mevlana ya dair...Yaratıcı Yazarlar Klubü ve Tarihten Telkinler mevlana ya dair... Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız AsK-I iLaHi
Aşıktı delikanlı. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini:
- Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Tarihten Telkinler telkin cd indir izle İstanbul Tarihten Telkinler nerededir kimdir Tarihten Telkinler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Tarihten Telkinler hipnoz Tarihten Telkinler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Tarihten Telkinler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Tarihten Telkinler kuantum düşünce kitap haberi | |
|
14-12-2007, 09:02 PM
|
#11 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Oct 2007
Mesajlar: 432
Tesekkür: 0
141 Mesajinıza toplam 392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: mevlana ya dair... AsK-I iLaHi
Aşıktı delikanlı. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini:
- Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar etmiyor, son bir çare diye geldik size. Halbuki sen bir garip çobansın, o padişahın kızı, davul bile dengi dengine dedim ya, dinlemiyor efendim, ama herhalde aşkın gözü kördür diye de buna diyorlar, değil mi efendim…
İhtiyar adam bu esnada gözlerini dikmiş, iskeletinin üstüne deriden bir zırh giydirilmişcesine zayıf, çelimsiz, saçı sakalına karışmış, uzaklara dalıp dalıp giden, gözlerinde aşktan gayrısı kalmayan diğer çobanı süzüyordu. Sonra bir ah çekti, yüzünü nefes almadan konuşmasını sürdüren delikanlıya çevirip tebessüm etti.
- Kolay evlat kolay, dedi, çaresizseniz çare sizsiniz. Ve tane tane anlatmaya başladı.
İki genç çobanın, çökmek üzere olan bu dağ kulübesinde dertlerine derman aradıkları ihtiyar adam, aslında padişahın bütün dertlerini paylaştığı, her meselesini danıştığı bir bilge idi. Yıllar önce padişah kendisini tanıyıp sevdiğinde bir tek şey istemişti ondan; burada yaşamaya devam edecekti ve kimsecikler bilmeyecekti kim olduğunu. O günden beri de bu kulübede yaşıyor, gelen geçene ikram edip, gül alıp gül satıyordu. Padişahın kızının aşkıyla eriyip muma dönen genç çoban ve yanındaki kadim dostu nereden bilsindi bu garip ihtiyarın padişahın gönlüne sultan olduğunu.
Aşık genç, ihtiyar adamın anlattıklarını dinledikten sonra, her şeyin bittiği anda başlayan son ümide sımsıkı sarılanların o saf ve tertemiz teslimiyetiyle:
- Sahiden bu kadar kolay mı efendim, dedi, yani o mağarada elimde tesbih , kırk gün Allah dersem sevdiğime kavuşabilir miyim, onunla evlenebilir miyim?
- Evet , dedi bilge, kırk gün o mağarada gece gündüz Allah diyeceksin, kırk gün sonra padişahın kızı senindir.
İki dost hemen yola çıktılar, aşık çobanın yüzüne kan, dizlerine derman, yüreğine yeniden can gelmişti. Arkadaşına sarılıp, elinde tespih, gönlünde aşk, yüzünde ümit çiçeklerinden örülme bir tebessüm, mağaranın yolunu tuttu. Gelir gelmez hiç vakit kaybetmeden diz çöktü, dualar etti, gözlerini kapattı, kalbini padişahın kızına bağladı, eline tesbihini aldı ve dudakları kıpırdamaya başladı: Allah, Allah, Allah…
Günler günleri padişahın kızının hayaliyle tespih taneleri gibi kovalayadursun, mağaranın yakınındaki köyleri bir söylenti çoktan sarmıştı. Herkes birbirine karşı dağdaki mağarada gece gündüz Allah diyen gençten bahsediyordu. Cami çıkışında ihtiyarlar, çeşme başında kadınlar, tarlada işçiler, top oynarken çocuklar, herkes onu konuşuyordu:
- şu karşı mağarada bir genç varmış, kendini Allah’a adamış, gece gündüz durmadan Allah diyormuş, Allah Allah …
Aşık dostunun ne halde olduğunu merak eden genç çoban, mağaraya geldiğinde üç hafta geride kalmıştı bile. Bizimkinin gözleri kapalıydı, dudaklarının da kıpırdamadığını görünce, uyuyakaldı herhalde diye düşündü. Tespih tanelerinin parmaklarının arasında dolaşmaya devam ettiğini görünce de, bu nasıl uyku diye sordu kendine. Bu sırada gözlerini açan genç adam , karşısında arkadaşını görünce, günlerdir yalnızlığıyla paylaştıklarını birbiri ardınca anlatmaya başladı: Kırk günün yarıdan fazlası geçmişti, o durmadan Allah diyordu, ama ne padişahın kızı vardı, ne bir haber, ne bir ümit kırıntısı… Acaba, diyecek oluyor, yutkunuyor, hayır diyor, tespihine bakıyor, bir kalp gibi atan sağ el işaret parmağını sabitlemeye çalışıyor, avuçlarını sıkıyor, gözleri doluyordu. Vedalaştılar. Ay ışığında dostunun gözlerine yayılan başkalık dikkatini çekmişti genç çobanın.
Aşık çoban yeniden eline tesbihini aldı, gözlerini kapattı, boynunu neye bağlayacağını bilemediği kalbine doğru büktü, dudakları kıpırdamıyordu artık, sustu gece, mağaranın duvarları sustu, tükendi her şey, hiç tükendi, an bitti, sadece bir söz kaldı: Allah…
Kırk günün dolmasına üç-beş gün kala, mağaradaki dervişin namı bütün ülkeyi sarmış, nihayet sarayın koridorlarında konuşulur olmu ştu. Meselenin aslını merak eden padişaha, bu insanların bir yerde sürekli kalmadıklarından, bulundukları mekana bereket getirdiklerinden, ne yapıp-edip bu dervişi ülkelerinde yaşamaya ikna etmeleri gerektiğinden uzun uzun bahsetti başveziri . Ne yapması gerektiğini artık bilen padişah, nasıl yapması gerektiğini bilemediği bütün zamanlarda yaptığı gibi, dağ kulübesinin yolunu tuttu. Hürmetle diz çöktü bilge ihtiyarın önünde. Derdini anlattı, derman diledi. Sarayının yanına bir saray yaptırmaktan, o dervişi veziri yapmaya, sancak-tuğ vermeye kadar saydığı her şey, bilgenin:
- Hünkarım , gönül erleri mala-mülke, makama-mansıba itibar etmezler, demesiyle son buldu.
Kaderdi bu, padişahlarla köleleri aynı eteğin önünde diz çöktürür, birinin derdini diğerine derman eyler, ikisini de aynı tebessümle bahtiyar ederdi. Güldü ihtiyar:
- Neden kerimenizin nikahını teklif etmiyorsunuz sultanım, dedi. şaşırma sırası padişaha gelmişti.
- Nasıl yani, diyebildi, bu şerefi bize lütfederler mi, kabul ederler mi?
Kırkıncı günün güneşi batmak üzereydi genç aşığın mağarasının üstünden… Padişah ve ihtiyar bilge en önde, arkalarında vezirler, onların arkasında halktan meraklı bir kalabalık ve en arkada da olup bitenlere bir mana vermeye çalışan aşık çobanın arkadaşı, mağaraya doğru yürümeye başladılar. Bu arada bizim aşık kendinden öylesine geçmiş, tespihiyle öylesine bir olmuştu ki, gelenler içeri girseler ve bir tesbihten başka bir şey bulamasalar şaşırmazlardı.
Padişah edepte kusur etmemeye çalışarak içeri girdi, ellerini birbirine bağladı, duyulması güç bir sesle;
- Efendim , dedi, sizi ziyarete geldik.
Yavaşça başını çevirdi aşık , sonra bütün vücuduyla döndü, gözlerinde en ufak bir şaşkınlık emaresi yoktu, sapsarı bir heykel gibiydi. Herkes heyecan içinde. Vezirler, halk, genç çoban, mağara, tespih, sessizlik, duvar… Hatta güneş bile batmaktan vazgeçmiş, kafasını mağaranın içine doğru uzatarak olan biteni görme telaşındaydı.
Padişah meramını anlattı, türlü tekliflerde bulundu. Ne saray, ne vezirlik, ne tuğ ne de sancak, hiç birinde gözü yoktu dervişin.
- Efendim , diyebildi en son, sessizce, benim bir kızım var efendim, zat-ı alinize layık değil belki, ama lütfeder nikahınıza alırsanız bizi bahtiyar edersiniz…
Kırk günlük çile nihayet bitmiş, olmaz denilen olmuştu. İşte aşık maşukuna kavuşacak , murad hasıl olacaktı. Bizimkinin arkadaşı sevinçten ağlıyordu. Soru ve cevap sanki bu soru sorulsun, cevabı verilsin diye yaratılmıştı. Sessizlik ilk defa bağırmak, haykırmak istiyordu ve bütün gözler genç adamdaydı.
Usulca doğruldu oturduğu yerden, etrafını şöyle bir süzdükten sonra, gözlerini padişahın gözlerine dikti, sarhoş gibiydi. Kendinden emin bir ifadeyle:
- Hayır , dedi, kızınızı istemiyorum.
Birden ortalığı bir sessizlik kaplayıverdi. Padişah mahzundu, halk hayret içindeydi, vezirler şaşkınlıkla birbirine bakıyor, bilge tebessüm ediyordu. Aşık çobanın genç arkadaşı yaşlı gözlerini silip, birden ileri atılarak bozdu sessizliği. Dostunun yanına geldi, kulağına eğilip:
- Sen ne yapıyorsun, dedi, kırk gündür bu çileyi ne diye çektin sen, neyi reddettiğinin farkında mısın?
Güldü aşık çoban gözleriyle ihtiyar bilgeyi arayarak:
- A dostum, dedi, ben kırk gün padişahın kızı için Allah dedim, Allah padişahla vezirlerini ayağıma getirdi. Ya bir de Allah için Allah deseydim… Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. | Offline
| |
14-12-2007, 09:27 PM
|
#12 (permalink)
| Paşa Site Kedisi
Üyelik tarihi: Mar 2007 Bulunduğu yer: catland
Mesajlar: 3,019
Tesekkür: 650
976 Mesajinıza toplam 3,858 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: mevlana ya dair... harkulade
__________________ asi,hırçın,hür,asabi,küstah | Offline
| |
16-12-2007, 04:19 PM
|
#13 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 284
Tesekkür: 1
84 Mesajinıza toplam 203 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: mevlana ya dair... Mevlana kategorisini görüp de bir şeyler yazmamak mümkün mü???Başlığı farkedince ben de,26 Haziran 2007 'de Mevlana'la ilgili bir gösteriyle ilgili olarak yazmış olduğum yazımı paylaşmak istedim.Çok anlamlı bir başlık olmuş,gönlünüze sağlık..
''Evet,malumunuz,2007 Mevlana yılı ilan edildi.Dolayısıyla,Mevlana'nın hayatını anlatan envai çeşit gösteri organize edilmekte.Bunlardan biri,19 Haziran 2007'de gittiğim gösteriydi.Hayatıma mana katan o iki geceden sonra kendimi çok daha farklı hissediyorum.
Hayatımda ilk defa bir konserde kendime hakim olamayarak hüngür hüngür ağladım.Yer müsait olsa,bıraksalar,yerlere yumruklarımı vuraraktan daha çoook ağlardım.O kadar ileri gidememekle birlikte dedim ya kontrolden çıktım.Fakat,daha sonra anladım ki,o bambaşka bir tecrübeydi.Kederden ziyade,içi coşku ve aşk dolu bir ağlamaydı.Mutluluktan ağlayan bir insan olduğumu bilmeme rağmen bu duygunun farklı olduğunu rahatça yazabilirim.Öyle ki,sonrasında yaşadığım bu anlamlı tecrübe için çokça şükrettim.Ve anladım ki,aşka gelmişim.O gecelerde akan gözyaşlarımla birlikte,bugüne kadar birikmiş tüm olumsuz duygularımın akıp gittiğini ve yerini yoğun bir huzur duygusuna bıraktığını net olarak duyumsadım.
Bir hafiflemişlik duygusu sardı tüm benliğimi.Çok mutluydum ve çok mutluyum.
Konser sayesinde bir vesile kaptım ki,bugüne kadar Mevlana hakkında klişelerden ötesine gitmeyen ben,
hayatımı onunla doldurmaya,onunla düşünmeye başladım.İnternette olsun,okuduğum kitaplarda olsun,
onu öğrenmeye çalışıyorum.Hayatıma işlediği her an benim için çok önemli.Öyle güzel bir enerjisi var ki,yumuşacık sarıp sarmalıyor.Neden daha önce dalmamışım bu deryaya bilmem ama zamanı bu zamanmış ve iyi ki böyleymiş.Çünkü,belki daha öncesinde yüzeyinde kalabilirdim.Oysa şimdi,derininde nefes alırken,için için aşka doluyorum.Kül olmuyorum,olamıyorum ama hissetmek bile yetiyor mutlu olmaya.Herkes yaşamalı,anlamalı,en azından bir cümlesini hayatının bir kenarına kazımalı.O anlam bir anda öyle kocaman oluveriyor ki,bir bakmışsınız bambaşka biri olmuşsunuz..
Gösteriye gelince,Orhan ŞALLIEL'in güzel ve dingin müziğiyle birlikte,Yılmaz Erdoğan 'ın içli okuyuşu ve Ali GÜl'ün samimi anlatımı,hafızlar,en son olarak sema gösterisi bir bütün halinde keyif vericiydi.
Biri vardı ki,ona tek bir paragraf yazmak isterim.Çok çok çok özeldi.Ziya AZAZİ,adlı dansçının tek başına yaptığı sema gösterisi tüyler ürpertici,olağanüstü güzellikteydi.Onu ifade etmek için kelimeler kifayetsiz kalır.O dönerken,yaratana yükseldiğimi hissettim.Kollarım kenetliyken açtım kendimi ilahi enerjilere.Sanki hepsi oradaydı o gece.Zaten,ağlama hissimin oluşması Ziya AZAZİ'de başladı,Allahümme Salli ala ilahisinde son buldu,o andan sonra ben yoktum.
Ben küçücüktüm..O küçülmüşlükle çokça dua ettim.Umarım kabul olur.Yaratan,ne yetenekler yaratıyor.İçimden avaz avaz bağırmak geldi ama öfkeyle vs değil tabi,haykırmak demek sanırım daha doğru.
Böylesi yaratıları görüp de nasıl inanmaz insan.Nasıl hissetmez Allahım!!!!Yazarken bile tüylerim diken diken oluyor.
Neyse..Eğer bu gösteri bir daha tekrarlanırsa lütfen kaçırmayın.Alacağınız lezzete ve hissedeceğiniz manaya kefilim..İnanın asla zamanınızı kaybetmezsiniz.Nelerle zaman kaybettiğimizi düşünürsek...''
__________________ Yaşadığım her gün için, tüm yaşadıklarım ve yaşayacaklarım için şükürler olsun... | Offline
| |
16-12-2007, 04:23 PM
|
#14 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 284
Tesekkür: 1
84 Mesajinıza toplam 203 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: mevlana ya dair... Mana aleminden birkaç nağme de ben eklemek isterim..Ayrıca şunu da eklemek isterim,25 Aralık 2007,Salı günü akşamı,saat 20.00'de Atatürk Kültür Merkezi'nde Mevlana Oratoryosu temsil edilecek.Müzik çok güzel,tavsiye ederim..
DÜN GECE
Ne güzel geceydi dün gece, ne güzel geceydi:
Onunla sarmaşdolaş, dudak dudağa,
talih kapısı ardına kadar açık,
güneş kucağımızda.
Ne güzel geceydi dün gece, ne güzel geceydi:
Şarap tasını her sunuşunda
diyordu aklına başına al.
Hani dün gece aklın da tam sırasıydı ya!
HEP O
Aşk geldi, kan gibi
Damarlarıma derime doldu.
Beni benden aldı,
Varlığımı sevgiliye doldurdu.
Kısaca;
Bana benden kalan bir ad;
Ancak ötesi hep o...
HERGÜN BİR YERDEN GÖÇMEK
Her gün bir yerden göçmek
Ne iyi
Her gün bir yere
Konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan
Akmak ne hoş
Dünle beraber
Gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa
Düne ait
Şimdi yeni şeyler
Söylemek lazım
Mevlana Celaleddin-i Rumi
__________________ Yaşadığım her gün için, tüm yaşadıklarım ve yaşayacaklarım için şükürler olsun... | Offline
| |
16-12-2007, 05:03 PM
|
#15 (permalink)
| Teğmen
Üyelik tarihi: Jun 2007 Bulunduğu yer: denizli
Mesajlar: 87
Tesekkür: 16
26 Mesajinıza toplam 132 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: mevlana ya dair... Öğrencilerinden biri Mevlana'ya sormuş;
"Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?"
"Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım." Öğrenci gitmiş, birincinin ensesine bir tokat atmış. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlana'nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var.Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat atmış. O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş. Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış. Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş. Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş. Öğrenci Mevlana'ya dönmüş, olanları anlatmış. Mevlana;
"işte sana istediğin örnekler.... Birinci, şeriat kapısını geçememiş biri idi. şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokdı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. "Sana kötülük yapana bile iyilik yap". Onun için döndü, oturdu. Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiğini bilir, inanır.Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı. Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir.Onun için dönüp bakmadı bile...
MEVLANA
alıntı | Offline
| |
06-01-2008, 03:50 PM
|
#16 (permalink)
| Administrators ♥Ozlem Şahin ♥
Üyelik tarihi: Feb 2007 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: mevlana ya dair... güneş olmak ve altın ışıklar halinde
ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim
gece esen ve suçsuzların ahına karışan
yüz rüzgarı olmak isterdim....
mesnevi den..
*****
demedim mi sana gitme oraya
seni tanıyan bilen benim ancak
şu yokluk serabında yaşayış kaynağın benim ancak
kızsan da 1000 yıllık yola gitsen de
yine bana gelirsin
varacağın yer benim ancak
__________________ ben mevlana değilim, insan ol öyle gel.. | Offline
| |
17-01-2008, 11:49 AM
|
#18 (permalink)
| Administrators ♥Ozlem Şahin ♥
Üyelik tarihi: Feb 2007 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: mevlana ya dair...
__________________ ben mevlana değilim, insan ol öyle gel.. | Offline
| |
18-01-2008, 06:13 PM
|
#19 (permalink)
| Administrators ♥Ozlem Şahin ♥
Üyelik tarihi: Feb 2007 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: mevlana ya dair... ayna "ınsan kendi kelinden veya cibanindan igrenmez.
yarali elini yemege sokar, parmagiyla yalar.
bundan midesi bulanmaz;
ama baska bir kimsede birazcik ciban veya ufacik bir yara gorse,
o yemegi yiyemez artik ve igrenir.
ınsandaki kotu huylar da kellere ve cibanlara benzer.
kendinde oldugu zaman insan ondan igrenmez, incinmez;
halbuki baska birinde ondan bir parcacik gorecek olsa igrenir, nefret eder.
senin ondan urktugun gibi, o da senden urker ve incinirse,
onu hos gor!
cunku onu gormekten inciniyorsun.
o da ayni seyi sende gorur.
kendi ayibiyla ugrasana ne mutlu.
baskasinin ayibini soyleyen,
o ayibi kendisinden uzak gormesin."
mevlana celalettin rumi
__________________ ben mevlana değilim, insan ol öyle gel.. | Offline
| |
18-01-2008, 07:40 PM
|
#20 (permalink)
| Administrators ♥Ozlem Şahin ♥
Üyelik tarihi: Feb 2007 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: mevlana ya dair...
__________________ ben mevlana değilim, insan ol öyle gel.. | Offline
| | | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | mevlana ya dair...Yaratıcı Yazarlar Klubü ve Tarihten Telkinler mevlana ya dair... Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız AsK-I iLaHi
Aşıktı delikanlı. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini:
- Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Tarihten Telkinler telkin cd indir izle İstanbul Tarihten Telkinler nerededir kimdir Tarihten Telkinler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Tarihten Telkinler hipnoz Tarihten Telkinler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Tarihten Telkinler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Tarihten Telkinler kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:24 AM.
|