Bebek
doğduğu anda en gelişmiş reflekslerinden birisi emme
refleksidir. Bu refleksin amacı artık annesi ile olan organik
bağını koparan yeni bireyin kendi beslenmesini sağlama
gereksinimidir Tüm memeli canlılarda olduğu gibi insan yavrusu
da doğar doğmaz annesinin memesini arar.
Emzirme anne ile bebek arasındaki ilk duygusal bağın
kurulmasının ve bebek için getirdiği yararların yanı sıra
anne sağlığı açısından da önemli yararlar sağlar.
Emzirmenin anneye sağladığı kısa ve uzun dönem yararlar
şunlardır:
Rahimin kasılması ve
kanamanın azalması
Emzirmenin ilk belirgin etkisi rahim kasılmaları üzerindedir.
Bebeğin doğumu ile birlikte rahim kasları çok kuvvetli
şekilde kasılır ve böylece plasentanın ayrıldığı yerden
olan kanama kesilir. Bu olaya uterin involsyon adı verilr.
Rahimin yeterli şekilde kasılması oksitosin adı verilen
hormonun etkisiyle olur. Doğum sancılarının başlatılması
ya da desteklenmesi amacıyla suni sancı amacıyla verilen
hormon da oksitosindir. Beyinin hipofiz bölgesinden salınan
oksitosinin vücutta iki etkisi vardır. Birincisi rahimin
kasılması, ikincisi ise sütün memeden dışarı atılmasını
sağlamaktır. Bu doğanın kendini koruma mekanizmalarından
birisidir. Bebek emdikçe oluşan uyarı süt yapımını
sağlayan prolaktin hormonunun üretimini arttırırken aynı
zamanda üretilen sütün meme dışına atılması için yüksek
miktarda oksitosin de salgılanır. Salgılanan oksitosin kan
dolaşımı ile rahime ulaşarak kasılmasına neden olur ve bu
sayede kanama azalır. Doğum sonrası bebeğinizi emzirirken
kasıklarınızda adet sancısını andıran ağrılar
duymanızın nedeni de bu kasılmalardır. Emziren annelerde
kanama ve kan kaybı daha az olacağından uzun dönemde
kansızlığa bağlı halsizlik, çarpıntı, çabuk yorulma gibi
yakınmalar daha seyrek görülür.
Emzirme doğal bir doğum
kontrol yöntemidir
Süt üretiminden sorumlu olan prolaktin hormonu beyinde
yumurtlamayı kontrol eden hormonların salgılanması üzerinde
etkiye sahiptir. Bu etki sonucu yüksek prolaktin düzeyi
varlığında yumurtalıklarda yeni yumurta hücresi gelişimi
olmaz. Yumurtlama olmadığı için gebelik olasılığı da
ortadan kalkar. Bebek emmeye devam ettikçe süt üretimi ve
dolayısıyla prolaktin üretimi devam eder ve yumurtlama
baskılanır. Ancak bu baskılanma bebekte ek gıdalara
geçildiğinde yavaş yavaş ortadan kalkar. Bebeğini sadece
anne sütü ile besleyen kadınlarda yumurtlamanın geri dönmesi
4-6 ay civarında olur ve bu süre içinde emziren anneler
istenmeyen gebeliklerden büyük oranda korunmuş olur.
Emzirmenin ilk 3 ay için koruyuculuğu %90'ın üzerindedir.
Ancak eğer bu dönem içinde adet kanamaları başlarsa büyük
olasılıkla yumurtlama da başlamış demektir ve gebelik riski
söz konusudur. Bu nedenle emziren annelerde ilk adet
kanamasından ya da kanamanın olmaması durumunda 6. aydan sonra
ek korunma önerilir.
Emzirme hamilelikte alınan
kiloların verilmesini kolaylaştırır
Emzirme ve süt üretiminin kendisi de enerji gerektiren bir
olaydır ve günde yaklaşık 500-1000 kalori harcanmasına neden
olur. Emzirmeyen bir annenin bu kaloriyi yakması için 1 saatten
daha uzun bir süre
e binmesi ya da 2 saat yürümesi
gereklidir. Bu nedenle emziren anneler emzirmeyenlere göre daha
fazla kalori harcarlar ve hamilelikte aldıkları kiloları daha
kolay verebilirler.
Emzirme kanserden korur
İlk kez 1700'lü yıllarda hiç çocuk sahibi
olmayan rahibelerde meme kanserinin daha fazla görüldüğünün
saptanması bu hastalık ile doğum ve emzirme arasında bir
ilişki olabileceği fikrinin doğmasına neden olmuştur. Zaman
içerisinde yapılan pekçok çalışma bu ilk gözlemin gerçek
olduğunu ortaya koymuştur. Emzirme kadının meme kanserin
yakalanma riskini azaltmaktadır ancak bu etkinin nasıl ortaya
çıktığı bilinmemektedir. İleri sürülen mekanizmalardan
birisi emzirme süresince ortaya çıkan düşük östrojen
hormonu seviyelerinin bu koruyucu etkideki en önemli faktör
olduğudur. Bir başka tez ise meme hücrelerinde süt üretimi
sırasında meydana gelen moleküler değişikliklerin bu
hücreleri kanser gelişimine karşı daha dirençli hale
getirdiğidir.
Her yıl sadece Amerika Birleşik Devletlerinde 40.000'den
fazla kadın meme kanseri nedeni ile hayatını kaybetmektedir.
Tüm dünya göz önüne alındığında bu sayının 1.5 milyon
civarında olduğu tahmin edilmektedir. Meme kanseri gelişmiş
ülkelerde daha sık görülürken geri kalmış ya da
gelişmekte olan toplumlarda ise daha seyrektir. Bu
farklılığın temel nedeni kadınların dünyaya getirdiği
çocuk sayısı ve toplam emzirme süresidir. Çeşitli
zamanlarda yapılan ve toplam 50.302 meme kanserli ve 96.973 meme
kanseri olmayan kadının incelendiği 47 çalışmanın
sonuçlarını birarada değerlendiren yeni bir araştırmada bir
kadının emzirdiği her 12 ay için meme kanserine yakalanma
riskinde %4.3'lük bir azalma olduğu ayrıca emzirme süresinden
bağımsız olarak her doğumun bu riskte %7'lik ek bir azalma
sağladığı ortaya konmuştur. İlk bakışta %4.3 az gibi
görünse de annelerin bebeklerini 6 ay daha fazla emzirmeleri
sonucu her yıl sadece İngiltere'de görülen meme kanseri
sayısında 1.000 civarında azalma olmasını beklemek aslına
oranın ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Gelişmiş ülkelerde anneler bebeklerini ortalama 3 ay
civarında emzirmektedirler. Geri kalmış ülkelerde ise anne
sütünün bedava olması nedeni ile bu süre çok daha uzundur.
Hem emzirme süresinin uzunluğu hem de çocuk sayısının
fazlalığı nedeni ile gelişmekte olan ya da geri kalmış
ülkelerdeki kadınlar yaşamlarının toplam 10 yıldan
fazlasını emzirerek geçirmekteyken gelişmiş ülkelerde bu
süre 8 ay civarındadır. Bu nedenle gelişmiş bir ülkede
yaşayan bir kadının 70 yaşına kadar meme kanserine yakalanma
olasılığı %6.3 iken geri kalmış ülkelerde bu risk %2.7'ye
inmektedir. Azalma menopoz öncesi görülen meme kanserlerinde
daha belirginken menopozdan sonra ortaya çıkan meme kanseri
sıklığında bu derece belirgin bir azalma yoktur.
Bu veriler kesinlikle çok sayıda çocuk doğurun anlamını
içermemektedir. Fazla sayıda doğumun genel kadın ve toplum
sağlığı üzerinde çok olumsuz etkileri vardır ve asla
önerilmemektedir ancak emzirmenin meme kanseri açısından ne
derece önemli olduğunu ortaya koyması yönünden çok
anlamlıdır. Bu nedenle dünyadaki gönüllü sağlık
kuruluşları annelerin bebeklerini 2 yıla kadar emzirmeye devam
etmelerini önermektedir.
Emzirmenin olumlu yönde etkilediği bir başka kanser türü
de over yani yumurtalık kanseridir. Over kanseri çok sinsi
seyreden ve son dönemlerine kadar belirti vermeyen bir
kanserdir. Yapılan araştırmalarda 30 yaşından önce doğum
yapan ve bir yıl ya da daha fazla süreyle bebeğini emziren
kadınların over kanserine yakalanma riskinde belirgin bir
azalma olduğunu ortaya koymuştur. Hamilelik ve emzirmenin her
ikisi de yumurtlamayı baskıladığı için bu organın
kanserilerinde azalmaya neden olur. Bu etki doğum kontrol
haplarının yumurtalık kanserini azaltıcı etkisi ile aynı
mekanizma sonucu ortaya çıkar.
Emzirmenin sosyal ve ekonomik
etkileri
Anne sütü ile beslenen bebekler, mama ile beslenen bebeklere
göre daha sağlıklı olmakta ve enfeksiyonlar başta olmak
üzere pekçok hastalığa daha seyrek yakalanmaktadırlar. Bu
durum özellikle çalışan annelerin psikolojik durumları
üzerinde olumlu etki yaratır ve bebeğinin sağlık sorunları
ile daha az mücadele etmek zorunda olan anne kendini işine daha
kolay ve verimli şekilde verebilir. Bebeğin sağlıklı olması
daha az sağlık harcaması veaile bütçesine katkı demektir.
Ayrıca araştırmalar emziren annelerin emzirmeyenlere göre
psikolojik açıdan daha güçlü ve kendine güvenlerinin daha
fazla olduğunu ortaya koymuştur.
Kimler emziremez
Emzirmenin anne ve bebek sağlığı açısından kesinlikle
sakıncalı olduğu çok az durum vardır. Bunlardan en
önemlileri annenin kullandığı ilaçlardır. Guatr ilaçları,
kanser ilaçları ile antipsikotik alan kadınlar bebeklerini
emzirmemelidirler. Yine annede var olan bazı enfeksiyonlar da
emzirmeye engel teşkil eder. Bunlar arasında en önde gelenler
aktif tüberküloz (verem), AIDS ve Herpes (uçuk)
enfeksiyonlarıdır. Benzer şekilde annede var olan psikiyatrik
sorunlar da bebek yaşamını tehdit edebileceği için bu
hastalıkların varlığında emzirmeye izin verilmeyebilir.
Meme enfeksiyonları başta olmak üzere hepatit, idrar yolu
enfeksiyonu gibi hastalıklar ise emzirme karşısında bir engel
teşkil etmezler. Piyasada reçeteli ya da reçetesiz satılan
pekçok ilaç da aslında emzirme için engel oluşturmaz ancak
böyle bir gereklilik varlığında yine de doktor onayı almak
yararlı olabilir.
Meme ameliyatları sonrası
emzirme
Günümüzde estetik amaçlı meme ameliyatları çok daha sık
yapılmaktadır. Bu ameliyatları geçirmiş kişilerin emzirip
emziremeyeceği yapılan ameliyatın türüne ve uygulanan
tekniğe bağlıdır. Genelde meme dokusunun zarar görmediği
silikon ya da benzeri malzemeler ile yapılan büyütme
ameliyatlarının emzirme üzerinde hiçbir etkisi olmaz.
Öte yandan küçültme ameliyatlarında ise hem süt üreten
meme dokusu, hem bu sütü meme ucuna taşıyan kanallar hem de
sütü meme ucundan dışarıya atan kısımlar zarar görebilir.
Özellikle meme ucunun yerinin değiştirildiği ameliyatlar
sonrasında emzirme mümkün olmayabilir. Ancak emzirme
potansiyeline zarar vermeyen teknikler kullanılarak yapılabilen
küçültme operasyonları da mevcuttur.
Meme kanseri olanlar
emizirebilir mi?
Meme kanserinin olgularının sayısı emzirme dönemindeki
kadınlarda nispeten daha az olduğu için bu konuyla ilgili
literatürde yeterli çalışma yoktur. Tedavi sırasında
uygulanan ilaçlar annenin emzirmesinin kesinlikle sakıncalı
olduğu durumlardan birini oluşturur. Öte yandan tedavi
tamamlandıktan sonra kadının emzirip emzirmeyeceğine karar
veriren kişisel farklılıklar mutlaka göz önüne alınmalı
ve her birey için kendine uygun bir karar verilmelidir. Cerrahi
ve radyoterapi meme dokusunun yapısına zarar verebilir ve bu
gibi durumlarda süt üretimi mümkün olmayabilir.
******
KAYNAKLAR
Beaudry M, Dufour R, Marcoux S: Relation
between infant feeding and infections during the first
six months of life. J Pediatrics 1995; 126:191-197.
Chua S, Arulkumaran S, Lin I, Selamat N, Ratnam S:
Influence of breastfeeding and nipple stimulation on
postpartum uterine activity, British J Obstet Gynecol
1994; 101:804-805.
Dewey K, Heinig MJ, Nommsen L: Maternal weight-loss
patterns during prolonged lactation. American J Clin
Nutrition 1993; 58:162-166.
Goldman A: The immune system of human milk:
antimicrobial, anti-inflammatory and immunomodulating
properties, Pediatric Infect Dis J 1993; 12(8):664-672.
Knoben, JE, Anderson, PO.******Drug use during
breastfeeding.****** Clinical Pharmacology 1993;10:596-624.
Short RV. Lactational infertility in family planning.Ann
Med. 1993 Apr;25(2):175-80
Zheng T et al: Long-Term Breastfeeding Lowers
Mother’s Breast Cancer Risk, American J
Epidemiology 2001; 152:1129-1135
******
[/b]
Bu yazı ilginizi çektiyse aşağıdaki
yazıları da okumanızı öneririm
Bebeğinizi
emzirmeniz için 51 neden
Geri
10 Şubat 2008
Saat: 14:20
UYARI
Çin
Malı ürünlere dikkat !
Unutmayın!
Çalışan
anne adayları: Doğum
öncesi iznine ayrılmak için yapmanız gereken
işlemleri unutmayın
Kaynak: Dr. Mumcu