Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Kişisel Gelişim Klubü > Alternatif Kişisel Gelişim > Reiki

Uyarılar

Reiki reiky, reiki, reiki chakra, reiki hand, reiki inisiyasyonu, reiki masterları, reiki uyumlanma, reiki 4, reiki 5, reiki i, money reiki, park reiki, reiki level, reiki 3a, luck reiki,

REİKİNİN KULLANIM ALANLARI VE EL POZİSYONLARI

Alternatif Kişisel Gelişim ve Reiki REİKİNİN KULLANIM ALANLARI VE EL POZİSYONLARI Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız REİKİNİN TARİHİ Reikiyi yeniden keşfeden Dr. Mikao Usui 1865 yılında doğdu. 4 yaşında eğitim görmesi için bir Tendai manastırına gönderildi. Burada uzun süre kaldığına inanılmaktadır. Bu süre içinde Japonya’da Ki Gong denilen Reiki’ye çok benzeyen şifa tekniğini üst düzeyde öğrendi. ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Reiki telkin cd indir izle İstanbul Reiki nerededir kimdir Reiki çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Reiki hipnoz Reiki olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Reiki hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Reiki kuantum düşünce kitap haberi

REİKİNİN KULLANIM ALANLARI VE EL POZİSYONLARI

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 08-08-2007, 11:29 AM   #1 (permalink)
hayalayaz
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart REİKİNİN KULLANIM ALANLARI VE EL POZİSYONLARI

REİKİNİN TARİHİ
Reikiyi yeniden keşfeden Dr. Mikao Usui 1865 yılında doğdu. 4 yaşında eğitim görmesi için bir Tendai manastırına gönderildi. Burada uzun süre kaldığına inanılmaktadır. Bu süre içinde Japonya’da Ki Gong denilen Reiki’ye çok benzeyen şifa tekniğini üst düzeyde öğrendi. Bazı kaynaklara göre Dr. Mikao Usui’nin Hıristiyan bir rahip olduğu söylense de 200 yıl boyunca Hollandalılar ve Çinliler hariç yabancıların Japonya’ya girmesine izin verilmedi. Hollandalılar ve Çinliler ise sadece Nagasaki’deki ticaret merkeziyle sınırlı kaldılar. Japon halkının Budist tapınaklara kayıt olması zorunluydu. Ülkeden ayrılmaları da yasaktı. Hıristiyanlıktan vazgeçmeyen Japonlar ve ülkeyi terk etmeyen Avrupalı misyonerler öldürüldüler. Japonların dış dünyaya açılışı 1868’de kurulan Meiji İmparatorluğu ile başladı. 1868-1912 yılları arasında hüküm süren Meiji İmparatorluğu kapılarını dış dünyaya açtı. Şintoizm ve Konfüçyüs prensiplerine göre eğitim zorunluluğu getirildi ve bir çok reformlar gerçekleştirildi.
Dr Mikao Usui’nin Tendai inancından, Shin gong Budizmi’ne katıldığı söylenmektedir. Anıtından alınan bilgilerden Usui’nin akademik yönden son derece başarılı olduğu Çin’e, Avrupa’ya, Amerika’ya seyahat ettiğini ; dünya dinleri tıp, tarih, psikoloji hakkında çok geniş bilgisi olduğunu biliyoruz. Usui misyonerlik, iflasla sonuçlanan iş adamlığı, gazetecilik Tokyo valisi’ne sekreterlik, devlet memurluğu gibi pek çok işte çalıştı. Özgür ruhlu bir insandı. Sadako Suzuki ile evlendi. Fuji adında bir oğlu yaşadığı tarihler bilinmeyen bir kızı oldu. Bir süre sonra Hıristiyanlık ve Budizmin değişik kolları ile gizli bilgilere olan merakı nedeniyle aile hayatında ayrılık oldu. Yaşadıklarına göre, yaşam amacının zihnin sürekli huzur içinde, hiçbir şeyden rahatsız olmadan, yaşamla ne yapması gerektiğini bilmek olduğuna karar verdi. Bu duruma erişebilmek için araştırma yapmaya başladı. Meiji döneminde Japonya ziraattan endüstriye geçiş yaptı. Bu değişikliği desteklemek için pek çok bilim adamı batı dillerini öğrenmek üzere dış ülkelere gönderildi. Dr Usui’nin dış ülkelere yaptığı seyahatlerin bu dönemde olduğu düşünülmektedir.
1918-1919 yıllarında Usui Zen Budizm’i eğitimine başladı. Bu eğitim 3 yıl sürdü. Bu arada araştırmalarına devam ediyordu. Reiki tekniği için gerekli teknikeri ve sembolleri M.Ö 1 veya 2 yy yazılmış olan Tibet Tantra Sutraları’nda buldu ancak bilgiler şifreliydi. Bu şifreleri çözebilmek için ruhsal aydınlanmaya ulaşmaya karar verdi. 1922’ye kadar ruhsal aydınlanmaya ulaşmaya çalıştı, ancak bir türlü başaramıyordu. Bunun üzerine hocasına ne yapması gerektiğini sordu. Aldığı yanıt (bir kere öl) oldu. Usui Zen öğretmeninin tavsiyesine uyarak Mart ayının sonlarına doğru ölünceye kadar veya aydınlanıncaya kadar oruç tutmaya karar verdi. Dr. Usui için dağa gidip kendi içine dönmek olağandı. Bu SHUGYO adı verilen ve oldukça sık uygulanan spiritüel bir çalışma olup 21 günlük oruç ve meditasyon içeriyordu. Usui’nin anıtında şöyle yazıyor “21. günün sonunda aydınlanmaya ulaştı aynı zamanda REİKİ RYO-HO adını verdiği şifa gücüne sahip oldu. Bu yeni armağanla evine döndü. Kendisine ve ailesine uygulamaya başladı. Usui Reiki’nin SHODEN yani 1. dereceyi isteyen herkese kolaylıkla verilmesini arzu etmiştir. Ve bunu Usui Reiki HİKKEİ adlı ders kitabında açıkça belirtmiştir. Tokyo’da Usui Şifa Derneği’ni kurarak ilk kliniğini açtı. Hem Reiki uyguladı hem de halka reiki öğretti. Shinto ve Mahayana Budizm tekniklerindeki öğrenimine devam ederek REİJU yani güçlendirme metodunu geliştirdi ve HATSU REİ HO yani BEDENİ, ZİHNİ, RUHU AYDINLATMA metodunu keşfetti. Başlangıçta Usui’nin belli el pozisyonları yoktu. Dengesiz bölgeler üzerinde sezgilerine göre çalışıyordu. Ancak başkalarına öğretmeye başlayınca belli bir yöntem geliştirerek, Usui Reiki Hikkei adını verdiği öğretiyi oluşturdu. Bu arada Tokyo’da ve Yokohama’daki 7.9 şiddetinde bir deprem oldu. Can ve mal kaybı fazlaydı. Tokyo ve Yokohama halkı maddi manevi çok büyük çöküntü içindeydi. Dilenciler çoğalmıştı. Usui burada bir çok insana yardım etti ancak bir müddet sonra yardım ettiği insanların eski hayatlarına geri döndüklerini görünce REİKİ kurallarını belirledi. Çünkü insanlar hayatlarının sorumluluğunu üstlenmektense kendilerine daha rahat gelen dilenciliğe geri dönmüşlerdi (Reiki hastalıkların kaynağına inerek tedavi ettiği gibi yaşam şartlarının da iyileşmesinde de etkilidir).
1. KURAL REİKİ İSTENMELİDİR.
2. KURAL ŞİFA ALINDIĞINDA EŞİT BİR ENERJİ ALIŞVERİŞİ GEREKLİDİR. (Reiki karşılıksız verilmemelidir. Evrensel verme ve alma yasasına uygun olarak eşit bir enerji alışverişi gereklidir.)
REİKİ YAŞAM KURALLARI
SADECE BUGÜN ÖFKELENME
ENDİŞELENME VE ŞÜKÜR ET
İŞİNİN KIYMETİNİ BİLEREK YAP
BÜTÜN YARATILANLARA KARŞI NAZİK OL!...
Usui bu depremden sonra meşhur oldu. Japonya’nın her yanında Reiki öğretisiyle bütün Japonya’yı dolaştı. Ziyaret ettiği pek çok yerin içinde deniz kuvvetlerine ait üsler de vardı. Dr Usui ölmeden önce 17 öğretmen 2000’den fazla öğrenci yetiştirmiştir. Öğretmen olarak yetiştirdiği kişiler içinde 5 tane de bayan vardır.
Dr. Usui’nin bütün öğrencilerinin ve Hayashi’nin Japonya’da eğitim bakanlığında kayıtları bulunmaktadır. Reiki Japonya’da 6’dan 1’e doğru 6 kademede öğretilir. 6-5-4-
I. derecedir.
2. derece de 3’e bölünmüştür. 2. derece I. Aşama 2. derece 2. aşama, 2. derece 3. aşama yani öğretmenlik.
2. derece Usui’nin kendi derecesidir.
1. dereceye bugüne kadar kimse ulaşamadı. Dr Usui kendisini 2. dereceye koyarak kendisinden daha başarılı olacak öğrencisine bırakmıştır. Bu hareketiyle spiritüel gelişmenin sınırsız olduğunu göstermiştir.
Dr Usui’nin kurduğu dernek hiçbir zaman kapatılmamıştır. Dernek üyeleri çalışmalarına aralıksız devam etmişlerdir. Dernek Tokyo’daki merkezlerde haftalık, diğer yerlerde ise yılda iki kere toplantılar düzenlemektedir. Bu toplantılarda öğrenciler Reiki prensiplerini tekrarlayıp HATSU REİ HO uygularlar. Bu dernek Dr Usui’nin orijinal öğretilerini tam olarak uygulayan kapalı bir organizasyondur. Sadece dernek üyelerine verilen REİKİ ŞİFA REHBERİ adlı kitabı kullanılmaktadır. Usui tarafından hazırlanan iki tane daha el kitabı vardır. Bunların biri Reiki’yi diğeri ise değişik teknikleri içerir.
CHUJIRO HAYASHI
Dr Hayashi Usui’nin yetiştirdiği ilk 17 öğretmenden birisidir. Reiki öğretmeni olduğu sırada 47 yaşındaydı ve daha önce Japon donanmasında görevliydi. Ayrıca Çin tıbbı eğitimi almıştı. Hayashi’nin kullandığı metot günümüze UYUMLAMA veya İNİSİYASYON olarak gelmiştir.
Usui’nin ölümünden sonra Tokyo yakınındaki klinikte üç eski donanma mensubu öğrencisi orijinal Usui metoduna göre Reiki öğreterek ve şifa vererek 8 yıl daha çalıştılar.
Usui’nin diğer öğrencilerinin vefatından sonra HAYASHI kliniğin sorumluluğunu tek başına üstlendi. Hayashi’nin öğrettiği beş günlük 1. derece kursu çok pahalıydı. Ancak öğrencilerin bunu klinikte çalışarak ödemeleri mümkündü. Öğrenciler 1. derece için 3 ay süre ile haftada 8 saat 2. derece için 9 ay, haftada 8 saat klinikte çalışarak aldıkları eğitimin ücretini ödüyorlardı. Hayashi’nin Dr Usui’nin kitabına benzeyen kendi kurs kitabı vardı. Bu kitap 40 sayfa olup el pozisyonları ile hastalıklara göre nasıl Reiki uygulanacağı hakkında bilgiler içeriyordu. Ayrıca kendi kişisel notlarını da öğrencileri ile paylaşıyordu. Reiki bilgilerine Çin tıbbı bilgilerini de kattığı da söylenmektedir. Usui ve Hayashi öğrencilerine el kitaplarını ve kendi notlarını yazılı olarak vermişlerdir.
1941 yılında başlayan savaş nedeniyle orduya geri çağırıldı Hayashi barışçı bir insan olarak başlayan savaşta görev almayacağını söylemiş donanmadaki görevine geri dönmeyerek Harakiri ile hayatına son vermiştir. Vefatından önce 13 kişiyi öğretmen olarak inisiye etmiştir. Dr Hayashi bayan Howayo Takata’yı inisiye edinceye kadar Reiki öğretisi yabancılara öğretilmiyordu.
HOWAYO TAKATA
Bayan Takata Hawai’ye göçmen olarak gelen, şeker kamışı işçilerinin çocuğudur. Zayıf olduğu için şeker kamışı tarlasında çalıştırılmak yerine okula gönderildi. Eğitimli olduğu için zengin bir evin kahyalığını yaparken eşiyle tanışıp evlenmiştir. Genç yaşta eşini kaybeden Bayan Takata iki çocuğunun sorumluluğu ile ortada kalınca maddi manevi zorlukların yüküyle hastalandı. Kısa zamanda hastalıkları o kadar ilerledi ki mecburen tedavi olabilmek için Japonya’ya gitmek zorunda kaldı. Yolculuğun sonunda kendisini taşıyamayacak kadar hasta ve bitkindi. Gemiden direkt olarak hastaneye kaldırıldı. Ameliyata alınmadan önce bir süre dinlenmesine ve gıda alarak beslenmesine karar verildi. Bunun üzerine Bayan Takata 3 hafta dinlendi ve biraz kendisini toparladı. Ameliyattan birkaç gün önce içinden bir sesin ameliyat olmamasını alternatif tedavi şekli olduğunu söylediğini hissetti. Bayan Takata ameliyatın hemen öncesinde alternatif tedavi şekli olduğunu söyleyen içsel sesini hissedince doktoruna böyle bir şeyin olup olmadığını sordu. Doktoru ona Reiki’den bahsedince Bayan Takata ameliyattan vazgeçti. Doktoru Bayan Takata’yı Dr Hayashi’nin kliğine götürdü. Bayan Takata burada 4 ay tedavi oldu. Sağlığına kavuşunca bu tedavi yöntemini öğrenmek istedi. Önce bu öğretiyi yabancı uyruklu birisine öğretmeyi reddeden Dr. Hayashi ısrarlara dayanamayarak Bayan Takata’ya bu eğitimi verdi. Bayan Takata 1 yıl Hayashi’nin kliniğinde çalıştı. Hawaii’ye dönmeden önce 2. derece kursuna katıldı ve Hawaii’ye döndü. 1938 yılında Hayashi ve kızı Bayan Takata’yı ziyaret ettiler ve Hayashi Takata’yı öğretmen olarak inisiye etti. Ancak Hayashi Bayan Takata’ya Çin tıbbı ve bazı el pozisyonlarını öğretmemiştir.
Bayan Takata ilk kliniğini Kawai adasında açmıştır. ABD’ye seyahat ederek Reiki öğretti. Buna Usui sistemine göre doğal şifa adını verdi ve bugün günümüzde halen daha geçerli olan Reiki fiyatlarını belirledi. 1. derece için 150 dolar, 2. derece için 400 dolar, öğretmenlik derecesi için 10.000 dolar, buna gerekçe olarak da insanların ücretini vermedikleri şeyin kıymetini bilmediklerini gösterdi.
Howayo Takata vefat etmeden önce 21 kişiyi öğretmen olarak inisiye etti.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-08-2007, 11:30 AM   #2 (permalink)
hayalayaz
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart Ynt: REİKİNİN KULLANIM ALANLARI VE EL POZİSYONLARI

REİKİ NEDİR?
Bayan Takata Reiki’nin tanımını şöyle yapmıştır. Reiki evrensel yaşam enerjisi anlamına gelmektedir. Bu bir din değildir. Burada bizi çevreleyen büyük bir mekan vardır; yani evren. Bunun içinde sonsuz ve muazzam bir enerji potansiyeli mevcuttur bu evrenseldir. Bunun asli kaynağı Yaradandır. Bu enerji güneşten, aydan, yıldızlardan gelebilir. Bilim henüz ilgili kanıt ve açıklamaları bulamamıştır. Söz konusu olan sınırsız bir güçtür. Bu bitkilerin büyümesini, kuşların uçmasını sağlayan enerji kaynağıdır. Bir insanın ağrıları ve problemleri olduğunda bu enerjiden alabilir. Bu ruhsal bir kaynaktır. Tekrar canlandıran ve düzenleyen büyük gücün dalga boyudur. Bu doğadır. Tanrının arayışta olan çocuklarının hizmetine sunduğu güçtür. Japonca’da buna Reiki derler.
REİKİ iki kelimeden oluşur.
REİ = İnsanın ruhsal özelliği ilahi, karizmatik, doğa üstü gizemli ruhun parlaklığı bir azizin yaydığı ışık, anlaşılmayacak spiritüel veya doğa üstü güçleri olan kişi, saf, temiz, bozulmamış, parlak ve net.
Kİ = Enerji
Nefesle bağlantılı olan hayat enerjisi, görünmeyen yaşam gücü
Neo Konfüçyüs inancına göre evrenin madde gücü, göklerin ve yerin her şeyin sürekli olarak yaratılmasını sağlayan gücü (hava, nefes, buhar)
- Reiki içimizdeki yaşam enerjisinin akışını dengeleyen doğal ve güçlü bir sistemdir.
- Reiki bütün yaşamda olayların akışını ve oluşumlarını etkiler.
- Reiki’ye uyumlanan kişi yaşam boyu bu yeteneğini kaybetmez her zaman için onu kullanabilir.
- Reiki her zaman her yerde güvenle kullanılabilir.
- Reiki’yi kullanmak çok kolaydır.
- Reiki rahatsızlıkları önler, kişiye pozitif bir sağlık duygusu verir, çabuk iyileşmeyi sağlar.
- Reiki kişinin değişmesini gelişmesini ve ruhsal aydınlanmayı hızlandırır.
- Reiki her çeşit değişik terapi yöntemleri ile kullanılabilir. (Masaj, lenf drenajı, soma masajı, solunum terapisi shiatsu, rolfing, kozmetik masajlar, renklerle tedavi gibi)
- Reiki ruhsal olarak yönlendirilir.
- Reiki fiziksel, duygusal zihinsel ve ruhsal katmanları etkiler.
REİKİYE UYUMLANMA
Reiki’yi diğer enerji ile tedavi yöntemlerinden ayıran en önemli özelliği enerji sembolleri ve uyumlanmadır (inisiyasyon).
Uyumlama kişinin taç, kalp, 3. göz, el ve ayak çakralarının (aslında bütün çakralarının) bir Reiki öğretmeni tarafından Evrensel Reiki Enerjisi’nin frekansına açılması ve ayarlanmasıdır. Öğretmen uyumlama esnasında Reiki enerjisinin kaynağı ile öğrenci arasında özel bir bağlantı kurar. Reiki’nin her seviyesinde yeni bir uyumlama ile enerjinin frekansı yükseltilir.
REİKİ İLE ARINMA
Reiki’ye uyumlanmakla kişi, yüksek frekanslı ve saf evrensel Reiki enerjisine bağlanır. Bu saf ve güçlü enerji kişinin hem fiziksel, hem de enerji bedenlerdeki toksik ve düşük frekanslı enerjilerini dağıtacağı için, uyumlanmadan sonra fiziksel veya duygusal arınma süreci geçirmek mümkündür. Bu durumlarda bol, su içip dinlenerek, ortaya çıkan arınmanın, düşük frekanslı enerjilerden arınmak olduğunu anlamak önemlidir. Uyumlanma esnasında kendi kendini iyileştirme süreci harekete geçmektedir. Kronik rahatsızlıkların bu uyumlanma sırasında iyileştiği de sıkça görülen bir durumdur. Reiki kişiyi her alanda olumlu etkileyen çok güçlü bir enerjidir. Sadece fiziksel şifa getirmekle kalmaz, kişinin frekansını yükselterek evrensel enerji ve şuurla birleşmesini sağlar dengesizliklerin olduğu her duruma denge getirir.
REİKİ DOĞASI
Kişi Reiki’ye uyumlandıktan sonra bu enerjiyi ne zaman ve hangi amaçla kullanmak isterse tek yapacağı şey ellerini (bütünün ve kişinin en yüksek hayrına) olması dileği ile Reiki aktaracağı şeyin veya kişinin üzerine koymaktır. Enerji otomatik olarak akar. Reiki’yi yönlendiren, şifa uygulayan kişi değil, evrensel şuurdur. Bu nedenle Reiki enerjisi kişinin ihtiyacına göre akarak en çok şifa gereken yerlerde yoğunlaşır. Problemleri kaynaklarına inerek şifalandırır. Bunu biraz daha açacak olursak baş ağrısı olan bir kişiye Reiki uygulandığında, baş ağrısı neden kaynaklanıyorsa (stres, sinüsler, bağırsaklar v.b.) Reiki şifayı oradan başlatır. Ayrıca kişinin şifacıya anlatmadığı başka bir rahatsızlığı veya problemi varsa Reiki diğerleri ile birlikte bu problemi de kaynağına inerek şifalandırır.
BÜTÜN ŞİFACILAR REİKİ KULLANIR MI
Enerji ile çalışan her şifacı Ki veya yaşam enerjisini kullanır. Ancak hepsinin kullandığı Reiki değildir. Reiki evrensel enerjinin özel frekansıdır. Ve ancak buna uyumlanmış kişiler tarafından kullanılabilir. Eğer şifacı bir Reiki öğretmeni tarafından bu enerjiye uyumlanmamışsa kullandığı enerji, evrensel enerjinin başka bir frekansıdır. Eğer şifacı Reiki’ye uyumlanmış ve buna rağmen hastanın, hastalığının belirtilerini üzerine alıyorsa, şifacı hastasıyla duygusal bir bağ kurmuştur veya daha fazla enerji verme gayretine girmiştir. Reiki hem alıcı hem de uygulayıcı için son derece güvenlidir. Şifacının kendi enerjisi olmadığı için yorucu değildir. Uygulayıcı şifa uygulaması sırasında empati boyutunda kaldığı sürece, hem kendisi hem de şifa alan kişi seanstan sonra kendisini arınmış hissederler, çünkü Reiki şifacıdan akarken ona da şifa verir.
Şifacı şifa uygulamasını Reiki’nin şuurlu bir enerji olduğunun ve ihtiyaç oranında aktığının bilinciyle yapmalıdır.
REİKİ NASIL ŞİFA VERİR?
Her varlık evrensel yaşam gücü ile varlığını sürdürür. Bu yaşam enerjisi bedene çakralar ve nadiler yoluyla akar. Beden içerisinde bu enerjinin akış yollarına meridyenler ve nadiler, bedenin çevresindeki enerji alanına da Aura denir.
Yaşam enerjisi hücrelere organlara sürekli akarak onları tazeler ve çalışmaya devam etmelerini sağlar. Bu enerjinin akışı engellenirse bedende bazı aksaklıklar ortaya çıkar. Yaşam enerjisi duygu ve düşüncelere göre yönlenir. Negatif düşünme ve duygular bu enerjinin akışında bozukluk meydana getirir. Bu bozukluklar ilk önce enerji bedenin katmanlarında sonra da fiziksel bedende ortaya çıkar.
Reiki kişiye akarken hem enerji bedendeki hem de fiziksel bedendeki dengesizlikleri dağıtarak o bölgedeki frekansı yükseltir. Düşük frekanslı enerjinin parçalanarak dağılmasını sağlar. Reiki saat yönünün tersine spiral şeklinde akar ve fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal katmanlarda aynı anda çalışır. Negatif enerjileri erittikten sonra saat yönünde dönerek akmaya başlar.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-08-2007, 11:34 AM   #3 (permalink)
hayalayaz
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart Ynt: REİKİNİN KULLANIM ALANLARI VE EL POZİSYONLARI


AURA
Aura
________________________________________
AURA, Yunanca hafif meltem anlamına gelen Avra sözcüğünden gelmektedir. Aura canlı bedende bulunan, fizik bedeni saran ve onunla kaynaşan, kendi özelliklerini barındıran ve yayan enerji alanı yani ışık bedendir.
Gözlemlere dayanarak araştırmacılar aurayı çeşitli katmanlara ayırmışlardır. Birbirine nüfuz eden, birbirini çevreleyen ardış ışık katmanlar halindedir. Her üst katman bir alttakine göre daha ince maddeden ve daha yüksek titreşimden oluşmuştur. Araştırmacıların pek çoğu üç ila dokuz kat aura katmanından bahsederler fakat en yaygın olarak Fiziksel bedenden sonra gelen katmanlar sırasıyla Eterik, Duygusal, Fiziksel ve Ruhsal Bedenlerdir. Her aura katmanı kendine has fakat birbirleri ile bağlantılı titreşimler yayar ve farklı fonksiyonlar sergilerler. İnsanın aura alanı genişledikçe üst düzeyde bir farkındalık oluşturmaktadır, aura genişletmek üzerinde çalışılmaya değer bir konudur.

Bilim adamları, fiziksel auramızın var olduğunu kabul ederler. Bu bedeni çevreleyen Fiziksel olaylar ve enerji alanıdır.

İnsanlar çevrelerine göre genellikle daha sıcak olduklarından, hepimizin bedenimize yakın hava akımları yaratan termal eğilimlerimiz vardır. Ayrıca çevremizde elektrostatik ve elektrik iyon akımları da bulunur, çünkü bedenimizden kızılötesi enerji yayılır. Düşük seviyede elektromanyetik radyasyon (radyo dalgaları) ve alçak frekanslı radyasyon da yayarız.

Bunlunla birlikte auranın renkleri de vardır, renk ve ışıktan oluşmuştur. Bunu ilk kez 1666 yılında Isaac Newton güneş ışığını cam bir prizmadan geçirerek göstermiş ve bir gökkuşağı manzarası sergilemiştir. Sonra bu renkleri ikinci bir prizmadan geçirerek yine berrak beyaz ışık elde etmiştir. Beyaz rengin bu yedi tayf rengini kapsadığını ispatlamıştır. Aura, bulunduğu atmosferdeki beyaz ışığı çekerek, renklere ayrıştırıp insan bedeninde varolan güç merkezlerine iletmektedir. Bu güç (enerji) merkezleri çakra adıyla bilinmektedir. Ayrıca aura insan ruhunun, aklının gelişmesiyle ilgili olarak değişik renklerin sahibidir. O anda ki fizik, ruh durumumuz da auramızın renk ve netliğini etkilemektedir.




4 temel enerji bedeni

Her insan üzerinde ruhsal, zihinsel, duygusal ve eterik olmak üzere dört temel aura katmanı mevcuttur.

Eterik Aura; Fiziksel bedenden yaklaşık 20 cm . uzaklığındadır ve şekil ve boyut olarak fiziksel bedene benzer ve hayat enerjisini solar plexus çakrası yoluyla güneşten, ve kök çakra yoluyla dünyadan alır. Bu enerjiyi depolayarak, çakralar ve kozmik enerji taşıyan 350.000 görünmeyen enerji odaklarına dağıtır; bunlar da bu enerji ile sürekli olarak fiziksel beden de akan enerji şebekesini besler.

Organizmanın enerji ihtiyacı tam olarak karşılanmışsa, eterik beden aşırı enerjiyi çakralardan ve deri gözeneklerinden dışarıya verir.
Gözeneklerden çıkan enerji 5- 20 cm kadar uzakta durur ve auranın bir parçası olan eterik katmanı oluşturur. Bu ışınlar fizik bedeni koruyucu bir tabaka gibi kuşatır. Hastalık yapıcı mikropların ve zararlı maddelerin bedene girmesini engeller ve aynı anda çevreye sürekli bir yaşam enerjisi yayar.

Bedenin doğal ihtiyaçlarıyla uyumlu olmayan bir yaşam tarzı (stres, sağlıksız beslenme, aşırı alkol, nikotin ve ilaç kullanımı) ile birlikte olumsuz düşünceler ve duygular da eterik yaşam gücünü harcayıp enerji yayılımının kuvvetini ve yoğunluğunu azaltır. Böylece aura da bir takım zayıf bölgeler oluşur.
Aura görebilen biri auradaki bu hastalık yapıcı mikropların bedene girmesine neden olan gedikler ve çatlakları görebilir. Ayrıca, yaşam enerjisi bu çatlaklardan dışarı sızabilir. Bu yüzden eterik beden sağlık aurası olarak da bilinir ve hastalıklar daha ortaya çıkmadan yapılan bir eterik beden taramasında teşhis ve tedavi edilebilirler.
Organizmanın yeterli enerji ihtiyacı karşılanmışsa, eterik beden, aşırı enerjiyi çakralardan ve deri gözeneklerinden geri verir. Gözeneklerden çıkan enerji akımı, bedenden 5 cm . kadar uzakta durarak eterik aurayı oluşturur. Bu enerji tabakası, fizik bedeni koruyucu bir kalkan gibi sararak, hastalık oluşturan zararlı microorganizmaların fizik bedene ulaşmasına engel olur. Bu doğal kalkan sayesinde hastalıklardan korunuruz. Ama neden hasta oluyoruz dersek; sebep içimizdedir. Sağlıksız beslenme, zararlı madde kullanımı ve stres gibi olumsuz düşünceler ve duygular, bedenimizi saran eterik yaşam gücünü harcarlar ve zayıflatırlar. Bu şekilde oluşan negatif enerji akımlar zararlı mikroorganizmaların bedenimize girmesine sebep olur. Kısacası hastalıklar fizik bedende oluşmadan önce eterik bedenimizde ortaya çıkar. Hastalıkları bu düzlemde tedavi edebilirsek, fizik bedenimiz rahatsızlanmadan hastalıklardan kurtuluruz.
Pozitif telkinlerle bedenimizin sağlığını düzeltebiliriz. Eterik bedenin diğer bir önemli görevi ise; diğer yüksek enerji bedenleri ile fizik beden arasında aracılık yapmasıdır. Bu yolla fiziksel duygularımızla aldığımız bilgileri, astral ve zihinsel bedenlere iletir ve aynı anda yüksek bedenlerden fizik bedene enerji ve bilgi aktarılır. Eterik beden zayıflamışsa bu bağlantıyı kurmada başarısız olacaktır. Eterik bedenimizi güçlendirmek için çeşitli terapi şekilleri uygulama gerekir. Bu terapileri çakralar bölümünde görebilirsiniz.



Duygusal (Mental-Astral) Aura;


Yarıçapı yaklaşık 2.43 m .dir. Bu tabaka insanın, hislerini, duygularını ve karakterini taşır. Duygularda ki değişiklik bu tabaka aracılığı ile diğer katmanlara ulaşır.

Duygusal sağlığı yerinde olan bir insanda bu tabaka parlak ve canlı bir renkte görünür.

Duygusal beden, anlık tüm duyguları yönetir, dünya görüşümüzü ve gerçeklik algılarımızı şekillendirir. Duygulardaki her değişiklik astral beden tarafından auraya yayılır. Bu ilk önce çakralardan daha sonra gözeneklerden geçer.
Duygusal aura sürekli hareket halindedir ve tüm anlık duyguları yansıtır. Korkuları, öfkeleri, yalnızlık ve terkedilmişlik duygularını bu beden biriktirip toplar, bir nevi bilinçaltı görevi görür. Dolayısıyla bu tabakadan yayılan titreşimler bilinçsiz mesajlarımızdır. Bu noktada karşılıklı çekim ortaya çıkar.


Çevremizdeki kendimize çektiğimiz insanlar bu tabaka ile çektiklerimizdir. Bu nedenle korktuğumuz olaylarla ve görüşmek istemediğimiz kişilerle karşılaşıyoruz. Kişi içinde kararsız korkular taşıyorsa, bu korkuyu destekleyen durumları kendine çekecektir, kişi içinde saldırganlık taşıyorsa, tekrar tekrar öfkelerini su üstüne çıkaracak olaylarla karşılaşır. Bu bedenin görevi bize aynalık yaparak kim olduğumuzu bize göstermektir. Sonuç olarak bir kişi bilinçli bir şekilde ne kadar çok sevgi ve başarı için çabalarsa çabalasın, bilinçsizce yarattığı öfke, nefret, kıskançlık duygularının yarattığı frekanslar yüzünden asla amacına ulaşamamaktadır.
Bu sebeple kendimizi kurban gibi görmekten ve başımıza gelen olaylarda başkalarını suçlamaktan vazgeçmeliyiz. Bu şekilde düşündüğümüz ve davrandığımız sürece negatif enerji üretmeye ve istemediğimiz tür olayları kendimize çekmeye devam edeceğiz. Anlamalıyız ki kaderimiz büyük ölçüde kendi elimizde, kendimizi değiştirerek yaşantımızı değiştirebiliriz. Yüksek benlik yaşananları “iyi” ya da “kötü” diye adlandırmaz. Bizi ilahi kaynaktan ayıran ve acı çekmemize yol açan duygu ve eylemlerin hangileri olduğunu anlamak için, sırf bunun için bazı tecrübelerden geçtiğimizi bize gösterir.
Doğal dengenin evrensel yasalarını kavramamıza yardım eder. Bu davranışla, yüksek benlik “emirleri dinleyerek” en yüksek enerji bedenlerindeki ruhsal enerjilerin tüm varlığımıza yayılmasını sağlar. Ruhsal bedenin titreşimleriyle astral bedeninkiler birleştiğinde, astral beden titreşerek düşük frekanslı olumsuz deneyimlerden kurtulur. Böylece bu deneyimlerle ilgili duygusal hafızayı ortadan kaldırarak kişi ve olayları çok rahatlıkla affetmemizi sağlar. Böylece bedendeki olumsuz kalıplar kırılarak yerini sevgi ve neşe dolu kalıplara bırakır. En yüksek frekans dereceleriyle titreşen astral beden, arzu edilen her şeyin gerçekleşmesini sağlayan mucizevi bir yetenek kazanır.


Zihinsel(Etkin) Beden
Düşüncelerimizin, yorumlarımızın, akılcı ve sezgisel algılarımızın hepsini zihinsel beden doğurur. Titreşimleri eterik ve astral bedeninkinden daha yüksek ve yapısı daha az yoğundur. Şekli ovaldir ve kişi daha yüksek düzlemlere çıkınca hacmi, astral beden ve duygusal auranın birleşimi kadar yer kaplayan bir noktaya yükselebilir. Zihinsel bedenin aura yayılımı birkaç metreye kadar uzayabilir. Zihinsel olarak az gelişmiş bir insanın, zihinsel bedeni sütlü beyaz bir görünümdedir. Belli belirsiz olan renkler ise mat ve geçirimsizdir. Bir insanın düşünceleri ne kadar canlıysa ve farkındalığı ne kadar yüksekse ışıyan renkleri de o kadar canlı ve yoğundur. Bilgiler fizik beden ve duygularla zihinsel bedene aktarılır. Oradan da eterik beden yoluyla astral bedene iletilir. Astral beden alınan bilgileri duygulara çevirerek zihinsel bedene gönderir. Zihinsel bedende de bu duygular düşüncelere dönüşür. Astral beden ve çözümlenmemiş duygusal kalıplar, bilgiyi çarptırarak yanlı düşünceler oluşturur. Yani akılcı zihin aslında hiçbir zaman yansız ve nötr olamaz. Zihinsel bedenin asli görevi, ruhsal beden düzleminden çıkarak ve akılcı zihinle bütünleşerek evrensel gerçeği yakalamaktır. Üçüncü göz çakrası ve taç çakrası arasındaki bağlantı yoluya zihinsel bedenin yüksek derecelerine ulaşılabilir. Zihinsel beden bir kez geliştikten sonra, ruhsal bedenin aynası olur ve kişi yüksek benliğini idrak eder.



Ruhsal (Spiritüel) Beden


Yarıçapı ortalama 4.5- 5.5 m . genişliğindedir. En yüksek frekansa sahip bedendir.

Bu bedenin yayılım alanı geniştir. Enerjiyi insanın üst benliğinden alır, bu yüzden oradan gelen enerji saftır. Bu enerjiyi kullanabilmek de yeterince temizlenip düzelmiş çakralar sayesinde olur.
Ruhsal Alan; Tanrısal yanımızla bağlantımızı, ruhsal beden aracılığıyla yaparız.
Ruhsal Aura, Kİ'nin en yüksek derecede frekanslarını içinde barındırmaktadır. Farklı enerjiler çok daha değişime uğrayarak eterik alan enerjisine dönüşür. Bu enerji ise fizik bedenden gelen enerjiye dahil olmak üzere eterik alan aurası sınırları dahilinde korunmaktadır. Fizik bedenin en uzağında yer alan auraya ruhsal aura denir. Var oluşumuzun kaynağını, hedefini ve yaşamamızın amacını sadece ruhsal beden yoluyla tanıyabiliriz. Kendimizi onun titreşimlerine açtığımızda, yaşamımız tamamen yeni bir nitelikle zenginleşecektir.
Şifacılar ilk önce eterik aura ile ilgilenerek işe başlarlar. Çünkü hastalıklar gerek eterik beden üzerinde, gerekse fiziksel beden üzerinde yer almış olsun, o süptil enerji sistemini bozarak; sağlıklı olan frekansları, sağlıksız olan frekanslara dönüştürmektedir. Frekans üzerinde gerçekleşen bu değişim, hasta olan kişinin eterik alan aurasında renk değişimi meydana getirmektedir. Bu renk şifacının görmek istediğidir. Gözlenen renkler neticesinde teşhisini gerçekleştirmektedir. Auranın renkleri, hastalığın oluşumunu, ağırlık derecesini fark ettirerek hasta olan kişinin sağlığını ve dengesini tekrardan kazanabilmesi için ihtiyacı olan enerjinin türünü saptamaktadır. Sonra da şifacı olan kişi, ihtiyaç duyulan şifa enerjisini hasta olan kişiye uygun olan renk kanalıyla projekte etmektedir.
İnsanın görebildiği aura eterik auradır. Bu değişik renklerde görülebilir. Renkler fiziksel ve mental duruma göre değişebilir. İngiliz renk topluluğu aura'da 4700'den fazla renk olduğunu saptamıştır. Aura ayrıca bitkilerde, hayvanlarda ve taşlarda da mevcuttur.
Bu enerji sisi, (bulutu) genelde üçüncü göz denilen duru görü yeteneği açık olan kişilerce görülebilmektedir. Semyon Kirlian adlı Rus deneycisi tarafından yapılan fotoğraf makinesi kanalıyla da bilimsel olarak gerçekliği kanıtlanmıştır. Sonraları bu sistemin ismi Kirlian fotoğraf tekniği olarak da literatürde kendine yer edinmeyi başarmıştır.

Reiki ile Aura direkt ilgilidir. Reiki aurayı düzene koyar. Her Reiki uygulamasından önce ve sonra aura düzeltme yapılır. Bu geleneksel Reiki'nin bir parçasıdır. Aura düzenleme, baştan başlayıp üç kez ayağa kadar bedenin 20 cm .üzerinden geçilerek yapılır. Hasta olan kişinin aurasını görmenin üç temel yolu mevcuttur; şifacı olan kişinin aura görme yeteneğini geliştirebilmesi yoluyla kazanılan aura görme, aurayı avuçlarında hissedebilme, aurayı duru görü yoluyla görme şeklindedir .
Duygusal beden titreşimlerimizi ruhsal bedenimiz aracılığı ile aldığımız enerjiler ile
birleştirebilir isek olumsuz duyguları temizlemede yardım alabiliriz. Reiki ile
duygusal bedeni arındırabiliriz, hissettiğimiz olumsuz duygular, olumsuz olaylar
yaşamamıza neden oluşturabilir. Temizlenmemiş duygular ve tıkanıklıklar zihinsel bedende değişmeyen kati yargılar oluşturabilir. Sağlıklı düşünce yapısından sapmamız ise yaşamımızı, zihinsel ve fiziksel etkinliklerimizi olumsuz etkileyebilir.
Fiziksel, zihinsel ve duygusal dengemizi sağlayarak olumlu bir yasam için adım atmış oluruz. Ruhsal beden, evrenden aldığı enerjiler ile beslenen ve bilincimiz arttıkça oval hali yuvarlaklaşarak daireye dönüşen bedenimizdir. Bazı insanların yanında huzurlu olmamız ve pozitif enerji hissetmemizin nedeni o kişilerin gelişmiş ruhsal bedenlerinden kaynaklanır. Çakralar bölümünde, Çakralarımızın işleyişini incelerseniz bu bütünleşik sistem içerisinde sorunlarımızın başlangıç noktalarını tespit edebilir ve Reiki yardımı ile bütünsel şifa çalışmaları yapabilirsiniz.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-08-2007, 11:36 AM   #4 (permalink)
hayalayaz
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart Ynt: REİKİNİN KULLANIM ALANLARI VE EL POZİSYONLARI

(ÇAKRALAR (BEDENİN ENERJİ MERKEZLERİ )
Çakra, bir enerji merkezi, bir girdap, enerji üretimini sağlayan bir deliktir. Bir koniye veya huniye benzer. Çakranın “kalbi sayılan ucu dikey enerji akımına (orta kanala) bağlıdır. Çakralar dikey enerji akımından aldıkları enerjiyi bedene dağıtır. Dikey enerji akımı orta kanal” yukarıdan aşağıya omurga boyunca dolaşır. Başta ve kuyruk sokumunda söner. Dikey akım; enerjisini evrensel enerjiden alır. Çakralar dikey enerji akımından aldığı enerjiyi yönetimi altındaki organlara dağıtır. Çakranın kalbinde enerji akış miktarını kumanda eden bir supap vardır. Çakranın çalışması spiral şeklindeki girdaplara benzetilebilir.
Evrensel enerji, evrensel bilinç alanını temsil eder. Öyleyse çakraların bize sağladığı, yaşamsal enerji bizde duygular, önseziler, değişik hisler veya kendi özbilincimizi uyandıracak diğer şeylerle kendini gösterir. Çakralarınız açık olduğunda, ilk olarak evrensel alandan gelen büyük bir enerji miktarını metabolizmaya sokar. İkinci olarak da bu enerjiyle edindiğimiz, evrensel bilincin içimize akmasını sağlar.
Enerji miktarını arttırmak için çakraların dengeli bir şekilde açılması önemlidir. Evrensel enerji içinizde dengeli bir şekilde dolaştıkça hem bedeninizde hem de yaşamınızda dengeyi ve uyumu deneyimlersiniz
________________________________________
ÇAKRALARIN İŞLEVLERİ
1- Evrensel enerji alanının enerjisini yönlendirerek fiziksel bedeni canlandırır.
2- Bilinçlenmenin değişik yönlerinin gelişmesini sağlar (her Çakranın belli bir psikolojik işlevi vardır)
3- Enerjiyi değişik aura katlarına taşır. Her aura katmanında aynı fiziksel bedende yer aldığı şekilde kendine has 7 çakra grubu bulunur. Bu; her bir aura katmanının devamlı bir şekilde frekans oktavlarında yükselerek yer almasını sağlar.
Fiziksel bedeni tekrar canlandırabilmek için, çakraların her biri ilgili beden bölümüne direkt olarak bağlı olmalıdır. Her çakra sinir sistemine bağlı olduğu gibi bir hormon salgısına da bağlıdır. Çakralar evrensel enerjiyi emerler ve bunu nadiler denilen uzun enerji ırmakları boyunca bedene dağılırlar, bu ırmaklar saf enerjiyi sinir sistemine, hormon salgılarını, kana iletirler.büyük salgı bezleri Bedenimiz üzerinde, çakra adı verilen enerji merkezleri vardır.
Çakra Sanskritçe (eski Hint dili) bir kelimedir. Birçok eski metinde ya da kutsal kitapta değişik isimlerle anlatılır. Sözlük anlamı olarak baktığımızda "tekerlek" veya "çark" anlamındadır. Bu anlam bize, enerjinin spiral dönüşlerini hatırlatmaktadır.
Çakralar, gözle görülmeyen enerji bedenimiz üzerinde çarka benzeyen delikler halindedir. Geniş ağızları olan, bedene yaklaştıkça daralan, uzun ince hunilere benzerler. Yüksek katlardan gelen enerjileri bedenimize aktarma görevi yaparlar. Bunları, bedenimize gelen enerjilere açılan küçük birer kapı gibi düşünebiliriz. Her çakra farklı frekanstaki bir enerjinin giriş kapısıdır. Ne zaman bu kapılardan birinde tıkanma oluşursa bedenin enerji alımı güçleşir. İşte problemler böyle başlar.Çünkü, bedeni besleyen enerji akımı kısıtlanmış olur. Çakralar
düzgün çalışmadıkları zaman beden, sağlığını korumakta zorlanır.
Yaşam enerjisi çakralar yolu ile beden üzerinde dolaşım sağlamaktadır. Çakralar, birçok insanda minimal düzeyde çalışmaktadır. Eğer düzenli bir enerji alışverişi olursa bilincimizde daha şuurlu bir seviyeye ulaşır.
Bütünü ile enerji alışverişine açık olan insan vücudunda 7 temel
, 22 ikincil, 40.000-90.000 üçüncül çakra vardır. İkincil çakralar 2.derece Reiki uygulayıcılarının öğrenebileceği çakra-aura tedavisi metotlarıyla yapılan tedavilerde, üçüncül çakralar akupunktur-shiatsu gibi geleneksel uzak-doğu tıp metotlarınca kullanılmaktadır.
Bunlardan, vücudumuzdaki ana merkezleri kontrol eden yedi tanesi çok önemlidir. Beden üzerinde, omurga boyunca yer alırlar. Çeşitli şekillerde, ve sinir ağı merkezleriyle kesişirler.
Reiki,, çakralar ve salgı bezlerinin ortak çalışması ile beden üzerinde dengeyi sağlar.

BİRİNCİ ÇAKRA-- Kök ya da Temel Çarka
YERİ- Makatla üreme organlarının arasında bulunur. Kuyruksokumuyla bağı vardır ve aşağıya doğru açılır.
Renk: Kırmızı
İşlevleri: Fiziksel bedene canlılık verir. Yaşam gücü ile hayatta kalma, kendini koruma, içgüdüler.
ANOTOMİK BAĞLANTI Omurga, kemikler, dişler ve tırnaklar gibi bedenin tüm sert bölgeleri Makat, prostat bezi. Kan ve hücre yapımıyla
İlgili Salgı Bezi: Böbreküstü bezleri (Adrenalin ve Noradrenalin salgısı)
YİYECEKLER Proteinler, Kırmızı renkte sebze ve meyveler.
İLGİLİ AROMALAR: Sedir, karanfil
His İşlevi: Koku alma
Nitelikler: Materyal/maddi dünya ile ilgili konular, başarı.
Fiziksel beden, bedenin yönetimi. Kök salmak, bireysellik, istikrarlılık, güvenlik, durağanlık, sağlık, cesaret, sabır.
Olumsuz Nitelikler: Kendine odaklı olmak, güvensizlik, şiddet, açgözlülük, öfke.
Kök çakranın zıttı (3.GÖZ) 6. çakra yani ruhsal var olma çakrasıdır. İç dengeyi sürdürebilmek için 1.çakra,( 3.GÖZ) 6.çakrayla her zaman uyum içinde olmalıdır. Uyumsuz çalışmasının psikolojik yansıması güvensizlik, öfke, saldırganlık, korkudur. Bedensel olarak tüm bunlar kendini kabızlık ve şişmanlık olarak gösterir. Eğer kök çakra kapanmış ise, fiziksel olarak zayıf olmaya eğilim verir. Endişe ve belirsizlik hissi hakim olur.


İKİNCİ ÇAKRA: GÖBEK ÇAKRASI (Sakral Pleksus)
Yeri: Alt karın ile göbek arasında,Cinsel organların üstündedir. Sakrum bağlantılıdır
Renk: Turuncu
İşlevleri: Üremek, yiyeceklerin sindirimi, fiziksel güç ve canlılık,
cinsellik. Anatomik Bağlantı: Leğen kemikleri, üreme organları, böbrekler, mesane gibi organlar ve kan, lenf, mide suyu, sperm gibi bütün sıvılar.
İlgili Salgı Bezi: Testis(vücut dışında testis torbasında), yumurtalık(karın boşluğunun iki tarafında yer alır). Testesteron, Östrojen ve Progesteron hormonları ile ilgilidir.
Yiyecekler: Sıvılar.Turuncu renkte sebze ve meyveler.
İlgili Aromalar: Ylang-ylang, sandalağacı
His İşlevi: Tat alma
Nitelikler: Vermek ve almak, duygular, tutku, zevk, cinsel/şehvetli aşk, değişim, hareket, yeni fikirlerin özümsenmesi. Sağlık, aileye hoşgörü, teslimiyet. Diğerleri ile uyum ve yaratıcılık içinde çalışabilme.
Olumsuz Nitelikler: Yeme içmeye veya sekse aşırı düşkünlük. Cinsel
zorluklar yaşamak. Karmaşa, amaçsızlık. Kıskançlık, haset, sahip olma hırsı.
2.çakra evrensel enerjinin dişi yönünü temsil eder. Tüm biyolojik yaşamın kaynağı su ile tanımlanır ve astrolojik anlamda duyguları temsil eder. Çoğu durumda bu merkezin yetersiz çalışması çocukluğa hatta bebekliğe kadar uzanabilir. Kendi cinselliklerini ve tutkularını bastıran anne-babalar çocuklarını yeterince dokunma, okşama, şefkat ve sevgiden mahrum bırakmışlarsa, duygusal felç ve cinsel soğukluk ya da aşırı cinsel istekler ve patlamalar şeklinde gözükebilir. Uyumlu çalışmasında su unsuru temizler ve saflaştırır. Yaşamsal akışı engelleyen tıkanıklıkları çözer ve sürükler. Bedensel olarak bu böbreklerin ve mesanenin temizleyici fonksiyonlarıyla kendini gösterir. Ruhsal düzeyde ise, bizim yaşamı her an yenilenen bir şeymiş gibi görmemize yol açan özgür duygular şeklinde görülür.

MİNG MEN
Hara Çakranın sırtımızdaki karşılığıdır. Kişinin cinsel enerjisinin miktarını dengeler. Bu merkez dengeli çalıştığında kişi cinsel gücünü fark eder.



ÜÇÜNCÜ ÇAKRA: SOLAR PLEKSUS (Güneş Sinirağı Merkezi)



YERİ: Göbek (Göbeğin iki parmak kadar üstündedir.)
Renk: Sarı (altın rengine kadar uzanan tonlar)
İşlevleri: Kişisel gücün, hırsın, zekanın, astral gücün, tutkunun ve dokunma veya zekaya dayalı duyguların merkezidir.
Anatomik Bağlantı: Sırtın altı, karın, sindirim sistemi, mide, karaciğer, dalak, safra kesesi, merkezi sinir sistemi.
İlgili Salgı Bezi: Pankreas (İnsülin salgılar. Karbonhidrat mekanizmasını ve kandaki şeker miktarını ayarlar.Yağ ve protein dengesini sağlar.)
Yiyecekler: Karmaşık karbonhidratlar, tahıllar.
İlgili Aromalar: Lavanta, biberiye, bergamut
His İşlevi: Görme
Nitelikler: Dönüşüm, şekillendirme, arındırma, oluşun
biçimlendirilmesi, zihinsel/mental enerji.

Olumsuz Nitelikler: Mükemmeliyetçilik, başkalarını kontrolü altına alma, öz eleştirel düşünceler, hayal kırıklığı, sinirlilik.Bu çakrada insanlarla ve maddi dünyayla ilişki içine gireriz.
Bedenimizin duygusal enerjiyi yaydığı bölgesi burasıdır. Ülserler, midevi sorunlar ve karaciğer, dalak ve pankreasa ait rahatsızlıklar hep dengesiz duygulardan kaynaklanırlar. Pozitif ve negatif enerji kutupları da burada yer alır. Uyumlu çalışmasında kendimizi aydınlanmış ve neşe dolu hissederiz. Uyumsuzluğunda ise kasvetli ve dengesiz hissederiz. İçimizde bulamadığımız kabullenme ve tatmini maddi dünyada ararız. Bu çakra, duygusal hassasiyetlerin ve kişisel güç konularının temizlenme, arınma odasıdır.

DİYAFRAM MERKEZİ
Solar pleksüs’ün sırttaki karşılığıdır. Fiziksel sağlık için hissedilen niyet ile ilişkilidir. Eğer kişi kendi bedenini seviyor ve onu sağlıklı tutmak istiyorsa bu merkez açıktır. Şifa merkezi olarak da bilinir ve ruhsal şifa ile ilişkilendirilir. Bazı şifacılarda bu merkez oldukça geniştir.




DÖRDÜNCÜ ÇAKRA: KALP ÇAKRASI
Yeri: Göğsün ortasında kalp hizasında.
Renk: Yeşil (ikinci rengi Pembe)
İşlevleri: Kalbi, timus bezini, dolaşım sistemini, kanı, hücresel yapıyı ve istemsiz kasları canlı tutan merkezdir.
Anatomik Bağlantı: Kalp, sırtın yukarısı, göğüs ve göğüs boşluğu, ciğerlerin alt bölgesi, kan ve dolaşım sistemi, deri,eller.
İlgili Salgı Bezi: Timus (lenf sistemini kontrol eder. Ayrıca bağışıklık sistemini destekleme ve güçlendirme işlevi vardır.)
Yiyecekler: Yeşil sebzeler ve bol yapraklı yeşillikler.
İlgili Aromalar: Gül yağı.(* Mevlütlerde gül yağı dağıtılması belki bundandır?)
His İşlevi: Dokunma
Nitelikler: Sevginin, aşkın, "tüm var olan" ile "bir" olmanın ruhsal ve toplu bilincinin merkezi. Kalbin sevgi enerjisi ile zihnin analitik enerjisi arasındaki uyumu sağlar. Tanrı bağlantısı.Değişime ve yeni fikirlere açık olmak. Kayıplarla başa çıkabilme. Denge.
Olumsuz Nitelikler: Kendini bırakmak, korku, üzüntü, kızgınlık, alınganlık, kıskançlık, kin tutmak.
Bu çakradaki Timus salgı bezini çalıştırmanın bazı yolları vardır.
Timus salgı bezi kelebek şeklinde ve aşağı yukarı boğaz çukurumuzla göğüs aramızın arasındaki düz hattın orta kısmına denk gelir. bu bez doğduğumuz zaman büyüktür yaş ilerledikce de küçülür. Çocukluğunu kaybetmemiş olanlarda bu bezin büyük olduğu söylenir.
Bezi çalıştırma yöntemleri;
1) Timusun üzerine parmak uçlarımızla küçük küçük vuruşlar yapmak. Bunu anadoluda çok üzülen kişiler ağıt yakarken göğüs kemiğine vurarak yaparlar. Aslında bunu yaparken bu bezi aktive ederek sevgi ya da mutluluk salgılatırlar.
2) Dilimizi ters çevirerek damağımıza değdirmek. Bazı insanlar sıkıldıkları zaman bu hareketi otomatik olarak yaparlar.
3) Bence başkasının timusunu çalıştırdığı için harika bir yöntem ;Karşımızda sarıldığımız kişinin sırtını sıvazlamak. Düşünün bakalım, sırtı sıvazlanan kişiler kendilerini kötü hissederler mi?
Timus sevginin, mutluluğun salgı beziyse eğer o zaman buna biraz daha özen göstermekte
yarar var:=))
TİMUS ÇAKRASI
Kürek kemiklerinin ortasında yer alır. Kalp çakrasının sırttaki karşılığıdır. Ego iradesi ya da dış irade ile ilgilidir. Fiziksel dünyadaki davranışlarınızın merkezi burasıdır. Ne istiyorsanız onun peşinden gidersiniz. Ego iradesiyle ya da dış irade ile ilgilidir. Bu merkez saat yönünde dönüyorsa hayattaki işlerinizi yürütmekle ilgili pozitif bir tutum içinde olursunuz diğer insanları da sizi destekleyen kişiler olarak görürsünüz ve bu doğrultuda deneyimler yaşarsınız.


BEŞİNCİ ÇAKRA: BOĞAZ ÇAKRASI
Yeri: Boyun ile boğaz arasındaki çukurdadır. Boyun omurlarından başlar.
Renk: Mavi
İşlevleri: İletişim merkezi, sözlü ve zihinsel/mental iletişimler ve bu iletişimleri anlamak için gereken enerjiyi sağlamak.
Anatomik Bağlantı: Boyun, boğaz ve çene. Kulaklar, ses telleri, nefes, soluk borusu, bronşlar, ciğerlerin üstü, yemek borusu, kollar.
İlgili Salgı Bezi: Tiroid (Bedensel ve ruhsal gelişim arasındaki dengeyi sağlar. İskeletin ve iç organların gelişmesinde önemli rol oynar. Metabolizma yoluyla yiyeceğin enerjiye dönüşüm hızını düzenler. İyot metabolizmasını, kandaki ve hücrelerdeki kalsiyum dengesini kontrol eder.)
Yiyecekler: Meyveler
İlgili Aromalar: Adaçayı, sıtmaağacı (ökaliptus)
His İşlevi: İşitme
Nitelikler: Yüksek Bilinçliliğe açılan kapı ve kalbin duygularının dengelenmesi ve uyumlu hale gelmesi için geçmesi gereken kapı. Duygu ve düşüncelerin net ve açık ifadesi. Yaratıcılık, konuşkanlık, salıvermek, şifa.
Olumsuz Nitelikler: Telaş, düşük özsaygı, kendine güvensizlik, kindarlık, öfke, alınganlık.
Boğaz çakrası insanın ifade, iletişim ve esin yeteneğinin
merkezidir. 5.çakranın uyumlu çalışmasında ses gür ve melodilidir.
Zorluk ve direnç karşısında dürüst olup "hayır" diyebiliriz. Başka insanların düşünceleri bizi yolumuzdan saptırmaz. Uyumsuz çalışması durumunda ya çözümlenmemiş duygularımı düşüncesiz eylemlerle ifade eder ya da kendi zihnimize kapanır ve duygularımıza yaşama hakkı tanımayız. İfade yeteneğini başkalarını kandırmak için ya da sürekli konuşarak ilgi çekmek için kullanırız. Yargılamaya yatkın oluruz. Başkalarını rahatça ve insafsızca yargıladığımızda aslında bizi en çok rahatsız eden yanlarımız hakkında konuşmaktayızdır. Bedensel yansımalarına gelince ifade edilmeyen duygu ve düşünceler katılaşır, boğazımız düğümlenir ve sesimiz kısılır. Guatr, boyun tutulmaları, ses telleriyle ilgili problemler
ortaya çıkar.
TA-CHUİ (BOĞAZ ÇAKRASININ SIRTTAKİ KARŞILIĞI)
Boğaz çakrasının sırttaki karşılığı açıksa meslek hayatında başarıyı deneyimleriz. Eğer kapalıysa meslek hayatında sürekli terslikler yaşanır. Kişi yaşamın kendisine gereken fırsatları vermediğini düşünürüz.


ALTINCI ÇAKRA: ÜÇÜNCÜ GÖZ (Alın Çakrası)
Yeri: Eğer aktive edildiyse,ve duru görü yeteneği gelişmişse yeri, Kaşların ortasında, bir parmak kalınlığı kadardır..kapalı 3.gözün ilk yeri alnın üst tarafındadır…3.göz aktive edildikten sonra görme yeteneği kazanmak için üzerinde çalışılırsa,sürekli aşağıya kaşları arasına iner.. Renk: Çivit mavisi (İndigo), lacivert
İşlevleri: Altıncı hissin merkezi, yüksek önsezi, ruhsal, manyetik ve ışık enerjisi. Geleceği görebilme gücü, bağımlılıkları
şifalandırmak. Anatomik Bağlantı: Yüz, gözler, kulaklar, burun, sinüsler, beyincik, merkezi sinir sistemi.
İlgili Salgı Bezi: Hipofiz (Hipofize çoğunlukla "Temel bez" denir. Çünkü salgılama aktiviteleri diğer bezlerin de çalışmalarını kontrol eder. Bir orkestra şefi gibi diğer bezlerin uyumlu etkileşimlerini gerçekleştirir.)
Güçlendiren Etkenler: nefes, hava.
İlgili Aromalar: Nane, yasemin.
His İşlevi: DDA (duyu dışı algılama) dahil tüm duyular
Nitelikler: Yüksek Bilinçlilik, duygusal ve ruhsal sevginin merkezi,
spritüel içgörü, geleceği görebilme. Dengelendiğinde zihin (sağ yarımküre) ve beyin (sol yarımküre) birleşik bir alanda işlev yapar.

Ardından içgörü ve kavrayış ortaya çıkar ve bunun pratik yaşamda uygulanması günlük bir hal alır. Aynı zamanda olumsuz eğilimlerden arınılması ve bencil tavırların elimine edilmesini destekler.
Olumsuz Nitelikler: Endişe, isteri, stres, korku, şok, sinir, depresyon, baş ağrıları, konuşma ve kilo problemleri.
6. çakra yüksek zihinsel güçlerimizin, entelektüel kapasitemizin, hafızamız ve irademizin merkezidir. Fiziksel düzlemde, merkezi sinir sisteminin yönetim merkezidir. 6.çakra olumsuz çalıştığında yanlızca akılcı zihnimizle algılayabildiklerimizi kabul eder, ruhsal
gerçekleri reddederiz. Bu çakra kişilik gözü olan sol gözü yönetir.
Tıkanıklığında, Merkezi sinir sistemi Beyin ve Omuriliği kapsadığından bu alanla ilgili ciddi rahatsızlıklar doğurabilir.
BİLİNÇALTI
Başın arkasında ense kökünde zihinsel yönetici merkezdir. Alındaki 3. gözle birlikte yaratılan, yaratıcı fikirlerin tamamlanıp yerine getirilmesinde görevlidir.

YEDİNCİ ÇAKRA: TAÇ ÇAKRASI
Yeri: Başın taç kısmında,Kafanın ortasında, en yüksek noktadadır. Yukarıya doğru açılır.
Renk: Menekşe rengi (viyolet) ya da floresan beyazı
İşlevleri: Ruhsallığın, aydınlanmanın, dinamik düşünce ve enerjinin merkezi. Beyin, sağ göz ve epifiz bezine yaşamsal enerji veren merkezdir. Anatomik Bağlantı: Asıl Beyin
İlgili Salgı Bezi: Epifiz ( Muhtemelen tüm organizmayı etkiler. Bu bez melatonin hormonu salgılar)
Güçlendiren Etkenler: Güneş, meyvasuları
İlgili Aromalar: Olibanum, lotus.
His İşlevi: yok
Nitelikler: Eterik bilgeliğin içe akışına izin verir ve kozmik bilinçliliğin hediyesini getirir. Uyandırıldığında ve netleştirildiğinde, kişinin aldatıcı idealler, maddi işler, kendini kısıtlayıcı düşünceler, gurur ve kibirlilik hakkındaki gerçekleri görmesini sağlar; daha ileri aşamada ise sürekli bir özfarkındalık ve kişisel duygulardan bilinçli bir ayrılma tecrübe etmesini sağlar.
OLUMSUZ NİTELİKLER: Karmaşa, sinirlilik, stres. 7.çakra, öteki çakra enerjilerinin hepsinin kaynağı ve başlama noktasıdır. Nasıl spektrumun tüm renkleri beyaz ışıkta birleşiyorsa en yüksek çakra da düşük merkezlerin tüm enerjisini içinde barındırır. Burada kişisel enerji alanımız evrenle bir olur. Bu benliğimizin aydınlanmasının son basamağıdır.
Eğer taç çakrası açılmamışsa kendimizi bolluktan ve bütünlükten ayrı hissederiz ve korkudan tamamen kurtulamayız. Kendimizi bu çakranın gelişim evrelerine yeterince hazırlayamazsak bir belirsizlik duygusu ve amaçsızlık hissederiz. Aslında bu duygular içimize daha sıkı bakmamızı söyleyen ip uçlarıdır. Hissizlik ve ölüm korkusu çok belirgindir. Bu rahatsız edici duyguları kontrol etmek için aşırı bir uyku ya da aşırı bir hareketlilik, aşırı sorumluklar yüklenme şeklinde kendini gösterir. Bu durumda olan insanlar kaçınılmaz olarak hastalanırlar. Akıl sağlıklarını yitirebilirler.Bu çakra aynı zamanda sağ gözü yönetir.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 09-08-2007, 08:31 PM   #5 (permalink)
hayalayaz
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart Ynt: REİKİNİN KULLANIM ALANLARI VE EL POZİSYONLARI

  Alıntı ile Cevapla
Alt 01-07-2008, 06:43 PM   #6 (permalink)
<b>Administrators<br /> MuminOkan</b>
 
Üyelik tarihi: Apr 2008
Bulunduğu yer: Earth
Mesajlar: 3,640
Tesekkür: 15,880
1,898 Mesajinıza toplam 8,534 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
MuminOKAN has a reputation beyond reputeMuminOKAN has a reputation beyond reputeMuminOKAN has a reputation beyond reputeMuminOKAN has a reputation beyond reputeMuminOKAN has a reputation beyond reputeMuminOKAN has a reputation beyond reputeMuminOKAN has a reputation beyond reputeMuminOKAN has a reputation beyond reputeMuminOKAN has a reputation beyond reputeMuminOKAN has a reputation beyond reputeMuminOKAN has a reputation beyond repute
Standart Ynt: REİKİNİN KULLANIM ALANLARI VE EL POZİSYONLARI

__________________
Hücresel seviyede attığın her tohum, yeşerecektir.

Elimde mevcut olan >tüm ücretsiz ve isme özel olmayan telkinler<

Daha Sağlıklı Bir Hayat İçin Smootox Buğday Çimi Suyu İçin: https://www.simgeorganik.com.tr


Sana 1π gönderiyorum! Pi Stanford PhD'leri tarafından geliştirilen, dünya genelinde 47 milyondan fazla üyesi olan yeni bir dijital para birimidir. Pi elde edebilmek için https://minepi.com/MuminOkan linkini takip edin ve davetiye kodu olarak benim kullanıcı (MuminOkan) kullanın.
MuminOKAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


REİKİNİN KULLANIM ALANLARI VE EL POZİSYONLARI

Alternatif Kişisel Gelişim ve Reiki REİKİNİN KULLANIM ALANLARI VE EL POZİSYONLARI Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız REİKİNİN TARİHİ Reikiyi yeniden keşfeden Dr. Mikao Usui 1865 yılında doğdu. 4 yaşında eğitim görmesi için bir Tendai manastırına gönderildi. Burada uzun süre kaldığına inanılmaktadır. Bu süre içinde Japonya’da Ki Gong denilen Reiki’ye çok benzeyen şifa tekniğini üst düzeyde öğrendi. ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Reiki telkin cd indir izle İstanbul Reiki nerededir kimdir Reiki çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Reiki hipnoz Reiki olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Reiki hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Reiki kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:50 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.