kendi kafesimize hapsolmadıktan-önyargıdan uzak laşmaya çalıştıktan sonra her paylaşım güzeldir.birbirimizden kısacası evrenden öğrenicek çok şey var. paylaşımın güzeldi.
sevgiyle

[peacemaker]

kısmen Nickli Üyeden Alıntı

ben biraz kinaye yaptım o msjı yazarken ama bu hoş yaklaşımından,anlayışından düzgün üslübundan dolayı sana öncelikle sevgilerimi gönderiyorum,bence değerli birisin.o sorduğum soruların bi kısmının cevabını aramakla ömrümüz geçicek sanırım,ki umarım öyle geçer .sevmek ve sevmemek diye bi his yaşamayız demişsin ,ama yaşayamasaydık hayatımızda ikilemler olmazdı sanırım dusun.daha önceki mesajımda kuralları biz belirleyemeyiz demiştim ben biraz "ben bir başkasıdır"(Arthur Rimbaud)yaklaşımından yanayım.çünkü yüzyıllar boyu bize aktarılan yaşam biçimleri,bilincimize -bilinçaltımıza kısacası hayatımıza yön verdi verecek te mantığındayım.sadece yaşananlardan iyi olanı tercih etme şansımız vardır. mutlulukta bence sürekliliği olan bi kavram değil maalesef,ama mutluluğun peşinden koşma hakkımız her zaman var .özellikle hayatta güçlü olan insanları ve bizi ayakta tutan ve bize umut aşılayan en büyük güç bu olsa gerek
kendi kafesimize hapsolmadıktan-önyargıdan uzak laşmaya çalıştıktan sonra her paylaşım güzeldir.birbirimizden kısacası evrenden öğrenicek çok şey var. paylaşımın güzeldi.
sevgiyle

Esasında kinayeni farkettim,bazen konuşulanlar- ki burada yazı dilini kullanıyoruz- yanlış anlaşılabiliniyo.benim mesajımı okurken yanlış anlaşılmış olabilirim senin tarafından ,yada anlatmak istediklerimi doğru anlatamamış olabilirim ben diye düşündüm.güzel dileklerin için teşekkür ediyorum. sevmek ve sevilmemek konusunda bahsettiğim şey,severken aynı zamanda sevmemeyi yaşayamayızdı.hisleri tarif etmek benim için oldukça zor ve bu yüzden çok anlaşılır biri olmadığımı düşünüyorum :)
Kurallar konusuna gelince, evet herbirimiz özelliklerimizin çoğunu ailemizden 0 ile 7 yaş arasında alıyoruz.sonrasında okul,arkadaş hayatımızda birtakım değişmeler yaşıyoruz.Bahsettiğim kitapta çekim yasasıyla ilgili şöyle bi konuşma vardı.Jerry soruyor pğeki bebekler?onlar henüz konuşamıyorlar ama kötü veya iyi şeyleri nasıl çektiklerini söylüyorsunuz.
Abraham cevap veriyo: çocuklar konuşmadan çok önce düşünürler ve düşünceleri de ailelerinin konuşmalarındaki düşüncelerin titreşiminden alırlar.Bu yüzden 0 - 7 yaş çocuk için çok önemli.Tertemiz düşüncelerle geliyor.Herşeye nötr ve temelleri bu dönemde atılıyor.Kuralları değiştirme konusunda ise büyük bir değişim içinde dünya ve insanlar.Geçmişte kişisel gelişim konusunda çalışmalar ve paylaşım yoktu ve kişi kendi gücünün, ailesinden ve çevresinden aldığı kadarından ibaret olduğunu düşünüyordu.bu yüzden kasabın oğlu kasap,manavın oğlu manav oluyordu.Ama dünyaya iz bırakan insanların çoğunda çok büyük bir başarı inancı vardır.Bu bir işi başarma inancından çok, kişinin kendine inancı ve güveni idi.Einstaina hocaları aptalsın dediğinde einstein, kendisini bilmese... neler olurdu bilmiyorum ama bilim insanı olmayacağı kesindi.O kendisinin gücünü biliyordu.Bugün yaşantımızda hala birçok insan bizi kalıplara sokmaya ve sınırlandırmaya çalışsada bizim bilmemiz gereken şey,işte o şey :) seni yeterince tanımıyorum ama şunu söyleyebilirim; eğer bu forumu okuyorsan ve burada yazıyorsan,kendi amacın için doğru yoldasın. amacını bilsen de bilmesen de :) çok güzel söylemişsin evrenden öğrenecek çok şey var.Evrenin bize sunduğu çok şey var.Almak istediğimiz sürece ;)
sevgiler

[ametist]

peacemaker ,hay yaşa sen
benden de sevgiler

çok para sorumluluk ister sorumluluk ise akıl işidir akıllıyım diye geçinen zenginler sorumluluk bilincine varmadıkları için mutlu değildir mutlu olmak kendini fazla önemsemeden başkasını çıkarın olmadan karşılık sevmek ve düşünmekten geçer...

Danıel Defoe'nın Robinson Crusoe adlı kitabında babası Robinson'a yola çıkmadan önce oğlum burda kal orta halli ol zenginden daha mutlu olursun diye nasiyat etmişti

haklıda orta halli olmak her zaman daha mutluluk getirir örneğin zengin bir insan deniz kenarında oturup üç kuruşluk simit ve çayın keyfine asla varaz ...yağmurun altında sevgilisi ile yürümektense arabasına binip yoluna devam kısacası haytın ayrıntısını görüremez ve mutlu olamaz yani bazı istisnalar hariç zengin insanlar mutsuzlulğu garantilemiştir. evet bazan paran olması iidir ama hayatı iskamamak şartıyla

[sweeet]

Güzel ve farklı bir yazı.