çekim yasasısını nasıl çekersinizBilinçaltının Bilinmeyenleri ve Çekim Yasası çekim yasasısını nasıl çekersiniz Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız arzuladıklarımıza ulaşmanın en etkili yöntemi sık sık üstünde durduğumuz canı gönülden inanmamız gerektiği...
pekiii...
ınanciniz ne durumda?
bir bir huzur evinde yogun bir medikal arastirma
yapiliyor. amac da burada kalanlarin bazilarinin neden
digerlerinden daha saglikli ve uzun yasadiklarini
ortaya cikarmak. ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çekim Yasası telkin cd indir izle İstanbul Çekim Yasası nerededir kimdir Çekim Yasası çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çekim Yasası hipnoz Çekim Yasası olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çekim Yasası hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çekim Yasası kuantum düşünce kitap haberi | |
|
05-12-2007, 01:16 AM
|
#21 (permalink)
| Administrators ♥Ozlem Şahin ♥
Üyelik tarihi: Feb 2007 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: çekim yasasısını nasıl çekersiniz arzuladıklarımıza ulaşmanın en etkili yöntemi sık sık üstünde durduğumuz canı gönülden inanmamız gerektiği...
pekiii...
ınanciniz ne durumda?
bir bir huzur evinde yogun bir medikal arastirma
yapiliyor. amac da burada kalanlarin bazilarinin neden
digerlerinden daha saglikli ve uzun yasadiklarini
ortaya cikarmak. bu arastirmada binlerce kisi yer
aliyor. bu kisiler pek cok medikal teste ve sorulara
tabi tutuluyor ve arastirmacilar bu kisileri onlarca
yil izliyor. ve sonunda en onemli faktorun "inanc"
oldugunu ortaya koyuyorlar. diger bir deyisle huzur
evinde sagliginin mukemmel olduguna inanlar daha uzun
yasiyorlar. sagliginin iyi olduguna inanmayanlar ise
daha kisa surede oluyorlar. ve bu durumun bu kisilerin
sahip olduklari hastaliklarla da bir iliskisi
bulunamiyor. ornegin iki kiside kanser tanisi mevcutsa
ve birisi sagliginin mukemmel olduguna inaniyorsa, bu
kisinin iyilesmesi daha hizli ve yasama suresi daha
uzun oluyor. digeri ise tam tersini deneyimliyor.
umdugunuzu alirsiniz:
arastirmacilar su sonuca variyorlar ki "sagliginizin
mukemel olduguna inanmak" istatiksel olarak sigara
icmemek kadar gecerli bir uzun omur formulu.
bir baska yogun ve derin arastirmada ise kanser
hastalari uzerinde yapiliyor.ortalama olarak kanser
hastalarinin %50''si iyilesmekte, %50''si de olmekte
oldugu tespit ediliyor. ve bu oranlar arastirmanin
basladigi 50 sene oncesinden beri gecerli. hem de bu
surede laboratuvarlarda yapilan onca arastirmaya ve
saglanan gelismelere ragmen. ve amac da bu %50''nin
iyilesmesine hangi tedavi yontemlerinin yardimci
oldugunu tespit etmek. bu terapiler arasinda
kemoterapi, radyasyon terapisi, ameliyat, yoga, hic
bir sey yapmamak gibi seyler sayilabilir.
binlerce vaka incelendikten sonra ortaya cikan sonuc,
ne yapilmis, ne tedavi uygulanmis olursa olsun, bir
hastanin iyilesme sansi %50. yani diger bir deyisle
kemoterapi veya yoga, ne yaparsaniz yapin,
sansiniz %50.
arastirmayi yapan doktorlar duruma sasiriyorlar. cunku
onlara gore bu sonucu saglayan en azindan bir neden
olmali. cunku sonucta %50 iyilesiyor. oyleyse sir ne?
sonunda buluyorlar. "ıyilesmeyi uman" hastlar
iyilesiyorlar. olmeyi uman hastalar ise oluyorlar.
ıyilesmeyi ummak, kanserle mucadele etmekten farkli
bir durum. ummak, inanmakla es. ummak, icsel bir
"bilis" durumu. sadece iyilestiginizi
"biliyorsunuz" .
ınanmanin gucu:
ınanc hayatimizdaki en guclu etkenlerden birisi. bizi
kisisel ve toplu olarak etkiliyor. "kazanan"
olduklarina inanan insanlar ve sirketler hep
kazaniyorlar ve tam tersi de aynen gecerli.
diyebilirsiniz ki inanclar sadece birer illuzyondur.
ınanclar zihnin derinlerinde yer aliyor gorunuyorlar.
ve objektif gerceklere dayansa da dayanmasa da, son
derece gucluler. boylece, eger ben cok zeki olduguma
inaniyorsam (kotu bir akademik basariya ragmen) o
zaman ben zekiyim.
ve tum davranislarim bu inancimdan cikacaklar, bu
inancima uygun olacaklar. ornegin siz sansli bir insan
oldugunuza inanir misiniz? ya da sanssiz oldugunuza mi
inaniyorusunuz? napolyon''a rutbesi yukseltilecek bir
asker gosterildiginde ilk sorusu "sansli mi" olurmus.
"ben sadece sansli askerlerin rutbesini
yukseltirim" ...
daha sansli oldugunuza inanmak, tersine inanmaktan
tabii ki daha hosnutluk verici. hatta bu bir illuzyon
bile olsa ve hic bir bilimsel arastirma ile
ispatlanmamis olsa da! pozitif inanclar iyi
hissettiriyor ve bizi saglikli yapiyor. negatif
inanclar bize kotu hissettiriyor ve bizi hasta
yapiyor.
birkac sene once "asya gribi" diye bir grip turu
cikmisti ve "ben her kis grip olurum" inancini
tasiyanlar gribe yakalandilar, "ben hic hasta olmam"
inancini gercek anlamda(%100 inananlar) tasiyanlar ise
hasta olmadilar. agir depresyonda olan insanlar
cogunlukla kendileri ile ilgili, cevreleri ile ilgili
ve hayatla ilgili negatif inanclara sahip insanlardir.
ve bu inanclarinin kendi hayatlarinda dehset verici
bir etkisi vardir.
sevgi ve sifayla kalin,
derleme ve ceviri: lale kulahli
alinti: internet
sevgiler Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ ben mevlana değilim, insan ol öyle gel.. | Offline
| |
05-12-2007, 03:53 AM
|
#22 (permalink)
| Administrators ♥Ozlem Şahin ♥
Üyelik tarihi: Feb 2007 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: çekim yasasısını nasıl çekersiniz ustanın secımı
"bir zamanlar billur gibi bir irmagin dibinde bir koy dolusu yaratik yasardi..
ırmagin akintisi hepsinin uzerinden sessizce gecerdi; gencinin, yaslisinin, zengininin, yoksulunun, iyisinin, kotusunun uzerinden kendi yoluna giderdi,
yalnizca kendi billur safligini bilirdi.
her yaratik kendisine gore bir yontemle irmak dibindeki dallara ve kayalara sikica tutunmustu;
cunku yasama bicimleriydi tutunmak ve dogduklarindan beri bildikleri tek sey akintiya karsi durmakti…"
yeryuzu'nun uzerine, ındiana'nin kutsal topraklarinda dogup, fort wayne'in dogusundaki gizemli tepelerde yetismis bir usta gelmisti.
usta bu dunyayi, ındiana'nin devlet okullarinda ve buyudukten sonra meslek edindigi otomobil tamirciliginde ogrendi.
ancak usta, diger yasadiklarindan, diger yerlerin diger okullarindan da bir seyler ogrenmisti. o bunlari animsadi ve animsadigi icin de bilge ve guclu oldu.
usta, kendisine ve tum insanliga yardim edecek guce sahip olduguna inaniyordu ve boyle inandigi icin de onun icin oyleydi. onun bu gucunu goren digerleri,
dertlerinden ve bir cok hastaliklarindan kurtulmak icin ona geldiler.
usta, her insanin kendini tanri'nin cocugu gibi gormeye hakki olduguna inaniyordu;
inandigi icin de oyleydi. calistigi dukkan ve tamirhaneler onun ogrettiklerini ve dokunusunu arayanlarla dolup tasti;
disarida sokakta kalanlar da, gecerken golgesi uzerlerine dusup yasamlarini degistirir umuduyla bekliyorlardi.
kalabalik nedeniyle bazi ustabaslari ve dukkan sahipleri karara vardilar ve usta'ya aletlerini biraktirip yol verdiler;
cunku o denli kalabalik olmustu ki, ne kendisi, ne de diger tamirciler ve otomobiller icin yer kalmamisti.
boylece kirlara cikti ve kendisini izleyenler ona mesih, "mucizeler yaratan", demeye basladilar ve oyle inandiklari icin de oyleydi.
o konusurken bir firtina ciktiginda dinleyenlerin basina tek bir yagmur damlasi dusmezdi; kalabaligin en sonuncu kisisi de, i
lki kadar rahat isitirdi sozlerini, ister simsek caksin tepelerinde, ister yildirim dussun. her zaman mesellerle konusurdu onlara.
ve onlara soyle dedi, "her birimizin icinde bizi hem sagliga hem hastaliga, hem zenginlige hem yoksulluga,
hem ozgurluge hem kolelige yoneltecek guc esit olarak vardir. bunlari denetleyen biziz, baska hicbir sey degil."
bir degirmenci soyle konustu: "boyle soylemek senin icin kolay usta, seni yonlendirenler var,
bizi ise yok ve senin bizim kadar zahmet cekmen gerekmiyor. bir adam bu dunyada yasamak icin calismak zorunda."
usta soyle yanitladi: "bir zamanlar billur gibi bir irmagin dibinde bir koy dolusu yaratik yasardi."
"ırmagin akintisi hepsinin uzerinden sessizce gecerdi; gencinin, yaslisinin, zengininin, yoksulunun,
iyisinin, kotusunun uzerinden kendi yoluna giderdi, yalnizca kendi billur safligini bilirdi."
"her yaratik kendisine gore bir yontemle irmak dibindeki dallara ve kayalara sikica tutunmustu;
cunku yasama bicimleriydi tutunmak ve dogduklarindan beri bildikleri tek sey akintiya karsi durmakti."
fakat bir yaratik sonunda soyle dedi: "tutunmaktan yoruldum. gozlerimle goremememe ragmen,
akintiya guveniyorum, bence o nereye gittiginin farkinda. simdi kendimi birakacagim ve beni gittigi yere goturmesine izin verecegim.
tutunmaya devam edersem, sikintidan olecegim."
diger yaratiklar gulerek soyle dediler: "ahmak! kendini biraktigin anda, o taptigin akinti seni kayalara vurup parcalar.
boylece sikintidan daha cabuk olursun!"
ama o digerlerini dinlemedi ve derin bir soluk alarak kendini birakti. aninda akinti onu surukleyip kayalara firlatti.
ancak yaratik yeniden tutunmayi reddedince, zaman icinde akinti onu dipten havalandirdi, bu kez yara bere almamisti.
ırmagin daha asagilarinda yasayan yabanci yaratiklar bagristilar: "mucizeye bakin! bu yaratik bize benzemesine ragmen ucuyor!
bizi kurtarmaya gelen mesih`e bakin!"
akintiyla suruklenen yaratik soyle dedi:
"ben sizden daha fazla mesih degilim. ırmak bizi ozgurce havalandirmaya dunden razi, yeter ki biz bunu goze alalim. gercek gorevimiz bu yolculuk, bu seruven."
ama onlar kayalara sikica tutunmaya devam ederek daha da guclu bir sesle `kurtarici!' diye bagirmayi surdurduler. sonra bir baktilar,
`tutunmayan varlik` akip gitmis! bu sefer de bu kurtarici uzerine efsaneler kurgulayarak, kendi baslarina kaldilar.
usta kalabaligin kendisini gun be gun daha cok bogdugunu, oncesinden daha cok sikistirdigini, ezdigini ve vahsilestigini gordugunde,
kendilerini hic ara vermeden iyilestirmesini, surekli mucizeleriyle kendilerini beslemesini, onlar icin yeni seyler ogrenmesini ve
onlarin yasamlarini yasamasini istediklerini anlayinca, bir gun tek basina bir tepenin ustune cikip dua etti.
ve yureginde soyle seslendi: "sonsuz kapsayici olan, eger bu senin isteginse, cek bu kadehi onumden ve
birak da bu imkansiz gorevi bir kenara iteyim. bir ruhun yasamini daha yasayamam, halihazirda on bini bana yasam icin haykirirken…
butun bunlarin meydana gelmesine izin verdigim icin ozur dilerim. eger bu senin isteginse, birak beni motorlarima, aletlerime doneyim ve izin ver,
diger insanlar gibi yasayayim."
ve bir ses yanit verdi ona tepenin ustunde, bir ses ki, ne erkek ne disi, ne sert ne yumusak -sonsuz sefkatli bir ses. ve ses ona soyle dedi:
"benim istegim degil, senin istegin olmali. senin istegin, benim senin icin istedigimdir. kendi yoluna git, diger insanlar gibi ve mutlu ol yeryuzunde."
usta bunlari duyduguna cok memnun olmustu. tesekkur edip, basit bir tamirci sarkisi mirildanarak tepeden asagi indi. kalabalik dertleriyle uzerine yuklenip,
kendilerini iyilestirmesini, kendileri icin ogrenmesini, bilgeligiyle hic durmadan kendilerini beslemesini ve yaptigi harikalarla kendilerini eglendirmesini talep ettiginde,
topluluga gulumsedi ve tatli bir ifadeyle soyle dedi: "ıstifa ediyorum."
kalabalik bir an icin saskinliktan donakaldi.
onlara soyle dedi: "eger bir adam tanri'ya en cok, aci ceken dunyaya yardim etmek istedigini ve
bunun kendisine neye mal olacagina hic aldirmadigini soylerse ve tanri da ona yanit verip ne yapmasi gerektigini soylerse, adam kendisine soyleneni yapmali midir?"
"tabii, ey ustamiz!" diye bagirdi cogu. "eger tanri istemisse, cehennemin tum iskenceleriyle karsi karsiya kalmak bile onun icin bir zevk olmalidir!"
"o iskenceler ne olsa da, gorev ne kadar guc olsa da mi?
"tanri'nin istegi buysa, asilmak onur, bir agaca civilenip yakilmak da zaferdir!" dediler.
"pekala siz olsaydiniz ne yapardiniz?" diye sordu usta kalabaliga, "eger tanri dogrudan yuzunuze konusup,
`yasadıgınız surece bu dunyada mutlu olmanızı buyuruyorum' deseydi, o zaman ne yapardiniz?"
kalabalik susmustu. durduklari tepelerin, vadilerin hicbir kose bucaginda tek bir ses, tek bir cit duyulmuyordu.
ve usta sessizlige soyle seslendi: "mutluluk yolumuzda, bu yasam surecinde sectigimiz seyleri ogreniriz.
bugun ben de yeni bir sey ogrendim ve sizi kendi yolunuzda istediginiz gibi yurumeniz icin yalniz birakmayi seciyorum."
ve usta kalabaligin arasindan gecip gitti ve onlari kendi baslarina birakti. ınsanlarin ve makinelerin gundelik yasantisina geri dondu.
(mavi tuy - richard bach)
__________________ ben mevlana değilim, insan ol öyle gel.. | Offline
| |
05-12-2007, 04:07 AM
|
#23 (permalink)
| Administrators ♥Ozlem Şahin ♥
Üyelik tarihi: Feb 2007 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: çekim yasasısını nasıl çekersiniz super
__________________ ben mevlana değilim, insan ol öyle gel.. | Offline
| |
07-12-2007, 07:42 PM
|
#24 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Jul 2007
Mesajlar: 231
Tesekkür: 0
81 Mesajinıza toplam 396 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: çekim yasasısını nasıl çekersiniz Çekim Yasası’nın kısaca özeti şudur:Evren bir katalog, ve bizde bu katalogtan istediğimizi seçecek olan insanlarız.İşte istediğimiz şeylerin bize gelmesi çekim yasasının varlığıdır.
PEKİ NASIL UYGULAYACAĞIZ BU YASAYI?
Çok Basit.Sadece düşüneceğiz ve şu adımları uygulayacağız:
Ne istediğimize karar verip,Onu her zaman görebileceğimiz biryere yazacağız.(İşimde başarılı olacağım,çok param olacak,sağlıklı ve mutlu bir yaşamım olacak gibi)
Onu elde edebileceğimize inanacağız.
Ve onu gözümüzde canlandıracağız.
Bu şeyi hak ettiğimize ve mümkün olduğuna inanacağız.
Günde birkaç kere gözlerimizi kapatıp istediğimiz şeyleri düşüneceğiz.
Bu şeyleri elde ettiğimizdeki duygularımızı hissetmeye çalışacağız.
Şu anda sahip olduklarımız için minnettar olduklarımızı düşünüp şükredeceğiz..
Ve bundan zevk almalıyız.
Evren bunu nasıl uygulaması gerektiğini ve nasıl gerçekleştireceğini bilir.Çekim yasasındaki en büyük etmen Evrendir.Çünkü evren bir katalogtur.Bizede bu katalogtan istediğimizi seçmek kalıyor sadece.Evrenin çekim yasasındaki görevi istediğimizi gerçekleştirmektir.Evren bize şöyle demektedir:
“İSTEĞİN BENİM İÇİN EMİRDİR”
Çekim yasasına göre düşünülen şeyden kopulmadığı sürece o şey gerçekleşir.Yani mutlu olmak istiyorsanız mutlu olursunuz.Veya param yok diye her zaman sıkılıyorsanız paranız hiç olmaz.Yani çekim yasasında odaklandığınız şey her zaman gerçekleşir.İster pozitif ister negatif bir düşünce olsun o kesinlikle ileride gerçekleşir.Yeterki o düşünceye odaklanın.
DÜŞÜNCE OLAY
Paranızın artmasını istiyorsunuz Paranız gelecekte artacaktır
Sağlıklı olmak istiyorsunuz Sağlınız düzelmeye başlar.
Mutlu olmak istiyorsunuz Mutluluk size gelir
Kısaca şu şekildede söyleyebilirz.
“BİR ŞEY DİLE O ŞEY GERÇEKLEŞSİN!!!”
-Mesela kendinizi sevinki başkaları tarafındanda sevilin
-Etrafınızdaki insaların pozitif yönlerini görün.
-Çünkü kendi gerçekliğinizi yaratan SİZSİNİZ!!!
-Çekim yasasını uygularken(pozitif bir hedefe odaklanmak gibi),sizi hedefinizden uzak düşürecek hiçbir şeyi zihninizde tutmayın!Çünkü
“İNSAN NEYİ DÜŞÜNÜRSE BAŞINA O GELİR!!!!”
Unutmayın istenmeyini itmek ona güç kazandırır.Mesela savaş karşıtı eylemler,teröre karşı mücadelelerin hepsi onların gücünü arttırır.
Unutmayınki siz kendi istediklerinize sahip olabilecek enerjiye sahipsiniz.Hiçbirşey sizi yolunuzdan çıkartamaz,hiçbirşey sizin hedefinize ulaşmanıza engel olamaz!!
Enerjiyi tanımlamak gerekirse,enerji her zaman varolan,yokedilmeyen,sonsuz olan,yaratılamayan,yaratan şeydir.
İyi,güzel peki Tanrı’yı tanımlayalım?
Tanrı:Herhangi bir şekilden farklı olan,gücü sonsuz olan,her zaman varolan,yokedilmeyen,yaratılmayan yaratandır.
Gördüğünüz gibi tanımlar birbirine çok uyuşuyor!!!
SİZ ENERJİNİN KAYNAĞISINIZ,SONSUZ VARLIKLARSINIZ.SİZ TANRI’NIN GÜCÜSÜNÜZ,TANRI’YA NE DİYORSANIZ SİZDE O’SUNUZ!!!
Gördüğünüz gibi,isteğimize ulaşmak için gerekli olan enerjiye sahibiz.Bize sadece hedefimize odaklanmak,onu gerçekleştirmek kalıyor.
Gerçekliğinizin çeşitliliği sizi özgür bıraksın ve istediklerinizi seçin ve yaşamak istediğiniz bir şey gördüğünde,onu düşünün.Onunla ilgili duyguyu bulun ve o duyguya bürünün.Ondan bahsedin,onuna ilgili yazın.Onu kendi gerçekliğinize dönüştürün ve yaşamak istemediğiniz deneyimleri görünce,onunla ilgili konuşmayın yazmayın,endişelenmeyin,tepki vermeyin,görmezden gelmek için kendinizi zorlayın,dikkatinizi vermeyin,istediklerinize olan dikkatinizi bölmeyin!!!
Sonuç olarak:
Emrimizde olan evrenin kataloğundan seçtiğimiz hedeflere tamamen odaklanmalıyız.
Zihnimizde hedefin gerçekleştiğini canlandırmalıyız.
Engellerin bizi yolumuzdan çıkartmasına izin vermemeliyiz.
Her zaman hedefimizin olacağına inanmalı ve hedefimizden ne olursa olsun vazgeçmemeliyiz.
Çünkü evren neye odaklanırsak bize onu getirir.
Eğer “Param olacak” derseniz paranız olur fakat bu esnada “Bu bir işe yaramıyor,vazgeçiyorum” derseniz,yakınlaştığınız hedeften uzaklaşıp başa dönersiniz!!!
ASLA HEDEFİNİZDEN VAZGEÇMEYİN,ONU HERZAMAN DÜŞÜNÜN,GERÇEKLEŞENE KADAR ONDAN VAZGEÇMEYİN,HEDEFLERİNİZ GERÇKELEŞTİĞİNDE,BU YASAYI UYGULAMAYA DEVAM EDİN.ÇÜNKÜ EVREN HERZAMAN HİZMETİMİZDE.BU SİHİRLE YAŞAMAYI ÖĞRENİN!!!
__________________ ................KENDİMİZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSAK OYUZ......................... | Offline
| |
07-12-2007, 07:44 PM
|
#25 (permalink)
| Üsteğmen
Üyelik tarihi: Jul 2007
Mesajlar: 231
Tesekkür: 0
81 Mesajinıza toplam 396 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: çekim yasasısını nasıl çekersiniz Sizce neden dünya nüfusunun % 1’i, dünyadaki toplam maddi gelirinin % 96’sını kazanıyor? Tesadüf olduğunu mu düşünüyorsunuz? Hayır değil!
Bu hafta bir değişiklik yapmak istiyorum. Amerika şu sıralar “The Secret” filmi, kitabi ve VCD’leriyle sarsılıyor. Geçenlerde Remzi Kitabevi’nde turlarken, Nil Gün adlı bir yazara ait “Çekim Yasası” isimli bir kitap elime geçti. Bir arkadaşım almam için ısrar ediyordu. Kitabı alıp incelediğimde fark ettim ki, New York’tayken ünlü kadın talk show ustası Oprah Winfrey Show’da izlediğim “The Secret” kitabının yazarının söyleşisinde de, hemen hemen aynı düşünceler üzerine yoğunlaşılmıştı.
Bana “The Secret” adlı kitabının, videosunu bir arkadaşım Türkçe metinle mail atmış. Herşey o kadar basit ki... Her neye inanmak isterseniz ona inanın. Ama bilgi çağında olduğumuzu unutmayalım, bugün tek bir bilgi ile servet kapıları ya da amansız hastalıkların sırları çözülüyor. O yüzden ben herşeyi değerlendirmek gibi bir görev edindim... O yüzden bu metni sizlerle paylaşmak istedim. Karar ve hayat sizin; neye inanmak, kendinizi nereye konumlamak istiyorsanız, bunu siz yaparsınız.
Bana sormayın, bence “sky is the limit”....
Rhonda Byrne;
“THE SECRET”
Sır: Çekim Yasası
Başınıza gelen herşeyi, siz hayatınıza çekiyorsunuz ve hepsi zihninizde tuttuğunuz suretlerden dolayı size geliyor ve bu durum da sizin düşüncelerinizden kaynaklanıyor. Ne düşünürseniz, onu kendinize çekersiniz. Eskinin bilge insanları bunu bilirlerdi.
Mesela Babilliler, bunu hep bilirlerdi.
Ama bilenler toplumun küçük "seçkin" bir kısmıydı.
Sizce neden dünya nüfusunun % 1’i, dünyadaki toplam maddi gelirinin % 96’sını kazanıyor? Tesadüf olduğunu mu düşünüyorsunuz? Hayır değil!
Düzen böyledir, onlar birşeyleri anlamışlardır. Onlar "sır"rı biliyorlar.
Kendinizi bir mıknatıs gibi düşünürseniz (hepimiz biliriz ki mıknatısın bir çekim gücü vardır çekim yasası da "Benzerler birbirini çeker" der).
Burada bir düşünce düzeyinden bahsediyoruz.
Bizim işimiz insanlara istedikleri şeyi, düşünmeyi öğretmek.
İstediğimiz şeyi zihnimizde netleştirmek. İşte bu noktadan sonra evrenin en güçlü yasası işlemeye başlıyor; çekim yasası.
En çok neyi düşünürseniz, onu kendinize çekersiniz ve o hale gelirsiniz. Bu prensip 3 basit kelimeyle açıklanabilir:
Düşünceler nesnelere dönüşür; birçok kişi şunu anlamaz; her düşüncenin bir frekansı vardır ve düşünce ölçülebilir.
Bir düşünceyi tekrar tekrar düşünürseniz ya da sürekli hayalini kurarsanız: (İstediginiz yeni arabayı almak, ihtiyacınız olan parayı bulmak, veya ruh eşinizi bulmak); o düşünceyle ilgili olan frekansı uygun bir temele yerleştirirsiniz.
Düşünceler etrafa manyetik bir sinyal yayarlar ve bu sinyaller tekrar size dönerler.
Bolluk içinde yaşadığınız düşünün, kendinize çekeceksiniz.
Bu her zaman, herkes için işe yarar.
Sorun şu ki; çoğu insan istemediği şeyi düşünür!
Ve başlarına olumsuzlukların niye tekrar tekrar geldiğini merak eder.
Çekim yasası sizin birşeyi iyi ya da kötü algılamanızla veya olmasını isteyip istememenizle ilgilenmez!
Sadece düşüncelerinize cevap verir. Eğer kendinizi berbat hissediyorsanız, yolladığınız sinyal budur: "Kendimi berbat hissediyorum."
Kendinize bu cümleyi tasdiklersiniz, bunu benliğinizin tüm katmanlarında hissedersiniz ve size fazlasıyla geri döner. İstediğiniz bir şeylere bakıp da "Evet bu!" dediğinizde, bir düşünceyi harekete geçirirsiniz.
Çekim yasası da, bu düşünceye cevap verir ve uygun şeyleri size getirir. İstemediğiniz birşeye baktığınızda ve ona "Hayır!" diye bağırdığınızda onu uzaklaştırmaz, aksine onunla ilgili düşünceyi harekete geçirirsiniz ve bu defa çekim yasası o düşünceyle ilgili şeyleri önünüze getirmeye başlar.
Hayat, çekim yasasını temel alıyor. Herşey çekim yasası ile ilgili ve çekim yasası her zaman işliyor. İnanın, inanmayın, anlayın ya da anlamayın, her zaman işliyor.
Geçmişi, bu anı veya geleceği düşünüyor olabilirsiniz.
Bunu ister imgeleyerek, ister anılara giderek veya tefekküre dalarak yapın. Her şekilde o düşünceyi harekete geçirirsiniz ve evrenin en güçlü yasası olan çekim yasası, bu düşüncenize cevap verir.
Oluşum her an devam ediyor. Her anın kendi düşüncesi ya da sürekli bir kuantsal düşünce şekli vardır.
Çekim yasası: "Neyi düşünür ya da odaklanırsan onu alırsın" der.
Ondan yakınıyor olman, yakındığını sana daha çok yaklaştırır.
Çok pozitif bir bakışımız olabilir ve pozitif kişi, olay ya da durumları kendimize çekebiliriz.
Ya da tam aksi; negatif yönelimli ve kızgın olabiliriz, bu durumda da olumsuz kişi ya da koşulları kendimize çekeriz.
Bilinçli veya bilinçsiz, aklınızda tuttuğunuz; sizi (olumsuz) etkileyen düşüncelerden kurtulun! Asıl zorluk budur. "Sır"ra dikkatli bakın... Günlük hayatınızda düşüncenin gücüne... Tek yapmamız gereken gözlerimizi açıp bakmak.
Çevrenizde çekim yasasının kanıtlarını görürsünüz.
En çok hasta olan, hastalıktan en çok bahsedendir.
Bolluktan en çok bahseden, bolluk içindedir.
Çekim yasası her yerde aşikardır, eğer ne olduğunu anlarsanız.
Siz bir mıknatıssınız, düşünceleri, insanları, olayları, hayatları kendinize çekersiniz.
Yaşadığız her olayı bu güçlü çekim yasasıyla kendinize çekersiniz.
Size sadece “istekli düşünce” veya “ha-yal kur-ma çıl-gın-lı-ğın-dan bahsetmiyorum”; size daha derin, temel bir anlayıştan bahsediyorum..
Kuantum fiziği gerçekten tam da bu keşfi işaret etmeye başlıyor.
"Aklın olmadığı bir evren düşünemezsiniz." diyor.
Aslında algılanan her şeyi akıl şekillendirir.
Anlamamanız, reddetmeniz anlamına gelmez.
Elektriğin nasıl oluştuğunu da anlamazsınız; ilk başta kimse elektriğin ne olduğunu bilmiyordu; bilmesine de gerek yoktu ama herkes ondan faydalanıyordu.
Siz elektiriğin nasıl çalıştığını biliyor musunuz?
Hayır ama elektrik sayesinde fırında yemek pişirebilirsiniz, öyle değil mi?
İnsanlar çekim yasasını anlamaya başladıkça, çoğunlukla önceden sahip oldukları olumsuz düşünceler nedeniyle korkarlar.
İki şeyden uzak olmalısınız:
Bilimsel olarak açıklanmıştır ki, yapıcı düşünce, olumsuz düşünceden 100 kat güçlüdür. Eh, o zaman bunu biliyorsanız , korku azalır.
Zaman tamponu olan bir gerçeklikte yaşıyoruz ve bu gerçekten işimize yarıyor. Düşüncelerinizin anında gerçekleştiği bir çevrede yaşamak istemezdik, öyle değil mi? Düşüncelerinizin ortaya çıkışı biraz zaman alır ve bu iyi gerçekten iyi bir şeydir!
Düşüncelerinizi fark etmeli, seçmeli ve bundan hoşlanmalısınız.
Çünkü siz, kendi hayatınızın şaheserisiniz, siz hayatınızın "Michelangelo"susunuz ve bunu düşüncelerinizle yapıyorsunuz.
Geçmişte bu "sır"rı bilen liderler, "sır"rı sakladılar; böylece "gücü" kendilerinde tutup, paylaşmadılar ve insanlar bu "sır"rı bilmediler.
İnsanlar, işe gittiler, eve geldiler, çalışmaya devam ettiler.
"Güç"leri olmadan koştular, çünkü "sır"rı çok az insan biliyordu.
Yasaları olan bir evrende yaşıyoruz; mesela yerçekimi yasası, eğer bir binadan düşerseniz, iyi insan veya kötü insan olmanız hiç farketmez, yere düşersiniz.
Hayatınızdaki her şeyi -yakındıklarınız dahil- hayatınıza siz çektiniz!
İlk bakışta bunu duymaktan nefret edeceğinizi biliyorum; diyeceksiniz ki:
"Trafik kazasını ben çekmedim". "Bu durumu ben çekmedim"
ya da yakındığınız herhangi bir şeyi çekmediğinizi iddia edeceksiniz.
Bu noktada söylemeliyim ki; evet hepsini siz çektiniz!
Bu anlaması en zor olan kavramdır. Ama bir kez kavranırsa, hayatınızı değiştirir.
Bu büyük "sır"rın bir parçasıdır. Birçoğumuz terslikleri çekeriz ve bunu kontrol edemeyeceğimizi çünkü bunun, doğal yapımızda otomatikman var olduğunu düşünürüz. Bunu ilk kez duyuyorsunuz,
Düşüncelerimi değiştirmek zor olacak, diyorsunuz.
İlk başta öyle gelecek, ama sonra eğlenceli olacak.
Sizden düşüncelerinizi yönetmenizi istemiyoruz, bu sizi çıldırtır.
Zihninize farklı yönlerden, farklı objelerden, farklı o kadar çok düşünce gelir ki burada duygusal rehberlik sisteminiz devreye girer.
Duygularınız, duygusal rehberlik sisteminiz ne düşündüğünüzü anlamanızı sağlar. Düşünceleriniz, duygularınızı oluşturur. Duygularımız, neyi kendimize çektiğimizi anlamamıza yardım ederler.
Bize göre iki duygu vardır: İyi hissettiren ve kötü hissettiren.
Her durumu bu iki duyguyla değerlendiririz.
Olumsuz hisler; suçluluk veya öfke veya kırgınlık gibi bunların hepsi aynı iyi hissetmeme duygusunu yaşatırlar. Tüm bu hisler, bize o anda düşündüğümüzün istediğimiz türden bir şey olmadığını söylerler .
Bunlara "kötü frekans" ya da "kötü titreşim" vb. de denebilir.
İyi hisler; sevgi, mutluluk, umut gibi bize düşüncemizin isteyeceğimiz türden şeyleri getireceğini söylerler.
Yani "Şu anda neyi kendime çekiyorum?" sorusunun cevabı hislerinizdir. Eğer iyi hissediyorsanız, devam edin doğru yoldasınız.
Haftaya bu konuyla ilgili olarak yazıma devam edeceğim, görüşmek üzere hosçakalın.
__________________ ................KENDİMİZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSAK OYUZ......................... | Offline
| |
08-12-2007, 01:30 AM
|
#26 (permalink)
| Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Nov 2007
Mesajlar: 602
Tesekkür: 3,619
358 Mesajinıza toplam 2,162 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: çekim yasasısını nasıl çekersiniz
Ramtha bilgiler için çok teşekkür ederim yazılarının devamıı sabırsızlıkla bekliyorum | Offline
| |
08-12-2007, 11:46 PM
|
#27 (permalink)
| Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Jun 2007
Mesajlar: 755
Tesekkür: 0
160 Mesajinıza toplam 443 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Ynt: çekim yasasısını nasıl çekersiniz çekim yasasını detaylarıyla birlikte yeniden daha dikkatli okumuş ve bilgilerimi tazelemiş oldum sevgili ramtha teşekkürler ellerine sağlık
__________________ Şükretmek hayatımıza daha çok şey katmanın mutlak yollarından biridir. | Offline
| | | |
Yetkileriniz
| Konu Acma Yetkiniz Yok Cevap Yazma Yetkiniz Yok Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok HTML-Kodu Kapalı | | | çekim yasasısını nasıl çekersinizBilinçaltının Bilinmeyenleri ve Çekim Yasası çekim yasasısını nasıl çekersiniz Konusunu hayatimdegisti.com Konuğumuz olarak inceliyorsunuz hayatimdegisti.com sitemizde yaşamınızı hemen degistirecek bir cok telkinli hipnoz mp3 vardir tesaduf eseri de buradaysanız mutlaka inceleyiniz üst link TelkinCD tıklayınız arzuladıklarımıza ulaşmanın en etkili yöntemi sık sık üstünde durduğumuz canı gönülden inanmamız gerektiği...
pekiii...
ınanciniz ne durumda?
bir bir huzur evinde yogun bir medikal arastirma
yapiliyor. amac da burada kalanlarin bazilarinin neden
digerlerinden daha saglikli ve uzun yasadiklarini
ortaya cikarmak. ... ayrıca bu konularda arama yapan konuklarımız var Çekim Yasası telkin cd indir izle İstanbul Çekim Yasası nerededir kimdir Çekim Yasası çekirdek inanç temizliği İzmir bursa Çekim Yasası hipnoz Çekim Yasası olumlama seminerleri eğitimi çaresi tedavisi Çekim Yasası hakkında bilgi bilinçaltı telkin cd telkin mp3 Çekim Yasası kuantum düşünce kitap haberi WEZ Format +3. Şuan Saat: 07:52 PM.
|