bak canım, etrafımızda o kadar çok kişi vardır ki hep birilerini birşeyler için kullanır ve istediğini aldığı zaman bırakır atar bir kenara.Sanırım sende bu tip insana karşı duygusal bazı şeyler hissetmişsin ve senin gurur dediğin şey aslında bu.Şimdi yaşadığımız her kötü olay ve karşımıza çıkan her kötü kişi bizim kişiliğimizi geliştiren tecrübeler edinmemizde faydalıdır.sen kötü hissetmeyi bırakıp kendine değer vermeyi öğrenmelisin.Unutma karşımızda ki kişilerde gördüğümüz bir çok şey aslında bizim yansımalarımızdır ve hayal hnm ında dediği gibi bugün yaşadıklarımız geçmişte düşüncelerimizle çekmiş olduğumuz durumlardır.tüm yaşadıklarını bir kenera bırak ve önce kendini sev ve değer ver.hayat başkaları için yaşanmıyacak kadar güzel.Sana aşağıya yazdığım hikayeyi okumanı ve yoluna nasıl devam edeceğine kendin karar vermeni söyleyebirim sadece.
Yaşamda ki gerçek başarıların geçici hedefe varıştan çok heyecan verici bir uyanıştan doğduğunu anlatıyor .
Çok uzun zamandan beri yürüyor gibiydi.Yorgun ayaklarından çok ellerinin farkındaydı.Ellerini tıpkı taşıdığı torbaların bir parçası gibi hissetmeye başlamıştı.
"Bu hiç iyi değil,"diye kendi kendine düşünürken yükünün ağırlığını ellerinin acıyan yerlerinden diğer yerlerine doğru kaydırdı.Onları bırakmayı diledi ama çok acelesi vardı.
İnanması zor geliyordu ama yolun kenarında torba satan o tatlı adama rastlamasının üstünden sadece bir kaç saat geçmişti.Torba satıcısı onu ,torbalarından birini alması halinde diğer tüm torbaları taşımanın çok daha kolay olacağına ikna etmişti.Ancak yürüdükçe bu yeni torbanın ona yaptıklarını tanımlamak için pek çok kelime bulmuştu ama içlerinde kesinlikle "daha kolay" yoktu.Yolun kenarında sattığı ilk torba da bu değildi.Hem de hiç değildi.
Gittikçe ağırlaşan kollarına ve ellerine baktıkça ,taşıdığı her bir torbanın o yada bu için verilmiş bir garanti olduğunu düşünüyordu.Bir gelecek torbası vardı,başarının anahtarını taşıyan bir torba,bir torbada geçmişi tamir etmek amacıyla çeşitli alet takımları içindi.Sonra hepsinden ağır olan torba;tüm diğer torbaların emniyetini sağlaması gereken.Hakikat şu ki,hayal edebileceğiniz her şey için bir torbaya sahipti.
Torbaların değerini ölçüp biçmek ile o kadar meşguldü ki ,yolun kenarında karanlıkta oturan yabancıyı fark etmedi bile.Aslında yabancının sesi onu torbalarına bakmaktan kurtarmıştı.Yabancı gülümsedi
"Yükünüz oldukça ağır.Biraz oturup dinlenmez misiniz?"
Bu onu bir şekilde şaşırtsa da ,iyi bir fikir gibi geldi."Teşekkürler" dedi."Sanırım oturacağım."Torbalarını teker ,teker ,boylarına göre dizerek bıraktı.Hiç konuşmadan birkaç dakika geçti ama bu ikisine de rahatsızlık vermedi.Çimenler yumuşacık ve insanı iyi hissettirecek kadar nemliydi.Garip olan yabancının hiçbir torbası olmamasıydı,bir tane bile yoktu.Hafızasını zorladı,bu ilkti.Yol boyunca tanıştığı kadınların ve adamların tümü bir şekilde bir torba taşıyordu.Bu adam nasıl hayatta kalabiliyordu?Ne biçim bir insandı?Yolda ki sorunlarla nasıl başa çıkıyordu?Kafasının içinde sessiz sorular birbirini takip ederken ,hiç bir şey dememenin kaba olacağını düşündü.Kelimeler ağzından dökülürken,duyduklarına kendi kulakları inanamamıştı.
"Görüyorum ki hiç torbanız yok"
yabancı gülümseyerek"evet doğru"
Adam bir açıklama bekledi ama hiç bir şey gelmedi.Nihayet sessizlik ağır geldi"neden yok?" diye sordu.
Yolcu bu soruyu yolda tanıştığı diğer yolculardan da duymuştu.Deneyimleri bu tip soruların yanıtı duymak amacıyla sorulmadığını öğretmişti.Çoğu yapmacık bir ilgiydi.Asıl aradıkları bir yolunu bularak ona kendi düşüncelerini anlatmaktı.Ama karşısında duran bu yorgun adam farklıydı,böyle hissetti ve ona hakikati anlattı.
"yıllar önce bir gün,tıpkı bunun gibi gölge bir yerde dinlenirken ,tanıdık bir ses benimle konuştu.Bu sesi daha önce defalarca duymuştum ancak o ana kadar gerçekten hiç işitmemiştim.
"Garipti çünkü ses tekrar tekrar 'çok yorgunum ,daha ne kadar gideceğiz' diye sorup duruyordu.Hepsi o kadar -sadece 'çok yorgunum' ve 'daha ne kadar öteye diye'... "
"Yanında kim vardı ? " diye sordu adam
"Hiç kimse" diye cevap verdi yabancı ve ona kendinin farkında olan derin bir gülümseme ile baktı."Sadece kendimleydim.Neden onu o zaman dikkate almam gerektiğini de bilmiyorum,ama böyle oldu.Birden hatırladığım yıllardan beridir kendi kendime ne kadar yorgun olduğumu anlattığımı fark ettim"
Adam için yabancının cevabı beklenmedik bir şoktu.
"Başlangıçta bu üzücü idrakimi görmezlikten gelmek için her zaman istediğim bir torbayı düşünmeye başladım.Ancak o zaman içinde bu duygulardan bile yorulmuştum.Yapacak başka bir şey bilmiyordum.Öylece oturdum.Ne kadar zaman geçti gerçekten bilmiyorum.Sonra o bana geldi."
Yabancı tekrar gülümsedi ve adam bir şeyi kaçırmış olacağını düşündü.Yabancı konuşmasına devam etti."Bir yere gitmek istemediğimden değil,zira orada otururken fark ettim ki yolda geçen tüm o zaman içinde gerçekten nereye gittiğimi asla bilmemiştim.Ta ki o güne kadar bilmediğimi asla bilmiyordum çünkü yolda geçen tüm o yıllarda ,derman aramanın benim için yaşamda bir yöne sahip olmakla aynı şey olduğuna inanmıştım."
"Ama neden derman arıyordunuz?Yani neyden kurtulmak için?"
"Çılgınca olan bu" dedi yabancı, sanki güzel bir fıkra dinlemiş gibi yüksek sesle gülmeye başlarken."taşıdığım onca yükten kurtulmak için derman arıyordum -yaşamın içindeki yürüyüşümü keyifli kılması gereken torbalardan!"
Şimdi ikisi de gülüyordu ,tıpkı özel bir şakaya sahip iki eski dost gibiydiler.Adam
"Peki şimdi torbaların nerde?"
"İşte konunun özü bu..." dedi."Görmüyormusun ?Nereye gittiğimi bilmiyorsam , oraya gitmek için ihtiyacım olan şeyleri de bilmem mümkün değil ,değil mi?"Gözleri cevap bekliyordu.
"Doğru" dedi adam bilmeden
"Öyleyse ,neden tüm o torbaları taşıyordum ki ,manası neydi bunun?Hakikat şu ki buna verecek cevap bulamadığım için oturmakta olduğum noktada hepsini bıraktım."
"Daha sonra ne oldu?Nereye gittin?Hayatın nasıl değişti?"
"Biraz zaman alınca anladım ki değişen yaşamım değil ,yaşama bakış açımdı.Taşımakta olduğum o torbaların yükü olmaksızın baktığımda ,yaşamı yapılması gereken bir görev değil de harika bir yer olarak görmeye başladım."
Adam yabancının kelimelerinden hakikati hissedebiliyordu,biraz daha açıklama istedi."içinde olması mükemmel yer?"
"Evet" yabancı ayağa kalktı ve "Bir şey daha ,olmak zorunda olduğum yerde olmadığım için kendime acımaktan vazgeçtiğimde ,olduğum yerin tam olmak istediğim yer olduğunu buldum.""hakikat şu ki ,olman gerektiğini düşündüğün kişi olman gerekmiyor.Bu nedenle seni o kişi yapacağına inandığın şeyleri de yaşamın boyu taşımak zorunda değilsin."
"Görüşmek üzere..." diyerek yürümeye başladı.
Adam ayağa fırladı "Nereye gidiyorsun?"Yabancı cevap vermedi.Adam uzun bir sıra oluşturan ağır torbalarına baktı sonra da yoldan aşağı doğru yürüyen yabancının adımlarında ki hafifliğe.Karar vermesi bir saniye sürmüştü"Beni bekle!"
işte hikaye bu.Şimdi yaşamın boyunca ,hayatınıın gitmesi gerektiğini düşündüğün şekilde gitmesi için ,taşımanı gerektiğini hissettiğin tüm şeyleri bir düşün.Öğrendiğin tüm gerçekleri tart.Şimdi hepsinden kurtulmanın ne kadar hoş olacağını düşün...
sevgi ile hep mutlu kal