Üyelik tarihi: Nov 2010
Mesajlar: 6
Tesekkür: 1
7 Mesajinıza toplam 24 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Bir Kapsül Depresif İmitasyon... Ben 25’i 4 sene evvel ite kaka aşmışken güneş yine doğudan doğuyor dandik odama. Hoş gerçi hayatımda dandik olmayan ne var ki?... Her sabah üşene büzüle süt verdiğim ve adlarını haybeden uydurduğum, bahçemdeki yelloz ve hırbo dahi dandikler… Hulen süt veriyorsun yine de yaranamıyorsun, aaaa dur şimdi bak, bir anne de evladına süt verir -hatta çoğu zaman daha fazlasını- fakat yaranamaz, o halde hayvanlara bu davranışı çok görmemek lazım, hımmmm, peki tamam sustum. Hani şindik gunlerden cumartesi ya, illa çarşıdan 2TL’ye aldığım bir korsan film devircem yani, öyleki haddinden fazla Off Puffff modlarındayım. Çok sıkılıyorum, gebercem resmen, ağzım çok terbiyesizleşti yine, paso argo takılıyor, biber felan sürsem iyi olur derken o kutsal kadın geliverdi aklıma, Annem!... Neyse… Fondaki Oasis her nekadar , “stop crying your heart out” dese de buna mani olamıyorum, bırakıyım ağlasın gönlünce. Offfffff, bügün amma bunalım yaptım, nolcak benim sonum bilemiyorum. Yahu ben sigarayı bırakalı tam 1 yıl oldu, az mı? Yok yok, içmem bir daha, ama şimdi olsa ya hani, yine en dandik tarafından 1 duble viski, bir sigaradan, bir viskiden çeker, köpekler gibi ağlardım sabaha kadar… Ağlamayı çok istiyorum, öyle çok istiyorum ki hem ağlamak hem de aynada kendimi izlemek istiyorum, bakıcam harbiden erkek adama yakışmıyor mu ağlamak… Kusura bakmayın imla kurallarını bugün sallamayacam, argo yazmak istiyorum, winword her nekadar altlarını kırmızıynan çizse de… Keşke şindik ya da durun durun, şu an olmak isediğim atmosferi yazayım, gece karanlık fakat ay ışığı var, herbiyer gece kokuyor, bir köprüdeyim eski püskü, kollarımı iki yana açmışım, yüzüme meltem çarpıyor ohh ne güzel, gözlerim kapalı, hava okadar soğuk ki burnumdan yanmış, sıcak karbondioksit çıkıp soğuğa çarpınca buhar oluşuyor bembeyaz. Heyyytt beeeee, cebimden bu dünyada içebileceğim son sigarayı çıkarıyorum, keyifle yakıyorum, ve doya doya içime çekmeye başlıyorum sigarayı, bir yandan da sövüyorum bu içine s….mın dünyasına, her şey daha güzel daha pembe, artık hiçbir şeyin herhangi bir önemi olmuyor benim için o an, elektriğe ekmeğe zam mı gelmiş, küresel ısınma mı var, greenpeace eylem mi yapmış, Başbakan birine “ananı da al git” mi demiş, kamuya bilmem kaç personel mi alınacakmış, Ayşe teyzelerin –bilmem kaç yıl ünide eşekler gibi okuyup sonunda sadece hibir şey olabilen zavallı- hemşire kızı bu sene de mi atanamamış, anneme göre "oğlum senden adam olmaz sen de onca yıl okudun halen atanamadın" mıymış kimin umrunda… Herşeye birden Paus yapıyorum ve susuyor bu çok konuşan geveze sesler... Ve sonraaaa kendimi bırakıyorum köprüden aşağıya, artık rüzgar yüzüme daha bir hızlı çarpıyor, soğuk belki ama ne önemi var ki, tüm bedenimi okşuyor, uğurluyor beni artık… Bana düşen tek şey, köprü ve zemin arasındaki mesafenin o çok enteresan olan soğukkanlı keyfini çıkarmak. Zemine yaklaştıkça daha bir gülüyor yüzüm, daha bir umutlanıyorum bir daha hiçbir konuda umutlanmayacağıma dair, evet işte bu güzel. Nezdimde işin en beklenen yanı ise zeminle buluştuktan ve gözlerimi kapadıktan sonra bana ne olacağı. Hehe, sanırım orada oturup bekleyeceğim birilerinin gelmesini, ya da kimse gelmeyecek, belki hiçbir yere de gitmeyeceğim, birileri cesedimi ihbar edene kadar öylece kalakalcam oracıkta, bilinmez… Bakalım gerçekten birşeyler gelip yine bana bir şeyler soracak mı ve ümid ederim ki çalıştığım yerlerden sorsun. Nasılsa kontrol C kontrol V şansımız yok... *** Tanrı kavramı evet, adına ne dersek artık, Tanrı ya da Yaratıcı. El İlah mı El Lah mı Allah mı… ALLAH dediğimiz Varlık esasen mitolojide Al iLah olarak geçer ve yine bu mitolojiye göre Al Lat, Uzza ve Menat’ın annesi olduğuna inanılır… Ben anlamam arkadaşım mitolojiden bilmem neyden, ben aklımı kullanırım… Şu bir gerçek ki “BİR YARATICI VAR” Kitaplar ne kadar doğru yazıyor ya da elçiler gerçekten de elçimiydi tartışılır, zira ben 2 kitabı da inceledim, içinde bazı cümleler var ki dersiniz onları resmen bir insan yazmış, ve bunu yazan insan gerçekten dünyada sulh ve adalet istemiş…( Evet bu iyi bir şey) Kitaplara ve elçilere pek inancım olduğu söylenemez. Zira ben taaaaa Sümerler’den bilirim yere düşen ekmeği neden 3 defa öpüp alnımıza bastığımızı, ya da mitolojideki Domus denen yaratığın (bizdeki söylemi ile domuzun) etinin neden yasaklandığını, ya da Kıble’nin (Kibele) neden kutsal yön seçildiğini. Neden “Cehenem Çukuru “ diyip oysa “Cennet Çukuru” demediğimizi… Tüm bunlar insanlık tarihine Sümerler’den kalmış birtakım alışkanlıklardır. Fakat yine de diyorum ki “BİR YARATICI VAR” aklımı ve evreni masaya koydum, ikisini yoğurdum, ve bu kanıya vardım. O VAR, adının ne olduğu ya da insanların onu nasıl nitelendirdiği çok önemli değil, önemli olan ONUN VARLIĞI. Düşünüyorum evet… Hiç merak ettiniz mi biz uzaya neden sonsuzluk tabirini yakıştırıyoruz? Esas olan şu ki biz uzayı halen tamamıyla gezemedik, buna gücümüz halen yok, bu teknolojiden halen yoksunuz, dolayısıyla her tarafını göremediğimiz için olsa gerek bilim adamları için uzayı sonsuzluk olarak tanımlamak daha akıl karı olarak nitelendirilmiş. Pehh, çok da yedik şindik… Ben bilirim ki bu evrende sonu olmayan hiçbir şey yok, teoride bu böyle, buna göre uzay boşluğu da başka bir boşluğun içinde olmalı, peki O nedir? Şimdi bu soruyu sorunca insan şu soruyu da soramadan edemiyor: Peki uzayın içinde olduğu bu boşluk hangi boşluğun içinde? Peki ya bir diğeri?... İşte YARATICI, Onu hala göremeyen var mı? Bir diğeri de şu ki bu günün teknolojisiyle donatılmış laboratuarlarda şuan dahi “su buharı, amonyak, karbondioksit, nitrojen ve metan” birleştirilip aminoasit ve bundan da protein elde edilememiştir.(Dünyadaki ilk tek hücreli canlının oluşmasının o dönemde varolan (H2O hariç) bu kimyasallarla tesadüfen meydana geldiğini iddia edenlere nazır) Bugünkü teknolojiyle dahi bu protein bu şartlarla elde edilemiyorsa –ki hiçbir şekilde bu kimyasallardan protein elde edileceğine inancım yok- bundan milyar yıl önce ve üstelik tesadüfen bunun olduğuna inananların aklından şüpheye düşmemek elde değil. Sonuç itibariyle canlılar birden ortaya çıkmıştır ve onları mutlaka Bir Güç yaratmıştır… Bakmayın bazı şeylere karşı inancımın zayıf olduğuna, ben o başı örtülü yüreği açık birçok hacı hocadan daha inançlıyım yaratıcıya nazır. Benim örtüm başımda değil yüreğimde. Ne yani şimdi sırf böyle açık seçik her şeyimizi ortaya döktüğümüz ve dini konular hakkındaki zayıf tutumlarımızı paylaştığımız için admin ağabeyler yuzırlara kızar mı? Eğer böyleyse Vooooov, evet bu çok etkileyici… *** Birkaç gün evvel kız arkadaşım beni terk etti, sevın ediyşın hem de, ama bu defa sağlam gitti kız, artık telefonum zart zurt “dıt dıt-dıt dıt- etmicek, neymiş efendim çok detaycıymışım da ilişkimizde olayları çok inceliyormuşum da artık buna tahammülü kalmamış da yorulmuşmuş… Ona şunu söylemiştim: “Bu çok gülünç, iyi git peki, seni yüzeysel anlayanın sevgisi de yüzeysel olur…” pfff… Artık kal demiyorum kimseye yirmi dokuz yirmi dokuz. Bir daha deneyelim yok, değer vermek yok, sevmek yok, ağlamak hiç yok… Nasılsa hepsi bir diğerinin benzeri… Nasılsa yaklaşık yirmibeş otuz ilişkim hep Geym ovır oldu… ( sevgili, evlilik, evlat, ev, araba, bunlar bana artık çok uzak pehhh…) Midemde inceden bir kramp, ilaçlarımı yine aksattım sanırım, yemeğimi de halen yemedim, ayaklarımda çorap da yok, grip olmuşum da salya sümük takılıyorum nette, annem bilse kızardı bana yine inceden ama ne yapayım unutuyorum işte. Artık bir sevgilim de olmadığına göre şimdi bana kim kızacak? Şimdi ben şu telkinlerden birkaç tanesini çekecem bilgisayarıma, bakalım neymiş bu gayptan sesler, bakalım bir işe yarayacak mı, bakalım oğlu bakalım… Her neyse, aklımın mürekkebi bitmek üzere. Size iki şiirimle şimdilik veda edeyim, yine dolarsam yazarım mutlaka… Kızmayın kardeşinize, depresyonda... Biz 2 kişiydik Beni ve Sana Beni sana çeken bir şey var biliyorum
Yok yok, cebimdeki yosma kuruşları
Pierre Loti'de sana çay ısmarlamak için sakladığımdan değil
Emekli Söğüt gölgelerinde ise, gözlerin hiç değil
Beni sana çeken bir şey var biliyorum
Sana yarım ışıklı tual üstü yaz gecelerinde
Vitrinde gördüğün o son moda sözleri alabilmek pahasına
Evime Metrobüs ile gitmek yerine
Hayatıma yaya devam etmek zorunda kaldığımla alakası yok
Beni sana çeken bir şey var biliyorum
Newton'un yasasından hiç bahsetmiyorum
Yüzünü asan seyyar kötülükleri
Zabıt bilinciyle mühürlememin
Sen rahat uyuyasın diye yıldızlara sus yapmış olmamla
Hiç bir bağlantısı yok
Beni sana çeken bir şey var biliyorum
Sana giden uzun yol Otobüslerinin
Bitmek bilmeyen yol sıkıcılığını
Ellerine bir kez dahi dokunabilmenin
İştahlı ümidine bağlıyorum
Beni sana çeken bir şey var biliyorum artık ağzımı acemi aşklarla silemiyorum
Biraz daha adam olmalıyım, diyorum
Oysa ben Nefertiti'nin Mısırlı lanetini
Sensiz geçen günlerime çentikliyorum
Beni sana çeken bir şey var biliyorum
Ben bu şehre sensiz aldanamıyorum
Karabayır çocuklarının
İyi hasılat yapmış olduğunu yüzlerindeki karadan
Senin ise tutulmada bana teğet geçemeyeceğini
On iki hayvanlı takvimden anlıyorum
Beni sana çeken bir şey var biliyorum
Ve biz 2 kişiydik, hatırlıyorum
Akşam gelirkenlerinde yatan süslü isteklerini
Bırak, sana ben almak sitiyorum -------------------------------------------------- Melankolia Çokça artık o vakit
Ferruh bir taarruz sonrası
Taze pansuman sömürgesiyken bileklerim
Terkeden acımasız ukalalığı yaden
Saat bilmem kimi bilmem kaç defa geçerken
"Git, durma sen de git!" manzaralı
Emir kipindeki şairaneliğe nazır
Birkaç arabesk şarkı ezberlemeliyim diyorum
Sonra alkole başlamalıyım kim bilir
Ve bir de sigaraya hani
Ki sonra
Çocukların nazarında çoktan
"Biraz daha kalalım"lık değerini yitirmiş
Önünden ve içinden en geçilmeyen bir parkta
Yapayalnız,
Bütün bu yeni alışkanlıklarımı birleştirmeliyim... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |