| ||||||||||
|
Yaratıcı Yazarlar Klubü ve Tarihten Telkinler Etrüskler Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Roma tarihinin en gizemli halklı hiç kuşkusuz Etrüsklerdi. Etrüsklerin tarihi ile ilgili onlar tarafından yazılan metinlerin olmayışı ve Roma döneminde yazılanların da çoğunun kaybolmuş olması Etrüskler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmamızı engellemektir. Aslında Etrüsklerle ilgili gizem daha Etrüsklerin adından başlıyor ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Tarihten Telkinler telkin cd indir izle İstanbul Tarihten Telkinler nerededir kimdir Tarihten Telkinler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Tarihten Telkinler hipnoz Tarihten Telkinler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Tarihten Telkinler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Tarihten Telkinler kuantum düşünce kitap haberi
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
26-05-2008, 11:25 AM | #1 (permalink) |
Üsteğmen Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 179
Tesekkür: 0
64 Mesajinıza toplam 207 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Etrüskler Roma tarihinin en gizemli halklı hiç kuşkusuz Etrüsklerdi. Etrüsklerin tarihi ile ilgili onlar tarafından yazılan metinlerin olmayışı ve Roma döneminde yazılanların da çoğunun kaybolmuş olması Etrüskler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmamızı engellemektir. Aslında Etrüsklerle ilgili gizem daha Etrüsklerin adından başlıyor . Etrüsklerin kendilerine “Rasena ” demelerine rağmen Romalılar onları “ Tusci “ ya da “Etrusci” , Grekler de “ Tyrhennes “ diye adlandırıyorlar. Etrüsklerin yaşadığı ve Etruria adı verilen bölge Orta İtalya’da kuzeyden güneye 250 km. , Doğuda batıya da 150 km tutan bir yerdi. Etrüsklerin buraya nereden gelip yerleştikleri bilinmiyor. Bu konuda değişik varsayımlar var . Bunlardan birincisi Etrüsklerin İtalya kökenli ve Villanova kültürünün devamı oldukları . Bu tezin savunucuları , haklı olarak , Etrüsk kültürünün erken dönemleri ile Villanova kültürünün son dönemleri arasındaki benzerliğe dikkat çekiyorlar. Fakat burada dikkat çekici olan Etrüsk uygarlığının gelişim evrelerini çok hızlı yaşayıp bir anda ortaya çıkması. En çok kabul gören görüş Etrüsklerin buraya sonradan yerleştikleri. Fakat Etrüsklerin nereden geldikleri konusunda bugüne kadar fikir birliğine varılabilmiş değil. Bu konuda ilk fikir beyan edenlerden biri de Herodotos’tur ve Etrüsklerin aslında kıtlıktan kaçıp yeni yerler bulmak üzere Etruria’ya göç eden Lydia’lılar olduklarını söyler : “ Kendileri anlatırlar ki , bugün gerek kendi ülkelerinde , gerekse de Yunanlılarda oynanan oyunları türetenler de kendileridir ve bu Etruria’nın koloni haline getirildiği zamana rastlar ; bakınız ne anlatıyorlar bu konuda . Manes oğlu Atys zamanında kıyıcı bir kıtlık sarmıştı bütün Lydia’yı . Bir süre dişlerini sıktılar Lydia’lılar , sonra kıtlık sürüp gittiği için , çareler aradılar , her biri kendince bir çare sürdüler ileriye . Bu oyunlar , zar , aşık (kemiği) ve top oyunları ,tavladan gayri , hepsi o zaman ortaya çıkmıştır; zira Lydia’lılar tavlayı biz bulduk demiyorlar. Bunları bulduktan sonra bakınız ne yapıyorlardı açlıklarını bastırmak için ; yiyecek peşinde koşmayı unutmak için , iki günün birini oyuna veriyorlardı; ertesi gün oyunu bırakıp yemek yiyorlardı. On sekiz yıl boyunca böyle yaşadılar. Ama kötülük , azalacağı yerde kırımını büsbütün arttırınca kral Lydia’lıları ikiye ayırdı , ‘ Kim kalacak , kim gidecek kur’a çekilsin’ dedi , kaderin kalmak üzere ayırdıkları gene kendi hükmü altında bulunacaktı. göç edecek olanlara da oğlunu veriyordu kral olarak , ki adı Tyrsenos’du. Böylece ülkeden çıkmak için üzere ayrılmış olanlar İzmir’e indiler , orada gemiler edindiler , işlerine yarayacak şeyleri yüklediler , bir yurt ve yaşama çaresi peşinde kıyı kıyı dolanıp sonunda Umbria’ya yanaştıkları güne kadar denizlerde gezdiler ; orada kentler kurdular ve torunları bugün de orada oturmaktadırlar. Lydia’lı adını değiştirdiler, kendilerini yola çıkaran kral adını aldılar ; yeni adları olan Tyrsen’ler sözünü onun adına göre üretmişlerdir.“ ( I , 94 ) Herodotos bunları MÖ beşinci yüzyılda yazmıştır. Ondan sonra gelenler için de de bu görüşü benimseyenler çoğunluktadır. Aslında günümüzde de Etrüskler’in Anadolu’dan göçtükleri tezi çok yandaş toplamaktadır. Etrüsklerin Anadolu’dan göçtükleri tezini savunanların gösterdikleri en önemli kanıt Lemnos ( Limni ) mezar stelidir. Etrüsklerin göçünün Herodotos’un anlattığı gibi olduğunu kabul edersek , aynı kavimden başka toplulukların da Anadolu’da kaldığını da kabul etmemiz gerekir. ( Bunların mutlaka Lydia’lılar olması gerekmez.) Antik kaynaklarda adı geçen Tyrrhen’lerin bu geride kalan topluluk olduğu düşünülmektedir. Tyrrhen’ler Lemnos Adası’nı da zaptetmişlerdir. 1885 yılında Limni adasında , Kaminia köyünde bulunan bir mezar steli bir anda dikkatleri bu teoriye çekmiştir. Stelin üzerinde bir savaşçı resmi ile Etrüsk yazısına çok benzeyen bir yazı bulunuyordu. Bu stel MÖ yedinci yüzyıla tarihleniyordu ve adanın Atina’lılar tarafından MÖ 510 senesindeki zaptından çok önce idi. Bunun dışında Etrüskler’in ölü gömme adetleri (Örneğin ahşap odalar) , toplumsal hayatları (Örneğin kadına verdikleri önem) ve sanatları Anadolu’daki başka toplulukları hatırlatmaktadır. Etrüsklerin Kuzey’den geldikleri , Hint-Avrupa’lı bir kavim oldukları yolunda teoriler de olmasına rağmen çok fazla yandaş bulamamışlardır. Etrüskler hakkında bir ilginç tez de Etrüsklerin Türk oldukları yolundadır. Atatürk’ün tarih tezi doğrultusunda Etrüsklerin de Etiler ve Sümerler gibi Türk kökenli olduklarına inanılmıştır. Atatürk’ün nezaretinde yazılan “Türk Tarihinin Ana Hatları “ adlı kitapta bu konuya da değinilir : “ Özet şudur : Etrüskler , Türsenler , Türkalar Ege adalarında , Anadolu’da önceden oturmuş kavimlerdir. Bunlara Akalar , Ekeler , Etiler denildiğini biliyoruz.” Bu kavimlerin Türk kökenli oldukları ise daha önceden belirtilmiştir. Adile Ayda da babası , Atatürk ‘ün yakın çevresinden Sadri Maksudî ’nin yolundan giderek Etrüskler’in Türk oldukları yolunda pek de yabana atılmayacak deliller sunar. ( Bkz . Kaynakça ) Buna göre Latin dilinde etimolojisi açıklanamayan bir çok sözcük de Türkçe’den gelmektedir. Bu arada Tyrrhen sözcüğü Yunanca’da Turrhnoi şeklinde yazılır ve h’ nın eskiden “a” sesi verdiğini hesaba katarak Turan adı ile bir ilişki düşünebiliriz. ETRÜSK TARİHİNİN KAYNAKLARI Etrüsk Tarihi ile uğraşacakların önündeki en büyük zorluk Etrüskler’den bize kalan belgelerin yok denecek kadar az olmasıdır. Bu yüzden Etrüskleri ilişkili oldukları halklarla , Yunanlılarla , Kartacalılarla ve Romalılarla olan ilişkileri çerçevesinde Grek ve Romalı yazarların gözü ile tanıyabiliyoruz. İlk Çağ’da Etrüskler için yazılmış kitapların bir çoğunun da günümüze ulaşmadığı hesaba katılınca iş daha da zorlaşmaktadır. Etrüskler hakkında elimizdeki ilk kaynaklardan biri yukarıda da aktardığımız bölüm ile ünlü tarihçi Herodotos’tur. Daha önce de gördüğümüz gibi Herodotos Etrüskler’in kökenini Lydia’lılara bağlamaktadır. Herodotos’tan sonra gelen antik yazarların hemen hemen hepsi de Herodotos’un tezini desteklemişlerdir. Herodotos’tan hemen hemen beş yüzyıl sonra , Halikarnassos’lu Dionisios bu teze karşı çıkar ve Lydia dili ile Toscan dili arasında benzerlik olmadığını ve Etrüsklerin buranın yerli halkı olduğunu iddia eder. Roma Döneminde Etrüskler konusu ile ilgilenenlerin arasında Nigidius Figidus’u, Varron’u ve Çiçero’yu görebiliyoruz. Roma İmparatorluğu döneminde bu konu ile layığı ile ilgilenen ve büyük bir eser veren ise ünlü imparator Claudius’tur. İmparator olmadan önce yirmi beş ciltlik Tyrrhenika adlı eseri Etrüsk tarihi üstünedir. Claudius’un çeşitli kaynaklara ilk elden ulaştığını ve onun döneminde Etrüsk dilinin hala konuşulduğunu düşünürsek bu eser kaybolmasa idi elimizdeki en önemli kaynak olacağından kuşku yoktur. Orta Çağ boyunca bu konuda çalışmalar yok denecek kadar azdır . Orta Çağın sonunda , 1498 de bir Dominiken olan Annio de Viterbe tarafından yazılan Antiquitatum Variarum Volumina XVII ‘de Etrüskler ve kitabeleri hakkında bilgi verilmektedir. De Viterbe burada Etrüsk yazılarını İbrani’ce yardımı ile okumaya çalışmıştır. Rönesans aydınları Etrüskler hakkında bilgi sahibi olmuş olsalar da ( Örneğin Michael Angelo Etrüsk tümülüslerini ziyaret etmiş ve buradaki figürlerden etkilenerek eserlerinde kullanmıştır. ) bu konu üzerine eğilmemişlerdir. Etrüskler hakkında elimizdeki ilk ciddi araştırma , on yedinci yüzyılda bir İskoç baron olan Thomas Dempster tarafından De Etruria Regali Libri Septem’dir. 1616 - 1619 yılları arasında yazılan bu eser ancak yazarının ölümünden bir asır sonra basılabilmiştir. Etruria’da ilk sistemli kazıların yapılmaya başladığı 1828 yılına kadar sürede Etrüskler hakkında coşkulu fakat dağınık çalışmalar yapılmıştır. 1830 - 1870 yılları arasında yapılan kazılarda ise bugün mevcut koleksiyonlarda bulunan bir çok eser gün ışığına çıkmıştır. 1870 - 1880 yılları arasında çalışmalar daha teknik bir hal almış ve modern Etrüsk arkeolojisinin doğuşu gerçekleşmiştir. Bugün Etrüskler hakkında en büyük bilgi kaynağımız modern arkeolojinin verileridir. Toscana bölgesi hava arkeolojisinin en iyi uygulandığı yerlerden biri olarak geçer. Yapılan kazıların yakın gelecekte Etrüsk dili ve Etrüsklerin kökeni hakkında bir çok soruyu yanıtlayacağı umulmaktadır. ETRÜSK TARİHİNİN ANA HATLARI Etrüskler’in tarihine başlarken ilk söylenecek kuşkusuz Etrüskler’in Roma’dan dört asır önce İtalya birliğini sağlamaya çalıştıklarıdır. MÖ. Sekizinci yüzyılda İtalya’nın güney kıyıları Grek tüccarlar tarafından iskan edilmişti. Grekler MÖ 750’de Cumae ‘yi kurarak kolonileşmeye buradan başlamışlardı. İtalya’nın kalan kısımlarında ise daha ilkel bir kültür vardı ve halk tarım ve hayvancılıkla geçiniyordu. Etruria diye anılacak topraklar üzerinde ise Villanova kültürü sürmekteydi. MÖ 700 yılı civarında Etruria şaşılacak bir gelişme göstermiş ve yüksek bir uygarlık düzeyine varmıştır. Etrüskler bu devirde Doğu ülkeleri ve Yunanistan ile büyük bir ticaret hacmine ulaşmışlardı. Etruria hammadde ve gıda maddesi ihraç edip işlenmiş ürünler ve lüks eşyaları alıyordu. Yapılan kazılarda da Etruria’da Yunan ve Doğu kökenli bir çok eşya bulunmuştur. Grek kolonileri ile ticaretin büyük bölümü deniz yolundan oluyordu, çünkü kara yolu Latin kabileleri tarafından kapatılmıştı. Bunun sonucu olarak Etrüskler denizde oldukça kuvvetlenmişlerdi. MÖ Yedinci yüzyıla tarihlenen tümülüslerden çıkan eserler Etrüsklerin bu çağda büyük bir zenginlik içinde olduklarını ve uygarlık ve sanatta ilerlediklerini göstermektedir. Ayrıca buralarda Suriye , Urartu , Kıbrıs ve Grek kökenli eşyalar bulunması da Etrüsklerin bu devirlerde diğer ülkelerle olan ilişkilerini göstermektedir. Etrüskler artık İtalya’da yayılma siyasetine de girişmişlerdi. Etrüskler ilk önceleri on iki şehir devletinden oluşan bir konfederasyon oluşturarak birleşmişlerdi.Adı geçen bu ilk şehir devletleri Arretium , Caere , Clusium , Cortona , Perusia , Populonio , Rusellae , Tarquinii , Vetulonia , Volaterra , Volcii ve Valsinii ‘dir. Daha önceleri Falerii ve Veii şehirlerinin de bu birliğe dahil oldukları tahmin edilmektedir. MÖ Yedinci yüzyılın ikinci yarısında ise Etrüskler bölgede birlik sağlayıp Roma’ya kadar ulaşmışlardı. MÖ 616 yılında ise Etrüsk kökenli Tarquin sülalesi Roma’da yönetimi ele geçirmişti. Bu durum Roma’da Cumhuriyet’in kuruluşuna , yani MÖ 510 senesine kadar devam edecekti. MÖ. Altıncı yüzyılda ise Etrüskler bölgede büyük bir güç oluşturmuşlardı. Roma yazarları da Etrüsklerin parlak zamanlarını tanırlar . Titus Livius Etruria için “ Tanta opibus Etruria erat ut jam non terras solum sed mare etiam per totam Italiæ longitidunem ab Alpibus ad fretum siculum fama nominis sui implisset / Etruria o kadar kudretli idi ki , yalnız karada değil denizde de , Alpler’den Messina Boğazına kadar , bütün İtalya boyunca şöhreti yayılmıştı. “ diye yazmıştır.( Ab Urbe Condita I , 2) Bu dönemler İtalya’da ve Roma’da Grek etkisinin en yoğun olduğu dönemlerdir. İşte bu dönemde Grek kültürü bölgeye tam olarak nüfuz edebilmiştir. MÖ 550 yılı civarında Roma büyük bir Etrüsk şehri görünümünü almıştı . Arkeolojik veriler de bunu desteklemektedir. Bu dönem Roma sanatı Toscanyalı bir karakter almıştı ve yazıtlardan anlaşıldığı kadarı ile Latince’nin yanında Etrüsk dili de konuşuluyordu. Capitol’deki tapınak ise Etrüsk karakterinde idi. Şehir büyük bir refaha kavuşmuştu. Mezarlardan çıkan altın , gümüş , fildişi eserler , bulunan Grek eserleri , şehirciliğin , özellikle de lağım sisteminin gelişmiş olması bunun göstergelerindendir. Etrüsklerin bu yayılma siyaseti kaçınılmaz olarak Grekler’le karşı karşıya gelmelerine neden oldu. Aslında Etrüskler daha önce Korsika kıyılarında Grekler’le çatışmışlardı ve yeni bir savaş kaçınılmazdı . MÖ 565 senesinde , Korsika’nın doğusunda , Etruria’nın tam karşısında Alalia şehri kurulmuştu. MÖ 545 senesinde ise Pers akınlarına dayanamayarak buraya kaçan Foçalılar Etruria için tehlike oluşturuyordu. Etrüskler bunun üzerine Grek yayılmasından endişe duyan Kartaca ile ittifak kurdular. Aristo Politika adlı eserinde buna değinmektedir. ( III , 9 , 36 ) : “ Devlet , bir karşılıklı koruma sözleşmesinden ya da mal ve hizmetleri değiş tokuş etmek için yapılan bir anlaşmadan da fazla bir şeydir ; çünkü öyle olsaydı, Etrüskler , Kartacalılar ve birbirlerine sözleşmeden kaynak olan yükümlülüklerle bağlı bulunan ötekileri tek bir devletin yurttaşlar saymak gerekirdi . Elbette bunların arasında ticaret anlaşmaları , saldırmazlık sözleşmeleri , ve bağlaşmalarını tanımlayan yazılı belgeler vardır . Fakat bu tek bir devlet , tek bir yurttaşlıktan çok farklıdır.” Kaçınılmaz savaş MÖ 540 senesinde Alaia’da patlak verdi. Herodotos bu savaşı ve öncesini şöyle anlatır : “[ Phokaia’lılar ] ( Foça’lılar ) Kyrnos’a ( Korsika’ya ) vardıkları zaman beş yıl , oraya ilk olarak yerleşmiş olan kolonlarla ortak yaşadılar , tapınaklar kurdular. Bütün çevrede çapul yaptıkları için , Etrüsk’ler ve Kartaca’lılar aralarında anlaşarak , bunlara karşı yürüdüler. Bir deniz savaşı oldu; bu Phokaia’lılar için bir çeşit Kadmos yenilgisiydi, zira gemilerinin kırk tanesi batmış, kalan yirmisinin de mahmuzları kırılmış, işe yarar hali kalmamıştı. Alalia’ya dönerek kadınlarını ve çocuklarını aldılar, eşyalarından gemiye yüklenecek ne varsa hepsini yüklediler, sonra Kyrnos’u bırakarak Rhegium’a gittiler. “ ( I , 166 ) Savaş Etruria - Kartaca ittifakının zaferi ile bitmişti. Fakat Etruria bu zaferden Kartaca kadar yararlanmasını bilemedi, bundan yararlanan Kartaca oldu . Böylece Etrüsler’in denizdeki hareket sahaları güneyde Yunanlılar doğuda Kartacalılar tarafından kısıtlanmış oldu. MÖ Altıncı yüzyıl boyunca Etrüsk yayılması kuzeye doğru da gerçekleşti. Kuzeyde daha Villanova kültürünü yaşayan halklar bulunmaktaydı. Buralarda yapılan kazılar , bu yayılmadan sonraki Etrüsk etkisini açıkça göstermektedir. Bunun sonuçlarından biri de kuzeydeki verimli topraklar sayesinde Etruria tarım ürünleri deposu haline geldi. Kuzeye doğru ticarette çok gelişmişti. Kelt ülkelerinde yapılan kazılarda Etrüsk ve İtalya kökenli eşyaların çıkması bu ticaretin ne kadar geliştiğini göstermektedir. Bu yüzyılın sonunda Etruria gücünün doruğuna ulaşmıştı . Etrüsk hanedanının Roma’dan kovulması da bu zamana rastlar. Titus Livius bu olayı şöyle anlatır : Roma Etrüsk hanedanından kurtulduktan sonra saldırıya da geçmeye başlar. MÖ 496 da Latium bölgesinde hegemonya sağladıktan sonra MÖ 485 - 474 seneleri arasında Veies ile savaşır. MÖ 474 ‘te üstünlük Roma’ya geçmiştir. Aynı yıl Etrüsk donanması Cumae’de büyük bir bozguna uğrar . Sicilya’lıların da yardımı ile Cumae’liler Etrüsk donanmasını yok ederler. Roma’nın kaybı ile karayolunu kaybeden Etrüskler’in donmanın kaybı ile de güneye ulaşmaları iyice olanaksızlaşır. Bu arada Pers baskısı İtalya’daki Grek ticaretinin gerilemesine de yol açmaya başlamıştır. Bunun sonucu olarak bu döneme ait mezarlarda Grek eserleri oldukça azalmıştır. Etruria artık giderek fakirleşerek içine kapanmaya başlamıştır. Samnitler’in istilaları ise Etrüskler’i iyice zayıflatır. Roma - Veies savaşı MÖ 438’de yeniden başlar ve MÖ 395 de Roma’nın kesin Zaferi ile noktalanır . Bundan sonra Roma Etruria topraklarında ilerlemeye başlayacaktır. Bu arada Etrüskler için yeni bir tehlike doğmuştur ; bu Kuzeyden gelen Keltlerdir. Keltler’in savaş biçimlerine alışkın olmayan Etrüskler topraklarını Keltler’e kaptırmaya başlarlar. MÖ 350’de Mediolanum ( Milano ) bir Kelt şehri olarak kurulur. Keltler MÖ 390’da Capitol’e kadar ulaşmışlardır. Kuzeyde Keltler , güneyde de Romalılar arasında kalan Etrüskler , Roma’nın Kelt istilaları altında zayıflamasını fırsat bilerek son bir çaba da bulundularsa da başarılı olamazlar. MÖ dördüncü yüzyılın ortalarında Etrüsk İmparatorluğu artık bir hatıra olmuştur. Etrüskler iyice sıkışıp güçlerini kaybetmişlerdir. MÖ 293 yılında Keltler’in Roma tarafından bozguna uğrayıp İtalya’yı terketmesi ile bölge Roma’ya kalmıştır. Bir birlik sağlayamayan Etrüsk toplulukları ise Roma önünde düşmeye başlar. MÖ 280’de son Etrüsk toplulukları olan Vulci ve Volsini’lerin bozgunu ile Etruria tarihten silinir. Buna rağmen Etrüsk halkı varlığını daha uzun seneler sürdürecektir. Romalılar Etrüsk halkını da Romalılaştırmaya başlar. Eski Etruria’dan Via Aurelia, Via Clodia , Via Cassia gibi önemli yollar geçmeye başlar. Etrüskler Roma hakimiyeti altında sakin yaşamaya başlarlar. MÖ 91 senesinde Roma lejyonları yanında yer alan Toscanlar Lex Julia ile şehir olma hakkını kazanırlar . Marius ile Sylla arasındakiş iç savaşta ise Etrüsk şehirleri Marius’un tarafını tutarlar. Sylla’nın kazanması ile Etrüsk şehirleri şiddetli bir şekilde cezalandırılırlar. Artık Etrüsk kültürü de silinmeye başlamıştır. Hristiyanlığın ilk zamanlarında bölgede Etrüsk dili yerini tamamen Latince’ye bırakmıştır. Ve böylece Etrüskler tarih sahnesinden çekilirler. ETRÜSK YAZISI VE DİLİ Etrüsk dili kuşkusuz Roma İmparatorluğu’nun ilk zamanlarına kadar bölgede konuşulmuştu . Romalılar arasında , kendi dillerinden çok farklı olan bu dille ilgilenenler vardı . Fakat İlk Çağın sonlarından itibaren bu dil unutulmuş ve günümüze bir kaç anıt ve Latin yazarları tarafından yapılan alıntılar dışında yazılı metin kalmamıştır. Yazıtlar ise çok kısa olup çok az sayıda kelime geçmektedir. İlginçtir , elimizdeki tek Etrüsk el yazması On dokuzuncu yüzyılın ortasına İskenderiye’de bir Hırvat tarafından bulunan bir Mısır mumyasının üzerindeki sargılardaki yazılardır. Zagreb Müzesi’ne götürülen bu yazılar geç dönem alfabesi ile yazılmış olup Hellenistik dönem öncesine tarihlenmektedir. Günümüzde Etrüsk dili , son gelişmelere rağmen daha tam olarak çözülebilmiş değildir. Eğer çok önemli arkeolojik keşifler yapılmazsa daha da sırrını koruyacağa benzemektedir. Bunun yanında Etrüsk yazısı büyük ölçüde okunabilmiştir. Etrüsk alfabesi Grek alfabesi ile yakınlık göstermekte olup tıpkı Grek alfabesinde olduğu gibi her ses bir işaretle gösterilmektedir. Elimizdeki en eski örnek Marsiliana’dan çıkan bir fildişi tabletteki yazıdır ve MÖ 700 yıllarına tarihlenmektedir. Bu alfabede 26 harf vardır. Bunlardan yirmi ikisi Fenike alfabesinden gelme olup , diğer dördü Grekler tarafından eklenen harflerdir. Cumae ve Etrüsk alfabesinin birbirlerine çok benzemeleri Etrüsklerin alfabeyi buradan aldığını düşündürtmüştür. Fakat Etrüsk alfabesinde Grek alfabesinde olmayan ve eski zamanlarda kaybolmuş Fenike harflerinin bulunması Etrüskler’in alfabeyi İtalya’nın Grek kolonizasyonu öncesinde aldığını düşündürtmektedir. Alfabeyi çözerken karşılaşılan kolaylıklar , Etrüsk dilini çözerken yardımcı olamamaktadır ; çünkü Etrüsk dilini karşılaştırabilecek bir başka dil yoktur. Türk araştırmacılar bu dilin Türkçe ile akraba olduğunu ve Türkçe yardımı ile çözülebileceğini öne sürmüşlerse de Dünya’daki önemli Etrüskologlar arasında yandaş bulamamışlardır. Eski yazıların çözülmesinde en çok kullanılan yöntem çift dilli yazıtların çözülmesidir. Ne yazık ki Etrüsk dili için bu durum söz konusu değildir. Bu yüzden Etrüskologlar başka bir yöntem geliştirmişlerdir. Etrüskler başka halklarla, Yunanlılarla , İtaliklerle, Latinlerle yakın ilişkilerde bulundukları için bazı dini formüller ve mezar yazıtları ortak olabilirdi. Buradan yola çıkarak bazı mezar yazıtları okunabildi fakat bunlar hem çok kısa oldukları hem de bir takım kalıpları kullandıkları için Etrüsk dili hakkında beklenen bilgileri vermedi. Etrüskologlar , Etrüsk dilinin tam olarak çözümü için arkeologların çift dilli bir yazıt çıkartmalarını beklemekteler. ETRÜSKLERİN İNANÇLARI Din Etrüskler’in hayatında büyük bir yer tutmakta idi . Titus Livius onlar için “Gens eo magis dedita religionibus quod excelleret arte colendi eas “ demektedir. Etrüsklerin inançları , doğal olarak dillerine oranla daha iyi bilinmektedir. Latin yazarları onların dini hakkında yeterli olmasa da bilgi aktarmışlardır. Etrüsklerin dini “vahiy edilmiş” bir din idi . Latin yazarları bu yönde bilgiler vermişlerdir. De Divinatione adlı eserinde Çiçero bunu ilginç bir şekilde anlatır : Çok eski zamanlarda ( Diğer yazarlar Tarquinia’nın kurucusu Tarchon zamanı diye belirtirler.) bir köylü ( belki de Tarchon’un kendisi ) toprağı sürerken topraktan bir çocuk fırlar. Tages adındaki bu yaratık çocuk görüntüsünde olmasına rağmen kendinde bir yaşlı adama yakışan bir bilgelik vardır. Etruria’nın her yerinden toplanırlar ve Tages de Etrüskler’e Haruspici ( Kurbanın karaciğerine bakarak fal ) sanatını ve dinin esaslarını açıklar . ( Tages quidam dicitur in agro Tarquiniensi cum terra araretur et sulcus altius erat impressus , exstitisse repente et eum affratus esse qui arabat . Is autem Tages , ut in libris est Etruscorum , puerili specie dicitur visus sed senili fuisse prudentia … Tum illum plura locutum multis audientibus qui omnia ejus verba exceperint litterisque mandaverint…De Divinatione II,23 ) Bu efsanede dikkat çekici yönlerden biri de Tages’in anlattıklarını dinlemek için Etruria’nın her yerinden gelip toplanmalarıdır. Burada bu dinin Etrüskler arasında bağlayıcı olduğunu ve “ milli “ bir din olduğunu görüyoruz. Başka yazarlar göre bu “vahiy”in bir bölümü bir peri olan Vegoia ( ya da Begoe ) tarafından Etrüskler’e bildirilmiştir. Bu peri ayrıca yıldırımları de yorumlamayı öğretmiştir. Bu bilgileri kapsayan Libri Vegonici Augustus zamanından itibaren Palatin’deki Apollon tapınağında saklanmıştır. Etrüskler’in kutsal kitapları bunlarla da bitmemektedir. Etrüskler’in din esaslarını içeren kitapları üç başlık altındadır : Libri Haruspicini kurbanın ciğerine bakarak kehanette bulunma sanatını anlatır. Libri Fulgurales yıldırımları yorumlamayı öğretir. Etrüskler’de on bir çeşit yıldırım vardır ve sadece dokuz tanrı yıldırım atabilir. Bunlardan sadece Jupiter-Tania üç çeşit yıldırım gönderebilirdi. Etrüskler yıldırımları inceleyebilmek için gökyüzünü on altı bölüme ayırmışlardı ve gözlemlerini buna göre yapıyorlardı. Her bölüm bir ya da bir kaç tanrıya aitti . Böylece yıldırımı hangi tanrının gönderdiğini anlayabiliyorlardı. ( Aynı şekilde Babilliler de gökyüzünü dört bölüme ayırmışlardı.) Libri Rituales ise çok daha geniş kapsamlı idi . dini esasların yanında devletlerin bireyler gibi yaşamı , şehirlerin ve tapınakların kurulması , ordu ve devlet düzeni gibi konuları da içeriyordu. Ritüel kitapları arasına Mısır’ın Ölüler Kitabı’na benzeyen Libri Acheruntici’yi ve mucizelerden söz eden Ostentaria ‘yı da katabiliriz. Etrüsk dininin özelliklerinden biri de sadece rahiplerin tekelinde olması idi. Rahipler soylu ailelerden seçilir ve toplumda etkili olurlardı .Bütün bu kitaplara rağmen unutulmaması gereken bir nokta da Etrüsk dininin sözlü olarak aktarılması ve inisyatik bir karakteri olmasıdır. Bu kitapların MÖ. 1inci yüzyılda yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir. Nigidius Figulus ve Tarquitus bunları Latince’ye tercüme etmişlerdir. Etrüsk tanrıları da Roma inançlarına geçmişlerdir. Ancak belge eksikliğini ve Grek etkisini de hesaba katarsak Etrüsk panteonunu tam olarak belirlemek çok zordur. Panteonda en önemli yerlerden biri Tinia’ya aittir. Tinia , Roma’lıların Jupiter’i (Bir çok kaynakta Jupiter-Tinia diye geçer) ya da Grekler’in Zeus’u ile bir tutulur. Ancak onlardan farklı olduğu bellidir. Roma Junon’u ile bir tutulan Uni ve Menerva ile bir üçlü meydana getirir. Etrüsk krallar zamanında bu üçlü Roma’ya da girmiştir. Roma’da da diğer kültürlerde olduğu gibi üç tanrı için kurulmuş tapınaklar vardı.Etrüskler’e göre bir şehir kurulduğunda bu üçlüye tapınak yapılmamışsa , o şehir dini kurallara uygun olarak kurulmamış demektir. Panteondaki önemli tanrılardan biri de Vertumnus’tur. Köken olarak Volsinii kökenli olup sonradan Romalılara da geçmiştir. Ünlü Latin şairi Propertius Vicus Tuscus yakınlarında heykelini gördüğünü belirtir. Propertius’a göre Bahçe ve ürün tanrısı idi. Propertius ona Volsinii’yi terkettiğini fakat üzülmediğini söyletir : Tuscus ego , Tuscis orior nec pænitet inter prœlia Volsinios desruisse focos… ( IV. Kitap ) Etrüsk tanrılarından biri de Fufluns idi . Etrüsler’in şarap tanrısı olan Fufluns zamanla Grekler’in Dionisos’unun karakterini almıştır . Diğer bazı tanrılarda olduğu gibi başlangıçta Etrüsk kökenli olan bu tanrı grekler ile olan ilişkiler sonucunda , özellikle de Dionisos törenlerinin buralarda yayılmasını takip ederek Dionisos’un özelliklerine de sahip olmuştur. Etrüskler’de , özellikle törenleri ile popüler olan bu tanrı için yapılan ayinler zamanla seks alemlerine dönmüştür. Titus Livius bu adetlerin zamanla Roma’ya da geçtiğini söyler : Hujus mali labes ex Etruria Roman veluti contagitione morbi penetravit. / Bu bela Etruria’dan Roma’ya bir salgın gibi geçti. ( XXXIX , 9, 1) Etrüskler’in ateş tanrısı ise Sethlans idi. Bazı yerlerde Grekler’in Hermes’ine benzer bir tanrı olan , tüccarların koruyucusu , ölülere yol gösteren Turms’a benzer bir tapımı vardı. Bir başka ateş tanrısı ise Romalılar’ın Vulcanus’una benzeyen Velchans idi. Velchans daha korkulan bir tanrı idi. Etrüskler’in savaş tanrısı ise yıldırım atan tanrılardan Maris idi.Ares’in hikayesi Etruria’da yayıldıktan sonra Maris Turan’ın aşığı oldu .Turan Roma’nın Venus’üne benzeyen aşk tanrıçası idi. Etimolojik olarak Grekçe turannoV (tiran, kral , kraliçe anlamında ) ile aynı kökten geldiği düşünülmektedir. Gösterimleri Afrodit’e benzemektedir. Grekler’in Apollon ve Artemis’i ise Etrüsk panteonunda Aplu , Apulu , Aplum , Artemes , Aritimi , Artumi , Artimnes adları ile bulunmaktadır. Diğer tanrılar arasında Saturnus’a eşdeğer Satre de vardı. Satre için yapılan vahşice kurban törenleri tapımının en belirgin özelliği idi. Dikkat çeken Etrüsk adetlerinden biri de , Titus Livius’un yazdığına göre , Etrüskler’in her geçen sene için Nortia tapınağına bir çivi çakmaları idi. Bu adet daha sonra Romalılar’a da geçmiştir. Roma’da da her sene Eylül ayında praetor maximus Capitol Jupiter’inin bölmesinin duvarına çivi çakardı. Etrüsk inançlarında yarı tanrılar ve doğa ruhları da önemli bir yer tutardı. Aynalarda ve bronz tabletlerde Turan’a eşlik eden çıplak perilere rastlanmıştır. Lases adı verilen bu perilerin bazen Tinia ve Minerva’ya da eşlik ettikleri de görülmüştür. Etrüskler’in öteki dünya hakkında da inançlar geliştirmişlerdir. Sanat eserlerinin büyük bir bölümü öteki dünya kültünün bir parçası olarak oluşturulmuştur. Elimizde yazılı metinler olmasa da ölülerle beraber konulan eşyalardan , yapılan resimlerden , kabartmalardan öteki dünya inançları hakkında bir fikir sahibi olabiliyoruz. Etrüsk inançlarına göre ölen kişinin ruhu kanatlı cinler tarafından öteli dünyaya götürülürdü. Bu tema bir çok mezar odasındaki resimlerde işlenmiştir. Burada oyunlar oynanıp ziyafetler veriliyordu. Burada Etrüskler’e özgü bir çok cin vardı. ( Bazen kader kitabını açan Culsu ve Vanth gibi.) MÖ dördüncü yüzyıldan itibaren ise bu resimlerde öteki dünyanın efendileri de gösterilmeye başlanmıştır. Bunlar Greklerden alınan Eita ( Hades ) ve Phersipnai ( Persefone ) dir. Bu yüzyıldan itibaren öteki dünyanın tasvirleri de değişmeye başlamıştır. Burası artık eziyet çekilen korkunç bir yer olmaya başlar. Charus ve Tuchulcha adında iki korkunç cin de tasvirlerde yer alır. Etrüsk Krallığı çökmeye yaklaştıkça tasvirler daha da korkunçlaşır. Romalılar Etrüskler’in inançlarından mundus kavramını da almışlardır. Mundus öteki dünya ile bu dünya arasında geçişi sağlayan bir çukurdur. Mundus sözcüğünün de Etrüsk dilinden geldiği düşünülmektedir. Etrüsk aynalarında görüntü tanrıçası Munqu’nun adı geçer. Zaten Latince’de de mundus sözcüğünün ilk anlamı kadın görüntüsü demektir ( Diğer anlamları da Gökyüzü ve Dünya). Roma inançlarına göre religiosi denilen günlerde Mundus açılıyordu ve ruhlar buradan bu dünyaya geliyorlardı
Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir. |
Offline |
26-05-2008, 11:28 AM | #2 (permalink) |
Üsteğmen Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 179
Tesekkür: 0
64 Mesajinıza toplam 207 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: Etrüskler |
Offline |
26-05-2008, 11:29 AM | #3 (permalink) |
Üsteğmen Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 179
Tesekkür: 0
64 Mesajinıza toplam 207 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: Etrüskler |
Offline |
26-05-2008, 11:31 AM | #4 (permalink) |
Üsteğmen Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 179
Tesekkür: 0
64 Mesajinıza toplam 207 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: Etrüskler Son buzul çağında Avrupa buzlar altında iken Orta ve Kuzey Asya’da ılıman bir iklim, büyük iç denizler ve akarsular vardı. İnsanoğlunun evrimleşmesi ve uygarlaşması için her türlü olanağı sağlayan bu doğal koşullar Nuh Tufanından sonra tam tersine döndü. Henüz tanıyamadığımız Asya uygarlıkları sular altında kaldı.(Atlantis ve Mu fantazileri böylece ortaya çıkmış olabilir. Zira Atlantis ve Talas kelimeleri anlam ve ses olarak yakından ilintilidir.)Dünyanın dönme ekseni 30 derece saptı, Kuzey Asya’da da aşırı soğuk bir iklim Orta Asya’da sert bir kara iklimi ortaya çıktı. Büyük olasılıkla şiddetli depremler yaşandı. Bu yörelerin uygar insanları dünyanın dört bir yanına göç etmeye başladı. Bu göçlerle birlikte dünyanın değişik yerlerinde ansızın şaşırtıcı uygarlıklar ortaya çıkacaktı. Büyük olasılıkla ,o dönemde Asya Türkçesi dışında dünya dilleri henüz oluşmamıştı. Türkçe bu uygar göçmenlerle birlikte tüm dünyaya yayıldı. Çocukluk çağındaki bölgesel dillerin içine nufuz etti. Çağına ve yöresine göre olağanüstü bir uygarlık sergileyen Sümerler ve Etrüskler ,Türkçenin Orta Doğu ve Batı dillerinin özünü oluşturmasına neden oldu . Dahası Etrüskler Avrupa’da , Sümerler Orta Doğu’ da ortaya çıkan tüm uygarlıkların altyapısını oluşturdular.Bu uygarlıklara hiçbir zaman silinmeyecek şekilde damgalarını vurdular. Bu damgalar günümüzde bile yaşamaktadır. Örneğin Amerikanın sembolü olan Özgürlük Heykeli bir Sümer Tanrıçasının simgesidir.Batı dünyasının kullandığı alfabe özünde bir Etrüsk alfabesidir. AB’nin bayrağındaki 12 yıldız ,Musevilikteki 12 kabile,Hristiyanlıktaki 12 havari , Müslümanlıktaki 12 imam Sümer panteonundaki 12 Tanrının insanlığın bilinçaltındaki etkilerinden başka ne olabilir ? Çağımızın siyasal koşulları içinde, Sümerce ve Etrüskçe’nin birer arkaik Türk lehçeleri olduğu gerçeği saklanmaya çalışılsa da , bu tür siyasi yaklaşımlar bilimsel gerçeklerin karşısında her zaman diz çökmüştür ,diz çökecektir. Dünyamızın ilk uygarlığı olan KENGERLER(Sümerliler) günümüz uygarlığının kökü,kökeni ve atasıdır. KENGERLER’i anlamadan günümüzü anlamak mümkün değildir. Mısır’dan Hindistan’a kadar uzanan geniş bir alanda ticaret yapan KENGERLER (Sümerler ) bu alan dışındakilere ‘Dışarıdakiler’ anlamında ‘Barbar’ derdi.Ticaret alanı dışındaki ülkelere verdikleri isim ise ‘Uygarlık Dışı’ anlamında URU(K)-BAR idi. İşte bu kelime URUBAR ,EREHBA,AVRUPA biçimiyle günümüze dek ulaşmıştır. Demokrasi kavram ve kelimesinin ilk görüldüğü uygarlık Sümer uygarlığıdır. Sümercedeki DUMUGİRATUKU kelimesi günümüze Demokratika,Demokrasi olarak gelmiştir. Bu kelime ve kavramı Sümer uygarlığının doğuşundan 3000 yıl sonra tarih sahnesinde görülen Grek uygarlığına maletmek bilim ve insanlık adına utanç verici bir tutumdur. Bugün burada irdelediğimiz Etrüsk uygarlığı Avrupanın ilk uygarlığıdır. Etrüskler Avrupa’ yı alfabe ,yazı, şehircilik , hukuk , devlet, kanalizasyon ve drenaj yol, tünel,akuadük sulama kanalları, ,sedde, kemer,tonoz,kubbe, metallurji, ayna,heykel dans,bale,gala,tiyatro,şiir,müzik, cumhuriyet vs gibi uygarlık kavram ve deyimleriyle ilk kez tanıştıran bir uygarlıktır. Günümüze dek elde edilen arkeolojik,mitolojik , etimolojik biyolojik ve tarihsel bulgular Etrüsklerin Asyatik ve TÜRK kökenli bir toplum olduğunu açıkça belgelemektedir. Bu belgeler dışında ETRÜSKLERİN TÜRKLÜĞÜNÜ VURGULAYAN etimolojik bulguların bir kısmını sizlerin bilgi ve eleştirilerine sunmak isterim. 1-ETRÜSKLERİN ADI-ADLARI Değişik toplumların Etrüsklere verdiği adlar TÜRK,ASENA,TARHAN gibi Türkçe kelimeler içermektedirler. TURUSCHKA (Sank) : Türk TURETSKİ (Rus) : Türk insanı TURSİKİNA(Etr) : Etrüsk insanı TURSKİ (Sırp) : Türk insanı TURSCİ (Lt) : Etrüsklerin ilk adı (TURSKİ okunur) TUSCUS(Lt) : Etrüsk (TOSCANA : Tuscus kenti,TOSKANA,İtalya ‘da bir kent) TRUSCUS (Lt) : Etrüsk ETRUSCUS (Lt) : Etrüsk TURKSU (İskit/SAKA) : Tanrı oğlu,tanrı soyu ( = TÜRK ?) TURCO,TURKA (İtl) : Türk TÜRK : Hz. Nuh’un oğlu Yafes’in oğlunun adı RASENNA(Etr) : Etrüsklerin kurucusu olan ailenin adı,Etrüsk ASENA (Tr) : Göktürkleri kuran ailenin adı, Aşına,Zena OTRA (Ön Tr) : Kent TURİA (Etr) : Truva TUR (Grekçe) : Truvalı TURS (Etr) : Etrüskler TURA (İSk) : Messagetlerin ( Bir İskit/SAKA kavmi) özgün adı TUR (Farsça) : Türk, (Zend-Avesta’da Yima (HZ.NUH) ‘un torununun adı) TURAN(Farsça) : Türkler TİRHEN (Gr) : Etrüskler (TURHAN karşılığı) Tırhenoy-Tırhenos Turhan (Ha) : Tanrı,yaratan Tar(İsk) : Gök/Hava Tanrısı Tar,Taaru (Hat) : Hava Tanrısı Turra(Çu) : Tanrı Tarksuta (İsk) : Tanrının oğlu TURK-xu (İsk) : Gök Tanrısının oğlu Turutski (Rs) : Türk Dörög (Ma) : Gök Tanrısı(Yıldırım) Turok (Rs) : Türk Turko (İt,İs) : Türk Tura(Çu) : Tanrı Turra(Çu) : Tanrı Ku (İsk) : Oğul,kan Kan (Tr) : Soy,kan Tarkan (Tr) : Tanrı soyu 2-ETRÜSK İNANÇLARI Etrüsk inançları antik Türk kültüründeki inançlarla tam bir benzerlik gösterirler. Etrüsk Tanrılarının isimleri Türkçedir. Kökleri Kengerlere kadar gider. ‘Güneş Tanrısı’ anlamındaki ÖTÜKEN ve VATİKAN kelimelerinin özdeşliği bu gerçeklerin en ilginç örneğidir. Türk mitolojisi ve onun diğer uygarlıklar üzerindeki etkileri yeterince bilinmediği için günümüzde Napolyon, Napoli, Vatikan,Paris kelimelerin anlamlarıda açıklığa kavuşturulamamıştır. Etrüsklerde Ateş ve Güneş kültü diğer Türk boylarında olduğu gibi son derece güçlüdür.İnsan ateş ve ışık olarak gökten gelmiştir . Krallar yada cumhurbaşkanları öldüğünde onları –halkın oyu ile -Tanrı’ya geri göndermek için cesetleri törenle yakılır . Külleri de bir kaba konur. Kurt –diğer Türk boylarında olduğu gibi Etrüsklerde de Tanrının simgesidir. Roma kentinin totemi de bu yüzden , ileride Kurt olacaktır. Ne varki Roma’daki kutsal Lacus Curtius oyuğu‘ Kurt yuvası /oyuğu’ yerine ‘Kısa delik,tünel’ diye algılanır. KURT gökten ışık ve ateş olarak yeryüzüne iner,yırtıcı ve savaşçıdır. Ancak adının anılmasından korkulur. Onun yerine BÖRÜ ve ASENA kelimeleri kullanılır. BÖRÜ kelimesi PAR-lamak kökünden gelir. Zamanla PERİ’YE dönüşür. Paris’i kuranların PARİSİ adlı bir halk olduğu söylenir. Truva prensi PARİS ‘in adı Sümerce ve Etrüskçede aynı anlamı taşırlar: Parlayan Prens. Türkçe ‘peri’ , Farsça ‘Peri’, İngilizce Fairy(Feri) , Fransızca Paris (Pari) sözcükleri ‘ parlamak’ tan (BÖRÜ’den) türemiştir. Bar (Sm) : Parlamak,taht Par (Etr) : Parlamak,taht As (Sm) : As,birinci Barag(Sm) : Kral,baron,prens (Baras) Parkis (Etr) : Kral,baron prens Paris (Fr) : Paris Değişik dünya dillerinde geçen Baron, Boris,Paris,Prens,Prenses ,Pars,Pers,Mars ,Perez sözcükleri PAR-lamak (PARIŞ-Parlayış ) fiilinden çıkmıştır.. ÖTÜKEN ve VATİKAN aynı kelimenin değişik söylemleridir. Gerçek anlamı GÜNEŞ TANRISI demektir. OT+OKAN = GÜNEŞ +TANRI = Ötüken,Vatikan Güneş doğarken onu karşılamak için tepelere çıkılır , ona ibadet ve dua edilir. Hem Vatikan’da ,hem Ötüken’de aynı dinsel ritüeller görülür. Vatikan ve Ötüken kelimelerinin bilinmeyen gerçek anlamı Kenger Türkçesinde (Sümercede) saklıdır. Utu’e (Sm) : Güneşin doğuşu -Sun rise Hutia (Urartu) : Dua Ot-Kin ( Es Tr) : Güneşin Rahmi-Sun’s vagina Utu-Gin(Sm) : Güneş dağı Sun Mountain Utu-kan (Sm) : Güneşin kapısı -Sun gate ÖTÜKEN(Tr) : Türkler için kutsal bir tepe,Göktürklerin Başkenti,Güneş Tanrısı VATİKAN (Etr) : Roma ‘da gün doğarken üstünde güneşe dua edilen bir tepe,Güneş Tanrısı Şimşek ve yıldırım Tanrının sesi ve mesajıdır. Sümerlerde UBUBUL ,Etrüsklerde APULLU , İnkalarda İLYAPA Şimşek ve Yıldırım Tanrısının adlarıdır. Apollo,Napolyon, Napoli gibi anlamı bilinmeyen kelimelerin kökenlerinde UBUBUL ve APULLU vardır.Kelime anlamları Türkçede ‘YÜCE ATEŞ/İLAH’ demektir. UBUBUL (Sm) : Şimşek Tanrısı APULLU (Etr) : Şimşek Tanrısı APOLLO (Gr,Lt) : Işık Tanrısı Aşağıda ,NAPOLYON,NAPOLİ,APOLLON kelimelerinin Türkçeden alındığı görülmektedir. Bu kelimelerin anlamlarında yücelik, alev , ışık, şimşek ,kahramanlık ve mitolojik tanrılar vardır. ALAP (Tr) : Alev (Farsça Alev kelimesinin ALAP’tan türediği anlaşılıyor) YALIN (Tr) : Alev,yalaz (Farsça alev ) YALAP (Tr) : Alev,yalaz BULAN (Tr) : Geyik (ŞamanlıktaTanrının sembolü),(UL+AN= Gök ışığı) AMPUL (Fr) : Elektriği ışığa dönüştüren cam tüp,ışık kaynağı PALAPAN (Kar-Mal): Dev İLYAPA (İnka) : Yıldırım ve şimşek tanrısı YALAP (Ön Tr) : Alev ALAP (Ön Tr) : Alev almak ALIP (Ta) : Dev,kahraman ALP (Tr) : Dev,kahraman,savaşçı,yürekli NOLE (Ön Alt) : Alev NAB (Elamite) : God NAB (Sm) : Ocean,musician JULA (Ön Tr ) : Işık,meşale YAL (Ön Tr) : Işık,alev,yanmak ULLU (Bal) : Ulu, ışıklı ALP-ULLU (Tr) : Ulu ,ışıklı ,yüce kahraman ; Kırklarelinde bir kasaba adı APOLLO (İng) : Ulu ,ışıklı alp ; NASA’nın uzaya gönderdiği uzay araçları APOLLON (Gr) : ALP+ULLU ;Sonradan Grekleşmiş Bir Anadolu Tanrısı NAPOLYON (Fr) : NAP +APOLLON = Napolyon , Tanrısal yalap ,alp Etrüskçe Tanrıların adı Türkçe kökenlidir. ÇAL-AP (Tr) : Tanrı CEL (Etr) : Tanrı KAL (Sm) : Tanrı sıfatı,yüce AL (Tr) : Yüce, Tanrısal ( ÇALAP, AL LUK: Hayat Ağacı) UTU (Sm) : Güneş Tanrısı CATE (Etr) : Güneş Tanrısı ,KUT, Şafak AN (Ön TR) : Gök, AN(Sm) : Gök Tanrısı JANUS(Etr) : Gök Tanrısı VER-ENİ (Bulgar) : Gök kubbe,dragon OT (Tr) : Güneş,ateş UTU(Sm) : Güneş Tanrısı HADA(Sm) : Güneş Tanrısı CAUTA(Etr) : Güneş Tanrısı CAUTHA(Etr) : Isı Tanrısı IR (Ön Tr) : Şans,Kader IRIS (Ha) : Şans,Kader ŞURİ (Etr) : Şans,Kader Tanrısı ŞER(Sm) : Karar (Arapçaya Şeriat olarak geçmiştir) ŞERZE (Çu) : Serçe SERÇE (Tr) : Serçe (Etrüsklerde kuş falı ile şans ve kader belirlenir) Sümer ve Etrüskte Ciğer Falı, Kuş Falı , Şimşek Falına çok önem verilir.’Başına devlet kuşu kondu’ sözü o dönemleden kalsa gerek. Hala, kuş dışkısı başına düşen kişi şanslı sayılır. TURA (Çu) : Tanrı TURA-NE(Etr) : Köken Tanrısı, DİNGİR (Sm) : Tanrı TANARA(Saka) : Tanrı (Tanara Algıstasın …Yakut duası) DİNgir (Sm) : Tanrı TIN (Etr) : Baş Tanrı TANRI (Tr) : Tanrı Zİ (Sm) : Ruh ASİ (Etr) : Ruh ESİ (Tr) :Ruh BAR (Sm) : Tanrıça PHA (Etr) : Tanrıça UMAY(Tr) : Türk Tanrıçası MAYA (Lt) : Roma Tanrıçası Dİ-MER (Sm) : Deniz Tanrısı MAR (Etr) : Deniz MORAN (Es Tr) : Nehir ,Müren MERE AMA(Fin) : Deniz Ana, Su ruhu EZİ(Hakas) : Tanrı,ruh Zİ (Sm) : Ruh AİS (Etr) : Tanrı IZIĞ (Es Tr) : Şamanlık,doktorluk Izığ -(Ha) : Sürgün,Uzaklaştırma(Kötü ruhları) Nam-azu (Sm) : Tıp sanatı Azu,Uzu,Asu (Sm) : Doktor Axu (Etr) : Doktor 3- ETRÜSK DEVLETİ Etrüsklerde devlet ,makam,kurum ve yönetici adları Türkçedir. Günümüzde kullanılan Minister, Municipality, Military,Duma, Parlemento, Republic ,Royal vs. gibi kelimeler tarihte ilk kez Etrüsk Türkçesinde görülmektedir. (Demokrasi kelimesi ilk Kenger Türkçesinde görülür.) 12 şehir devleti federasyon , 3 federasyon birleşerek konfederasyon oluşturmuşlardır. Başlangıçta krallıkla ,sonra Cumhuriyetle yönetilmişlerdir. Krallara ZİL , cumhurbaşkanlarına LUCOMON denir. Her iki kelime de Türkçe kökenlidir. ZAL (Sm) : Asil ,parlamak ZİL (Etr) : Kral JULA (Ön Tr) : Işık,meşale JELA-SUN(Tr) :Yiğit,kahraman KAM (Es Tr) : 1-Şaman 2- Çoşmak (Komıt : Coşturmak) HUM (Sm) : Coşmak,kesmek,ezmek,delmek,yaralamak KOM-AN (Tr) : Coşun (Koman yiğitlerim !) KOMIT (KM) : Coşturmak KAMNA(Ya,Ha): Coşmak ,Atılmak,KAMlaşmak(Hamle) KAMDA (Oy) : Coşmak, harekete geçmek,Şamanlaşmak KUMAN,KOMAN,KAMAN (Batı dillerine ‘Command’ ‘Commando’ ‘Come On’ olarak geçmiş olabilir.) KOMANÇİ,KIRMANÇI,KUMAN,KUMANDI(Altaylarda yaşayan bir boy) aynı kelimeden çıkmış olabilir. LUGAL (Sm) : Kral (Yüce kişi) LUCOM(Etr) : Başkan (Coşan,Coşturan ? ) . LUCOMON(Lt) : LU-KOMAN (Coşturan,emreden ?) LU-KAM(Es Tr) : İnsan +Şaman/Doktor = LOKMAN ? KANTE(Etr) : Bir yönetici KENDE (Tr) : Bir yönetici PURT(Çu) : Savaş Baltası PURT(Etr) : Siyasi,politik güçle ilgili KEP (Tr) : Politik KEP (Etr) : Politik U(s) (Sm) : Barış Uslu (Tr) : Barışçıl , PISI-RIK (Tr) : Pasif,Pasifik PACİ(Etr) : Barış PAZ (Or Yaz) : Barış GUEN (Sm) : Meclis salonu GENGEŞ (Tr) : Danışma,tavsiye GENGEŞ (Kum) : Konsey,Danışma Kurulu KENGEŞ ( Balkar) : Konsey KENGEŞ(Uy) : Görüşme,danışma KENESETH (İbr) : Meclis CONGRESS (İng) : ABD Yasama Organı İLTİRİŞ (Or Yz) : Bir kağan adı,(Ulusu derleyip toparlayan Kağan) İL (Or Yz) : Şehir,ülke,halk,ulus TERİJ (Ya) : Organize etme İT- (Ta) : Organize etmek (M)İlitiş (Tr) : Ulusu organize etme Militis (Etr) : Askeri Military (İng) : Askeri İLLİ (Or Yz) : Ülkeli,devletli MİLLİ(Ar) : Ülke ile ilgili,ulusal GUZ,KUD (Sm) : Kesmek Kud-r (Sm) : Kesmek CEİSU (Etr) : Kesi KADIR,HAZAR : Müthiş güçlü, CAESAR (Lt) : Sezar,Keser (Doğumu kesi ile yapılan) KAYZER (Alm) : İmparator,Kral KAYSERİ (Lt). : Kayzerin kurduğu şehir,Kayseri GAZİ(Ar) : Gazi BAHSI (Kır,Kaz) : Şaman,Kam ENSİ (Sm) : Yönetici UMU UNSİ (Sm) : Yönetici, (vali,belediye reisi) Minister ? MUNİSTAS (Etr) : Anıt, Kamu yapıları MUNİSİLEV(Etr) : Belediye ? Municipality ? MINISTER (İng) : Bakan Mex (Etr) : Ulus,Kavim Me (Sm) : Kavim,kutsal güç Melez (Tr) : Karışık kavim /kişi UMİA,UNK (Sm) : Halk MEX (Etr) : Halk OK (Tr) : Halk, KÖLMÖK (Ha) : Halk KÜMEK (Ta) : Halk BAR (Çu) : Yargıç BAR(Sm) : Taht,yönetici,Taç PARİS (Etr) : Yüce yönetici PIRIG(Sm) : Aslan BÖRÜ (Tr) : Kurt PARH (Etr) : Aslan İLU (Sm) : İlah AULE(Etr) : Prens ULU(Tr) :Ali,Vali, ARA (Sm) : Kral ROİ (Etr) : Kral OR (Tr) : Taht ,royal DİMA (Sm) : Karar THUMA (Etr) : Hakim DEME (Tr) : Düşünce ,karar (Demem o ki) DUMA (Rs) : Duma,Meclis HUCU (Etr) : Mantıklı OKU (Tr) : Okumak,Anlamak HUKUK (Ar) : Hukuk TİURİNİAS(Etr) : Yasa,düzen,hükümet TÖRE (Tr) : Yasa,düzen 4-BİLİM ,SANAT,MÜHENDİSLİK Bugün batı dünyasındaki bilim sanat ve mühendislik terimleri büyük ölçüde Türkçe kökenlidir. ART,SCIENCE, ELECTRICITY,CATENARY, COLUMN, BRIDGE ,BALLET vs gibi kelimeleri batıda ilk kez Etrüsk Türkçesinde görmekteyiz. ARS (Etr) : Beceri ARAS (Etr) : Beceri ARTİLE(Etr) : Artizan Türkçenin değişik lehçelerinde de SCIENCE kelimesinin kökleri olan SAN,SANÇ SANŞI kelimeleri kolayca görülebilir. ZAN (Kzk) : Sistem,düzen,kural,yasa SANÇLA(Kumanca) : Gözlem yapmak SANA (Tatarca) : Gözlem SANŞI (Ta) : Kaşif SANŞI(Kum) : Peygamber SANA (Uygurca) : Hesap yapmak SANGIŞ(Uygurca) :Sayım SAN (Asya Tr) : Sayı,rakam SANMAK (Uy) : Saymak,sanmak,düşünmek SANAMAK (Ta) : Gözlem yapmak,gözlemlemek İGİANSİ(Sümerce) : GÖK gözlemcisi SİANS (Etrüskçe) : Gözlemci Çaltıra (Ha) : Işık,ışıma Zalag-ra (Sm) : Işık verme Zalthrie (Etr) : Işık verme Yaltra-mak (Tr) : Işık vermek Yaltır-mak (Tr) : Işımak Zalag (Sm) : Işık Yaltra (Sm) : Işık Elektra (Gr) : Işık Electricity (İng) : Elektrik ENSİ (Sm) : Yönetici UMU UNSİ (Sm) : Yönetici, (vali,belediye reisi) …Mühendis ? MUNİSTAS (Etr) : Anıt, Kamu yapıları MUNİSİLEV(Etr) : Belediye ? Municipality ? PERİS (Etr) : Köprü KÖPRÜG(Es Tr): Köprü KÖPRÜ(Tr) : Köprü GALDİM(Sm) : Kolon,sütun KOKUL(Ön Tr) : Direk,kolon KOLEM (Etr) : Kolon COLUMN(Ing) : Kolon ÖR (Ön Tr) : Kiriş TIR,IR(Sm) : Kiriş TRAVE(Etr) : Kiriş Tug (Sm) : Tekstil, bir giysi Tuga (Lt) : Romalıların giysisi Bukagu (Ön Tr) : Pranga ,zincir Pranga (İt) : Pranga Kişen (Trkm ) : Zincir Keten (Tr) : Keten Kentir( Ön Tr) : Kendir Kantra (Çu) : Sicim Catene(Etr) : Zincir Catenery(İng) : Urta(Sm) : Arpa Ork (Etr) :Arpa Arpa (Tr) : Arpa Barley (İng) : Arpa Orzo(İt) : Arpa Orge(Fr) : Arpa GUG(Sm) : Kek COKE(Etr) : Kek,pişirmek CAKE(İng) : Kek COOK(İng) : Pişirmek 5-ETRÜSK COĞRAFYASI Italya çevresi ve Avrupada Etrüsklerin etkisi ile yer yurt adları bugün bile Türkçe özelliğini korumaktadır. ALP,ROMA,PO,ADRİYATİK, KORSİKA,NAPOLİ vs gibi isimler Türkçedir. Or (Ön Tr) : Kent Uru (Sm) : Kent Aurina (Etr) : Kent UR(Sm) : Kent OBA,BAN (Tr) : Yaşam yeri BANDA(Maya) : Yer,mahal URBAN (İng) : Kentsel KUR(Sm) : Dağ KAR(Etr) : Dağ KIR (Tr) : Dağ,bayır TROYA, ATRİA ,ADRİYATİK ,EDİRNE ve DRİNA aynı kökten türemiş gözükmektedir. OT (Ön Tr) : Ateş OCAK (Tr) : Ocak,Ev,Yuva ,Dernek OTAG (ÖT) : Otağ,yaşam yeri ETUR,TUR(Sm) : Mabed,doğumevi OTRAR (Tr) : Seyhun ve Arıs Nehirlerinin birleştiği yerde kurulu antik bir TürkKenti ;Farabi’nin doğduğu kent, OTAR (Ön Tr) : 1- Köy,kent; 2-Otlak,mera; 3-Sürü 4-Uzak yerler ATRIA (Etr) : Po Ovasının Adriyatik kısında kurulu bir Etrüsk kenti TROYA : TRUVA Kenti ATRİA ,ADRİA (Etr) : PO Ovasında bir kent, Adriyatik denizi (MADRİD ?) ADRİANAPOL (Lt) : EDİRNE DRİNA (Sırp) : Drina nehri Batı etimolojik sözlüklerine göre İtalya kelimesi dana ,sığır anlamındaki Latince Vitilus’tan çıkmıştır. TÜ (Sm) : Döl,yeni doğmuş hayvan TİL (Ya) : Buzağı,dana TELİ (Kır) : Buzağı,dana TEL (Kaz) : Buzağı,dana VİTİLUS (Lt) : Dana ,buzağı CATTLE (İng) : Sığır,davar ITAL-İA (Lt) :Sığır Tanrısının ülkesi BURANUN (Sm ) : Fırat İDİGNE (Sm) : Dijle TADGUN (ÖnTr) : Büyük nehir ADİGE (İtl) : Kuzey İtalyada bir nehir BELTİR (ÖnTr) : İçinde Adalar olan ırmak TİBER (İtl) : Roma’ dan geçen Nehir(ortasında ada var) IBERİA(İsp) : Kafkaslarda bir bölge IBERİA (İsp) : İspanya ve Portekizin olduğu yarımada ÖRS,ÖRSEN,ÖRÜS (Ön Tr) : Nehir ( Romus,Romulus ?) ATRİA ,ADRİYATİK , EDİRNE ve DRİNA aynı kökten türemiş gözükmektedir. OT (Ön Tr) : Ateş OCAK (Tr) : Ocak,Ev,Yuva ,Dernek OTAG (ÖT) : Otağ,yaşam yeri OTAR (ÖT) : Köy,kent,otlak OTOR (Ya) : Kent (Ateş + Kent,Taht,Taç),Otorite ? ETUR,TUR(Sm) : Mabed,doğumevi OTRA (ÖT) : Yerleşim yeri OTRAR (Tr) : Seyhun nehri kenarında bir Türk kenti TROYA : TRUVA Kenti ATRİA ,ADRİA (Etr) : PO Ovasında bir kent, Adriyatik denizi (MADRİD ?) ADRİANAPOL (Lt) : EDİRNE DRİNA (Sırp) : Drina nehri TARKAN (Tr) : Tarkan ,Bey,Vezir TARQUINUS(Etr) : Bir Etrüsk kralı TARQUİNİİ(Etr) : Bir Etrüsk kenti TARQUİNİA (İtl) : İtalyada Turhan Denizi kıyısında bir kent TYRRHENİAN MAR (Etr) : İtalyanın batısındaki deniz,Turhan Denizi ULUL(Tr) : Kent,ülke ALAİA(Etr) : Korsika’nın karşısında bir Etrüsk kenti DOR,TOR (Ön Tr) : Evin şeref köşesi OR (Ön Tr) : Kent, ORUN(Ön Tr) : Kent ÖRS,ÖRSEN(Ön Tr) : ROMUS ?,Nehir ÜREH (Ya) Nehir URA (Ja) : Nehir AMU(Ön Alt) : Nehir,vadi UMAR(Oyrat) : Büyük nehir UHRUUM (Sm) : Nehir,vadi RUMON (?) : Nehir ,Tiber nehrinin eski adı MORAN (Es Tr) : Nehir URU(Sm) : Kent MA,MU (Sm) : Gemi,göksel gemi(Güneş) MA (Ön Tr) : Mengü,Mega MAJ, MAY (Ön Tr) : Tanrısal,Kutsal ROMA(İtl) : Göksel gemi kenti , Tanrı/Güneş kenti NAP (Sm) : Tanrısal,okyanus,müzisyen,en yüce (EN+AB) ULUL (Ön Tr) : Kent ALPULLU (Tr) : ALP + ULUL (Kent),Alpulu,Alp kent,Ulu Ateş EN + ALP+ ULUL (Ön Tr) : En alp kent,(E)NA(L)PULU NAPOLİ (İtl) : En alp kent,Tanrısal kent BOLAK(Ta) : Kaynak,kuyu BOLIN (Ta) : Otlak PU (Sm) : Kaynak,Meyve bahçesi,sarnıç,kuyu,aşağı alan(ova) PO (Etr) : Po oası,nehri PO (İtl) : Po ovası,nehri VERENİ (Bulg) : Yılan, dragon,gök kubbe EVREN(Tr) Yılan,evren VERONA(İtl) : Bir kent KOR (Tr) : Kor,ateş SİKA (Es Tr ) : Tekke,mabed KORSİKA (Fr) : Korsika Adası -Ateş Mabedi ATRİA ,ADRİA (Etr) : Bir Etrüsk kenti MADRİD (İng) : İspanya’nın baş kenti (Güneş Kenti?) 6-DİĞER KONULAR Türkçenin Etrüskler kanalıyla Avrupaya ödünç verdiği sayısız kelimeler vardır. …AMUR,AMİGO,MARY,AMERICA, ALEXANDRE, PEACE,PACIFIC, gibi AM (Ön Tr) : Sevmek,sevgili, aşk,arzu ,nazik,kibar,sakin olmak AMIR(Balkar) : Arzu,aşk AMIR (Es. Tr) : Sevmek,aşık olmak AMRAK(Uy) : Sevgili AMURAK (Mo) : Arkadaş AMARAH (Ya) : Merhametli (RAHMAN ?) AMARAK (Dol) : Merhametli AIMeR (Etr) : Sevmek AMARE (İt) : Sevmek AİMER (Fr) : Arkadaş Amica,Amico(İt) : Friend VESİ (Etr) : Yemek BESİ (Tr) : Yemek,Beslenme GİRU(Sm) : Sevgili , ‘Dear’ KARA(Etr) : Sevgili, ‘Dear’ KARAK(Kır,Kaz) : Sevgili, ‘Dear’ Kİ(Sm) : Yer KİL(Çu) : Yer HİL (Etr) : İl,yer,el A(Sm) : Ok,nokta AC(Etr) : Ok,Nokta OK (Tr) : Ok KU (Sm) : Koymak CU (Etr) : Koymak KOY (Tr) : Koymak KU (Sm) : Kurmak KRA(Etr) : Kurmak …. Create (İng) ,Creer(Fr), Creare (Lt) KUR(Tr) :Kurmak UNG(Sm) : Halk MENG(Etr) : Halk ONK (Tr) : Ok,Halk LULU(Sm) : Halk FOL (Etr) : Halk ULUL (Tr) : Halk LAL (Sm) : Bal MELE (Ön Alt) : Bal MALE(Etr) : Bal GISIG(Sm) : Ev CASA(Etr) : Ev KOS (Kaz) : Ev UR(Sm) : Adam VIR(Etr) : Adam ER(Tr) : Adam YURAT(Çu) : Sevmek KERATA(Tr) : Sevgi ifadesi YURATİ (Çu) : Sevgi CARATİ (Etr) : Sevgi ifadesi |
Offline |
26-05-2008, 11:31 AM | #5 (permalink) |
Üsteğmen Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 179
Tesekkür: 0
64 Mesajinıza toplam 207 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: Etrüskler |
Offline |
26-05-2008, 11:32 AM | #6 (permalink) |
Üsteğmen Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 179
Tesekkür: 0
64 Mesajinıza toplam 207 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: Etrüskler |
Offline |
26-05-2008, 11:33 AM | #7 (permalink) |
Üsteğmen Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 179
Tesekkür: 0
64 Mesajinıza toplam 207 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: Etrüskler |
Offline |
06-09-2010, 01:07 AM | #8 (permalink) |
Teğmen Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 87
Tesekkür: 388
67 Mesajinıza toplam 166 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Etrüskler Teşekkür ederim. Koccaman faydalı bir paylaşım olmuş. Sevgili GMA bu kadar bilgiyi nereden topladın, özellikle etimoloji kısmını. Teşekkür ederim. |
Offline |
Bookmarks |
| |
Yaratıcı Yazarlar Klubü ve Tarihten Telkinler Etrüskler Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız Roma tarihinin en gizemli halklı hiç kuşkusuz Etrüsklerdi. Etrüsklerin tarihi ile ilgili onlar tarafından yazılan metinlerin olmayışı ve Roma döneminde yazılanların da çoğunun kaybolmuş olması Etrüskler hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmamızı engellemektir. Aslında Etrüsklerle ilgili gizem daha Etrüsklerin adından başlıyor ...
ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Tarihten Telkinler telkin cd indir izle İstanbul Tarihten Telkinler nerededir kimdir Tarihten Telkinler çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Tarihten Telkinler hipnoz Tarihten Telkinler olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Tarihten Telkinler hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Tarihten Telkinler kuantum düşünce kitap haberi