Töre cinayetleri araştırması
Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mazhar Bağlı başkanlığındaki 8 kişilik ekip, Töre ve Namus Cinayetlerine ilişkin araştırma kapsamında 36 cezaevinde töre ve namus cinayeti işleyen 170 kişiyle görüştü.
Doç. Dr. Bağlı, töre ve namus cinayetlerinin Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olduğunu, ancak şimdiye kadar bu konunun akademik olarak ciddi bir şekilde araştırılmadığını söyledi.
Bölgede görev yapan akademisyenler olarak bu eksikliği gidermek amacıyla kapsamlı bir proje hazırladıklarını belirten Doç. Dr. Bağlı, bunun, töre ve namus adına cinayet işleyen suçlu ve zanlıların sahip oldukları toplumsal değer yapıları, aile ilişkileri, kişilik özellikleri ve bunların sosyo ekonomik analizine ilişkin yapılan bir araştırma olduğunu söyledi.
Hem DÜ'den hem de Selçuk Üniversitesinden öğretim üyeleri ile birlikte kapsamlı bir şekilde hazırladıkları projeyi TÜBİTAK'ın kabul ettiğini ifade eden Doç. Dr. Bağlı, amaçlarının Türkiye'de çok konuşulan töre ve namus cinayetleri ile ilgili bilinmeyen yönleri açığa çıkararak bu sorunun önlenmesi için yapılacak çalışmalara yön verecek veriler oluşturmak olduğunu bildirdi.
Doç. Dr. Bağlı, araştırmanın bu yılın ağustos ayında tamamlanacağını ve proje kapsamında 42 cezaevinde 200 kişi ile görüşeceklerini ifade ederek, “18 ay sürecek projede 12 ayı geride bıraktık. Bu süreçte de 36 cezaevinde töre ve namus cinayeti işleyen 170 kişi ile görüştük” dedi.
Doç. Dr. Mazhar Bağlı, dünyada ilk kez töre ve namus cinayetlerini akademik bir biçimde ele alarak konunun gündeme taşınmasını ve uygulanabilecek çözüm yollarının ortaya çıkarılmasını sağlayacak bir envanter hazırladıklarını söyledi. Doç. Dr. Bağlı, “Akademisyenler olarak sorunu ortaya koyduktan sonra konunun daha iyi tahlil edileceğini, daha doğru çözüm önerilerinin üretileceğini düşünüyoruz” dedi.
“YAPTIRIMLARIN ARTIRILMASI CAYDIRICI DEĞİL”
Antropolog, sosyolog, sosyal hizmet uzmanı ve psikologlardan oluşan bir ekiple cezaevlerinde yaptıkları görüşmelerde hükümlülerin hayat hikayelerini dinlediklerini ve hazırladıkları 250 sorudan oluşan anketi uyguladıklarını belirten Doç. Dr. Bağlı, Türkiye'de töre ve namus cinayetlerini önlemeye yönelik yürütülen çalışmaların daha çok hukuk üzerinden yürüdüğünü söyledi.
Doç. Dr. Mazhar Bağlı şöyle devam etti:
“Görüşmelerde töre ve namus cinayeti işleyenlerin sosyo ekonomik özellikleri, eğitim durumları, töre ve namusu nasıl tanımladıkları, pişman olup olmadıkları, çevrede nasıl bir tepki gördükleri, cezaevinde itibar görüp görmedikleri, mahkeme sürecinin nasıl devam ettiği, avukat tutup tutmadıklarını öğrenmeye yönelik genel sorular sorarak psikolojik bir test uyguluyoruz. Ülkemizde cezai yaptırımların artırılmasına gidilerek bu problemin çözülebileceği düşünülüyor. Bu ziyaretlerden edindiğimiz izlenimler doğrultusunda cezai yaptırımların artırılması belki bir faktör olarak düşünülebilir, ama kesin çözümü ortaya çıkarabilecek bir etken olarak görülmesi doğru değildir. Tutuklu ve hükümlülerle yaptığımız görüşmelerde hemen hemen hiç kimse cezai yaptırımların artırılmasının caydırıcı olacağını düşünmüyor.”
“PİŞMANLIK DUYMUYORLAR”
Doç. Dr. Mazhar Bağlı, proje kapsamında 36 cezaevinde yaptıkları görüşmelerde 170 tutuklu ve hükümlünün işlediği cinayetten dolayı pişmanlık duymadığını söylediğini bildirdi.
Araştırmada, cinayetlerin kamuoyunda ifade edildiği şekliyle gerçekleşmediğini tespit ettiklerini aktaran Doç. Dr. Bağlı, özellikle ceza indiriminden faydalanılması için küçük çocuklara bu suçun işletildiğine dair yaygın olan kanaatin doğru olmadığını gördüklerini söyledi.
Kamuoyunda dedikodular üzerinden basit nedenlerle cinayet işlendiğine dair bir görüşün hakim olduğuna değinen Doç. Dr. Bağlı, “Biz görüşmelerimizde böyle bir durumla karşılaşmadık. Töre ve namus cinayeti işleyenler planlı ve hazırlıklı bir şekilde hareket ediyor” dedi.
Doç. Dr. Bağlı, filmlerde görüldüğü gibi ailelerin kendi aralarından seçtiği bir kişiyi cinayeti işlemesi için yönlendirmediğini ifade ederek, aile bireylerinin bunu bir görev gibi algıladığını ve töre ve namus adına bir sorun yaşandığını düşündüklerinde kendiliğinden devreye girdiklerini belirtti.
Akademik açıdan yürüttükleri araştırmada konuya doğru bir açıdan yaklaştıklarını söyleyen Doç. Dr. Bağlı, “Görüşmelerimizde genel düşünce haline gelmiş pek çok bilinenin gerçekte doğru olmadığını tespit ettik. İşledikleri cinayetten ötürü pişman olan yok. Töre ve namus cinayeti işleyenler öldürdükleri kişi için değil, kendi hayatları için pişmanlık duyuyor” dedi.
“BÖLGELER ARASINDA FARKLILIK YOK”
Doç. Dr. Mazhar Bağlı, töre ve namus cinayetlerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile özdeşleştiğini, ancak 12 ay süresince yürüttükleri araştırmalarda Türkiye'nin bütün bölgelerinde töre ve namus adına cinayet işlendiğini tespit ettiklerini ifade etti.
hürriyet
Haber: Töre Cinayetleri Araştırması
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun Tahminlerine Göre Dünyada Her Yıl 5 Binden Fazla Kadının Namus Nedeniyle Öldürüldüğünü Açıklayan Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Başkanı Prof.dr.ahsen Şirin, "Ülkemizde Polisin Sorumluluk Bölgesinde, Son 5 Yılda Töre ve Namus Yüzünden Bin 91 Cinayet İşlendiği Belirtilmektedir" Dedi.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun tahminlerine göre dünyada her yıl 5 binden fazla kadının namus nedeniyle öldürüldüğünü açıklayan Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Ahsen Şirin, "Ülkemizde polisin sorumluluk bölgesinde, son 5 yılda töre ve namus yüzünden bin 91 cinayet işlendiği belirtilmektedir" dedi.
Töre cinayetlerinin en çok işlendiği kentlerin Gaziantep, Diyarbakır, Kastamonu, Artvin, Denizli, Hatay ve Bilecek olduğunu belirten Prof.Dr.Şirin, "Bölgeler bazında cinayetlerin dağılımına baktığımızda, Güneydoğu ile Ege'nin töre cinayetleri yoğunluğu açısından öne çıkması dikkat çekicidir" diye konuştu. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgilere göre son beş yılda töre ve namus cinayetlerine ilişkin olay sayısına bakıldığında Ankara'da 110, İstanbul'da 101, Diyarbakır'da 50, Urfa'da 17, Van'da 18, Tokat'ta 19 cinayet işlendiğinin görüldüğünü kaydeden Prof.Dr.Şirin, "Töre cinayetleri kadın haklarının en ağır biçimde ihlalidir. Namus adına işlenen bu cinayetler, geleneksel ilişki örüntüleri çerçevesinde incelenmesi gereken bir şiddet türü olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi.
Namus cinayeti veya töre cinayeti olarak adlandırılan cinayetlerin, toplumda kendilerine biçilmiş rollerin veya kişiye, topluma, yöreye ve zamana göre değişen ahlaki normların dışına çıktığı varsayılan kız çocuklarına ve kadınlara yöneltilen şiddet türü olduğunu belirten Prof.Dr.Şirin, "Ülkemizde alt sınıfların değer yargıları, kentte dahi olsa kırsal toplumun kültüründen kopamamıştır. Bu cinayetleri işleyenler çoğu kez toplum tarafından birer katil değil, namusunu temizleyen biri olarak değerlendirilmektedir. Öyle ki hasımlarını öldüren 14-15yaşındaki erkek çocuklar gururla cezalarını çekmete ve tamamladıktan sonra toplumun içerisine bir katil olarak değil, bir kader kurbanı, şerefini kurtaran bir kahraman rolünde dönmektedir. Bu da problemin tanımı aşamasında karşılaşılan sayısız paradosklardan yalnızca bir tanesidir" diye konuştu. Kadınların en temel haklarından yaşam hakkının bile namus adına çağdışı bir anlayışla yok edildiğini vurgulayan Prof.Dr.Şirin, "Aynı zamanda birçok vakada ölümler bildirilmemekte, cinayetlere r süsü verilmekte ve aileler tarafından üstü örtülmekte ve kadınlar kendilerini öldürmeye zorlanmakta ya da ikna edilmektedir. Kadınlar namus eksenli töre cinayetini meşru görmektedir. Bunun sebepleri arasında kadının eğitimsizliği ön plandadır" dedi.
(Mİ-Mİ-
(Mİ-Mİ-)
06.02.2007 10:36 TSİ (İhlas Haber Ajansı) 06.02.2007 10:45 [674778]