17-11-2010, 12:36 AM
|
#1 (permalink)
|
Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Mükemmel Özsaygı-1
Hiç bazı insanlar mükemmel bir özgüven sahibiyken diğerlerinin neden özgüven eksikliği yaşadığını merak ettiniz mi? Daha fazla özsaygıyla, daha iyi olabileceğinizi hiç düşündünüz mü?
Özsaygı inanılmaz önemlidir. Hatta bence o kadar önemli ki bunu bir daha söyleyeceğim. Özsaygı inanılmaz önemlidir. Birçok insan bunun kendine güvenle aynı olduğu görüşüne sahiptir; fakat bu, kendine güvenden çok daha önemlidir. Her şeyden önce saygı kelimesi değeri de içinde barındırır. (Yani kendimize değer vermek anlamına geliyor.)
Peki, o zaman özsaygının anahtar bileşenleri nelerdir? Özsaygısı olanların derin, içten bir benlik anlayışları vardır; kendilerini gerçekten çok severler, içsel durumlarının farkındadırlar ve onu kontrol edebilirler. Sağlam bir amaç anlayışları vardır veya amaçlı bir şekilde hareket eder ve davranırlar. Bunlar doğum sırasında verilen sihirli güçler değildir. Kendini geliştirme veya değişim programlarımızdaki esas kavramlardan biri: Diğerlerinin yaptıklarından, öğrenebilirsiniz. İşte ben de özsaygısı olan insanların neler yaptığını açıklayarak başlayacağım. Ve bu açıklamayı rahat, anlaşılabilir küçük parçalara böleceğim. Böylece aynısını yapabilir ve anında hayatınıza uygulayabilirsiniz. Doğru şekilde uygulandığında bu duygular herkesin üzerinde inanılmaz etki yaratır. Kendi Benlik Duygunuzu/Algınızı Geliştirmek
Yıllar boyunca çalıştığımız birçok insan bize özgüven eksiklikleri olduğunu söylediler. Bunu oldukça sık duyuyoruz. Daha önce ifade ettiğimiz gibi özsaygı kendimize verdiğimiz değerken özgüven yaptıklarımızla ilişkilidir. Daha spesifik olmak gerekirse, güven birş eyi yapma yeteneğimize veya bir tür yeterliliğe sahip olmamıza bağlıdır. Bir şeyi yapmak için, bir durumda belli şekilde davranmak için, belli bir mücadeleye girmek için yeteneğimize güveniyoruz. Deneyimlerime göre özsaygımız olmazsa özgüvene sahip olmamız neredeyse imkânsızdır.
Bir defasında oldukça tanınmış bir bankada çalışan ve alanında doğuştan yetenekli bir bayana danışmanlık yapmıştım. İlk hizmet içi eğitiminden ve işe başlamasından kısa bir süre sonra herkes tarafından zeki, itinalı, gayretli ve çok çalışan birisi olarak tanındı. Gerçekten çalıştığı şube için kıymetli biriydi ve meslektaşlarıyla iyi anlaşıyordu. İlk yılın sonunda kendisine daha yüksek bir pozisyon teklif edildi ve maaşında az bir artışla daha fazla sorumluluk yüklendi. Bu pozisyonda üç yıl geçirdikten sonra kredi pazarlama şefliği boşaldı ve amirlerinden biri bu pozisyona başvurmasını tavsiye etti. Amiri onun bu pozisyonu hak ettiğini düşünüyordu ve başvurması için onu cesaretlendirdi. Fakat bayan kendini yeterince nitelikli ve pozisyona başvuracak kadar becerikli bulmuyordu. Övgüyü azletmek için her zaman başarıyla bir sebebi vardı. Kendi kendine o pozisyonu hak etmediğini, yaptıklarını herkesin yapabileceğini tekrarlayıp duruyordu. Ona göre eğer bu göreve talip olursa bir gün gelecek, müdürü, işinde aslında o kadar da iyi olmadığını söyleyecek ve gerçekten ne olduğu ortaya çıkacaktı. Bu yüzden başvurmadı. Olağanüstü! Dahası eminim tıpkı bu kadına benzeyen birisini tanıyorsunuzdur.
Buna benzeyen birçok insanla karşılaşıyorum. Bu özsaygıya sahip olmayan insanlar aldıkları apaçık başarılı sonuçlardan veya tasdiklerden genelleme yapamazlar. Neredeyse sanki kendilerine söylenen övgüyü duymuyor gibidirler. Bu yüzden bahsettiğim bayan terfi için yapması gereken başvuruyu yapmaktan yoksundu. Özsaygısı düşük insanlar sürekli ve tutarlı bir şekilde hayatları boyunca kapasitelerinin üzerine çıkamazlar. Birçoğu hayatlarını kendilerini küçümseyerek ve değersiz olduklarını hissederek geçirirler.
O zaman yapacağımız şey keşfetmek. Yıllar boyunca özsaygısı olan insanları, gerçekten nasıl düşündüklerini ve davrandıklarını inceledim. Hepsi şu soruyla ilgiliydi “bunu nasıl yapıyorlar?”
Üniversite ikinci sınıfta iken bir dershanede felsefe grubu dersleri etüt öğretmeni olarak çalışıyordum. Dershane daha iyi bir semte ve daha büyük bir binaya taşınacaktı. Nermin adında bir kız, Yönetici’nin sekreterliğini yapıyordu. Yönetici bu taşınma işini ve buna ait bütün yazışmaları Nermin’in de yardımıyla kendisi düzenledi.
Nermin kendi olmaktan memnundu, okulda (büro yönetimi) başarılı olmuştu ve bu kendisinin dershanecilik sektöründeki ikinci işiydi. Yönetici Asistanı olmak için tüm sekreterlik pozisyonlarında çalışmıştı. Alışılmadık bir şeyde yardım istenmek onu rahatsız etmezdi. Taşınmanın olacağı gün Yönetici bir araba kazası geçirmişti. Hastanede bir gece geçireceğinden bir süre izin alması ve bir süre de iyileşmek için dinlenmesi gerekiyordu. Bir başka yönetici Nermin’e taşınma işini idare edip edemeyeceğini sordu. Elbette biraz endişeliydi, fakat tabi ki tereddütsüz kabul etti, sonuçta yapılan düzenlemelerin birçoğunu biliyordu ve çok çaresiz kaldığında Yöneticisi’nin cep telefon numarası da kendisinde vardı.
Neden bundan bahsediyorum? Çünkü iki durum arasındaki farkı görmenizi istiyorum. Nermin diğer bayanla karşılaştırıldığında sadece yumuşak huylu değil, aynı zamanda kendisiyle çok daha barışıktı ve tabi ki bu da doğal olarak son dakikada harekete geçmesi için gereken güveni kendinde bulduğu anlamına geliyordu. Her iki bayan da oldukça kapasiteliydi, fakat ilk bahsedilen kadının zayıf bir benlik değeri varken Nermin kendine inandı. Peki ya siz? Aşağıdaki soruları kendiniz için cevaplamanızı istiyorum:
Bir iltifat aldığınızda sözel veya sözel olmayan bir şekilde, onu saptırmadan ve
def etmeden veya zihninizden onu hak ettiğinizi düşünmeye gerek kalmadan
bu iltifatı kabul edebiliyor musunuz?
Hiç, eninde sonunda bir gün iyi olmadığınızın “ortaya çıkacağından” korkar mısınız?
Tereddüt etmeden kendiniz hakkında on tane beğendiğiniz şeyi yazar mısınız?
Yeni bir şeyi denemeniz istendiğinde tepkiniz (içsel ve dışsal olarak) nedir?
Sizi zorlayan veya mücadele etmenizi gerektirecek bir durumdan önce kendi kendinize ne söylersiniz?
Buna gerçekten zaman ayırın ve cevaplarınızı yazmayı deneyin. Bu tür bilgileri hem zihninizde hem kâğıtta görmek her zaman iyidir. Sonra cevaplarınız sizinle ilgili ne anlatıyor ve kendinizi ne kadar seviyorsunuz onu görün. Siz kendiniz olmaktan memnun musunuz? Kendiniz ve yeteneklerinize eleştirel mi yaklaşıyorsunuz? Ben bunları tekrar yazmanızı tavsiye ederim, çünkü böylece bu teknikleri takip etmeyi bitirdiğinizde cevaplarınızı karşılaştırabilirsiniz. O zaman bu tekniklere ve stratejilere geçelim.
Anlatmak istediğim ilk strateji İltifatları Kabul Etmek. Bir iltifatı kabul etmenin en kolay yolu sadece “teşekkür ederim” demektir. Çok zor değil, öyle değil mi? Birisinin size yaptığı iltifatı hatırlayın, ne kadar küçük veya önemsiz olduğunu düşünseniz de zihninizde onu tekrar duyduğunuzu hayal edin, tekrar tekrar dinleyin ve hatta kendi kendinize yüksek sesle “teşekkür ederim” diye tekrar tekrar söyleyin. Farklı ses tonlarını, aksanları veya tavırları veya yüz ifadelerini deneyerek size en iyi ve doğal olanını bulun.
Burada sınırlarınızı aşmanız ve gerçekten bunları yapmanız gerekiyor. Bunu tekrar tekrar uygulayın. Alışılmadık hissettirse de bunu bir aynanın karşısında tekrarlamanızı tavsiye ederim. Bir daha birisi size bir iltifatta bulunduğu zaman eski alışkanlığınız sizi dürtse de yaptıklarınızı hatırlayın. Böyle olsa bile ne yaptığınızı hatırlayın ve sadece bir “teşekkür ederim” deyin. Bunu yapmaya alıştığınızda beyniniz bu yeni tepkiyi öğrenecek ve davranış bundan sonra otomatik olarak oluşacak.
Alıntıdır. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |
Offline
| |