ayrılık şarkısı

[bluemoon24]

bir ilkay akkaya şarkısıdır. süperdir, candır, damardır. kazım koyuncu'dan dinlenirse hele ve sevdiğin bir şehir sevdiklerini içinde bırakarak terkediliyorsa ağlatır.



ardımda bırakıp gül çağrısını

ayrılık anı bu sisli şarkıyı

irmaklar gibi akıp uzun uzun

terk ediyorum bu kenti

ah ölüler gibi



şarkılar bir çığlığa sığınmaksa şimdi

sonsuz bir yangın gibi

sevmesem öyle kolay çekip gitmek

yaralı bir kuş gibi



kumral bir çocuğun yaz öyküsü bu

şarkılarla geçtim aranızdan

yalnızlar gibi susup uzun uzun

terk ediyorum bu kenti

ah bir aşk gibi



düşlüyorum bu kenti

son bir aşk gibi





bir adet kargo şarkısı da bulunmaktadır.

bu bir ayrılık şarkısı

seninle kayboldu

yazmak kolay değil

bu sözlerle son buldu

şeklinde şarkı sözlerine sahip.

bu bir ayrılık şarkısı

seninle kayboldu

yazmak kolay değil

duymaksa zor oldu

bu bir ayrılık şarkısı



o gün konuştuk seninle, yaşananların üstüne

o an bitmesin istedim senle son kez konuşmak

dinledin beni sessizce unutmak cözüm değil

kabullendin gizlice anlmak kolay değil

seni almak isterdim alamadım



bu bir ayrılık şarkısı seninle kayboldu

yazmak kolay değil duymaksa zor oldu

bu bir ayrılık şarkısı



belki yorulduk belki sıkıldık

ağlamak cözüm değil

sonra utandık

güclü olmak isterdim

olamadım



bu bir ayrılık şarkısı seninle kayboldu

yazmak kolay değil duymaksa zor oldu



bu bir ayrılık şarkısı seninle kayboldu

yazmak kolay değil bu sözlerle son buldu

bu bir ayrılık şarkısı


ezginin günlüğü'ne ait bir şarkıdır aynı zamanda.. sözleri de şu şekilde::





bugün küskün bir gül var masamda

bütün ayrılıklardan arta kalmış

ayrılık usulca büyür içimde

sonra usulca uzaklaşır



aramızda ne yer var ne de zaman

ne başka bir yüz ne başka insan

ayrılık saksıdaki çiçeklerimiz gibi büyür

sessiz ve nedensizce durmadan

tipik bir ezginin günlüğü eseridir. bu durum onu es geçmemize değil bilakis tek başına 7/24 dinlememize neden olur. **

kesinlikle dinlenmesi gereken bir ezginin günlüğü klasiğidir.sözler tek olarak yazıldığında size 'bu ne' dedirtebilir ama müzik ve o muhteşem sesle birlikte ortaya çok güzel bir şarkı çıkmış





bugün küskün bir gül var masamda

bütün ayrılıklardan arta kalmış

ayrılık usulca büyür içimde

sonra usulca uzaklaşır



aramızda ne yer var ne de zaman

ne başka bir yüz ne başka insan

ayrılık saksıdaki çiçeklerimiz gibi büyür

sessiz ve nedensizce durmadan

ilkay akkaya'dan dinleyince insan bu şarkıyı o güzel sesin buhusunda bir şehir düşlenir. ardında bırakıp her şeyi gitmek gelir..


muhteşem bir kaçak parçası.



dinlemek için : http://www.myspace.com/...

bir haluk levent şarkısı:



hasretler ayrılıkla başlar

yanar yürek sessizce ağlar

bütün anılar canlanıverir

sanki hiç bitmemişler gibi

yolu gözlenen giden sevgili

sanki geri dönecekmiş gibi



için için har gibi

kaplar bütün benliğimi

bir garip olursun bunun ardından

bazı bir rüzgar gibi

eser ayrlık yeli

giden sevgilinin ardından



için için har gibi

kaplar bütün benliğimi

bir garip olursun bunun ardından

bazı bir rüzgar gibi

eser ayrılık yeli

giden sevgilinin ardından



önceleri sessizdir ayrılanlar

mutluluğu başka yerde ararlar

oysa geçen günlere yakınırlar

ayrılıktır bu çeken anlar



için için har gibi

kaplar bütün benliğimi

bir garip olursun bunun ardından

bazı bir rüzgar gibi

eser ayrılık yeli

giden sevgilinin ardından

ahhh ayrılık ahhh ayrılık





edit: şarkı asıl olarak grup merdiven şarkısıdır ve müziği serkan kelleözüne aittir. teşekkürler uykusuz penguen *

kaçak grubunun şarkısıdır. sözleri de şöyledir



ben yokmuşum gibi sen rahat yaşa

hiç olmamış farzet, keyfini bozma

sen güçlü ol yine, gücünle hırpala

beni yaktığın gibi git yak onları da



bana neler oldu ne oldu anlatma

anlatma...



sana hiç ayrılık şarkısı yazmadım, neden?

sana ben duygumu uykumu anlatmadım, neden?

bilirim sonu hep pişmanlık, acı ve keder

ne garip şey şu mutluluk gitti mi gider



yürüdüğüm yollarda bırakırım aşkımdan bir damla

geçerken uzanırsın, dokunursun, alırsın

seversin öpersin beni farkına varmazsın...



gözyaşına gizlenirim süzülürüm yüzünden

dudağına, yüreğine erişirim birden

melek sen beni duymasan görmesen de olur

ben yine severim sevilirim sen bilmesen de olur.



sana hiç ayrılık şarkısı yazmadım, neden?

sana ben duygumu uykumu anlatmadım, neden?

bilirim sonu hep pişmanlık, acı ve keder

ne garip şey şu mutluluk gitti mi gider...



çağırsan gelmez, gelse de kalmaz, kalsa da yetmez...

vedalaşırken bu kentle, kazım koyuncu usul usul fısıldıyor kulağıma, sessiz çığlığıma ortak olurcasına yalnızlar gibi susup uzun uzun, terk ediyorum bu kenti, ah bir aşk gibi.



eğer biyerlerde birileri aşkı emek diye tanımlıyorsa, aşk oldu bu kent bana. dolu dolu kahkahalar bıraktım ben bu kente. şimdi açıp bakıyorum heybeme neyle doldurmuşum diye. yarım kalan kahkahalar da buluyorum diplerinde. heybemde tütün kokuyor. kimi zaman beraberliğin verdiği tatla, kimi zaman bir dostun açtığı yarayla, ciğerlerime kazınmış anılar kokuyor heybem. şimdi de nem kokusu geliyor burnuma. bazen damla damla yalnızlık dökülmüş gözlerimden, bazense en içten gülen gözlerimden kahkalar sızmış heybeme. paramparça hayaller ilişiyor gözüme, yapboz gibi olmuş hepsi. parçaları o kadar küçük ki birileri bozmuş da ben bi türlü yapamamışım sanki. biliyorum heybemi her sırtlayışımda bu bozuk hayaller batacak sırtıma. oynattıkça heybemi yerinden, cam sesleri geliyor kulağıma, şiirler sazlar eşliğinde, dostlukların şerefine içilmiş kadehlermiş meğer şıngırdayan. bir kaç çift kanat buluyorum içinde, her biri bir aşka denk. bir zamanlar yüreğimle ritm tutan kanatlarım şahit ardımda bıraktığım aşklarıma. heybem o kadar dolu ki emekle dolu içi. sırtlanıp götüremiyorum heybemi kopamıyorum bu şehirden, her aşkın bende bıraktığı ağırlık gibi.



ilkay akaya devralıyor sırayı ve diyorki "terk ediyorum bu kenti, ah ölüler gibi," ruhumu da koyup heybeme, bağladım iyice, sudan çıkmış bir balığım şimdi.



Kaynak: İtüSözlük