Geri git   Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri > Hayatım Değişti Klubü > Serbest Kürsü > Sağlık Haberleri

Uyarılar

FORTİS Emeklilik ve Hayat A.Ş. Genel Müdürü Sinan Erengül

Serbest Kürsü ve Sağlık Haberleri FORTİS Emeklilik ve Hayat A.Ş. Genel Müdürü Sinan Erengül Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Biz öncelikle Sinan Erengül hakkında değil Baba Sinan Erengül hakkında bilgi almak istiyoruz. Kimin/kimlerin babasıdır Sinan Erengül? Çocuklarımdan kızımın ismi Yağmur, oğlumun ise Emin Doruk. Şu anda neler yapıyorlar? ( İş hayatları veya okuyorlarsa eğitim hayatları şu anda ne pozisyonda ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Sağlık Haberleri nerededir kimdir Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sağlık Haberleri hipnoz Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi

FORTİS Emeklilik ve Hayat A.Ş. Genel Müdürü Sinan Erengül

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 21-10-2009, 10:56 AM   #1 (permalink)
Albay
 
Üyelik tarihi: Dec 2008
Mesajlar: 432,578
Tesekkür: 0
429 Mesajinıza toplam 518 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
bluemoon24 is an unknown quantity at this point
Standart FORTİS Emeklilik ve Hayat A.Ş. Genel Müdürü Sinan Erengül



Biz öncelikle Sinan Erengül hakkında değil Baba Sinan Erengül hakkında bilgi almak istiyoruz. Kimin/kimlerin babasıdır Sinan Erengül?







Çocuklarımdan kızımın ismi Yağmur, oğlumun ise Emin Doruk.Şu anda neler yapıyorlar?



( İş hayatları veya okuyorlarsa eğitim hayatları şu anda ne pozisyonda oldukları)
Yağmur, Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklâmcılık Bölümü'nden mezun. 27 yaşında ve halen bir reklâm şirketinde çalışıyor. Ayrıca 7 aylık evli.Doruk da 19 yaşında ve Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisi.Çocuklarınız ile ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?







Onların babasıyım. Yaşları büyüdükçe daha yakınlaştığımızı, daha fazla konuştuğumuzu görüyorum. Ama ben onların arkadaşı değil, her zaman ihtiyaç duyacakları babayım. Hep de öyle olmaya gayret ettim. En çok önem verdiğim husus onların ne sorunu varsa bunu rahatlıkla bana açabilmelerini ve olabildiğince özgür düşünen, kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler olmalarını sağlamaktı. Hiçbir şeyde yüzde 100 başarıyı yakalamak mümkün değildir. Ancak burada önemli ölçüde hedefime ulaştığımı düşünüyorum.Birlikte neler yapıyorsunuz? Ortak ilgi alanlarınız var mı? Beraber vakit geçirdiğinizde neler yaparsınız?







Maalesef, çocukluklarından beri ortak ilgi alanlarımız olmadı. Beraber çok az vakit geçirdik ve bunun da en önemli sebebi benim onlara yeterince vakit ayırmamamdır. Ne var ki, zaman çok çabuk geçti. Bunu, hayatımda kaçırdığım en önemli fırsatlardan biri olarak görüyorum. Şimdi beraber olduğumuzda, ilişkimizin onlar için de benim için de daha eğlenceli olduğunu düşünüyorum. En azından birbirimizi anlamamız daha kolaylaşıyor.Baba-Kız / Baba-Oğul ilişkinize baktığınızda çocuklarınızın küçüklüğünde hayal ettiğiniz frekansı yakaladınız mı?







Eşim Fügen ve ben üniversite öğrencisi iken evlendik. Genç yaşta anne baba olmamız kızım açısından hem talih hem de talihsizlikti. Yağmur'u büyütürken kayınvalidemin çok desteğini aldık. Neredeyse kızımla beraber büyüdük diyebilirim. Ben finansal anlamda bir an önce toparlanabilmek için üniversiteyi bitirir bitirmez işe girdim ve iş hayatımın ilk yıllarında Yağmur'u çok ihmal ettim. Ama o yine de çok iyi bir çocuk olduğu için bana hep sıcak yaklaştı. Ama itiraf etmem gerekirse, çocukluğunda kızımla istediğim frekansı yakalayamadım. Oğlum doğduğunda çok daha tecrübeli olmama rağmen işe daha fazla zaman ayırmak zorunda olduğum için yine istediğim, hayal ettiğim frekansı yakalayamadım. Şimdi bu açığı kapamaya çalışıyorum. Yakın geçmişe dönersek, eğitim hayatlarından bahseder misiniz bize? Nasıl bir eğitim aldılar?







Yağmur, ilkokulu 5. sınıfa kadar TED Ankara Koleji'nde okudu. Daha sonra İstanbul'a geldik ve ilkokulu Işık Lisesi'nde bitirdi; sonra sınava girerek ortaokul ve liseyi de aynı okulda tamamladı. Bilgi Üniversitesi'ne girdiğinde hepimiz havalara uçmuştuk.Doruk, ilkokul, ortaokul ve liseyi Işık Lisesi'nde tamamladı. Hukuk okumak istedi. Hukuk okumasını annesi de çok istiyordu. O da Bilgi Üniversitesi'ni kazanınca yine havalara uçtuk. Çünkü her ikisi de çok istedikleri üniversiteye ve bölümlere girmişti.Eğitim hayatlarının dönüm noktalarında neler yaptınız, anne ve baba olarak nasıl kararlar aldınız?







En zor karar Yağmur'un eğitimi ile ilgili olmuştu bana göre. Çünkü kızım TED Ankara Koleji'ne sınavla girmişti. Bunun ne demek olduğunu daha sonra çok iyi anladım. El kadar kızımı sırf o okula girsin diye her Cumartesi, Pazar hafta içinde özel derslere götürdük ve o çocuk okuma yazma bilmeden, şekiller üzerinden yapılan testleri öğrenerek sınava girdi ve binlerce çocuğun arasından sıyrılıp okula girmeyi başardı. Ailece çok sevinmiştik. 1989 yılına geldiğimizde ise benim İstanbul'a gitme zorunluluğum doğdu. Kızım 4. sınıftaydı ve TED Ankara Koleji'ndeki eğitimini o dönemde bir daha sınava girmeden üniversiteye kadar aynı kurumda tamamlama şansına sahipti. Bir seçim yapmak zorundaydık ve İstanbul'a gitme kararı aldık. Bu hiç ama hiç kolay olmadı. İşimde terfi ederek İstanbul'a gitmeme rağmen, hayatımda yaşadığım en büyük sıkıntı ve üzüntülerden birisini yaşadım. Sevgili kızımı İstanbul'da yeniden büyük bir uğraş bekliyordu. Farklı müfredata uyum sağlamanın yanında özel okullar sınavına hazırlanmak zorunda kaldı. Ama onu da başardı. Bunu niye bu kadar uzun anlattığımı düşünebilirsiniz. Kızım eğitiminde başarılı olamasaydı inanın kahrımdan ölebilirdim. Ama şükürler olsun böyle bir zorluk yaşamadım. Doruk'un eğitim hayatı için sıkıntı yaşamadık diyebilirim. Sadece üniversite sınavı stresini Yağmur gibi onunla da çok yaşadık. Ama ne mutlu bize ki, kızımız eğitimini tamamladı. Doruk'un da aynı performansı göstermesini diliyoruz.Peki, eğitim hayatlarının başına dönersek, okul öncesi eğitim aldılar mı çocuklarınız? Aldılarsa kaç yaşında başladılar anaokuluna?







Her ikisi de anaokuluna gitti. Kızımı anneannesi 4 yaşına kadar büyüttü. Sonra yuvaya gitti. Oğlum ise, işten ayrıldığı için eşim tarafından büyütüldü. O da 4 yaşında yuvaya gitti.Nasıl bir çocuktular? Birlikte oyun oynar mıydınız? Sinemaya, tiyatroya gider miydiniz mesela?







Yağmur çok dışa dönük bir çocuktu. Hala da öyledir. Doruk ise gerçekten afacan bir çocuktu. Birlikte bir şeyler yapmaya gelince... Daha önce de söylediğim gibi birlikte çok az olabildik. Bu da tamamen benim suçum.Peki ya bebeklikleri? Nasıl anılar var hatıralarınızda? Hiç mamalarını yedirdiniz mi? Altlarını değiştirdiniz mi? Veya gazları varken eşinize yardımcı oldunuz mu?Eşim Yağmur'un doğumu için hastaneye gittiği sabah ben de çok önemli bir sınav için okula gitmiştim. Sınavın ilk yarım saatinde hayat durmuştu benim için. Ama sonra soruları cevapladım ve çok iyi bir sonuç aldım. Yağmur doğduğu gün Ankara'yı sel götürmüştü. Bunları hiç unutmam. Mamalarını yedirmek altlarını değiştirmek... Bunlar konusunda kendimle gurur duyabilirim. Kızımın gece bakımı üniversiteyi bitirene kadar bana aitti. Çünkü ben, nerdeyse her gece sabaha kadar ders çalışıyordum ve Yağmur gece uyandığında mamasını yedirmek, altını değiştirmek, gazını çıkartmak gibi görevler bana aitti. Ele avuca gelinceye kadarki dönemde banyo yaptırtmak da bana aitti. Bunları çok severek yapıyordum. Çünkü babalar da işe yaramalı! Oğlum için de aynı şeyleri yaptım bebekliğinde, bazı şeyleri kaçırmış olsam da en azından bunları yapabildim.Doğum anlarına dönelim… İlk kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz? Kokularını hatırlıyor musunuz mesela? O güne ait ne tür anılar var hafızanızda…







Yağmur doğduğunda şaşkındım ama ilk kucağıma aldığımda bebek kokusunu ta içime kadar hissettim. Fizyolojik sarılık teşhisi konulduğunda ne yapacağımı bilmez bir şekilde oraya buraya koşturdum. Doruk doğduğunda çok hazırlıklıydık ve sevgili oğlum zamanından geç doğdu. Hiç acelesi yoktu. Doğduğunda aşırı dinlenmekten (!) buruşuk doğmakla birlikte bayağı ele avuca gelen bir bebekti. Ben doğuma girmek istediğimde ve doğumdan hemen sonra Doruk'u sünnet ettirmek istediğimizde doktorumuz buna şiddetle karşı çıkıp beni kovalamıştı.Ya sizin babanız? Onunla ilişkileriniz nasıldı?







Benim babamla aramda tam 50 yaş vardı. Yani, halk arasındaki yaygın tabirle, ben bir tekne kazıntısıyım. Onun beni anlaması benim de onu anlamam kolay değildi. Arada bana her zaman çok destek olmuş ağabeyim vardı ve onunla da aramızdaki yaş farkı 17 idi. Babam bana hep sevgiyle yaklaşmıştır. Ama beni anlamakta çok zorlandı. Ben de onu, hep yaşayacakmış gibi algılamıştım.Kendi babanızdan örnek aldığınız şeyler oldu mu?







Hep sakin ve standart bir insandı. Tevekkül sahibiydi. Allah'a inancı çok güçlüydü. Ama hiçbir zaman softa olmadı. Din ile ilgili abartılı davranışları da saygılı ama biraz da muzip bir biçimde eleştirirdi. Gerçekten çok dürüst bir insandı. Birisini üzmemek için çırpınırdı. Aileye çok önem verirdi. Bütün bunlar bana kendi yaşam felsefem ile ilgili bir birikim yarattı. Ben de elimden gelen her şeyi yaptığıma inandıktan sonra gerisini hayatın akışına bırakırım. Yani ben de tevekkül sahibi, sabırlı bir insanım. Kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi başkasına yapmam. Üzmemeye, kırmamaya dikkat ederim. Çoğu zaman bana zarar verebileceğini ya da işimi zorlaştıracağını bilmeme rağmen doğru bildiğimi söylemekten çekinmem. Babam gibi ben de ilahi adalete inanırım.Peki, kendi çocukluğunuz ile çocuklarınızın çocukluğunu kıyaslamanızı istesem neler aklınıza gelir? İki tarafında şanslı ve şansız durumları sizce neler?







Çok farklı çocukluklar. Ben oyun, eğlence, doğa ile iç içe ve sokaklarda koşturarak büyüdüm. Ama daha dar ve mütevazı bir dünyaydı benimki. Şimdi çocuklarıma bakıyorum da, belki yeterince oyun oynayamıyor ya da doğa ile, sokak ile benim kadar haşır neşir olamıyorlar, ama bütün dünya ile entegre olma şansına sahipler ve küresel çağın çocukları onlar. Beklentileri, ihtiyaçları, sorunları, her şeyleri benden çok farklı. Tek yapmaya çalıştığım onları daha iyi anlayabilmek ve mümkünse sıkıntılarını gidermek yönünde tecrübelerimden de yararlanarak onlara destek olmak.Son kez: Sinan Erengül babalara birkaç cümle ile neler tavsiye eder?







Benim ilk tavsiyem kesinlikle çocuklarının babaları olmaları. Yani arkadaş, dost vs. gibi fonksiyonlar üstlenmemeleri. Çünkü çocuklar zaten kendi arkadaşlarını kendileri belirleyecek ve eleye eleye de sonunda bir avuç kalacak biçimde seçimlerini yapacaklar. Ama en önemli sorunlar anne baba ile çözülür. Çocuk daima hep güveneceği ve zor anında kayıtsız şartsız yanında olacağı bir varlığı yani babayı bilmelidir. Eğer baba arkadaş olursa, bu boşluğu hiç beklenmedik başka birileri doldurabilir. Bence bir baba için yaşanabilecek en kötü şey bu olsa gerek. Diğer bir önemli konu da çocuklarla kaliteli zaman geçirmek. Ben bunu gereğince yapamadım. Küçük çocukları olan bütün babalara, çocukları ile geyik muhabbeti yapmadan tamamen hem kendilerini hem de çocuğu tatmin eden bir ilişkiye vakit geçirmeksizin başlamalarını öneriyorum. Nasıl mı? Her baba ve çocuğunki farklı! Herkes kendi en iyi ilişkisini kendisi kuracak. İş, güç bunlar nasıl olsa yapılıyor, başarı da sağlanıyor, ama kaçan zamanı yeniden yaşamak imkânsız!Sinan Erengül'e eşinin nasıl bir anne olduğunu da sorduk, baba gözünden eşinin anneliğini anlatmasını istedik?Eşim Fügen, çocuklarına bile yeter artık dedirtecek kadar onlarla yakından ilgilenen, son derece sevecen bir annedir. Tabii ki onlarla yakından ilgilenirken, evde en çok azarı işiten ve darbeyi yiyen de ben oluyorum. Ne zaman çocukların bir eksiği olsa mutlaka ben sorumluyumdur! Eh, 28 yıldan sonra alıştım artık. Çocuklarımızın sağlıklı büyütülmesi konusunda eşime çok şey borçluyum. Gerçekten çok iyi ve ilgili bir annedir. Hafiye gibidir. Kimse onun elinden kurtulamaz. Bize öylesi emeği geçti ki, çoğunlukla evde kimse ona karşı sesini fazla çıkartamıyor. Hepimiz onu çok seviyoruz. Gelelim iş hayatınıza siz dünyanın en büyük finans kurumlarından birinin emeklilik ve yatırım konusunda Türkiye yöneticisisiniz. Profesyonel olarak baktığınızda Türk aileler hayatlarını garantiye alma, bireysel emeklilik veya risklere karşı kendilerini koruma konusunda ne kadar bilgililer?Her anne baba hem kendisinin hem de çocuklarının hayatını garantiye almak ister. Bu, ülkemizde ve sosyal sistemimizde köklü bir gelenektir. Bir ev sahibi olmak, bir kenara altın ya da son yıllarda olduğu gibi, bir miktar döviz atmak bu yaklaşımın bir yansımasıdır. Ancak, bu birikimler bireyin veya ailenin geleceğini kısmen güvence altına alabilir. Sigortacılık sektörü ise, gelecekte yaşanabilecek, doğal afet, hastalık, ölüm ve diğer birçok riskin, zamana yayılmış küçük bir maliyet karşılığında bertaraf edilmesini sağlar.Ülkemizde sigorta bilincinin yaygın olduğunu söylemek zor. Birikimler, daha ziyade ileriki yaşlar ya da çocukların geleceği için yapılır. Bunda risk kavramına bakışımız önemli rol oynuyor. Riskin varlığını kabullenip, ileride yaşanabilecek tatsız durumlara karşı tedbir almamız gerektiğini görmemiz gerekiyor. Ülkemizde kişi başına düşen gelir ve buna bağlı olarak refah düzeyi yükseldikçe, bu bilinç daha iyi oturacaktırBireysel emeklilik de, ileriki yaşlarda yaşam seviyemizi güvence altına alan, yeni ve gerekli bir sistem. Özellikle, ülkemizde kayıt dışı ekonominin vardığı boyutlar dikkate alındığında, birçok ailenin, devletin sunduğu sosyal sigorta imkânına sahip olmadığını görüyoruz. Bu eksiklik, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile giderilebilir. Birikime yönelik olması, katılımcıların bir miktar parayı düzenli olarak, yatırımda değerlendirilmek üzere bir kenara koymaları açısından, BES, kültürümüzdeki, ileriki yaşlar için kenara bir miktar para koyma geleneğine de uygun. Buradaki önemli nokta ise, bireysel emekliliğin en iyi sonuçları erken yaşlarda girilmesi durumunda vermesidir. Ülkemizde, gençlerin iş yaşamlarının başında, yani emekliliğe henüz uzun bir süre varken bu sisteme girmeleri gerektiği konusunda bilgilendirilmeleri gerekiyor. Peki, Avrupa ve Amerika'da durum nasıl? Sigorta konusunda bilinç oralarda ne durumda?Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde hem bireyler hem de kurumlar arasında yüksek bir sigorta bilincinin bulunduğunu görüyoruz. Çünkü risk, hayatın her alanında mevcuttur. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, ülkemizde kişi başına düşen sigorta primi miktarı 90 dolar civarında iken, bu rakam Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama 2.000 doların üzerine çıkıyor. Bunda, özellikle isteğe bağlı ya da bizdeki adıyla gönüllü katılıma dayalı Bireysel Emeklilik Sistemlerinin payı oldukça yüksektir. Düşününce bizde en çok tüketilen sigorta ürünü sağlık gibi gözüküyor. Yanılıyor muyum?Ülkemizde en çok prim üretimi kaza branşında gerçekleşmektedir. Kaza branşının trafik ile birlikte sektörde üretilen tüm primlerin yarısını oluşturduğu görülüyor. Prim üretiminin yaklaşık % 10'unu gerçekleştiren sağlık sigortaları ise nispeten gerilerde kalmaktadır. Başlangıcından itibaren hızlı bir yükseliş sergileyen Bireysel Emeklilik Sistemi ve Hayat Sigortaları Sistemi önümüzdeki dönemde artan bilincin de etkisiyle prim üretiminde geçmişe göre çok daha önemli yerler kazanacaktır.Aslında bir ailenin tek problemi sağlık değil tabii ki? Eğitim çok ciddi yatırım yapılması gereken bir konu bana göre. Bir de yatırım var, emeklilik var? Bu konularda Fortis olarak ne tür çözümler sunuyorsunuz ailelere?Fortis, tüm bu konularda, ailelere kapsamlı çözümler sunuyor. Hem yatırım hem de sigorta ürünlerimizin bir arada yer aldığı avantajlı paketler ile çocuklarımızın geleceğini güvence altına almayı hedefliyoruz. Fortisbank İdeal Bebek Paketi ile ebeveynlerin bebekleri adına birikim yapabilmelerini sağladığı gibi, yine bu paketin içinde yer alan İdeal Eğitim Sigortası ile biz de Fortis Emeklilik ve Hayat A.Ş. olarak ileride ebeveynlerin vefat etmeleri ya da malul olmaları durumunda çocuklarının eğitimini sürdürmelerini garanti altına almalarını mümkün kılıyoruz. Emeklilik tarafında ise, Fortis Portföy A.Ş.'nin profesyonel fon yöneticileri tarafından yönetilen 7 farklı fon ile Bireysel Emeklilik Sistemi'ne girmek isteyen yatırımcılara hizmet veriyoruz. Yatırımcılara, kendilerine uygun risk seviyelerinde yatırım yapma ve emeklilik dönemlerindeki gelirlerini belirleme fırsatını sunuyoruz. Ayrıca, başlangıçta 3.000 USD karşılığı YTL yatıran ya da ilk yıl birikimlerinin toplamı bu tutara ulaşan katılımcılardan % 8'lik Yönetim Gider Kesintisi'ni almayarak yatırımlarınıza bir katkı da biz yapıyoruz.Bir ailenin toplam geliri üzerinden düşünürsek, birikim için ne kadarını, nasıl bir yüzdeyi ayırmalarını uygun buluyorsunuz?Bu tamamen yatırımcının emeklilik döneminde ne kadar bir birikim yapmak istediği ile doğrudan ilgili. Ancak biz yatırımcılara brüt gelirlerinin %10'unu sisteme koymalarını öneriyoruz. Dünyadaki örneklere baktığımızda da anlamlı bir birikim yapabilmek için bu rakamı koymak gerektiğini görüyoruz. Burada bir örnek verecek olursak 30 yaşında bir kişi 26 yıl boyunca her ay 100 YTL birikim yaparsa, ilk 10 yıl %11 sonraki 16 yıl %8 getiri kazanacağı varsayımıyla, emeklilik hakkını kazandığında 75,279 YTL birikim yapmış olur. Her ay 200 YTL birikim yaptığında ise 150,558 YTL birikim yapmış olur.Peki, gidip bankaya yatırmak veya döviz satın almak ile kıyaslarsak, paramızı bireysel emeklilik sisteminde değerlendirmenin artıları neler?Bireysel Emeklilik Sistemi'nin YTL veya döviz tevdiat hesapları karşısındaki en büyük avantajı, birikimlerinizin sizin adınıza profesyonel yatırım uzmanları tarafından yönetilmesidir. Bu şekilde, belirlediğiniz risk seviyesine göre, yatırımlarınızdan ciddi kazançlar elde etmeniz mümkündür. Bir diğer avantaj ise, kişinin tasarruf alışkanlıklarını disipline etmesidir. Her ay yapılan YTL veya dövize endeksli ödemelerle, düzenli bir tasarruf gerçekleştirilebilmektedir. Bunların dışında çok önemli bir avantaj daha var ki o da vergi teşvikidir. Yani ödenen katkı payları gelir vergisi mükellefi olan katılımcıların gelir vergisi matrahlarından düşülmekte ve daha fon yönetim getirisi başlamadan devlet tarafından doğrudan katılımcının cebine para konulmaktadır. Bu sistem gelmiş geçmiş en avantajlı para biriktirme sistemidir bana göre.Bu soruyu kişisel olarak düşünmenizi ve kendiniz için plan yapar gibi yanıtlamanızı rica ediyorum: Yeni baba olduğunuzu düşünelim, kucağınızda minicik bir bebek var. Ailenizin aylık geliri de toplam 4000 YTL diyelim. Onun geleceği için neler yapardınız?Yeni doğan bebeğimin geleceği için ilk yapacağım şey, maaşımın bir bölümünü ileride çocuğumun eğitiminde ya da hayata iyi bir başlangıç yapmasında değerlendirmek üzere ayırmak olurdu. Sizin verdiğiniz örnekten hareket edersek, maaşımın % 5'ini yani 200 YTL' yi düzenli olarak bebeğim adına açacağım bir hesaba yatırırdım. Dünyanın birçok ülkesinde gördüğümüz, buna imkân veren finansal araçlar bugün ülkemizde de mevcut. Elbette, ileride başıma gelebilecek kötü bir olaya karşı, çocuğumun eğitimini sigortalayarak, geleceğini de güvence altına alırdım. Sunduğumuz İdeal Bebek Paketi'nin tüm bu ihtiyaçları karşılayan, entegre bir ürün olduğuna inanıyorum.



Sinan Erengül Kimdir?1958 yılında Ankara'da doğan Sinan Erengül 1980 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi İktisat bölümünden mezun olmuştur. Aynı yıl Altaylar İnşaat'ta başladığı mesleki yaşamında, İnterbank ve Körfezbank'ta çeşitli görevlerde çalıştıktan sonra, 1999 yılında Dışbank'ta Genel Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. 2003 yılında da Doğan Emeklilik Genel Müdürü oldu. Erengül, halen Fortis Emeklilik ve Hayat A.Ş. Genel Müdürlüğü görevini yürütmektedir.





------Dikkat: Bu röportajın tüm hakları Anneyiz.Biz'e aittir, izinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.Fotoğraf: Pemra Yüce



www.pemrayuce.com



• Diğer röportajları okumak için tıklayınız.'

Kaynak: Anneyiz

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

bluemoon24 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


FORTİS Emeklilik ve Hayat A.Ş. Genel Müdürü Sinan Erengül

Serbest Kürsü ve Sağlık Haberleri FORTİS Emeklilik ve Hayat A.Ş. Genel Müdürü Sinan Erengül Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Biz öncelikle Sinan Erengül hakkında değil Baba Sinan Erengül hakkında bilgi almak istiyoruz. Kimin/kimlerin babasıdır Sinan Erengül? Çocuklarımdan kızımın ismi Yağmur, oğlumun ise Emin Doruk. Şu anda neler yapıyorlar? ( İş hayatları veya okuyorlarsa eğitim hayatları şu anda ne pozisyonda ...

ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Sağlık Haberleri telkin cd indir izle İstanbul Sağlık Haberleri nerededir kimdir Sağlık Haberleri çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Sağlık Haberleri hipnoz Sağlık Haberleri olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Sağlık Haberleri hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Sağlık Haberleri kuantum düşünce kitap haberi


WEZ Format +3. Şuan Saat: 01:50 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.8
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.